Klasi̇k Şi̇i̇rden Modern Şi̇i̇re Geçi̇ş Ekseni̇nde Harput/Elaziğ Şi̇i̇ri̇ Ve Şai̇rleri̇ (original) (raw)
Related papers
Sanat Dergisi, 2011
Sanat Dergisi 1 ÖZET Bu araştırmada, Elazığ-Harput bölgesinin müzik kültürünün genel özellikleri; bölgenin coğrafi yapısı, geçmişten günümüze tarihsel gelişimi ve bölge insanlarının günlük yaşantısı dikkate alınarak incelenmiştir. Araştırmada, bölgede icra edilen müzik yapısı bestecilik, seslendirme, kullanılan çalgı türleri ve melodik yönü ile ele alınmış olup bölgeye ait türkü ve şarkıların melodik yapılarına, usul yapısına ve form analizine yer verilmektedir. Özellikle Türk müziğinin önemli yapı taşlarından olan" Türk Halk Müziği" ve "Türk Sanat Müziği'nin" bu bölgede birlikte kullanılıyor olması üzerinde durulan önemli noktalardan biri olmuştur. MUSIC CULTURE OF HARPUT In this research, the general features of the musical culture of Elazığ-Harput region by paying attention to the geographical struture, the historical development from the past to now and the daily life of people of the region. The musical structure performed in the region is studied from many aspects like composition, sound recording techniques, the kinds of musical istruments used; and the melodic structures, time structure and form analyses of folk songs and songs belonging to the region are also included in this research. Performing of "Turkish Folk Music" and "Turkish Art Music" partly together and in interaction with each other in this region is one of the important points which is examined here.
Klasi̇k Türk Şi̇i̇ri̇nde Süpürge İmgesi̇
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2016
Klasik şiirimizde Farsça'dan dilimize geçmiş olan "carub" kelimesi ile ifade edilen süpürge, şairlerimiz tarafından çeşitli tasawurlar içinde ele alınır. Süpürge imgesi, beyitlerde bazen aşığın durumunu dile getiımek, bazen de sevgilinin veya övülenin bir vasfını anlatmak üzere kullanılır. Bu çalışmada çeşitli divanların taranmasıyla elde edilen "carub" (süpürge} kelimesi ve imgesi ile ilgili dil malzemesi hakkında bilgi verilerek söz konusu unsurun klasik Türk şiirinde kullanılış biçimleri üzerinde durulacaktır.
The Elazığ-Palu Silver-Lead Mine in the 1873 Concession Agreement, 2018
Özet Yeraltındaki çoğu yatakta, bakır, kurşun, çinko, altın ve gümüş birlikte bulunmaktadır. Bu tür polimetalik madenlerde maden, hâkim olan mineralin ismiyle anılmaktadır. Antik çağlarda bu madenlerin birbirinden ayrılması mümkün değil iken günümüz teknolojisi sayesinde bu işlem uygulanabilir hale gelmiştir. Ancak kurşun madeninin ana minerali olan Galen (PbS) mineralinin az da olsa gümüş metalini içermesi bakımından bu durum gümüş ve kurşun için farklılık arz etmektedir. Gümüş içeriği yüksek olan kurşun madenlerine " Simli (gümüş) Kurşun Madeni " adı verilir ve simli kurşun madeninde sim ile kurşunun ayrı ayrı elde edilebilmesi mümkündür. Anadolu'da antik çağlardan beri işletilmiş olan hatta günümüzde dahi faal olan simli kurşun madenleri bulunmaktadır. Bunlar; Kütahya Gümüşköy Gümüş Madeni, Balya Simli Kurşun Madenleri, Toroslardaki Kurşun ve Gümüş Madenciliği ve Doğu böl-gesinin en önemli ve en eski simli kurşun madeni olan Elazığ'daki " Keban Simli Kurşun Madeni " havzasıdır. Bölgedeki bir diğer maden ise çalışma konumuzu oluşturan, Elazığ-Palu civarında yer alan kurşun madenidir. Çalışmamızda, 18. yüzyıldan günümüze kadar simli kurşun yatakları ile bilinen ve bölge stratigrafisinin belirlenmesi amacıyla birçok yerbilimci tarafından farklı dönemlerde inceleme ve araştırmalara konu olan, Keban Bölgesine