Müzi̇k Eği̇ti̇mi̇ Anabi̇li̇m Dallarinda Görev Yapan Ses Eği̇ti̇mci̇leri̇ni̇n Kullandiklari Ses Egzersi̇zleri̇ Üzeri̇ne Bi̇r Araştirma (original) (raw)

BİRLEŞTİRİLMİŞ SINIFLARDA GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLERİN SES TEMELLİ CÜMLE YÖNTEMİNİN UYGULANMASINDA YAŞAMIŞ OLDUKLARI SORUNLARA VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNE YÖNELİK GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ (NİTEL BİR ARAŞTIRMA)

The purpose of this study is to determine the problems encountered by the classroom teachers working in multigrade classrooms related to Sound-Based Sentence Method (PBSM) and their proposals for solutions which they developed based on the problems. The qualitative research model and Phenomenology design which is one of the quantitative research designs have been used. Totally 22 multigrade class teachers who hold posts in Karakoçan and Sivrice districts of Elazığ province participated in the research. The data in the research is collected by using survey form comprised of open-ended questions. The research is formed around the categories of " the problems experienced in phoneme-based sentence method and cursive script teaching and solution suggestions developed on the basis of these questions" in regard with phoneme-based sentence method. Descriptive analysis has used in the analysis of data. According to the findings it is found out that teachers working in multigrade classrooms face problems in phoneme-based sentence method such as students have difficulties in reading comprehension, they are unable to form syllable, words and sentences, efficiency of classes with teachers, students are not able to qrite legible in cursive script and their scripts are not aesthetical. Participators have developed solution suggestions alike the problems they face in phoneme-based sentence method. Finally, based on the findings appeared in the research, some suggestions have been given such as in-service trainings should be given to the teachers in regard with phoneme-based sentence method and equipment should be supplied for literacy teaching.

Bi̇reysel Ses Eği̇ti̇mi̇ Dersleri̇nde Kullanilan Repertuvarin İncelenmesi̇

NWSA Academic Journals, 2017

This research is conducted to determine the repertoire used in individual vocal training courses at the music education departments of education faculties. The universe of the research is constituted by 26 music education departments adherent to the education faculties located in Turkey. The sample of the research is constituted by 10 music education departments, which are selectly randomly from the music education branches those have instructors on individual vocal training courses. As a result of the research findings, it was found out that most of the students' technical knowledge, level of the musicality and intonation are observed in the selection of the repertoire used in the individual vocal training courses; the sources used beginning from the first period are school songs albums, folk song (türkü) albums, ariaantiches, lied albums, musical works, fascicle notes and vaccaj and concone etude books, the Turkish musical works used in vocal training are school songs. It is also figured out that the sources are inadequate, that the pieces in foreign languages are not written in Turkish and a common repertoire has not been determined in music education branches and that the pieces which are not particularly preferred in the vocal training courses will compel the sound limits of the students and besides, it is also precipitated that the pieces in foreign languages are showing incongruity in terms of melodic harmony, the repertoire that the students should vocalize in particular during vocal training courses are school songs, folk songs and napoliten and the acquisitions in the contents of the vocal training courses are found to have a great effect on repertoire formation.

Ses Bi̇lgi̇si̇ Ve Akusti̇k Konusunda Geli̇şti̇ri̇len Etki̇nli̇kleri̇n Fi̇zi̇k Ve Müzi̇k Öğretmen Adaylarinin Kavram Bi̇lgi̇si̇ Düzeyleri̇ne Olan Etki̇si̇

2015

Bu arastirmanin amaci; ses bilgisi ve akustik konusunda kullanilmak uzere gelistirilen fizik ve muzik icerikli etkinliklerin, hem fizik hem de muzik ogretmenligi programlarinda ogrenim goren ogrencilerin kavram bilgisi duzeylerine olan etkisini belirlemektir. Arastirmada, deneysel desenler icinde yer alan statik grup on test - son test deseni kullanilmistir. Arastirma grubunu, 62 muzik ogretmenligi ve 55 fizik ogretmenligi programi ogrencisi olusturmaktadir. Fizik ile muzik ogretmenligi ogrencileri, kendi icinde kontrol ve deney gruplarina ayrilmistir. Hem fizik hem de muzik ogretmenligi deney grubu ogrencilerine ses bilgisi ve akustik konusu, gelistirilen etkinliklerle desteklenerek anlatilirken; kontrol gruplarinda duz anlatim yapilmistir. Veriler, “Ses Bilgisi ve Akustik Konusuna Yonelik Kavram Bilgisi Testi” ile toplanmistir. Yapilan analizler sonucunda; muzik ve fizik ogretmenligi deney grubu ogrencilerinin uygulama oncesindeki kavram bilgisi duzeylerinin benzer oldugu, uygulam...

