MEVLÂNÂ'NIN Allah Sevgi̇si̇ (Aşki) İle İlgi̇li̇ Şi̇i̇rleri̇ni̇n KUR'AN Açisindan Değerlendi̇ri̇lmesi̇ (original) (raw)
Related papers
MEVLÂNÂ'NIN MESNEVİ'SİNDE EHLİYET VE LİYAKAT KAVRAMLARI
Mesnevisinde özlediği insân-ı kâmil tipini hikâyeler vasıtasıyla tasvir eden Hz. Mevlânâ, bir yandan bu insanda bulunması gereken hasletleri anlatıp bu özelliklerle donanmayı tavsiye ederken bir yandan da bu hasletlerin zıttı veya bulunmayışı durumunu eleştirerek dolaylı yoldan bunlardan uzak durulmasını ister. Ehliyet ve liyakat bu çerçevede onun üzerinde durduğu en önemli kavramlardandır. Mevlânâ'ya göre toplumda barışın, adaletin, huzurun sağlanması ancak bu kavramlara önem verilmesi, ehliyet ve liyakat sahibi insanların iş başına getirilmesiyle mümkün olabilecektir. Ehliyet ve liyakate bakılmaksızın işlerin yürütülmeye çalışılması halinde ise toplumsal düzenin işleyişinde aksaklıklar ortaya çıkacaktır.
MEVLÂNÂ'NIN MESNEVİ'SİNDE İŞÂRÎ TEFSİR ÖRNEKLERİ
ÖZET Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (ö. 672/1273) on üçüncü yüzyılda yaşamış büyük âlim, şair ve sufidir. O, Kur’an’ı ve sünneti bir yaşam düsturu haline getirmiştir. Bunu yaparken de Allah ve peygamber aşkını ön plana çıkarmıştır. Onun kaleme aldığı bütün eserlerinde özellikle de Mesnevî’de bu aşkın izlerini görmek mümkündür. Mesnevî onun ilmî görüşlerini içeren en önemli eserlerinden biridir. Mevlânâ didaktik bir üslupla kaleme aldığı bu eserle, dinin üç temel umdesi olan inanç, amel ve ahlakı merkeze alarak kemal yolculuğunda insana rehberlik etmeyi amaçlar. Bunu gerçekleştirirken, ortaya koyduğu görüşlerini ayet ve hadislerle temellendirir. Öyle ki, astronomi, tıp, felsefe, sosyoloji ve psikoloji gibi pek çok ilmin ışığında söylediği hikmetli sözlerin bile bir yönüyle ayet ve hadislerle ilişkilendirildiğini görmek mümkündür. Mevlana, Mesnevî’de ayetlerin yer yer zahiri manasından da bahsetmekle birlikte çoğu zaman bu manayı, ilgili tefsirlere havale ederek ayetlerin işârî yönleri üzerine odaklanır. O, ayetleri açıklarken, onlarla verilmek istenen ders ve hikmetleri etkili bir şekilde vurgular. Mesnevî’de Kur’an tarihi, sebeb-i nüzûl, ayetler ve sureler arası tenasüp gibi ulûmu’lKur’an’a ilişkin hususlar da göze çarpmaktadır. Eserde rivayet ve dirayet tefsiri örnekleri bulunmakla birlikte asıl ön plana çıkan tefsir yaklaşımı işârî niteliklidir. Bu bakımdan Mesnevî’nin manzum bir işârî tefsir olduğu da söylenir. İşte biz bu çalışmamızda Mesnevî’de yer alan işârî tefsir örneklerinin bir kısmını ele almaya çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Tefsir, İşari Tefsir, Tasavvufî Yorum, Mevlânâ, Mesnevi. * Yrd. Doç. Dr., Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagati Anabilim Dalı. El-mek: yasinpisgin- 1175@hotmail.com 570 Yasin PİŞGİN Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/17 Fall 2016 EXAMPLES OF ISHARI TAFSIR IN RUMI’S MATHNAWI ABSTRACT Mawlana Jalal al-Din Rumi (d. 672/1273) isa great scholar, poet and sufi of the thirteenth-century. Mevlana is the most well-known Islamic character then Hazreti Muhammed. He wanted to reach God by excitement and love beyond knowledge, contemplation and art. According to him, the love is the safest way to understand correctly of Qur'an He has written his book getting guidance the Qur’an and Sunnah. Next to Diwan al-Kabir, Mathnawi is his most important work that includes his scholarly views. The first and most important source of Mathnawi is the Qur'an. In terms of content and method, Mevlana in this work; used usually isara tafsir method. Because Mevlana is a sufi and Mathnawi is a mystical work. Because of a secret signs, sufis are usually interpret the verse of Koran out of the visible meanings. In terms of storytelling and making misal, method of Mathnawi is similar to the Qur'an. Rumi, in Mathnawi associates wise words related to psychology astronomy, medicine, philosophy, sociology and psychology with Qur'an. Written in a didactic style, with this work, Mawlana aims to guide human beings in their journey to perfection by focusing on the three basic elements of religion: belief, practice, and morality. In doing so, he substantiates his views with verses and hadiths. Although there are tafasir of dirayat and riwayat in Mathnawi, the type of tafsir coming to the fore essentially is the ishari tafsir. Because of this, it is said that Mathnawi is also a poetical ishari tafsir work. Therefore, in this study, we will try to examine some examples of ishari tafsir that exist in Mathnawi.
