Yarı Kurak Doğal Çam Ormanlarında Çölleşme Riskinin Belirlenmesi (original) (raw)
Related papers
Yarı Kurak Bölgelerde Farklı Arazi Kullanımlarında Toprak Erozyon Duyarlılığının Belirlenmesi
2018
Insan etkileri nedeniyle arazi kullanimlarindaki uygun olmayan degisimler, ormanlarin veya meralarin tahrip edilerek islenen alanlara donusturulmesi butun dunyada hala cok onemli bir problemi olusturmaktadir. Arazi kullanim degisimleri bir cok dogal kaynak, yuzey akis ve erozyon gibi ekolojik surecleri etkilemekte ve topragin cevresel etkilere karsi direncini degistirmektedir. Arazi kullanim sekli ve arazi ortusu de topraklarin erozyona olan duyarliliklarini etkileyen en onemli faktorlerdendir. Farkli erozyon olusturan guclerin birlikte isleyebildigi yerlerde, farkli yuzey, hidrolojik kosullar ve ekim sistemleri altinda olusan cesitli toprak erozyonu sekilleri yonunden kullanildiginda, toprak erozyon duyarliliginda bir miktar farklilik olusabilmektedir. Bu parametre hem toprak agregat veya strukturunun bozulmasi hem de bir egim kesiti boyunca tanecik tasinma surecleri acisindan toprak duyarliligini ortaya koyabilmektedir. Bu acidan toprak erozyon duyarliligi, erozyon ve collesme go...
Bu çalışmada Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü (AGM) tarafından yarı kurak bölge ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarının projelendirilme anlayışları incelenmektedir. İncelemeye, AGM'nin adı geçen işleri yaparken uymak zorunda olduğu kuralları açıklayan tamimler, bazı sahalar için alınan örnek projeler ve Ankara ili sınırları içerisinde yapılmış bazı sahalara yönelik gözlemler temel olmuştur. Bunun yanında, AGM çalışanı mühendislerin görüş ve deneyimlerinden yararlanılmıştır. AGM projeli çalışma geleneği olan bir ormancılık kurumu olmasına rağmen, hazırladığı projelerde ve proje yönetim uygulamalarında önemli eksiklikler görülmektedir. Çalışmada öncelikle, eksiklik tespit edilen Proje Yönetim Döngüsü (PYD) yaklaşımı açıklanmıştır. Bu yaklaşıma göre; proje hazırlama aşamasından önce başlayan ve proje uygulamasından sonra da devam eden, birbiri ile mantıksal bir bağ taşıyan döngüsel bir süreç ile projelerin yönetilmesi gerekmektedir. Oysa AGM projelerinde, hazırlama ve uygulama aşamalarına ağırlık veren bir proje yönetim anlayışı görülmektedir. Hatta ve hatta çok yıllık ihaleler (sari ihale) öncesi dönemde proje uygulamalarının izlenmesinden de söz etmek pek mümkün değildir. Bu nedenle, çalışmada AGM için PYD yaklaşımının bir yorumlaması yapılmıştır. Her ne kadar proje hazırlama aşamasına yoğunlaşmış bir yaklaşım içinde bulunulsa da, AGM'nin projelerinde "iç tutarlılık" açısından da eksiklikler bulunmaktadır. Projelerin iç tutarlılığını sağlamak üzere, Mantıksal Çerçeve veya Araç-Amaç Analizi yaklaşımından yararlanılabilir. Çalışmada, Araç-Amaç Analizi tanıtılmış, varsayımlarının proje başarısıyla ilişkisi açıklanmıştır. Bu yaklaşımla hazırlanan bir projede bulunabilecek yaygın başlıklar ve içerikleri tanıtılmıştır. Ardından AGM projelerinde bu başlıkların, varsa karşılıkları verilmiş ve kritiği yapılmıştır. Başlıkların bulunmaması halinde ortaya çıkan eksiklikler açıklanmış ve AGM projelerine özgü örnekler tablolaştırılarak gösterilmiştir. Sonuç olarak, AGM'nin projeli çalışma geleneğinin iyileştirmelere gerek duyan bir halde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu amaçla, projelendirme ile ilgili tamimlerin yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu işin mevcut tamimlerde değişiklik yerine tüm tamimlerin birlikte ele alınarak, yeniden yapılandırılması yönteminin tercih edilmesi daha uygun görülmektedir.
