A Case of Adult Measles: Should Antibody Response Always be Expected? (original) (raw)
Related papers
2016
Atipik kızamık, daha önce ölü kızamık aşısı ile aşılanmış bireylerin kızamık virüsü ile karşılaşmasıyla veya nadiren de canlı aşıya bağlı olarak ortaya çıkan, tipik kızamıktan farklı bir klinik tablo olarak tanımlanmıştır. Bu çalışmada daha önce kızamık aşısı ile aşılanma öyküsü olan, yüksek ateş, avuç içi ve ayak tabanından başlayan makülopapüler döküntü ve akciğer tutulumu ile başvuran erişkin bir atipik kızamık olgusu sunulmuştur. İlk kez 1970'li yıllarda daha çok çocuklarda bildirilen atipik kızamık, aşılanma öyküsü olsa bile, ateş yüksekliği, atipik döküntü ve pnömoni ile başvuran erişkin hastalarda da ayırıcı tanıda düşünülmelidir.
Journal of Dr Behcet Uz Children s Hospital
İçerisinde yumurta proteini bulunan kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısının (KKK) yumurta alerjisi olan hastalarda doğrudan uygulanması önerilmesine karşın literatürde aşı uygulaması sırasında anaflaksi gözlenen olguların bulunması nedeniyle bu konu hem hekim hem de ailelerde sıkıntılara neden olmaktadır. Bu çalışmada, kliniğimizde yumurta alerjisi nedeniyle izlenen, KKK aşı uygulanmış hastalarda aşı sonrası reaksiyon sıklığının ve aşı uygulaması öncesi aşı ile deri prick test uygulamasının gerekliliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Retrospektif kesitsel çalışmamızda Eylül 2013-Mayıs 2015 tarihleri arasında yumurta alerjisi tanısı ile izlenip, KKK aşısı uygulanmış olan 82 hasta değerlendirildi. Bulgular: Tanı anında yaş ortalaması 8,34±7,1ay olan 82 hastanın %37,8'i (n=31) kız idi. Tanısal dağılımına göre hastalar değerlendirildiğinde, %68,3'ü (n=56) atopik dermatit, %8,5'i (n=7) ürtiker/anjioödem, %18,3'ü (n=15) reaktif havayolu hastalığı, %4,9'u (n=4) anafilaksi olarak değerlendirilmişti. KKK aşı uygulaması öncesi %21'ine (n=17) aşı ile deri prick test uygulanmıştı. Anafilaksi tanısı ile izlenen 2 olgu dışında aşı tam doz yapılmış olup, olguların hiçbirinde KKK aşısı uygulaması sonrasında reaksiyon gözlenmemişti. Sonuç: Yumurta alerjili hastalarda KKK aşısı sonrası herhangi bir reaksiyon gözlenmemiştir. Bu hastalarda diğer sağlıklı çocuklardan farklı reaksiyonlar gözlemediğimiz için KKK aşısının diğer aşıların yapıldığı merkezlerde, aşı ile teste ve bölünmüş dozlara gerek kalmadan uygulanmasında sakınca olmadığını düşünüyoruz.
