Türkiye'de Dijital Eşitsizlik: TÜBİTAK-BİLTEN Anketleri Üzerine Bir Değerlendirme (original) (raw)
Related papers
Dijital Bölünme Çerçevesinde Türkiye'nin Durumunun Değerlendirilmesi
Bilgi ve İletişim Teknolojilerinde (BİT-ICT) yaşanan gelişmeler ülkelerin mevcut durumlarının değerlendirilmesine ışık tutmaktadır. Ülkelerin sahip oldukları BİT dinamiklerinin farklı olmasından kaynaklanan dijital bölünme sorunu hala ciddi bir şekilde yaşanmaktadır. Dijital Bölünme (Digital Divide) kavramının pek çok tanımı yapılmakla birlikte BİT (ICT-Information and Communication Technologies)' ye sahip olanlar ile olmayanlar, ICT' yi kullanan ve kullanmayanlar arasındaki farklılık düzeyleri olarak tanımlamak mümkündür. Dijital bölünme kavramı sadece küresel ölçekte değil aynı zamanda ülke içerisinde bölgeler arasında yaşanan eşitsizlik sonucu da meydana gelebilmektedir. Diğer taraftan gelişmekte olan ülkelerin içerisinde yaşanan dijital bölünme sorunu gelişmiş ülkelerle olan ilişkilerini de etkileyebilmektedir. Dijital bölünme sadece gelişmekte olan ülkelerin değil aynı zamanda gelişmiş ülkelerin de sorunu haline gelmektedir. Bilgiye ve teknolojiye erişimlerin kıyaslanmasında çeşitli endeks değerler kullanılmakla birlikte Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından geliştirilen ICT Gelişme Endeksi-IDI (ICT Development Index) ölçüt olarak çalışmada kullanılmıştır. Gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Türkiye açısından bu endeks değere göre 2000 yılından itibaren genel olarak olumlu bir seyir izlediği görülmüştür. Ancak bu olumlu seyir Türkiye'nin gelişmiş ülkeler arasında yer alması noktasında yetersiz kalmaktadır. Hem Türkiye içerisinde bölgelerarası eşitsizliğin yüksek oranda olması hem de gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında endeks sıralamasında oldukça gerilerde kalması Türkiye'nin dijital bölünme sorununa çözüm bulmasını zorunlu kılmaktadır. Developments in Information and Communication Technologies (ICT) shed light on the assessment of the current situation of countries. It is possible to define as the level of difference between those who have ICT and those who do not, and those who do not use it, as well as many definitions of the Digital Divide concept. The concept of digital division is not only a result of global inequality, but also of inequality among regions within the country. The problem of digital divide among the developing countries can also affect relations with developed countries. Digital divide is not only a problem of the developing countries but also of the developed countries. The ICT Development Index developed by the International Telecommunication Union (ITU) has been used as a benchmark, with various index values being used to compare countries' access to information and technology access. As regards Turkey it has been seen that this index has been generally positive from 2000 onwards. However, this positive trend is inadequate at the point where Turkey is among the developed countries. Both the fact that the regional inequalities are high in Turkey and the fact that they are quite behind in the index order compared to the developed countries necessitates Turkey to find a solution to the digital divide problem.
PISA ve TÜİK Eğitimde Verileri Çerçevesinde Türkiye’de Eşitsizlik
Kastamonu Eğitim Dergisi, 2018
eğitim ve kültür verileri bölgelere göre değerlendirilmiştir. Araştırmanın bulguları tüm bölgelerde matematik, fen ve okuma alanlarında öğrenci başarılarının 2015 yılında önemli ölçüde düştüğünü göstermektedir. PISA başarı puanlarında üç alanda ve tüm yıllarda bölgeler arasında manidar farklılıklar vardır. Başarısı en düşük olan bölgeler Güneydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgeleridir. TÜİK verilerine ilişkin en çarpıcı bulgu ise tüm bölgelerde temel eğitimde okullaşma oranının 2012 yılında sonra ciddi derecede düşmesidir. Ayrıca TÜİK'ten elde edilen eğitim ve kültür verilerinin de bölgeler arasında farklılıklar olduğu bulunmuştur.
