YOKSULLUK, KENTSEL YENİDEN KALKINDIRMA VE DALLAS ÖRNEĞİ (original) (raw)
YOKSULLUĞUN DEĞİŞEN YÜZÜ; KENTSEL YOKSULLUK VE SOSYAL DIŞLANMA
Özet Bu bildiri, özellikle son yıllarda her alanda meydana gelen gelişmelere bağlı olarak yüzü değişen kenti, yoksulluk ve sosyal dışlanma olguları doğrultusunda inceleme amacını taşımaktadır. Kentler, sahip oldukları dinamizm ile değişim ve gelişimin en çok yaşandığı birimler olarak öne çıkmaktadırlar. Küreselleşme sürecinde, neo-liberal politikalarla şekillenen tüketim kültürünün bir sonucu olarak, mevcut mutlak yoksulluğun yanı sıra ortaya çıkan " yeni yoksulluk " ; kente, siyasal ve sosyal değişimlerin, ekonomik krizlerin ve kalkınmanın yarattığı istihdam sorunları ve yoğun göçlerle kendini hissettirerek " kentsel yoksulluk " olarak yansımaktadır. Kentsel yoksulluk, çok boyutlu bir sorun olarak sosyal dışlanma getirmektedir. Mekânın sınırlandırıcı etkisiyle, bireylerin yaşam biçimleri, ilişkileri ve bir bütün olarak toplumsal ilişkiler çözülüp yeniden biçimlenmektedir. Bu bağlamda, kentsel yoksulluk, artan ve çözülmesi gereken bir sorun alanı olmaktadır. Anahtar Sözcükler: Yoksulluk, kent, yoksunluk, kentsel yoksulluk, sosyal dışlanma. Giriş Ekonomik açıdan geçmiş yıllara göre daha zengin bir dönem yaşanan dünyada, bazı kesimlerin her geçen gün dozu artan bir yoksulluk içinde olduğu gözlemlenmektedir. Yoksulluk, gelir ile ilişkilendirile-gelmiş bir olgudur. Alım gücü düşüklüğü olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelir yoksulluğunun, yoksulluğun sadece bir boyutunu oluşturduğu, yoksulluk olgusunun görünenden çok daha karmaşık bir yapıya sahip olduğu zamanla anlaşılmıştır. Küreselleşme ile doğrudan ilişkilendirilen kavramlardan biri; belki de en önemlisi yoksulluktur. Küreselleşme ile beraber, yoksulluğun geçmiştekinden farklı şekilde ve daha geniş kesimleri etkisine alarak yaygınlaşması sonucu ortaya çıkan " yeni yoksulluğun " kentlerde ortaya çıkması bugün gelişmekte olan ülkelerle beraber, gelişmiş ülkelerde de çözüm bekleyen önemli bir sosyal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 'Kentsel yoksulluk', kent temelinde yaşanan yoksulluğu ifade etmektedir. Yoksulluğun geniş kesimleri etkisine alarak yaygınlaşması sonucu ortaya çıkan kentsel yoksulluk, sadece gelirin düşüklüğü ve gelir dağılımındaki adaletsizliklerden ibaret değildir; ekonomik olanakların yetersizliğinin yanı sıra, eğitim, sağlık, barınma, güvenlik vb. sosyal hak ve olanaklardan yararlanabilme gibi temel ihtiyaçların karşılanamaması durumunu da bünyesinde taşımaktadır. Yoksulluk, kişilerin işlerinin iyi gitmeyişi veya ekonomideki aksama ve yanlış politikaların sonucu olarak belirli bir anda ortaya çıkan geçici bir durum değil, süreklilik taşıyan bir olgudur. Kentsel yoksulluk, ekonomik olduğu kadar sosyal ve kültürel gereksinimlerden yoksunluğu ve dışlanmayı da kapsamakta; kent yaşamı ve mekânsal kullanımlarda 'sosyal dışlanma' olgusunu beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda, çalışmada, yoksulluğun kentle birlikte değişen yüzü, sosyal dışlanma olgusu doğrultusunda tartışılmaktadır. Çalışmada ilk olarak, yoksulluk olgusunun kavramsal çerçevesi