TÜRKİYE’NİN BATILILAŞMA SERÜVENİNDE ÖZGÜN BİR PORTRE: AHMET HAMDİ TANPINAR (original) (raw)

TÜRK SİYASİ DÜŞÜNCE TARİHİ İÇERİSİNDE AHMET HAMDİ TANPINAR

INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS

20. Yüzyıl Türk edebiyatının kıymetli isimlerinden birisi olan Ahmet Hamdi Tanpınar, Türk düşünce dünyasında konumu itibariyle de öne çıkan bir isimdir. Fikirleri ve eserleri otorite olmuş; üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Son zamanlarda yazar hakkında yapılan tartışmaların artmasında hem öğrencilerinin çalışmaları hem de fikir insanı olarak dayanak gösterilmesi etkili olmuştur. Tanpınar, yaşadığı dönem itibariyle zaman içerisinde değişen fikirleri, edebi ve siyasi kişiliğinin ayrımı, fikirlerinin net olarak yansıtılamamasından dolayı üzerinde kesin yargılar vermenin zor olduğu isimlerden birisidir. Onu tam anlamıyla açıklayan bir kavram söz konusu değildir; bu sebeple ondan bahsederken modernleşme, doğubatı, eski-yeni, değişim ve süreklilik, Bergsonculuk, Dergah Dergisi, muhafazakarlık üzerinde durulması gereken kavramlardır. Yetişme dönemi, eğitim hayatı, görev hayatı, siyasete girişi başta olmak üzere girdiği ortamlar düşünce dünyasında derin izler bırakmıştır. Bir edebiyatçının düşünce dünyası içerisinde ele alınmasında Tanzimat sonrası edebi eserlerin modernleşmeye olan katkıları göz önüne alınarak karar verilmiştir. Bu dönemde Namık Kemal, Ahmet Mithat gibi isimler edebi eserler aracılığıyla Batı'daki fikir akımlarının taşınmasına katkıda bulunmuşlardır. Nitekim Tanpınar bu dönemdeki edebi isimlerin Batılılaşmasını bir zaruret olarak görmüştür. Yaşadığı dönemin etkisiyle fikir değişimleri yaşarken eserlerinde içinde yaşadığı koşulların siyasal ve sosyal koşulları yer bulmuştur. Tanpınar başkalarından hiçbir düşünceye tam anlamıyla sığamamasıyla ayrıldığı için bu çalışmanın konusu olarak seçilmiştir. Birçok konuya temas ederken net bir tavır sergilemekten sakınmıştır. Bu durum onun tutarsızlıklarla eleştirilmesine ve net olarak tanımlanmasının güçlüğüne yol açmıştır. Aslında Tanpınar en genel tanımıyla "eşikte duran bir yazardır." Onun amacı hiçbir zaman bir sentez oluşturmak olmamıştır. Bu çalışmada Tanpınar'ın eserleri başta olmak üzere ilgili literatür ele alınmış, hayatını kaleme alan eserler değerlendirilmiştir. Aynı zamanda perspektifinde yer bulan kavramlara değinilerek düşünce dünyasındaki konumu incelenmiştir.

AHMET HAMDİ TANPINAR’IN ŞİİRLERİNDE İMGE

Türk edebiyatının önemli eleştirmen, yazar ve sairleri arasında olan Ahmet Hamdi Tanpınar, eserlerinde kendi/lik bilinci ve kültürel değerleri dilin anlam dünyasında yeni zihinsel tasarım ve ifadelerle ele alır. Şiirlerinde kendi milletinin kimliksel değerlerini, mazinin ışığında estetik bir dil ile yeniden anlamlandıran sair, Türkçe ve Türkçenin varlık alanlarını güçlendirerek dilin anlam dünyasını zenginleştirir. Şiirlerinde bireyin özgün iç yaşantısı ve özneyle nesnenin kesişim noktasını, yaratıcı bir muhayyileyle yeniden tasarlayan Ahmet Hamdi Tanpınar, imgenin sonsuz, askın dünyasını dilin imkân ve çağrışım değerleriyle estetik olarak bütünleştirir. Zira imge, nesnel dünyanın öznel tasarımı ve özgürlük açılımıdır. Gösteren ve gösterilenin birinci anlamından sıyrılarak yeni çağrışım değerleri oluşturup yeni anlamlar üretmesi, dilin anlam dünyasına katkıda bulunur. Bu bakımdan dil bilimin nesnesi olan dil, yaratıcı imgelemin yeni varoluşsal tasarımlarıyla metin içinde yeni anlamlar dünyası oluşturur. Oluşturulan bu yeni çağrışım ve anlamlar dünyası, Tanpınar’ın şiirlerini tarihsel, kültürel ve varoluşsal bir çığlığa dönüştürerek estetik bir boyut kazanır. Bu açıdan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirlerinde imge, dilin nesnel dünyasının, içtenliğe açılan sonsuz özgürlük açılımı ve toplumsal belleğidir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirlerinde imge; yayılgan, batık, radikal, yoğun ve süsleyici coşkun imge olarak sınıflanır. Bu imge analojisi sistemi içinde Tanpınar’ın şiirlerinde kurduğu söz dizimi ve dil alımlama estetiği, dilin anlam dünyasında yeniden düzenlenir.

