KÜLTÜREL MİRAS UNSURU OLAN HALI VE KİLİMLERDEKİ DAMGALAR, İMLER VE ANLAMLARI (original) (raw)
Related papers
KÜLTÜREL MİRASI KORUMA KONUSUNDA MÜZELERE DÜŞEN GÖREVLER
UNIMUSEUM, 2022
In this study, the perspective on cultural heritage and the change from the 18th century to the present, the precautions taken by different countries and organizations for the protection of cultural heritage during and after the world wars are discussed. The precautions taken by UNESCO and the United Nations, which were established after the World War II, in this regard and the irregularities experienced despite this, the importance of public education in this sense are presented with examples. This study, which brings suggestions for the protection of cultural heritage, has approached the subject through certain examples. In particular, the precautions to be taken in case of war or occupation are discussed.
KIRSAL MİMARLIĞIN KORUNMASI İLE İLGİLİ ULUSLARARASI ÇABALAR, TÜZÜKLER
IV. ULUSLARARASI KÜLTÜR VE MEDENİYET KONGRESİ 21-23 Aralık 2018 Mardin Institution Of Economic Development And Social Researches Publications TAM METİN KİTABI, 2018
Kırsal mimarinin korunması gerekli bir değer olduğu özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından sonra Avrupa’da çıkarılan yasa ya da tavsiyelerle desteklenmiştir. Çalışma kapsamında iki binli yılların başına kadar Avrupa’da kırsal mimarinin korunmasına yönelik çıkarılmış olan tüzük, sözleşme, karar ve tavsiyeler kronolojik sıraya göre incelenerek değerlendirilmişlerdir. Venedik Tüzüğü ( Mayıs 1964 ), Köy ve Kent Arasındaki Dengede Kırsal Canlandırma Politikalarına İlişkin İlke Kararı (73/3) (Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 1973), Granada Kararı: Bölgesel Planlamada Kırsal Mimari, Avrupa Pilot Projeler Programı Sempozyumu No: 5 (1977), Kırsal Mimari Mirasa İlişkin 881/1979 No’ lu Tavsiye Kararı (Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 1979), Avrupa Mimari Mirasının Korunması Sözleşmesi (3 Ekim 1985), Kırsal Mimari Mirasın Korunması ve Değerinin Arttırılması Hakkında Tavsiye (89/6) (Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 1989), Kırsal Alandaki Altyapı ve Ulaşım Hakkında Tavsiye (90/12) (Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 1990), Çevre Politikaları Kapsamında Bütünleşik Kültürel Çevre Koruması Üzerine Tavsiye (95/9) (Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 1995), ICOMOS Geleneksel Mimari Miras Tüzüğü (1999), Avrupa'nın Kırsal ve Ada Bölgelerinde Doğal, Mimari ve Kültürel Mirasın Korunması Kararları (2006); kırsal mimari açısından ele alınan tüzük ve kararlardandır.
Öz: Soğuk Savaş konjonktüründe askeri ve ekonomik yaptırımlardan müteşekkil olan "sert güç" kavramı ön plana çıkmışken, Soğuk Savaş sonrası konjonktürde ülkelerin sahip olduğu tarihi, kültürel ve evrensel değerlerden oluşan "yumuşak güç" kavramı önemini artırmıştır. Bir silahlanma ve ideoloji savaşı olan iki kutuplu sistemin sona ermesinden sonra aidiyet, kimlik ve kültür gibi unsurların uluslararası sistemdeki önemi anlaşılmış, uluslararası ilişkiler disiplininde sosyal inşacı teoriler ön plana çıkmıştır. Bu bağlamda ülkeler; dilleri, kültürleri, değerleri ve politikaları aracılığıyla, diğer ülkeler üzerinde zora dayanmayan bir etki oluşturmak üzere dış politika perspektiflerini yeniden dizayn etmişlerdir. Türkiye de bu yeni düzen doğrultusunda dış politika yaklaşımını değiştirmiş ve uluslararası politikada dış yardımlar ile birlikte kültürel diplomasiyi de içine alan bir perspektifi benimsemiştir. Kültürel diplomasinin etkin bir şekilde uygulanması, az gelişmiş ülkelerin dış yardımlarla ilgili ön yargılarını ve bu yardımları adeta birer istihbarat aracı olarak görmelerini engelleyebilir. Bu bağlamda dış yardımların daha etkin olması ve içten kabulü noktasında kültürel diplomasinin son derece önemli bir rolü bulunmaktadır Anahtar Kelimeler: Kültürel Diplomasi, Soğuk Savaş Sonrası Dönem, Yumuşak Güç, Yunus Emre Enstitüsü.
YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDA SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS UNSURLARININ İNCELENMESİ
Turkish Studies , 2019
ÖZ Türkçenin tarihi geçmişi incelendiğinde sözlü dil tarihinin milattan önceki dönemlere, yazılı dil tarihinin ise 7. yüzyıla (Çoyr/Çoyren Yazıtı) kadar dayandığı bilinmektedir. Böylesine geniş bir tarihsel süreç Türkçenin kültür bakımından da zenginleşmesine olanak sağlamıştır. Bu durum başta ana dili öğretimi olmak üzere yabancı dil olarak Türkçe öğretimini de etkilemektedir. Çünkü dilin önemli işlevlerinden biri olan kültür aktarımı, dil öğretimi sürecinde de etkili olmaktadır. Bir toplumun karakteristik kültürel değerlerinin ve özelliklerinin yeni nesillere çeşitli yollarla aktarılması olarak tanımlanan kültür aktarımının bir boyutunu da Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) unsurları oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yabancı dil olarak Türkçe ders kitaplarında yer alan somut olmayan kültürel miras unsurlarını incelemektir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi çerçevesinde doküman incelemesine başvurulmuştur. Çalışma dokümanlarını Gazi Üniversitesi TÖMER tarafından yayımlanan yabancılar için Türkçe ders kitapları oluşturmaktadır. Dokümanlar tümdengelimsel analiz tekniği ile çözümlenmiştir. İncelenen ders kitaplarının tümünde SOKÜM ögelerine yer verildiği ancak okuma metni sayısı göz önünde bulundurulduğunda tüm kitaplarda SOKÜM unsurlarının oranının ortalama % 20 olduğu tespit edilmiştir. Ders kitaplarının düzeyleri ele alındığında ise temel düzeyde (A1-A2) 9, orta düzeyde (B1-B2) 10, ileri düzeyde (C1) ise 7 SOKÜM ögesi tespit edilmiştir. Yabancı dil olarak Türkçe ders kitaplarında 38 SOKÜM alt ögesinden yalnızca 13'üne yer verildiği belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre yabancılar için Türkçe ders kitaplarında yer alan okuma metinlerinde SOKÜM ögelerine daha fazla yer verilmesi önerilmektedir.
TÜRKÇEDE ÖRTÜLÜ ANLAM OLUŞTURAN UNSURLAR VE ANA DİLİ ÖĞRETİMİNDEKİ İŞLEVLERİ
Özet Bu çalışmada, Türkçede örtülü anlam oluşturan unsurlar, ana dili öğretimindeki işlevleri çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışma, içerik olarak iki ana bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde, Türkçede örtülü anlam oluşturan dokuz kavram üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda mecazlar, bağdaştırmalar / metafor, duygu değeri / çağrışımlar, aktarmalar, derin yapı yüzey yapı ayrımı gösteren cümleler, önvarsayım, sezdirimler, eksiltili anlatımlar, deyimler ve atasözleri örneklerle analiz edilmiştir. Bu kavramların, örtülü anlam oluşturma yönünden gerek nitelik gerekse kullanım açısından birbirlerinden farklı oldukları tespit edilmiştir. Özellikle uzak bağdaştırmalar, örtülü anlam oluşturan unsurların en tipik örnekleri olarak kabul edilebilir. Çalışmanın ikinci bölümünde, analiz edilen örtülü anlamlar ana dili öğretimindeki işlevleri çerçevesinde ele alınmıştır. Örtülü anlam oluşturan unsurun analizi ve dil eğitimindeki işlevleri aynı başlık altında değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler sonucunda, örtülü anlamların öğrencilerin soyut düşünme, yaratıcı düşünme ve yaratıcı dil becerilerini geliştirmede, bilgi işleme sürecinde bilgiyi uzun süreli bellekte kalıcı hâle getirmede ve okuma / anlama sürecinde etkili oldukları tespit edilmiştir.