Bir katı veya sıvı maddenin gaz haline geçmesi olarak tanımlanan buharlaşma, sulama terimi olarak kullanıldığında suyun faz değiştirerek sıvı halden gaz haline geçişi olarak basitçe tanımlanmaktadır . Atmosferden yeryüzüne düşen yağışın önemli bir kısmı yüzey akışına geçmeden, tutma buharlaşma ve terleme yoluyla tekrar atmosfere geri döner. Serbest su yüzeyinden oluşan buharlaşma su tüketimi gibi buharlaşma yüzeyine gelen enerji miktarına, buharlaşma ıslak yüzeyi ve bu yüzeyle temasta bulunan havanın içerdiği su buharı miktarına diğer bir değişle bu havanın doygun buhar basıncı açığına bağlı olarak farklılıklar gösterir. Serbest su yüzeyine gelen güneş radyasyonunun miktarına bağlı olarak, su yüzeyindeki moleküller enerji alımı nedeniyle yeterli düzeyde kinetik enerji kazandıkları durumda, bağlı oldukları moleküllerin etkisinden kurtularak havaya doğru hareket eder. Su yüzeyine yakın noktalarda bu hareketlilik sürekli bir şekilde devam eder. Sudan havaya geçen moleküllerin fazlalığı, o ortamda buharlaşmanın varlığına işaret etmektedir. Buharlaşma pek çok faktöre bağlı bağlı olarak değişkenlik gösterir. Özellikle su yüzeyindeki havanın sıcaklığındaki doymuş buhar basıncı ile suyun üzerindeki havanın buhar basıncı arasındaki fark, en önemli etmendir. Bundan başka, hava hareketi, radyasyon miktarı, suda erimiş halde bulunan tuzların konsantrasyonu, su derinliği ve hava basıncındaki değişmeler buharlaşmayı etkileyen diğer faktörlerdir.
Tarım Bilimleri Dergisi, 2014
Bu çalışmada, kuzey ve güney yönlü bakıya sahip iki farklı topoğrafyada oluşan toprakların element kayıpları (Ca, Mg, K, Na, Si, Al ve Fe) ve kil mineralojisi araştırılmıştır. Element kayıpları titanyum (Ti) gibi hareketsiz elementlerin zenginleşmesi ve kayıplarına dayanan kütle dengesi hesaplamaları ve kimyasal alterasyon indeksi (CIA), kimyasal ayrışma indeksi (CIW), bazlar/R 2 O 3 oranı, plajiyoklas alterasyon indeksi (PIA) ve ürün indeksi (Product indice) (P) gibi ayrışma indisleri kullanılarak belirlenmiştir. Tecezzi ortamının yorumlanmasında kullanılan indislere göre çalışma alanı profilleri jeolojik ana materyalin yaşına uyumlu olarak düşük bulunmuştur. Kütle taşınım fonksiyon değerleri ve kütle kayıp/kazançları, güney yamaçta açılan profillerde kuzey yamaç profillerine göre daha fazla kayıp ile birlikte bakının önemli olduğunu göstermiştir. Profillerde yapılan mineralojik analizlerde kuzey yamaç kısmındaki örneklerde K-feldispat ve kuvars miktarının güney yamaç profillerine göre yüksek olması tecezzinin bakı etkisi ile kısa mesafelerde daha ileri düzeyde olabileceğini göstermiştir. Güney yamaçta yoğun smektit ve smektit-illit ara tabakalı kil mineralleri söz konusu iken, kuzey yamaç kesimlerinde bolluk sırasına göre illit, kaolinit ve smektitin varlığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak majör elementlerin profildeki değişimleri ve kil mineralojisindeki değişimler kısa mesafede bakı ve eğimin tecezziye olan etkisinin belirlenmesinde kullanılabileceği anlaşılmıştır.
Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi
Öz: Buharlaşmanın tahmin edilmesinde gereksinim duyulan iklim parametreleri pekçok bölgede çeşitli nedenlerle kolaylıkla elde edilememektedir. Güvenilir verilerin elde edilmesiyle, sulama planlaması ve su kaynaklarının korunması için buharlaşma tahmini daha az veri ile ve kolaylıkla yapılabilmektedir. Bu çalışmada, A sınıfı buharlaşma kaplarından olan buharlaşmanın tahmininde kullanılan ve bu amaçla geliştirilen Penman (PM) ve Kohler-Nordenson-Fox (KNF) eşitlikleri yoluyla buharlaşmanın tahmin edilerek, meteoroloji istasyonlarında ölçülen değerlerle, yarı kurak iklim koşullarında performansları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Bu amaçla; Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Siirt ili Meteoroloji İstasyonu'ndan alınan iklim verileri, modellerin çözümlenmesinde girdi olarak kullanılmıştır. Elde olunan çıktılar istatistiksel olarak değerlendirilmiş ve karekök ortalama hatası (RMSE), ortalama mutlak hata (MAE), hata yüzdesi (PE), ortalama oran (MR) ve determinasyon katsayısı (R 2) parametreleri istatistiksel değerlendirme ölçütü olarak alınmıştır. Çalışma sonunda, günlük düzeyde yapılan karşılaştırmada en iyi R 2 değeri 0.8783 ve 0.8062 ile 2015 ve 2016 yılında EPM-Epan karşılaştırmasından elde edilirken, bu yıldaki RMSE değerleri 1.35 ve 1.32 olarak hesaplanmıştır. Aylık düzeydeki karşılaştırmada ise, aynı eşitlik en iyi performansı göstermiştir. Bu sonuçları göre, günlük ve aylık düzeyde A sınıfı buharlaşma kabından olan buharlaşmayı tahmin etmek için, yarı kurak iklim koşullarında daha düşük RMSE değerleri vermesi nedeniyle çalışmada kullanılan Penman eşitliği önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Buharlaşma kabı, model, yarı kurak, Siirt, kıyas bitki su tüketimi Abstract: The climatic parameters needed to estimate evaporation are not easily obtained in many regions for various reasons. By obtaining reliable data, estimation of evaporation for irrigation planning and protection of water resources can be made with less data and easily. In this study, the evaporation from the Class A evaporation vessels, which are used for the estimation of evaporation and developed for this purpose, are estimated by comparing the values measured in meteorological stations and the evaporation through Penman (PM) and Kohler-Nordenson-Fox (KNF) equations, and their performance in semi-arid climatic conditions is evaluated comparatively. For this purpose, climate data received from the Meteorological Station in Siirt province, located in the Southeastern Anatolia Region of Turkey, was used as input in the analysis of the models. Outputs optained from models were statistically evaluated and the root mean squared error (RMSE), mean absolute error (MAE), percentage of error (PE), mean ratio (MR) and determination coefficient (R 2) parameters were taken as statistical evaluation criteria. At the end of the study, the best R 2 value in the daily comparison was obtained from the EPM-Epan comparison in 2015 and 2016 with 0.8783 and 0.8062, and the RMSE values in this year were calculated as 1.35 and 1.32. In the monthly comparison, the same equation showed the best performance. According to these results, Penman equation used in this study is recommended because it gives lower RMSE values in semi-arid climate conditions in order to estimate evaporation from class A evaporation vessel at daily and monthly levels.
