Sivas’ta Üretilen Sucukların Maya ve Küf Yönünden Periyodik Olarak İncelenmesi (original) (raw)

Sivas İlindeki Bazı Süt İşletmelerine Gelen Sütlerin Fiziksel, Kimyasal ve Mikrobiyolojik Özelliklerinin Belirlenmesi

Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology

In this study, physical, chemical and microbiological properties of 50 raw bulk milk samples obtained from 5 different dairy plants in the Sivas were investigated. The pH, acidity, fat, non-fat dry-matter, total dry matter contents and density of raw milk samples were 4.89-6.70, 0.135-0.495%, 1.7-7.6%, 7.33-9.80%, 10.00-16.90%, and 1.0230-1.0312 g/mL, respectively. Fat content of the 26%, specific gravity of 28%, total dry matter of 32%, solids-non-fat of 58%, pH value of 84% of the milk samples were found lower whereas titratable acidity of 60% of the samples were determined higher than the values stated in the Turkish Food Codex and in the Raw Milk Standard. Total coliform bacteria counts of 30%, total aerobic mesophilic bacteria counts of 88%, and somatic cell counts of 40% of the samples were higher than 1100 MPN/mL, 100000 cfu/mL and 500000 cell/mL, respectively. Yeast-mold counts of 72% of the milk samples were found between 104-106 cfu/mL.

Hayvan Atıklarından Sivas İli Biyogaz Potansiyelinin Araştırılması

karaelmas science and engineering journal, 2019

Mevcut enerji kaynaklarının her geçen gün azalması ve çevreye verdiği olumsuz etkilerden dolayı ekonomik ve çevre dostu enerji kaynakları arayışına geçilmiştir. Bu nedenle, biyogaz enerjisi hem çevre dostu hem de ekonomik olması nedeniyle son yıllarda ilgi çeken alternatif enerji kaynakları arasında yer almaktadır. Bu çalışmada, Sivas ilinde büyükbaş hayvan (BBH); sığır (yerli-kültür-melez), manda, küçükbaş hayvan (KBH); koyun, keçi ve kanatlı hayvan (KH); yumurta tavuğu, ördek, hindi, kaz sayıları belirlenerek canlı hayvan potansiyeli ele alınmış ve hayvan atıklarından biyogaz ve enerji potansiyeli araştırılmıştır. Bu amaçla Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) 2015 ve 2016 verileri dikkate alınmıştır. Bu verilere göre Sivas ili toplam BBH, KBH ve KH sayısı 2015 ve 2016 yılları için sırası ile 1247579 ve 1411715 adet, bunlardan elde edilecek yıllık gübre miktarı yine 2015 ve 2016 yılları için sırası ile 1216494 ton/yıl ve 991411 ton/yıl, yıllık biyogaz üretimi ise 48880922 m3/yıl ve 52391785 m3/yıl olarak hesaplanmıştır. Bu atıklardan elde edilecek enerji miktarı ise 2015 yılı için 229.7 GW.saat ve 2016 yılı için 246.2 GW.saat olarak belirlenmiştir. Sivas ilinin yıllık elektrik üretimi 3764 GW.saat olarak dikkate alındığında BBH, KBH ve KH atıklarından elde edilecek enerji ile Sivas ilinin yıllık elektrik ihtiyacının %6.5’inin karşılanabileceği belirlenmiştir. Enerji atlası verilerine göre 2015 yılı için 1 kişinin yıllık elektrik tüketiminin 3.373 kW.saat olduğu görülmektedir. Sadece kanatlı hayvan gübresinden elde edilecek elektrik enerjisi ile 1280 vatandaşın ve 320 adet 4 kişilik ailenin yıllık elektrik ihtiyacının karşılanabileceği hesaplanmıştır. Zonguldak Bulent Ecevit University

Tekirdağ İlinden Elde Edilen Sütlerde Biyokimyasal Parametrelerin Mevsimsel Karşılaştırılması

2014

Bu arastirmada amac Tekirdag ilinden elde edilen sutlerin mevsimler bazinda biyokimyasal parametrelerinin karsilastirilmasidir. Konu ile ilgili veriler 2013 yilinin kis (Ocak, Şubat), ilkbahar (Mart, Nisan, Mayis), yaz (Haziran, Temmuz, Agustos), sonbahar (Eylul, Ekim, Kasim) mevsimlerinde ozel bir sut fabrikasi tarafindan toplanan sutlerin gunluk tutulan kayitlarindan elde edilmistir. Incelemeye konu olan biyokimyasal parametrelerden donma noktasi, yag, protein ve yagsiz kuru madde degerleri mevsimler arasinda varyans analizlerinden tek yonlu manova yontemi ile karsilastirilmistir. Mevsimler arasinda donma noktasi degerleri bakimindan farklilik bulunmamistir. Kis ve ilkbahar mevsimlerinden elde edilen sutlerin yag degerleri en yuksek seviyede bulunurken, yaz mevsiminden elde edilen sutlerin yag degerleri en dusuk seviyede bulunmustur. Protein degerleri kis ve sonbahar sutlerinde diger mevsimlere gore daha yuksek degerde olup birbirine benzer ortalamalarda cikmistir. Yaz sutlerinin ...