yakın mesafede bulunan Diyarbakır Vilayeti sınırları içerisindeki Mamuret-ü'l Aziz (Elazığ) Sancağı, Palu Kazası, Eğil Nahiyesine tabi Perçeman Karyesindeki teba-yı Devlet-i Aliyye'den Diyarbakırlı Papaz oğlu Agob ve Kılcı Melkon'a ihale olunan simli kurşun madeninin imtiyaz sözleşmesi hakkında bilgi verilecektir. İlgili sözleşmede, öncelikle maden alanının sınırları belirtilerek simli kurşun madeni ihalesinin 1289 (1873) Mart başından itibaren 99 yıllık bir süre için Papaz oğlu Agob ile Kılcı Melkon'a kaldığı ifade edilmiştir. Yine sözleşmede, simli kurşun madeni dışında, alandan çıkarılan diğer madenlerin sözleşmeye dâhil olmadığı, araziden çıkarılan madenden, ihraç olunacaklardan % 5 vergi alınacağı ve sözleşme şartlarına uyulmaması durumunda sözleşmenin 50. maddesi gereğince fesh olunacağı belirtilmiştir. Ayrıca sözleşmeye bir şartname sureti de eklenmiştir. Abstract Copper, lead, zinc, gold and silver minerals exist together in most mineral deposits. Such deposits containing polymetallic minerals are often associated with the most
19. ve 20. Yüzyıllarda Harput Bölgesinin Tekstil Sektöründeki Ticari Gelişmeleri
Anadolu Üniversitesi Sanat & Tasarım Dergisi
Harput, doğal bir geçiş alanı üzerinde yer aldığı için tarih boyunca ulaşımın yoğunluk kazandığı önemli bir kültür ve ticaret noktası olmuştur. Harput şehri, önemli ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle, kervanlara konaklama ve ticaret yapmaları için hizmet sunmuştur. Harput'ta, 19. yüzyıl ve sonrası ipekböcekçiliği, kumaş dokumacılığı ve atölye tipi sanayi faaliyetleri yapılmaktaydı. O dönemde bölgenin en önemli sanayi kolu dokumacılıktır. 19. yüzyılda Fabrikatoryanlar gibi birçok Gayrimüslim tüccar, dokuma endüstrisindeki yeni üretim tekniklerini ve üretim metotlarını gözlemlemek ve geliştirmek için Harput'tan,
Klasi̇k Türk Şi̇i̇ri̇nde Kuhl-İ Cevâhi̇r Ve Tûti̇yâ Üzeri̇ne Bazi Di̇kkatler
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2018
Klasik Türk edebiyatında sevgilinin güzellik unsurlarının yanında onları destekleyen, görünürlüğünü arttıran ögeler de söz konusu edilmiştir. Kuhl, tûtiyâ ve sürme bu ögeler arasında bulunmaktadır. Bu çalışmada "kuhl-i cevahir" ve "tûtiyâ" üzerine semantik bir değerlendirme yapılacaktır. Söz konusu kelimelere öncelikle köken açısından yaklaşılacaktır. Elde edilecek veriler örnek beyitlerle desteklenecektir.
MODERN TESETTÜRLÜ KADININ DÖNÜŞÜMÜ: ÂLÂ DERGİSİ ÖRNEĞİ
Journal of History School, 2017
Kadın, toplumsal konumunun ikincilliği temelinde toplumsal projelerin nesnesi olagelmiştir. Bu bağlamda kadın bedeni bir iktidar mücadelesi alanı olarak tüm siyasi söylemlerin odağında yer almış, kimi zaman geri kalmışlığın, kimi zaman dini inancın, kimi zaman da modernleşmenin göstergesi olarak konumlandırılmıştır. Düşünsel temelleri daha eskiye dayanmakla birlikte Türkiye’de yeni muhafazakâr söylemin yükselişi ile şekillenen siyasi ve ekonomik ortamda yeni tesettürlü kadın profili inşa edilmiştir. Tesettürün bir modaya dönüşmesini de içine alan bu süreçte geleneksel örtünme biçimi modernize edilmiş ve kentli, eğitimli ve tesettürlü kadının çerçevesi çizilmiştir. Bu yeni tesettürlü kadının giyimine ya da beğenilerine rehberlik etmek amacıyla yayın hayatına başlayan Âlâ Dergisi ilk tesettür modası dergisi olması nedeniyle önemli bir yere sahiptir. Çalışma bağlamında belirlenen örneklem dâhilinde, bu dergideki tesettürlü kadın kodlarının eleştirel söylem çözümlemesi yapılmış ve hem tesettür ve moda çelişkiselliği hem de eril söylemin yeniden üretimi ortaya konmaya çalışılmıştır.