2003
Üniversite kampusları, asıl amacı eğitim olan, aynı zamanda öğrencilerin toplumsal, fiziksel ve ruhsal gelişmelerine ortam sağlayan, fiziksel unsurları (binalar, yeşil alanlar, vb.) içeren alanlardır. Kampuslarda bulunan bu fiziksel unsurlara ait bazı özelliklerin (toplam alan, işlev, konum, vb.) belirlenerek bir bilgi sisteminin hazırlanmasıyla kampus bilgi sistemi oluşturulur. Bu süreçte coğrafi bilgi sistemi kapsamındaki programlar da Kampus Bilgi Sistemleri'nin (KBS) oluşturulabilmeleri için yardımcı olarak kullanılabilirler. Bu çalışmada, ZKÜ Bartın Yerleşkesi Kampus Bilgi Sistemi'nin oluşturulması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, ZKÜ Bartın Yerleşkesi'nde bulunan fiziksel unsurlar (bina, yollar, v.b.) ArcView® 3.2 yazılım programı kullanılarak sayısallaştırılmış ve bilgisayar ortamında veri tabanı oluşturulmuştur. Veriler üzerinde çeşitli analizler, sorgulamalar yapmak ve farklı amaçlar için istatistiksel bilgiler üretmek mümkündür. Çalışma ile, yerleşke bilgilerine daha çabuk, daha kolay ve daha güvenli ulaşılması amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda 10 adet veri katmanı elde edilmiştir. Bu katmanlar içinde binalar (toplam 16 varlık), yeşil alanlar (toplam 1 varlık), spor alanları (toplam 1 varlık), otoparklar (toplam 4 varlık), çevre donatıları (toplam 7 varlık), sert zeminler (toplam 6 varlık), merdivenler (toplam 19 varlık), istinat duvarları (toplam 24 varlık), yollar (toplam 1 varlık), eşyükselti eğrileri (toplam 48 varlık) olarak bulunmuştur.
Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2020
Laboratuvardaki içsel sürtünme açısını ve kohezyon değerlerini belirlemek için yapılan en yaygın deneylerden biri direk kesme testidir. Bu çalışma için, tamamen kuru zeminlerin dayanım parametrelerinin, farklı rölatif sıkılıklar ve normal gerilmelerdeki değişimleri incelenmiştir. Deneysel çalışma direk kesme testi, beş farklı normal gerilme ve sabit numune hacmi altında yapılmıştır. Kumun kohezyonunun sıfır olduğu varsayımı ile karşılaştırma yalnızca içsel sürtünme açısına bağlı olarak gerçekleştirilmiştir. Elde edilen kayma mukavemeti açısı değerleri ile rölatif sıkılık ve normal gerilme ilişkisi, zemin tane çapı değişimi parametresi de göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Numunelerin test edildiği rölatif sıkılıklarda, içsel sürtünme açısı gibi fiziksel özelliklerin artışını içeren normal gerilmedeki artışla birlikte maksimum ve artık kayma gerilmesinde de bir artış olduğu görülmüştür. Ayrıca elde edilen sonuçlar, zeminin dane çapı dağılımının içsel sürtünme açısını nasıl etki...
Yarı Kurak Koşullarda Tamamlayıcı Sulamanın Arpada Verim ve Kaliteye Etkisi
2018
Bu arastirma, 2012-2013 uretim sezonunda Harran Ovasi kosullarinda arpa icin en uygun tamamlayici sulama (TS) programini belirlemek amaciyla yurutulmustur. Arastirmada, yetisme mevsimi boyunca bitkinin fenolojik gelisme donemleri goz onune alinarak, uygulanan tamamlayici sulamalarin arpada verim, kalite, verim bilesenleri, bitki su tuketimi, (ET) ve su kullanim randimani uzerine etkileri irdelenmistir. Bu amacla bitkinin uc farkli buyume donemi dikkate alinarak (sapa kalkma, basaklanma ve sut olum) 9 farkli sulama programi uygulanmistir. Arastirma en yuksek verim, sapa kalkma, basaklanma ve sut olum donemlerinde uc kez sulanan konudan elde edilmistir. Bu konuya 289 mm sulama suyu uygulanirken su tuketimi 514 mm ve verimi 569 kg da-1 olmustur. Yetisme donemi boyunca bir defa sulanan konulardan en yuksek verim basaklanma donemi sulanan konudan, iki defa sulanan konulardan ise en yuksek verim basaklanma ve sut olum donemleri sulanan konulardan elde edilmistir. Deneme konularinin bin da...