MEVLÂNÂ'NIN MESNEVİ'Sİ EKSENİNDE HADİS YORUMU ÜZERİNE BAZI DEĞERLENDİRMELER
Sûfiler yani tasavvuf geleneği; genel olarak dini metinlerin, özel olarak da hadislerin anlaşılmasında diğer yöntemler yanında "işâri yorum" denilen yöntemi de kullanmıştır. Bu bağlamda bizim kanaatimiz, "işâri yorum"u bütünüyle dışlamak yerine onu, ayet ve hadislerin anlaşılması ve yorumlanmasında bir imkan olarak değerlendirmek, İslami ilimler arasındaki iç tutarlılık ve yorumda bütünlük açısından ondan istifade etmek ya da en azından göz ardı etmemek gerektiği yönündedir. Bir sûfi olarak Mevlânâ da Mesnevi adlı eserinde bu tür yorumlara yer vermiştir. Araştırmamız, Mesnevi'de yer almakla beraber hem geleneksel, hem de modern dönemde İslami ilimlerin farklı alanlarında istimal edilmiş, temsil gücü yüksek seçme rivayetler üzerinden mezkur imkana vurgu yapmaktadır. Rivayetler "Yorumda Bütünlük/Yorumda İç Tutarlılık", "Yorumda Parçalanma" ve "Yorumda Vurgu Kayması" gibi başlıklar altında ele alınmış, işâri yorumun bir imkan olarak kullanılmasının önündeki engellere temas edilmiştir.
MEVLÂNÂ'NIN Mutasavvif Şâi̇rlere Etki̇si̇: Ahmed Kuddûsî Örneği̇
DergiPark (Istanbul University), 2007
Mevlânâ, başta Osmanlı coğrafyası olmak üzere bütün İslâm dünyasında, hatta bütün dünyada etkili olmuş önemli bir mutasavvıftır. Onun bu etkisi en belirgin bir şekilde İslâm düşüncesinde ve tasavvuf edebiyatında kendisini göstermiştir. O, Yaratıcının sevgisini içselleştirip, hâline yansıtan, sûfîlerin duygularına tercüman olan üstün bir kişiliktir. İşte XVIII. yüzyılın ikinci yarısıyla XIX. yüzyılın ilk yarısında Anadolu"da yaşayan mutasavvıf şâir Ahmed Kuddûsî (ö. 1265/1849)"de 1 Mevlânâ"nın tesirinde kalan, onun tasavvuf düşünce geleneğini en belirgin bir şekilde temsil eden önemli bir sûfîdir. Mevlânâ"nın kendinden sonraki mutasavvıf şâirler üzerindeki tesiri, hem şiir, hem de düşünce açısından olmuştur. Mevlânâ"nın her iki açıdan da Kuddûsî üzerindeki etkisi daha açık bir şekilde görülmektedir.
MEVLÂNÂ'NIN TASAVVUFÎ DÜŞÜNCESİNİN KAYNAKLARI
Düşüncelerini Kur'ân ve Hadis çerçevesinde oluşturan Mevlânâ, Hanefi-Maturidi Fıkıh geleniğini ve Kübrevî tarikatını benimsemiştir. Ahmet Gazzâlî, Hakîm, Senâî, Ferideddin Attâr'ın sevgi ve aşk yolunu takip etmiştir. Vahdet-i Vücud anlayışını eserlerinde yansıtmıştır. Şems-i Tebrizi ile aşk ve cezbenin zirvesine çıkmıştır. Gönlüne yerleştirdiği Allah sevgisi, insanlar ve mahlûkata karşı tevazu ve nezaketle yaklaşmasının kaynağı olmuştur. Anahtar Kelimeler: Mevlânâ, sevgi, cezbe, vecd, kalp.