DİJİTAL KÜLTÜR, DİJİTAL EŞİTSİZLİKLER VE YAŞLANMA (Editörler: Mehmet Fiğan ve Yeliz Dede Özdemir), 2020
Yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesi, küçülmesi ve her toplumsal kesime hitap edecek düzeyde çeşitlenmesi, bu teknolojilerin, onlarla bireysel olarak karşılaşma olanağı görece daha az olan toplumsal kesimlerin de gündelik yaşamına dâhil olmasını sağlamıştır. Bu gelişmeler, en genel tanımıyla, bilgi ve haberleşme teknolojilerine erişmede ve onları kullanma becerilerinde beliren eşitsizlikleri anlatmak için kullanılan dijital uçurumun erişim boyutunu, kimi koşullar altında sorunun ortadan kalktığı yanılgısını uyandıracak düzeyde azaltsa da, söz konusu teknolojileri kullanma becerilerine ilişkin farklılıklar devam etmektedir. Özellikle yaş, cinsiyet ve eğitim gibi demografik değişkenler ile kullanıcıların medya okuryazarlığı düzeyleri hem bu teknolojileri kullanma niteliğini ve amacını hem de bu teknolojilere ilişkin algıları önemli ölçüde değiştirmektedir. Nitekim, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan araştırmalara göre, bilgisayar ve internet kullanım oranları her geçen yıl artıyor olsa da, kadınların erkekler, yaşlıların gençler, eğitim düzeyi düşük olanların ise eğitim düzeyi yüksek olanların gerisin- deki konumları değişmemektedir. Bu çalışmanın odak noktasını ise, temelde yaş faktörüne ilişkin olarak belirginleşen erişim, kullanım ve beceri farklılıkları ile yeni iletişim teknolojilerine ilişkin algı düzeyindeki farklılıklar oluşturmaktadır. Bu doğrultuda çalışmada, 45 yaş ve üzerindeki bireylerin yeni iletişim teknolojilerini kullanım ve beceri düzeyleri ile bu teknolojilere yönelik görüşlerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Saha araştırması, Eskişehir’in, görece yoksulluğun izlerini taşıyan, düşük gelir ve statü grubunun özelliklerini yansıtacağı varsayılan üç mahallesinde tamamlanan çalışmanın bulguları, yaşları 14-80 arasında değişen 415 kişiyi kapsayan anket ve 45 yaş ve üzerindeki 6 kişiyi kapsayan yarı-yapılandırılmış görüşme verilerine dayanmaktadır. Araştırma sonuçları, 45 yaş ve üzerindeki bireylerde, geleneksel medyayı tercih etme eğiliminin arttığını; akıllı telefon kullanma, bilgisayar ve internet kullanmayı bilme oranlarının düştüğünü; en sık kullanılan sosyal medya ortamlarının WhatsApp ve Facebook olduğunu ortaya çıkarmıştır. Araştırmada ulaşılan en önemli sonuç ise, söz konusu bireylerin çevrimiçi pratiklerinin, çoğunlukla bu iki sosyal medya ortamının kullanımı ile veya sadece temel düzey beceri gerektiren pratiklerle sınırlı olduğudur. Bu bulguları, teknolojiye aşina olma/olmama durumuyla ilişkili basit bir kuşaklar arası bölünmeye dayandıran açıklamaların eksik kalacağı düşünülmektedir. Çünkü yeni iletişim araçlarıyla kurulan ilişkinin biçimini ve mesafesini belirleyen toplumsal cinsiyet, eğitim düzeyi, kültürel sermaye birikimi, medya okuryazarlığı kaynaklı geniş bir yelpazeye yayılan bireysel ve toplumsal eşitsizlikler, erişime, kullanıma, becerilere ve yeni teknolojilere ilişkin algısal farklılıkları beslemektedir. İlerleyen yaş ile birlikte, bireyin yaşamını yoksullaştıran her türlü unsur dijital eşitsizlikleri de farklı boyutlardan beslemektedir.