KÜLTÜR MİRASININ KORUNMASI VE KÜLTÜREL KİMLİK SORUNSALI
Üzerinde yaĢamıĢ olduğumuz coğrafya on binlerce yıldır bilinen ve bilinmeyen bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıĢ , dünya uygarlık tarihi literatüründe ilk sıralara yerleĢmiĢ , gerek fiziksel topografik özellikleri gerek maddi ve manevi kültürel birikimiyle baĢlı baĢına tepeden tırnağa bir kültür mirası kaynağı olan Anadolu"dur.Ve biz bu zengin birikimin ve coğrafyanın mirasçıları olarak burada yaĢayan bir nesiliz.Anadolu, doğal ve konumsal niteliklerine bağlı olarak, çok eski dönemlerden itibaren sürekli yerleĢime maruz kalmıĢtır.Bu tarihsel süreklilik içinde Anadolu toprakları, farklı kültürel ve sosyal yapılara sahip bir çok uygarlığın geliĢimi için zemin oluĢturmuĢtur.Anadolunun farklı bölgelerinde, değiĢik uygarlıkların yansıması olarak geliĢen yapılı çevrelerin nitelikleri, içerikleri, dönemleri ve bu dönemlerin bir araya geliĢleri farklılaĢır.Ancak "yeleĢim sürekliliği" ve bunun sonucunda oluĢan " fiziksel ve kültürel katmanlaĢma" bir çok Anadolu kentinin ortak özelliği olarak ortaya çıkmaktadır ki bu da onları "çok katmanlı kent" olarak tanımlamayı mümkün kılar 1. Geçmişten Bugüne Anadolu Kültürel mirasa 2 konu olan tarihi eserlerimizin kaynağını oluĢturan Anadolu"nun kısaca tarihine bir bakacak olursak; Anadolu için tarihi çağlar ancak M.Ö. 1950 civarında baĢlar, çünkü bu tarihlerde Anadolu yazı ile tanıĢmaktadır.Fakat elbette bundan öncesi olan tarih öncesi çağlar olarak nitelendirilen bir medeniyet geçmiĢinin de olduğunu yapılan arkeolojk kazılar neticesinde bulunan maddi kalıntılardan biliyoruz. "Paleolitik Çağ yerleĢmelerini tespit etmek pek kolay değildir. Genellikle doğal barınaklar kullandıkları ve sonraki dönemlere göre çok daha az maddi kültür eserleri bıraktıkları ya da tarafımızdan daha az bulunduğu için bu dönem hakkında bildiklerimiz sınırlı olduğunu söylemek mümkündür". Tabii ki tüm bu çağlarda uygarlık izleri dediğimiz yerleĢim alanları ve buluntuların niteliğini değerlendirirken iklim unsurunu da göz ardı edemeyiz. Mesela ilk 1
Öz: Soğuk Savaş konjonktüründe askeri ve ekonomik yaptırımlardan müteşekkil olan "sert güç" kavramı ön plana çıkmışken, Soğuk Savaş sonrası konjonktürde ülkelerin sahip olduğu tarihi, kültürel ve evrensel değerlerden oluşan "yumuşak güç" kavramı önemini artırmıştır. Bir silahlanma ve ideoloji savaşı olan iki kutuplu sistemin sona ermesinden sonra aidiyet, kimlik ve kültür gibi unsurların uluslararası sistemdeki önemi anlaşılmış, uluslararası ilişkiler disiplininde sosyal inşacı teoriler ön plana çıkmıştır. Bu bağlamda ülkeler; dilleri, kültürleri, değerleri ve politikaları aracılığıyla, diğer ülkeler üzerinde zora dayanmayan bir etki oluşturmak üzere dış politika perspektiflerini yeniden dizayn etmişlerdir. Türkiye de bu yeni düzen doğrultusunda dış politika yaklaşımını değiştirmiş ve uluslararası politikada dış yardımlar ile birlikte kültürel diplomasiyi de içine alan bir perspektifi benimsemiştir. Kültürel diplomasinin etkin bir şekilde uygulanması, az gelişmiş ülkelerin dış yardımlarla ilgili ön yargılarını ve bu yardımları adeta birer istihbarat aracı olarak görmelerini engelleyebilir. Bu bağlamda dış yardımların daha etkin olması ve içten kabulü noktasında kültürel diplomasinin son derece önemli bir rolü bulunmaktadır Anahtar Kelimeler: Kültürel Diplomasi, Soğuk Savaş Sonrası Dönem, Yumuşak Güç, Yunus Emre Enstitüsü. CULTURAL DIPLOMACY AS A SUPPORTIVE COMPONENT IN FOREIGN AIDS AND THE YUNUS EMRE INSTITUTE EXAMPLE Abstract: Although in the