Measles, mumps, and rubella vaccination in a child with suspected egg allergy
BMJ, 2011
Yumurta allerjili çocuklarda oluşabilecek allerjik reaksiyonlardan dolayı kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) aşılamasında çekinceler yaşanmaktadır. Kliniğimizde yumurta allerjisi ile izlenen, KKK aşısı test veya bölünmüş doz uygulaması yapılmaksızın direk uygulanan hastalarda reaksiyon sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Haziran 2013-Kasım 2014 tarihleri arasında kliniğimizde yumurta allerjisi tanısı ile izlenen hastalara KKK aşısı (9. ay ve 12. ay) test yapılmadan ve tek doz kliniğimizde uygulandı. Hastalar aşı uygulaması sonrası olası reaksiyonlar açısından klinikte bir saat süre ile izlendi. Bulgular: Çalışma süresince yumurta allerjisi olan 58 hastaya 110 doz aşı uygulandı. Hastaların yaş ortalamaları 17.8 ± 4.4 (9-26) ay olup %63.8 (n= 37)'i erkekti. Hastaların tanı yaşları ortalama 6.7 ± 2.7 (1-13) aydı. Hastaların 48 (%82.8)'i atopik dermatit, 8 (%13.8)'i ürtiker, 1 (%1.7)'i anafilaksi ve 1 (%1.7)'i besin protein ilişkili enterokolit tanısıyla takip edilmekteydi. Yumurta ilişkili ürtiker ve atopik dermatiti olan bir hastada aşı uygulandıktan iki saat sonra ürtiker gelişti. Reaksiyon oranı %0.9 (1/110) doz olarak bulundu. Reaksiyon gözlenen hastaya üç ay sonra aşı ile yapılan testler negatif olması üzerine 12. ay aşısı tek doz şeklinde uygulandı ve reaksiyon gözlenmedi. Sonuç: Yumurta allerjisi olan özellikle atopik dermatitli hastalara KKK aşısı tek doz olarak test yapılmadan uygulanabilir. Ancak aşı yapılan merkezlerde olası reaksiyonlara müdahale edilebilir koşullar hazır bulundurulmalıdır.
Measles Hepatitis in Two Patients with Ichtyosis Vulgaris: A Case Report
Mediterranean Journal of Infection Microbes and Antimicrobials, 2015
Kızamık, akut başlangıçlı bir enfeksiyon hastalığıdır. Etken kızamık virüsü, Paramyxoviridae ailesinden Morbillivirüs cinsine ait bir üyedir. Kızamıkta en sık görülen komplikasyonlar otitis media ve pnömonidir. Kızamığa bağlı santral sinir sistemi komplikasyonları ise akut kızamık ensefaliti ve geç komplikasyonu olan subakut sklerozan panensefalittir. Kızamık virüsünün bazı olgularda geçici karaciğer harabiyeti, miyokardit, sinüzit, bronşiolit, apandisit, subakut amfizem, pnömomediastinum, kornea ülserleri ve trombositopenik purpura yaptığı bilinmektedir. Kızamık, sık bir hepatit sebebi olmamakla birlikte karaciğer tutulumu, hastalığın özellikle genç erişkinlerde görülen bir komplikasyonudur. Ülkemize gelen aşılanmamış kişilerin artması sebebiyle yeni olgular görülebilir. Bu yazıda, karaciğer tutulumu görülen iki kardeş kızamık olgusu sunuldu. İlginç bir şekilde, olgularda aynı zamanda ailesel iktiyozis vulgaris mevcuttu. İktiyozis vulgaris, otozomal dominant bir hastalıktır. İktiyozis vulgariste, deride yaygın deskuamasyon görülür. Dolayısıyla, hastalarda başlangıçta kızamığın deri bulguları deskuamasyon ve kızarıklıkla baskılanmıştı. Üstelik ilk olgumuzda kızamık temas öyküsü yoktu. Her iki olgumuzda da ateş yüksekliği, baş ağrısı, öksürük, gözlerde kızarıklık, halsizlik ve vücutta yaygın kızarıklık mevcuttu. Özellikle ilk hastamız çocukluğundan beri iktiyozis vulgaris tanısı ile takip ediliyor olması nedeniyle vücudundaki yaygın kızarıklık şikayetiyle ilk olarak dermatoloji polikliniğine başvurmuştu. Hasta iktiyozis vulgaris nedeni ile tedavi almıyordu. Erkek ve kız kardeşinde de aynı tanı mevcuttu. Başta ateş yüksekliği ve diğer şikayetleri de olan hasta enfeksiyon hastalıkları polikliniğince konsülte edildi. Derideki döküntülü lezyonları maskelenen ve karaciğer enzim yüksekliği olan bu hastalarda özellikle ilk hastamızda daha fazla olmak üzere kızamık tanısını koymakta zorlandık. Her ne kadar başlangıçta derideki makülopapüler görüntü deskuamasyonla baskılanmış olsa da, ateş ve döküntülü hastalıkların ayırıcı tanısında değerlendirdiğimiz kızamık immünoglobülin M (IgM) pozitif saptandı. Kısa bir süre sonra kardeşini ziyaret etmek için farklı bir şehirden gelen erkek kardeşte de benzer şikayetler ortaya çıktı. İkinci olgumuzun vücudundaki makülopapüler görüntü daha belirgindi ve karaciğer enzimleri daha yüksekti. Aynı şekilde ikinci olgumuzda da kızamık IgM pozitif saptandı. Her iki olgumuzun da takiplerinde klinikleri düzeldi ve karaciğer enzimleri normale döndü. Amacımız, erişkinlerde kızamık hastalığını ve kızamıkta karaciğer tutulumunu hatırlatmaktır.