çizilerek, yoksulluğun değişen yüzü olarak kentsel yoksulluk ve Türkiye'de kentsel yoksulluğun genel görünümü hakkında bilgi verilmektedir. Daha sonra ise, kentsel yoksulluğun sosyal dışlanma ile bağlantısı kent mekânı temelinde tartışılmaktadır. Yoksulluk Kavramı Yoksulluk, yoksul olma durumu, yoksuzluk, sefillik, sefalet, fakirlik olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2013). İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılayamama durumudur. Yoksulluğu, dar ve geniş anlamda olmak üzere iki türlü tanımlamak mümkündür. Dar anlamda yoksulluk, açlıkla karşı karşıya kalma ve barınacak yeri olmama durumu iken; geniş anlamda yoksulluk, mevcut gıda, giyim ve barınma gibi olanaklar yaşamı devam ettirmeye yettiği halde, toplumun genel düzeyinin gerisinde kalma durumunu ifade eder (Kentleşme Şurası, 2009:10). Yoksulluk, maddi nitelikteki yoksunluklar nedeniyle kaynaklara ve üretim faktörlerine erişemeyerek, asgari yaşam düzeyini sürdürebilecek gelire sahip olamama durumudur (Selek ve Yıldırımalp, 2009: 1043). Yoksulluk, bir yok-luk hali
Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Örüntüsünde Kadının Yoksulluğu ve Yoksunlukları Duygu Alptekin
Kentsel yeniden yapılanma bağlamında yerel yönetimlerin yürüttüğü operasyonlar özellikle toplumun en yoksul kesimini etkilemektedir. Yenileme, dönüşüm vb. temalarla yapılan kökten müdahaleler bu alanların kullanıcılarını çeşitli kararlar almak ya da başkaları tarafından alınmış kararlara uymak; ama her iki durumda da maddi ve manevi bir yük altına girmek zorunda bırakmaktadır. Son birkaç on yılın temel söylemi kentsel projelerde yerel koşulların projeyi biçimlendirmesi, yerel aktörlerin sürece aktif olarak katılarak projeye yön
ETHOS, 2008
Yoksulluk, toplumun büyük bir çoğunluğu ve toplumsal kurumlar tarafından istenmeyen bir durum olarak kabul edilip önlenmeye çalışılan, insanlık tarihi boyunca sürekli var olmuş ve şiddetini gittikçe arttırarak var olmaya devam eden ekonomik, sosyal ve psikolojik boyutları olan çok yönlü bir sorundur. Özellikle, 1980'lerden sonra küreselleşme sürecinin dinamiğini oluşturan neo-liberal politikalar, dünya çapında yoksulluğun yaygınlaşmasında ve derinleşmesinde büyük rol oynamıştır. Bu süreçle birlikte, işsizlik, sosyal adaletsizlik, kamu hizmetlerinde kısıtlamalar, gerek ülkeler arasındaki gerekse ülke içindeki gelir dağılımındaki adaletsizlikler artmış ve yoksulluk gitgide büyüyen bir sorun haline gelmeye başlamıştır.
KENTSEL YOKSULLUK ÇANAKKALE ÖRNEĞİNDE FEVZİPAŞA MAHALLESİ
Küreselleşme ile birlikte ekonomik, sosyal ve politik yapıdaki değişmeler, teknolojik gelişmeler kimi kesimlerin hayatını olumlu yönde etkilerken kimi kesimleri dezavantajlı bir duruma düşürmektedir. Değişen sosyal yapı, farklı kültürler içerisinde modern bir kesim oluştururken, bu yapıda yeni yaşam koşullarına ayak uyduramadığı için modern dışı olarak görülen ve sosyal dışlanmaya maruz kalan bir kesimi de beraberinde getirmektedir. Bu durum kentlerde kendini ciddi şekilde hissettirmekte ve küreselleşmenin etkisiyle yoksulluğun belirli bölgelerde yoğunlaşması anlamına gelen kentsel yoksulluk gibi yeni bir tanımı karşımıza çıkarmaktadır.