conjuncture of the Cold War, "hard power" term which was composed of military and economic sanctions were stand out, in post-Cold War period "soft power" term consisting of values that countries have like historical, cultural and universal have come into prominence. After the conclusion of bi-polar system basically could be characterized as a war of armament and ideology; importance of components as belonging, identity and culture has been understood and social constructivist theories in international relations discipline has been risen to prominence. In this context, countries has begun to redesign their perspective of foreign policies on influence which its core based on consent via their languages, cultures, values and politics. In line with the new perspective, effective implementation of the cultural diplomacy could restrain prejudices of less developed countries and their perception concerning foreign aids as a part of intelligence activities. In this framework, the cultural diplomacy has an important role in effectiveness and cordial reception of the foreign aids. In parallel with the new diplomacy way, Turkey has changed its approach to its foreign policy and adopted a perspective including cultural diplomacy alongside foreign aids in international politics.
BURSA GEZEK GELENEĞİNDE KÜLTÜREL KİMLİK UNSURLARI
Öz Anadolu'da " geleneksel sohbet ortamları " genel başlığı altında inceleyeceğimiz gezek kültürünün ortaya çıkışı ve biçimlenişi açısından diğer sohbet biçimlerine benzerlik göstermesinin yanı sıra farklılık arz ettiği de görülür. Tarihsel süreç içerisinde incelendiğinde kimi kaynaklara göre Orta Asya'ya, kimi kaynaklara göre ise Selçuklular'a kadar uzanır. " Saz başlar, söz biter " ilkesinin hakim olduğu söz konusu sazlı-sözlü toplantılar, belli meslek gruplarından olan bireylerin haftada bir yapmış olduğu geleneksel faaliyetler arasında yer almaktadır. Gündelik hayatın meselelerinden uzak ve belli bir düzen içerisinde organize edilen gezek geleneğinin Bursa'da ayrı bir içeriğe sahip olduğu görülür. Kütahya, Afyon-Sandıklı gibi yakın illerde oluş biçimi ve müzikal unsurları açısından farklılık arz eden Bursa gezekleri, özellikle şehir merkezine ait bir yapı olarak çıkar karşımıza. Ayrıca tüm sohbet gelenekleri gibi yalnızca erkekler arasında olan bir faaliyet olması, Bursa gezekleri özelinde ayrıca üzerinde durulacak husustur. Katılımcı gözlem yoluyla incelediğimiz Bursa gezeklerindeki geçmiş ve bugün arasında düzenlenme farkları, kullanılan çalgılar ve repertuar, yeniden inşa yaklaşımı ve kültürel kimlik unsurları çerçevesinde irdelenmiştir.
TÜRKİYE'DEKİ SOMUT OLAN KÜLTÜREL MİRASIN PAZARLAMA SORUNU
Turkey has a wealth of cultural heritage in the past due to its hosting of many civilizations. The main objective of the study is to establish a situation by revealing the number of visitors to Turkey and the United Kingdom, both of which have cultural heritage, in particular those with concrete natural resources. As a comparison, the election of the United Kingdom is as valuable a heritage as Turkey. It is necessary to use the data from the year 2015 which the number of visitors to the Museums and Historical Sites of the Turkish Statistical Institute for 2016 has not yet been published. Data from UK sites were collected from the website of the Association of Leading Visitor Attractions. The findings of the survey show that in the cultural heritage center in England in the year 2015, 27,828,427 people were welcomed and this figure is 12,491,148 people in Turkey.