The Frequency of Allergy in Children with Antibody Deficiency
2016
Objective: Primary immune deficiencies are suggested to be associated with high incidence of allergic, autoimmune, hematological, and malignant disorders. The aim of this study was to evaluate the frequency of allergic disorders in children with antibody deficiency. Materials and Methods: Ninety-three patients diagnosed as antibody deficiency in a one-year period were included in this study. Their ages and accompanying allergic disorders and allergic disorders in their families were evaluated retrospectively. Serum total IgE levels and serum allergen specific IgE panels of patients were obtained, and allergen skin testing (prick test) was performed. Results: 63.4% of the patients were male and the mean age was 6.4 ± 2.7 years. IgA deficiency was present in 53.8% of the patients followed by IgG subclass deficiency (15.1%), IgG and IgA subclass deficiencies (21.5%), and others (9.7%). Accompanying allergic disorders were asthma (44.1%), asthma and allergic rhinitis (9.7%), allergic sk...
Mikrobiyoloji bülteni, 2012
Subacute sclerosing panencephalitis (SSPE) caused by persistent defective measles virus strains, is a progressive neurological disorder of children and adolescents. The aim of this letter was to share the data from SSPE-suspected cases who were definitely diagnosed by the detection of increased antibody index in serum and cerebrospinal fluid (CSF) samples. A total of 11 patients (mean age: 14.3 years) with suspected SSPE between February 2006 to August 2008, were included in the study. Simultaneously obtained serum and CSF samples from patients were analyzed in terms of albumin, total IgG and measles-specific IgG levels (Measles Virus IgG ELISA for CSF Diagnostics, Euroimmun, Germany). The value of CSQrel (relative CSF/serum quotient) ≥ 1.5 was accepted indicative for intrathecal measles antibody synthesis. Seven (63.6%) of the 11 patients' diagnosis were confirmed with the demonstration of elevated CSF/serum indices (CSQrel range: 2.3-36.9; mean: 12.9). Mean age of those seven ...
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Dergisi, 2016
Toksoplazmoz zorunlu hücre içi paraziti olan Toxoplasma gondii tarafından oluşturulan bir enfeksiyondur. Genellikle asemptomatik seyretmekle birlikte, immün sistemi baskılanmış kişilerde ve gebelerde yaşamı tehdit eden enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Çalışmada, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Laboratuvarı'na toksoplazmoz şüpheli hastalardan gönderilen kan örneklerinde anti-T. gondii IgG, IgM ve IgG avidite test sonuçlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Infection Related Immunoglobulin-M Antibodies Cross Reactive with Human Leucocyte Antigens
The journal of Tepecik Education and Research Hospital, 2021
Objective: The first required feature for the patients, who will undergo allotransplantation, is HLA compatibility between donor and the recipient. In this study, it was aimed to indicate whether IgM antibodies that are produced during acute infection phase affect crossmatch tests or not, in addition to hitches that can occur in HLA incompatible transplants. Methods: Eighty-two patients with acute infection due to only one infectious agent and high serum IgM antibody levels were involved in this study. The patients had no alloimmunization (blood transfusion, pregnancy, and/or previous transplants). Fifty-five healthy individuals were used as HLA antigen source in order to evaluate Ab-Ag lymphocytotoxicity reactions. Results: The infectious agent distribution in the sera samples were as 25.6% Anti-Epstein-Barr virus capsid antigen (EBV VCA), 14.6% Anti-Cytomegalovirus (CMV), 17.1% Anti-Toxoplasma, 11% Anti-Hepatitis A Virus (HAV), 7.3% Anti-Rubella, 7.3% Anti-Varicella zoster virus (...