Klasi̇k Türk Şi̇i̇ri̇nde “Mi̇blağ” Keli̇mesi̇ni̇n Kullanimi Üzeri̇ne Tespi̇tler
Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi [Journal Of Old Turkish Literature Researches], 2020
Klasik Türk edebiyatı metinlerini günümüz Türkçesine aktarırken veya anlamlandırırken en usta araştırmacılar bile hatalar yapabilir. Araştırmacı/okuyucu metni çevirirken veya anlamlandırırken doğal olarak ilk önce ilgili sözlüklere bakar. Fakat sözlükler bir metni çevirmek için hele anlamlandırmak için yeterli değildir. Klasik Türk edebiyatı metinleri, müstensihler tarafından el yazısıyla ve müstensihin hafızasına dayanılarak çoğaltıldığı için metne çok güvenmemek gerekir. Fazladan veya eksik bir nokta bile kelimeyi yanlış okumaya böylece metni yanlış anlamlandırmaya yöneltir. Ayrıca bir kelimenin birden çok anlamı olabilir veya o kelime sadece bir şair tarafından sözlüklerden farklı bir anlamda kullanılabilir. Bu yüzden bir metni çevirirken veya anlamlandırırken mutlaka metnin bağlamına bakılmalıdır. Metin bağlamı üzerinde yürütülen en kapsamlı çalışma şu an TEBDİZ (Tarih ve Edebiyat Metinleri Bağlamlı Dizini ve İşlevsel Sözlüğü) projesidir. Bu proje dâhilinde çalışırken "özel bir spatula, kepçe, kaşık" anlamlarına gelen "miblağ" kelimesi dikkatimizi çekmiştir. Sekseni aşkın divanı taradığımızda bu kelimenin "meblağ" kelimesiyle karıştırılmış olduğu ve dolayısıyla kelimenin geçtiği beyte yanlış anlam verildiği fark edilmiştir. İşte bu çalışmada "miblağ" kelimesinin Seyyid Vehbî (1736), Nâbî (1712), Nedim (1730), Nevîzâde Atâyî (1635), Emrî (1575), Mantıkî (1635) gibi şairlerin divanlarında nasıl okunduğu ve ne anlam verildiği incelenecektir.
Geleneksel Kültürden Modern Uygulamalara: Şi̇faci Kadinlar
Folklor Akademi Dergisi
Halk hekimliği, halk tıbbı, geleneksel tıp gibi adlarla anılan şifacılık dünyasında modern tıptaki fiziksel iyileştirmenin yanı sıra ruhsal iyileştirme de önem kazanır. Şifa; fiziksel veya ruhsal bir hastalığın sona ermesi, iyileşme anlamına gelir. Ancak dini ögeler içermesi, yer yer majik pratikler içermesi terimin mistik bir boyutu olduğunu da gösterir. Beden ve ruhu bir bütün olarak gören şifa alanında hastalık nedenleri bazı durumlarda doğaüstü güçlerle ilişkilendirilir. Bu alanın uygulayıcıları olan şifacılar iyileştirme yöntemlerinde bu doğaüstü güçlere yönelik yolları da dâhil etmişlerdir. İlkel topluluklardan itibaren şifacılık konusunda kadının yeri ve kısmen ön planda oluşu ile ilgili veriler dikkat çekicidir. Kadının doğası gereği şifacı ve hatta doğası gereği şaman olduğuna dair yaygın bir inanış vardır. İlkel dönemler itibariyle kadınsal süreçler nedeniyle barınak, mağara gibi yaşadıkları mekânlarda zorunlu olarak vakit geçiren kadınlar yaşlı bilgelerin iyileştirme konu...