AHMET HAMDİ TANPINAR’DA EDEBİYAT GELENEĞİNE TEORİK BAKIŞ

Çok katmanlı bir kavram olarak gelenek pek çok bilim ve sanat dalının en önemli konuları arasında yer almıştır. Edebiyat da gerek bilim gerekse sanatsal yaratım olarak geleneği kendisiyle içli dışlı bulmuştur. Ahmet Hamdi Tanpınar, Türk edebiyatının kırılmalar yaşadığı bir çağın çığır açan yazarı olarak, edebiyat geleneğine dair köklü düşünceleri olan bir yazardır. O, hem edebiyat araştırmacısı hem de edebiyat sanatçısı (şair, romancı, hikâyeci, denemeci, vb.) olarak gelenekle ilgili özgün düşünceler üretmiş ve uygulamıştır. Tebliğimde Tanpınar’ın özellikle geleneğe teorik yaklaşımı dikkate alınacak, onun gelenekle ilgili tespitleri ortaya konulacaktır.

BİLMEDEN BABASINI ÖLDÜRMÜŞ OĞULLAR: AHMET HAMDİ TANPINAR'IN BENZETMELERDEN YAPILMA DÜNYASI

In this study, the fact that Ahmet Hamdi Tanpınar has a simile-based world in whatever field he writes has been tried to be shown with reference to a quotation from his book Yaşadığım Gibi. One of the constitutive elements of this kind of linguistic world is metaphor. This paper aims at showing that metaphor usage goes beyond being a preference in Tanpınar's world.

AHMET HAMDİ TANPINAR'IN MAKALELERİNDE EDEBİ TÜRLER

Ahmet Hamdi Tanpınar, zengin bir bilgi birikimine sahip edebiyat ve sanat hakkındaki değerlendirmeleriyle çok yönlü bir yazardır. Şair, romancı ve edebiyat eleştirmeni olarak kültür tarihimizde önemli eserler vermiştir. Eserlerinde tarih, sosyoloji ve psikoloji gibi bilimlerden faydalanmıştır. Bu makalemizde Edebiyat Üzerine Makaleler adlı eserde toplanmış yazılar incelenmiştir. Eserdeki eleştiri, şiir, roman ve tiyatro türü hakkındaki görüşler ele alınmıştır.

AHMET HAMDİ TANPINAR'IN HUZUR VE BEŞ ŞEHİR ADLI ESERLERİNDE İSTANBUL'UN İLÇE VE SEMTLERİ

2017

Çok yönlü kişiliğiyle edebiyatımızda önemli bir yere sahip olan Ahmet Hamdi Tanpınar, eserlerini kaleme alırken mekân olarak İstanbul’u seçmiştir. Doğduğu ve hayatının önemli bir kısmını geçirdiği şehir olan İstanbul’un Tanpınar’daki yeri ayrıdır. Deneme olarak kaleme aldığı Beş Şehir adlı kitabında en fazla yeri İstanbul bölümüne ayıran Tanpınar’ın, eski İstanbul dediği Türk İstanbul’a duyduğu özlem eserin dikkat çeken unsurlarındandır. Huzur romanı boyunca ana karakterlerini İstanbul’un semtlerinde dolaştıran Tanpınar, çok sevdiği bu şehre bambaşka bir gözle bakmıştır. Karakterlerin ruh halleriyle İstanbul’un çehresindeki uyumun ön plana çıktığı bu romanda, semtlerin de adeta bir ruhu vardır. Tanpınar, eserlerinde İstanbul’u da bir roman karakteri, canlı bir varlık gibi işlemiştir. Her semtine ayrı anlamlar yüklemiş, her birini karakteristik özellikleriyle birlikte ele almıştır. Semtlerin bu kendilerine has özellikleri insana da yansıyarak, kişinin bulunduğu semte göre hislerinin ve düşüncelerinin değişmesini sağlamıştır. Bu nedenle Tanpınar, kişinin bulunduğu semtten başka bir semte özlem duyabileceğini söylemiştir. Bu yazıda, Huzur romanında ve Beş Şehir’de, İstanbul’un ilçe ve semtlerinin ne şekilde ele alındığı ve Tanpınar’daki yeri incelenecektir.