Adolesan Çağı Akut Konvülziyonunda Nadir Bir Etiyoloji; Hashimoto Ensefalopatisi (original) (raw)
Related papers
Turkish Journal of Pediatric Disease, 2020
İdiyopatik pulmoner hemosiderozis (İPH), demir eksikliği anemisi (DEA), tekrarlayan alveoler hemoraji atakları ve hemoptizi ile seyreden ve etyolojisi tam bilinmeyen nadir bir hastalıktır. Olguların büyük çoğunluğu çocukluk döneminde görülür. Klinik olarak hemoptizi, alveoler hemoraji atakları sırasında gelişen solunum sıkıntısı, akciğer grafisinde parankimal infiltratlar ve sekonder demir eksikliği anemisi gibi bulgularla prezente olur. Bu nedenle de tekrarlayan solunum sıkıntısı ve demir eksikliği anemisine neden olan diğer hastalıklarla ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Biz burada tekrarlayan alt solunum yolu infeksiyonu ve kistik fibrozis ön tanısıyla izlenen ve İPH tanısı alan iki yaşındaki bir olguyu sunuyoruz. Olgunun tanısı bronkoalveoler lavaj sıvısında hemosiderin yüklü makrofajlar görülerek doğrulanmış ve steroid tedavisi ile remisyon sağlanmıştır.
Olgu Sunumu: Adölesan Dönemde over Torsiyonu ile Gelen Nadir bir Over Tümörü
2010
Kiz cocuklarinda over tumorleri torsiyone olarak akut karin tablosuna neden olabilir. Son yillarda over torsiyonunda iskemik hasara ragmen overin korunmasi ve ooferektomi veya salpingoooferektomi yapilmaksizin konservatif tedavi yapilabilecegi onerilmektedir. Over kistadenofibromlari cocuklarda nadir gorulmektedir. Burada kistadenofibrom nedeniyle over torsiyonu olan 16 yasinda kiz olgu adolesanlarda over kistadenofibromlarinin klinik ozellikleri ve tedavi yontemleri tartisilmak uzere sunulmustur.
İdiyopatik Osteosklerozun Nadir Görülen Komplikasyonu: Olgu Sunumu
Journal of International Dental Sciences
Çenelerde gözlenen idiyopatik osteoskleroz (İO), etiyolojisi bilinmeyen bir lokal radyopasite olarak tanımlanmaktadır. Bu lezyonların çoğu asemptomatik olmakla birlikte çoğu zaman başka nedenlerle alınan radyograflarda tesadüfen saptanırlar. Literatürde İO yerine; yoğun kemik adası, enostoz veya fokal periapikal osteopetrosis gibi çeşitli isimler de kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, İO'nun nadir görülen bir komplikasyonu olarak gözlenen eksternal kök rezorpsiyonu olgusunu sunmaktır. 31 yaşında erkek hasta, sol üst arka bölgede ağrı şikayeti ile kliniğimize başvurdu. Hastadan alınan anamnezde herhangi bir sistemik hastalığının olmadığı ve sigara kullanmadığı öğrenildi. Klinik muayenede, sol üst birinci ve ikinci molar dişinde çürük ve ağrı olduğu gözlendi. Panoramik ve periapikal radyograflarda sol alt birinci molar dişinin kök apeksi üzerine süperpoze, düzensiz ve belirgin sınırlı radyoopasite izlendi. Mezial kök apeksinde rezorpsiyon ile uyumlu görüntü izlendi ve üç boyutlu değerlendirilebilmesi için konik ışınlı bilgisayarlı tomografi tetkiki istendi. Bu olguda, İO radyografik muayene sırasında tesadüfen saptandı. Hastaya 6 ay sonrası için takip randevusu verildi. Sonuç olarak, bu olgu sunumunda idiyopatik osteosklerozun nadir görülen bir komplikasyonu olarak eksternal kök rezorpsiyon olgusu açıklanmıştır.
Epididimoorşitle Başvuran Adolesan Brusella Olgusu
Güncel Pediatri, 2013
Brusella sistemik bir enfeksiyon hastalığıdır ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı problemidir. Birçok organ ve sistemi tutabilen bu zoonotik hastalığın çocuklarda nadir bir prezentasyonu epididimoorşit şeklinde olabilir. Burada sunduğumuz adolesan olgu sadece skrotal şişlik şikayeti ile başvurmuş ve sonradan brusella epididimoorşit tanısı almıştır. Brusella nadiren epididimoorşit tablosu ile ortaya çıkabilir. Skrotal hastalıkların ayırıcı tanısında brusellaya bağlı epididimoorşitin özellikle hastalığın endemik olduğu bölgelerde akılda tutulması önemlidir. İyi bir öykü ve laboratuvar testleri ile tanıya gidilebilir ve uygun tedavi ile nekrotizan orşit, oligospermi, azospermi gibi komplikasyonlar önlenebilir. (Gün cel Pe di at ri 2013; 11: 150-2) Anah tar ke li me ler: Epididimoorşit, adolesan, brusella SUM MARY Brucellosis is a sistemic infectious disease and it is a major public health problem in our country. It can involve many organs and systems and epididymoorchitis can be a rare presentation of this zoonotic disease in children. Here we report an adolescent patient who presented only with scrotal sweeling and brucella epididymoorchitis diagnosed later. Brucellosis can be rarely seen as epididimoorchitis. So it should be especially considered in the differential diagnosis in endemic areas of brucellosis. It can be diagnosed with a well documented history and relevant laboratory investigations and appropriate treatments can prevent a number of serious complications such as necrotizing orchitis, oligospermia and azospermia.