Ses Hi̇jyeni̇ Öneri̇leri̇ni̇n Öğretmenleri̇n Ses Kali̇tesi̇ne Olan Etki̇si̇ni̇n Elektroglottografi̇ (Egg) İle Değerlendi̇ri̇lmesi̇

IJAEDU- International E-Journal of Advances in Education, 2016

TITLE: Evaluation of the Outcome of Voice Hygiene on Teachers' Voice Quality Using Electroglottograpy (Egg) Objective: The purpose of this study is evolution of the outcome of voice hygiene advice on teachers" voice quality by comparing the objective results obtained by using acoustic analysis, and subjective results obtained by using survey and Voice Handicap Index (VHI) scores in pre-voice hygiene education and 4 weeks after completion of the training. Materials and Methods: In the teachers working in the schools and private teaching institutions in Ankara, 20 female and 12 male (32 total) teachers received voice hygiene education and formed the study group. 18 female and 20 male (38 total) teachers formed the control group and did not received voice hygiene education. VHI of all teachers were determined and objective voice parameters were measured with electroglottography, then the values of before and after (4 weeks) voice hygiene education were compared. Acoustic analysis included Fundamental Frequency (F0), %Jitter, %Shimmer, Maximum Phonation Time (MPT) parameters. Results: Statistically significant reductions were found in VHI scores after voice hygiene education. Before and after hygiene education, a statistically significant difference was obtained between MPT values among the teachers of experimental group. MPT increased after voice hygiene education for male and female teachers. No significant difference is detected between the fundamental frequency (F0), Jitter% parameters after voice hygiene. Statistically significant differences are observed Shimmer% parameters between the experimental group those given voice hygiene education and the control group. Conclusion: When we evaluate obtained data as a result of our work, it is observed that teachers have benefits of having voice hygiene education which should be included their vocational training programs.

MÜZİK ÖĞRETMENİ ADAYLARININ SES EĞİTİMİ DERSİNE YÖNELİK BAŞARILARININ FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Makale, 2021

Bu araştırmada müzik öğretmeni adaylarının ses eğitimi dersine yönelik başarılarının farklı değişkenler açısından incelenmesi ve derse yönelik motivasyon düzeylerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca ders ile ilgili motivasyon ve başarı düzeyleri arasındaki ilişki değerlendirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2020–2021 eğitim-öğretim yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Öğretmenliği Bölümlerinde eğitim görmekte olan 270 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada, Özgün (2019) tarafından geliştirilen Ses Eğitimi Başarı ve Motivasyon ölçeği kullanılmıştır. Sonuçlara göre; motivasyon puanı ortalamanın üzerinde bir değere sahiptir, başarı puanı ise orta düzeydedir. Değişkenlere göre motivasyon ve başarı incelendiğinde; kadınların, erkeklere göre ders motivasyonlarının daha yüksek olduğu, 2 ve 3. Sınıf öğrencilerinin ders başarılarının 1. sınıflara göre anlamlı şekilde yüksek olduğu, Güzel sanatlar lisesi mezunlarının, diğer mezunlara göre ses eğitiminde başarılarının daha yüksek olduğu, öğretmenin başarıyı tamamen etkilediğini düşünen grubun diğer gruplara göre başarı ve motivasyon puanlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, öğretmen-öğrenci ilişkisinin tamamen olumlu olduğu gruplarda, kısmen ve hiç ilişkinin olmadığı gruplara göre başarı ve motivasyon puanlarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte ders dışı 2-3 saat çalışanların, dersten önce az çalışan ve hiç çalışmayanlara göre başarı ve motivasyon puanlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ses eğitimi dersi için donanımın tamamen yeterli olduğunu düşünen grupların, diğer gruplara göre başarı ve motivasyon puanlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Üniversiteye göre ise; ses eğitimi başarı ve motivasyonu açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır.

Öğretmenleri̇n Örgütsel Sessi̇zli̇ğe İli̇şki̇n Görüşleri̇ni̇n Ni̇tel Bi̇r Araştirma İle İncelenmesi̇

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2017

Bu araştırmanın amacı, okullarda öğretmenler arasında görülen sessizlik davranışlarına yönelik öğretmen görüşlerinin değerlendirilmesidir. Bu amaç doğrultusunda, öğretmenlerin sessiz kalma nedenleri, sessizliğin sonuçları ile öğretmenlerin, okullarda sessizliğin önlenmesine yönelik önerileri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın verileri, standartlaştırılmış açık uçlu görüşme formu ile toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, maksimum çeşitlilik örneklemesi ile belirlenen 30 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin sessiz kalma nedenleri arasında; olumsuz sonuçlardan korkma, bir şeyleri değiştiremeyeceğini düşünme ve kişisel çıkar elde etme yer almaktadır. Sessizliğin sonuçları bağlamında demokratik yönetimin engellenmesi, olumsuz bir okul iklimi oluşması ve verimliliğin düşmesine vurgu yapılmıştır. Okullarda sessizliğin önlenmesine yönelik getirilen temel öneriler ise demokratik bir ortam oluşturulması, bilgilendirme yapılması ve öğretmenlerin görüşlerini açıkça ifade edebilecekleri ortamlar oluşturulması yönündedir.