MEVLÂNÂ’YA GÖRE YARATILIŞI YARATILANLAR ÜZERİNDEN OKUMAK
Considering the human being chosen in the universe and being the creature to whom everything serves him, the question comes to mind if everything was created for him and what is for him. "I created jinn and people only so that they worship me." As mentioned in the verse above, the main duty of man is to worship Allah. Of course, this worship is better if it is a conscious worship. It should not be very difficult for a person who looks at the universe with a careful eye to see that everything mentions and remembers Allah. Every creature in the universe is a book that informs us from its creator. In this study, we will try to read what is written by God in the book of the universe. When we look at the universe, we will try to find the traces of the creator behind what is generally seen. In doing so, we will benefit from Mevlana's views. Mevlânâ sees the whole world as a jug full of science and beauty; "I was a hidden treasure; I wanted to be known, I created the presence." With the divine hadith, it expresses that God is a hidden treasure and that he was split and revealed himself because he was so full. He thinks that there are two worlds, the world of existence and meaning. The world of being is like the day, you see clearly what is happening, it gives itself away easily. The world of the meaning is like the night, you have to light your heart to find it. In fact, the creator of all works and everything is God. But those who look at the outside of everything, those who stay in the shell, cannot see anything but causes. Those who are stuck with the reasons cannot read the arts in the presence. It is out of question for those who cannot transfer to arts to reach Sâni' that the creator who created artful. The way to fully read the arts in the creatures is to have knowledge of the branches of science that examine them.
Turkish Studies MEVLÂNA'NIN DİNLER-ÜSTÜ BİR HÜMANİST OLDUĞU SAVI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
ÖZET Herhangi bir fikrin, bir düşüncenin ya da bir akımın önemi, evrenselliği, doğruluğu ya da yanlışlığı, o konuda ortaya konmuş olan diğer fikir, düşünce ve akımlarla yapılacak karşılaştırmalarla daha iyi anlaşılabilir. Bu nedenle; Tanrı, din ve insan hakkında daha doğru bir sonuca ulaşabilmek için Mevlâna'nın Tanrı, din ve insan tasavvuru ile bu konularda ortaya konmuş olan diğer fikir, görüş ve tasavvurları karşılaştırmalı olarak incelemek daha doğru olacaktır. Günümüzde Mevlâna, insanlık ve insan sevgisiyle ilgili söylemlerinden dolayı bazı çevrelerce hümanist olarak tanımlanmaktadır. Batı düşüncesinde hümanizm, insanı evrenin merkezine oturtmakta, onu her şeyin tek ölçüsü olarak kabul etmekte, maneviyattan ve değerlerden soyutlayarak ele aldığı insanı yücelterek bir anlamda ilahlaştırmaktadır. Oysa Mevlâna'nın insana dair görüşlerinin temelinde Tanrı bulunmaktadır. Tanrı merkezli bir inancın ve anlayışın savunucusu olan Mevlâna, yaratılmışların en şereflisi olarak kabul ettiği insanı Tanrı'nın yeryüzündeki bir yansıması olarak görmekte, Tanrı'dan kopuk bir insan tasavvurunu reddetmektedir. İnsanı her şeyin ölçüsü kabul eden Batıdaki tanrısız hümanist akımlar insanın üstünde bir gücü kabul etmezken, Tanrı merkezli bir inancın ve anlayışın savunucusu olan Mevlâna'nın insan sevgisi ve insanı yaratılmışların en üstünü olarak algılaması; hümanizmden değil, ilahi tecellilerin Tanrı'nın yeryüzündeki halifesi olan insanda toplanmış olmasındandır. Bu makalede, Mevlâna'nın ve hümanizmin Tanrı, din ve insan tasavvurları karşılaştırmalı olarak incelenerek Mevlâna'nın dinler-üstü hümanist bir mütefekkir mi, yoksa dini merkeze alan Müslüman bir mutasavvıf mı olduğu sorusuna cevap aranacaktır.