Tafll› Yüzük Hücreli Mide Adenokarsinomunun Nadir Metastazlar
2000
Radiological findings of metastasis of gastric signet-ring-cell adenocarcinoma In this report radiological findings of two cases of unusual metastasis from gastric signet-ring-cell adenocarcinoma were demonstrated. Histopathologic features and differential diagnosis of these unusual cases were also discussed.
SOS-CON Social Sciences Congresses , 2019
Türkiye’de feminizme 19. yüzyıl sonlarında adım atılsa da kadınların bir “özne” olarak algılanabilmesi Cumhuriyet dönemine dayanır. Özellikle, 1970’lerden itibaren Türk kadın yazarlar, o döneme kadar karanlığa gömülen kadınlara ses vererek toplumsal cinsiyet sorunsalını konu edinmiştir. Erendiz Atasü onlardan biridir. Değişen sosyo-kültürel ve kapitalist etkilerle toplumsal cinsiyetin keskinleştiği “kent,” Atasü’nün eserlerinde ön plandadır. Henri Lefebvre, Mekânın Üretimi (1974) adlı eserinde bahsettiği “algılanan”, “tasarlanan” ve “yaşanan” mekândan oluşan “mekân üçlüsü” kavramı, mekân ve insan arasındaki devinimsel ilişkiye ışık tutar. Lefebvre’ye görae, mekân ve insan birbirlerini sürekli üretme ve yabancılaştırma sürecindedir. Atasü’nün birçok eseri ataerkil düzenin üretimi olan “tasarlanan mekân”ların toplumsal cinsiyeti kökleştiren “algılanan mekânlar” olduğunu, “algılanan mekân”ların ise “yaşanan mekân”da kadını ve erkeği birbirlerine, mekâna ve hatta kendilerine yabancılaştırdıklarını gösterir. Yazarın “Balkon Saati” ve “Ağlamak” öykülerinde de kadın başkahramanların iç ve dış mekândaki toplumsal cinsiyet kıskacında yabancılaşmaları görülür. Bu çalışma eserlerdeki yabancılaşmayı Lefebvre’nin “mekân üçlüsü” kavramıyla incelemeyi amaçlamaktadır.
Nadir bir akut batın nedeni: Amyand hernisi
Kocaeli Tıp Dergisi, 2015
Amyand fıtığı; inguinal herni kesesi içerisinde apendiks vermiformisin bulunması durumudur. Tanı genellikle intraoperatif konulur. Genellikle herni kesesi içerisinde normal bir apendiks gözlenir.Basınç artışına bağlı olarak apendiks inflamasyonunun gelişmesi oldukça nadir olarak karşımıza çıkmaktadır. Biz bu olguda akut batın ön tanısı ile laparoskopik opere edilen bir Amyand hernisi vakası sunacağız
16 Yaşındaki Hastada Hemoptizinin Nadir Bir Nedeni: İdiyopatik Pulmoner Hemosideroz
Turkish Journal of Pediatric Disease, 2014
Hemoptizi; trakeobronşiyal ağaç ya da akciğer parankiminden kaynaklanan kanamanın ekspektorasyonudur. Balgamda çizgi şeklinde kan görülmesinden masif hemoptizi olarak isimlendirilen ve çoğunlukla ölümcül olabilen kanamaya kadar değişebilmektedir. Nedenleri; sistemik hastalıklar (Goodpasture Sendromu, Wegener granülomatozisi, sistemik lupus eritematozus), kardiyak (mitral stenoz, triküspit endokarditi), pulmoner (bronşektazi, pulmoner emboli, kistik fibrozis) neoplastik (bronşiyal adenom, bronkojenik karsinom, metastatik tümör) travmatik (künt ya da penetre göğüs travması), enfeksiyöz (akciğer apsesi, tüberküloz), vasküler (pulmoner hipertansiyon, A-V malformasyon, aort anevrizması), hematolojik (Dissemine intravaskuler koagülasyon, trombositopeni) hastalıklar olabileceği gibi ilaç (aspirin, kokain) ya da toksik nedenlerle ve iyatrojenik (bronkoskopi, transtrakeal aspirasyon) de olabilir (1). ÖZET Hemoptizi; trakeobronşiyal ağaç ya da akciğer parankiminden kaynaklanan kanamanın ekspektorasyonudur. Kardiak, pulmoner, hematolojik, enfeksiyoz nedenler, bazı sistemik hastalıklar ve idiyopatik pulmoner hemosideroz hemoptiziye yol açabilir. İdiyopatik pulmoner hemosiderozis; akciğerlerde anormal hemosiderin depolanmasıyla giden, difüz alveolar hemorajiye bağlı hemoptizi yapan nadir bir pulmoner hastalıktır. İdiyopatik pulmoner hemosiderozis genellikle on yaş altında, yaygın olarak da 1-7 yaşta görülür. Çocukluk çağında cinsiyet dağılımı eşit iken, erişkin dönemde erkeklerde daha sık görülmektedir. Tanısı fiberoptik bronkoskopi ile alınan bronkoalveoler lavaj sıvısında hemosiderin yüklü makrofajların görülmesiyle ve intrapulmoner, ekstrapulmoner kanama yapabilen nedenler ekarte edilerek konulur. Burada, hemoptizi ile gelen ve İdiyopatik pulmoner hemosiderozis tanısı alan kız olguyu, hastalığın nadir görülmesi nedeniyle tekrar hatırlatmak ve ilk kez adölesan dönemde bulgu vermesini vurgulamak amacıyla sunduk. Çocukluk ve adelosan dönemde solunumsal semptomlar, özellikle de hemoptizi ile başvuran; göğüs görüntülemede yamalı, yaygın buzlu cam görünümü saptanan olgularda, ayırıcı tanıda İdiyopatik pulmoner hemosiderozis yer almalıdır.