Türki̇ye’Deki̇ Ses Eği̇ti̇mi̇ Uygulamalarinda Öğreti̇ci̇ Bağimliliği Ve Pi̇yano Eşli̇kli̇ Metod Yetersi̇zli̇ği̇ Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme

Journal of International Scientific Researches, 2018

Bu çalışmada, ülkemizdeki ses icra sanatının herhangi bir türünde eğitim alan bireyler tarafından sesin ön planda tutularak mesleki çalgıya yeterli şekilde ağırlık verilmemesi ve alana yönelik ses metodlarının oluşturulamaması ses eğitimi uygulamalarında öğretici bağımlılığının ortaya çıkmasına yol açan eksiklikler olarak ele alınmıştır. Çalgı ve ses ilişkisi kapsamında Batı ve Türk müziği geleneklerine uygun piyano eşlikli ses egzersizleri metod eksikliği ise bu durumu yansıtan bir husus olarak incelenmiştir. Türkiye'de akademik olarak fakültelerde ses eğitimi sıklıkla Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, Opera, nadiren ise Caz bölümlerine sahiptir. Bu bölümlerde eğitim gören bireylerin mesleki çalgı yetkinliğinin arttırılması ses sanatı alanında donanımlı bireylerin yetiştirilmesinde, icra türüne ve diline özgü zengin ses metodlarının oluşturulmasında faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu alanda çalışan ilgili araştırmacıların teşvik edilmeleri ve desteklenmeleri üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Çalışmada hem Batı müziği hem de çok sesli Türk müziği alanında çalışan ülkemizdeki ses eğitimcilerinin eşlik sazı olan piyanoda yetersiz olmaları ile beraber bestecilerin de bu konuya gerekli katkı sağlamadıkları hususuna değinilmektedir.Probleme bakıldığında mevcut ses alıştırmalarının genellikle yabancı kökenli olması nedeni ile ses eğitimi derslerinde çok sesli Türk müziğinin makamsal yapısına ve Türkçeye uygun metodların olmaması sorunu ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı bireylere ses eğitiminin temel ögeleri ve çeşitli söyleme tekniklerinin öğretilmesi daha da zorlaşmaktadır. Bu duruma bir de piyano eşliği yetersizliği eklenince ses eğitimi alan bireyler hem Batı müziğinin ortaya koyduğu tonal/modal organizasyonun standartlarından, hem de Türk müziğinin makamsal yapısından mahrum kalmaktadır. Çalışmada ses eğitimindeki bu gibi problemlerin çözümüne yönelik bir takım öneriler sunulmuştur.Bu araştırma betimsel tarama (Survey) türü ile yürütülmüş olup, hali hazırda geliştirme aşamasında olan "Polat Ses Egzersizleri" metodunun içeriği üzerine kurulmuştur.

Psi̇koloji̇k Sermayeni̇n Örgütsel Sessi̇zli̇ğe Etki̇si̇: Üni̇versi̇te İdari̇ Personeli̇ Üzeri̇ne Bi̇r Araştirma

Social Sciences Studies Journal, 2018

Bu çalışmanın amacı, psikolojik sermayenin örgütsel sessizliğe etkisinin olup olmadığını belirlemektir. Bu amaçla çalışma Marmara Bölgesinde faaliyet gösteren bir üniversitede çalışan ve farklı kademelerde görev yapan 91 idari personel üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri Avey, Avolio ve Luthans (2011)' tarafından geliştirilen ve Oruç (2018) tarafından Türkçe'ye uyarlanan "Psikolojik Sermaye Ölçeği Kısa Formu (PSÖ-12)" ve Van Dyne, Ang ve Botero (2003) tarafından geliştirilen ve Şehitoğlu ve Zehir (2010) tarafından Türkçeye uyarlanan "Örgütsel Sessizlik Ölçeği" ile toplanmıştır. Çalışmada değişkenler arası ilişkiler ve etkiler korelâsyon ve regresyon analizleri ile belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre psikolojik sermayenin kabullenici sessizli negatif yönde, savunma amaçlı sessizliği ve örgüt yararına sessizliği pozitif yönde anlamlı bir şekilde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.