Yüzyıllık Ah: Kürtlerin 1915’e Dair Anlatılarında Sembolik Yüzleşme ve Vicdan Hikâyeleri (original) (raw)

2015, Ermeni Soykırımı’nda Vicdan ve Sorumluluk: Kurtulanlara Dair Yeni Araştırmalar, Hrant Dink Vakfı Yayınları, Mart 2015

“Yüzyıllık ah” deyişi, Kürtlerin gündelik yaşamında sıklıkla kullanılan bir tabir. Geçmişte yaşanan bir haksızlığın üzerinden yüz yıl geçmeden vebalinin kalkmayacağını, o haksızlığın yarattığı günahtan kurtulmanın mümkün olmadığını ifade ediyor. Bu deyiş, genellikle 1915’te Ermenilere yönelik katliamlara iştirak eden faillerin, hem suçluluğunu hem de bu suçlulukla yüzleşilmediğini vurgulamak için kullanılıyor. Diyarbakir'da görüşme yaptığımız kişilerin çoğu bu yüzyıllık ahtan payını alanların hikayelerini paylaştılar bizimle. Söz konusu hikâyelerin büyük bir kısmı, soykırıma iştirak eden aktörlerin başlarına gelen musibetlerle ilgili. Soykırıma iştirak ettiği ya da destek olduğu için “ocağı sönen,”, “soyu kuruyan”, “bütün işleri ters giden,” “başına türlü türlü belalar gelen,” “hakkın yerini bulduğu,” “ilahi adaletin gerçekleştiği” söylemini içeren hikâyelerdi bunlar. Ermeni kadın ve çocukları öldüren yerel milislerin (bejik) bulaşıcı hastalıklardan ötürü korkunç bir şekilde ölmesi, Ermeni kirvesini öldürdüğü yerde bir yıl sonra kendi komşusu tarafından öldürülen köylü, yaşlılığında geceleri gördüğü kâbuslar yüzünden uyuyamayan “cellâtlar,” el koyduğu Ermeni mallarından ötürü çocuğu olmayan, “ocağı kör olan” beylerin hikâyelerini dinledik. Bu makale bahsi geçen sembolik yüzleşme anlatilarina odaklanıyor. Çelik, Adnan, and Namık Kemal Dinç. “Yüzyıllık Ah: Kürtlerin 1915’e Dair Anlatılarında Sembolik Yüzleşme ve Vicdan Hikâyeleri.” In Ermeni Soykırımı’nda Vicdan ve Sorumluluk: Kurtulanlara Dair Yeni Araştırmalar, Hrant Dink Vakfı Yayınları., 75–92. Istanbul: collaborator: Altug Yilmaz, 2015.