Yüzey Araştırmaları Işığında Tunç Çağlarında Sivas

Arş. Gör., Sivas Cuınhııriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölün1ü -Prof. f)r., Gaziantep Üniııersitesi, rcn-Fde:'biyat raküJtesi, Arkcok~i Bölünıü 88 1 Aydoğan Bozkurt -Atilla Engin ring tlıe Second Millenniuın BC, the size of the settlements increased and cities enıerged. Th e Third Millenniunı BC settlements, u,hiclı consist nıostly of snıall sized mounds on natura[ roclo; elevations, are located on high plateaus, on plateau slopes and within valleys. The Second Millenniunı BC settle,nents consist of mound, hilltop and slope settlements. Settlement types nıainly shoıv five different settlenıent pattenıs depending on their local geograplıy and topograplıy. These pattenıs nıay be defined as hilılnad-type settlements, plateau settlenıent, edge-ofplateau settlements, va/ley settlenıents and settlenıents in plain areas.

Eskişehir Lületaşı Atıklarından Sütunlanmış Kil Üretimi ve Karakterizasyonu

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2020

Özet: Kil mineralleri, pek çok endüstriyel uygulamada çok eski çağlardan beri kullanılan doğal nano-maddelerdir. Bu mineralleri, adsorban veya katalizör olarak daha kullanışlı hale getirmek için uygulanan işlemlerden biri de hidroksi metal katyonlar ile sütunlamadır. Bu işlem ile tabakalı yapıların gözenek boyutu değiştirilebilir. Bu çalışmada iki tür sütunlanmış kil incelenmiştir. Birincisi, Eskişehir lületaşı tesisi atıklarından alfa-sepiyolit kullanılarak üretilen Alsütunlanmış sepiyolittir. Diğer sütunlanmış kil (Al-sütunlanmış montmorillonit) ise ticari bir üründür. Al-sütunlanmış sepiyolit ve Al-sütunlanmış montmorillonitin bir lineer alkan serisi ile bazı yüzey etkileşimlerini değerlendirmek için sonsuz seyrelme koşullarında ters gaz kromatografisi (TGK) uygulanmıştır. Sütunlanmış killerin çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri taramalı elektron mikroskopisi (SEM), X-ışını kırınım (XRD) metodu ve Fourier Dönüşümlü Kızılötesi (FT-IR) spektroskopisi yardımıyla değerlendirilmiştir.

Şanlıurfa Yöresindeki Koyun ve Keçilerde Mavidil Virus Ankorlarının Araştırılması

Harran üniversitesi veteriner fakültesi dergisi, 2013

Bu çalışma, Şanlıurfa yöresinde yerli ırk koyun ve keçi sürülerinde mavidil virus (Bluetongue Virus, BTV) enfeksiyonunun serolojik olarak araştırılması amacıyla yapıldı. Bu amaçla, 18 farklı sürüden alınan 535 serum örneği agar jel immunodiffüzyon (AGID) testi ile incelendi. Yapılan incelemede, 8 keçi ve 10 koyun sürüsünün tamamında seropozitif hayvan varlığı belirlendi. Sürülerdeki seropozitifliğin koyun ve keçi sürülerinde sırasıyla %76,19-%100 ve %69,23-%95,24 arasında değişiklik gösterdiği tespit edildi. Çalışmada elde edilen veriler ile, Şanlıurfa yöresindeki yerli ırk koyun ve keçi sürülerinde mavidil enfeksiyonunun yaygın olduğu ortaya konuldu.

Konya'da Bulunan Yivli Ve Düğüm Motifli Sütunlar

Journal of Turkish Studies, 2014

Tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olan Konya, Orta Anadolu'nun sayılı kültür merkezlerinden birisidir. Hıristiyanlığı yaymak amacıyla çıktığı misyoner seyahatlerinde Havari Paulus Konya'ya da gelmiş ve halkı 1. yüzyılın ilk yarısı gibi oldukça erken tarihlerde hıristiyanlaşmaya başlamıştır. Şehirde tespit edilen Bizans Dönemi taş eserleri, 3. yüzyıldan başlayarak yoğun inşa faaliyetlerinin devam ettiğini kanıtlar niteliktedir. Bu makalede, Konya Alaeddin Camisi ve Kapı Camii'nde devşirme olarak kullanılmış olan önemli bir eser grubu tanıtılacaktır. Söz konusu eserler altı yivli ve düğüm motifli sütunu kapsar. Sütunlar pek çok araştırmacı tarafından incelenerek yayınlanmış olmasına rağmen, bilgiler ayrıntıdan ve üslupsal analizden uzaktır. Şehrin tarihçesi göz önünde bulundurularak yapılan teknik, boyut, motif ve üslup değerlendirmesi sonucunda, bu sütunların 10.-11. yüzyıllarda daha eski ve düz sütunların yeniden işlenmesi ile yapıldıkları anlaşılmıştır. Motif ve üslupları açısından Bizans sanatı içinde üniktirler; boyutlarının Orta Bizans Dönemi için büyük olmaları ise orijinal işlevlerini tartışmalı hale getirmiştir. Dikkatli şekilde incelenen sütunların, levhaların oturması amacıyla bir yanda girintili olduğu ve kurşun yuvaları içerdiği görülür. Bu durum sütunların, Orta Bizans Dönemi'nde oldukça az örnekte karşımıza çıkan sütunlu templonlarda kullanıldıklarına işaret eder.