Dijitalleşme Çağında Eşitsizlik ve Ayrımcılık
Inequality and discrimination are the most important problems in our social lives. Throughout the ages people have been subjected to discrimination in terms of belief, color, religion, race and gender, and therefore to inequality. We are in a new era now. We live in a time when technology has had the greatest impact on human life. For this reason, technology will cause concepts to change form.
Dijital Eşitsizliğin Hibrit Eğitimdeki Yansımaları
Türk Kütüphaneciliği, 2023
Bu çalışmanın temel amacı, yaşam boyu öğrenme, eğitimde yaşanan fırsat eşitliği ve profesyonel gelişime destek amaçlı eğitimde dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte dijital eşitsizlik olarak adlandırılan dijital teknolojiye sahip olanlar ve olmayanlar arasında oluşan eşitsizlik olgusunu açıklayarak Dünya' da ve Türkiye' de yaşanan dijital eşitsizliğin eğitim sistemi üzerindeki etkisinin incelenmesidir. Bu bağlamda, dünya genelinde ve Türkiye' de dijital eşitsizliği değerlendirmek için kullanılan araştırmalar ve endeksler incelenerek bu ölçümlerin ortaya koyduğu durum analiz edilmektedir. Hibrit eğitimde dijital eşitsizliğin boyutlarını derinlemesine anlamak ve bu sorunla etkili bir şekilde mücadele etmek için alan yazına katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Yöntem: Bu çalışmada hibrit eğitimde dijital eşitsizlik, Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) Gelişmişlik Endeksi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması, Ağa Hazırlık Endeksi gibi dijital eşitsizliğin belirlenmesinde kullanılan yaklaşımlarla birlikte değerlendirilmiştir. Dijital eşitsizliğin hibrit eğitimdeki yansımaları, uluslararası ve ulusal karşılaştırmalar yapılarak kapsamlı literatür taraması ile ele alınmıştır. Bulgular: Çalışmanın bulguları, dijital eşitsizlikle mücadelede devlet ve özel sektör aktörlerine önemli sorumluluklar düştüğünü göstermektedir. Sonuç: Bu çalışma, dijital eşitsizlik konusunda farkındalığı artırmak ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak adına atılması gereken adımları vurgulamaktadır. Hibrit eğitimin potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirebilmek için dijital eşitsizlikle mücadelede tüm paydaşların iş birliği içinde çalışması elzemdir. Özgünlük: Dijital eşitsizlik ve hibrit eğitim ilişkisine dair kavramsal ve kuramsal literatürün incelenmesi, bu çalışmanın önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, mevcut bilgi boşluklarını doldurarak gelecekteki araştırmalar için potansiyel alanları belirleme konusunda önemli bir katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.
Türkiye de Dijital Dönüşüm, Ekonomik Büyüme İşsizlik İlişkisi
Fivezero, 2021
Bu çalışmada 2008Q1-2020Q2 dönemlerini kapsayan zaman diliminde GSYH ve işsizlik verileri incelenerek Türkiye'de ekonomik büyüme ile işsizlik nedenselliği irdelenmiştir. Ekonomik büyüme modellerine kısaca değinilmiş olup, endüstri 4,0 olarak adlandırılan dijital dönüşüm anlayışının günümüz dünyasında ki yerine ve ekonomik büyüme anlayışı içindeki yerine vurgu yapılmıştır. İlgili çalışmada öncelikle veriler mevsim etkisinden arındırılmıştır. Tanımsal istatistikler ile korelasyon incelenmiştir. Birim kök testleri yapılıp seriler hazır hale getirilmiş sonra var modeli ile Granger nedensellik testi yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda işsizlikten GSYH doğru nedensellik tespit edilemezken, GSYH'den işsizliğe doğru Grencer nedensellik tespit edilmiştir.