'Güvenlik Devleti’nin Ortaya Çıkışı, ‘Güvenlik’ Eksenli Yönetim Tekniğinin Polis Teşkilatındaki Tezahürleri ve Süreklileşen 'Olağanüstü Hal' (original) (raw)
Related papers
Olağanüstülük Yok: Otoriter Devletçilik. Agamben, Poulantzas ve İç Güvenlik
Bu makale, terörle mücadeleyi ve bu kapsamda siyasi iktidar kurgusunu anlamlandıran iki farklı yöntemin anahatlarını ortaya koyup, bunları birbiriyle karşılaştırmaktadır. Makale ABD'nin iç güvenlik temeline karşı ilk olarak Agamben'in kalıcı olağanüstü hal üzerine tezinin anahatlarını belirlemektedir. İç güvenliğin kilit noktaları ile ilişkili olmasına rağmen bu tez analitik olarak sınırlı ve teorik olarak kırılgandır. Eksikliklerinin üstesinden gelmek ve daha iyi bir çağdaş siyasi iktidar organizasyonu anlayışı sunmak için Poulantzas'ın devlet teorisinden türetilen stratejik-ilişkisel bir yaklaşım önerilmektedir.
Güvenlik Devletinde Güvenliksiz Yaşamlar Üzerine Söyleşi
Güvenlik algısı tüm dünyada dönüşüm geçirirken güvenliği sağlamak adına hayatımız yasal düzenlemelerle, kameralarla, kayıt sistemleriyle kontrol altına alınıyor ve gittikçe güvensiz hâle geliyor. Kadınların ve LGBTİ'lerin maruz kaldığı eril şiddet ve bu şiddet karşısında cezasızlık uygulamaları artarak devam ediyor. İç Güvenlik Yasa Tasarısı gibi, devletin güvenliği uğruna bireylerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayacak yasal düzenlemeler gündeme getiriliyor. Dergimizin bu sayısında güvenlik siyaseti üzerine çalışma yürüten akademisyen Evren Balta ile Türkiye'de güvenlik algısı, kadın ve LGBTİ'lere yönelik şiddet ve ceza sistemi üzerine görüştük. Türkiye'de güvenlik meselesi uzun yıllardır gündemimizde. Şu dönemde de İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nı tartışıyoruz. Her tarafımız güvenlikle kuşatılmış bir durumdayken bir yandan da kadınlara, eşcinsellere, translara yönelik şiddet ve cinayetler hız kesmeden devam ediyor. Kadınların ve LGBTİ'lerin yaşam alanları gittikçe güvensiz hâle geliyor. Son dönemde güvenlik söylemi bu kadar ön plandayken şiddetin yaygınlaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Evren Balta: Güvenlik söyleminin ön planda olması güvende olduğumuz anlamına gelmiyor. Tam tersi. Güvenlikten ne kadar çok bahsederseniz, bir toplumsal grubun maruz kaldığı adaletsizliği ya da yaşadığı sorunları ne kadar fazla güvenlik alanının içerisine çekerseniz, aslında bu grupların güvensizliğini o kadar artırıyorsunuz demektir. Çünkü bu grupların yaşadığı şiddet güvenlik eksikliğinden kaynaklanmıyor; bunun cinsiyetçilik, homofobi, işgücü piyasasındaki eşitsizlikler, hukukun eşitsiz uygulanması gibi yapısal nedenleri var. Siyasi iktidar bu temel meselelerle yüzleşmiyor, yüzleşmemek bir yana, kadınlara, LGBTİ'lere yönelik şiddeti yaratan yapısal nedenleri körüklüyor. Cinsiyetçi söylemlere, uygulamalara hız veriyor. Sonra da bu uygulamaların sonucu olarak ortaya çıkan (dolayısıyla kendisi bir sonuç olan) şiddeti bireysel bir güvenlik sorunu olarak kodluyor ve güvenlikleştirerek çözmek istiyor. Güvenlikleştirmek, şiddeti şiddetle çözmek demek. Şiddeti güvenlik üzerinden tartışmak, bunu bir güvenlik meselesi hâline getirmek şiddeti yaratan nedenleri düşünmemenize yol açıyor. Bu konuyu bir güvenlik meselesi olarak görmek,
İstisnai Devlet Biçimi ve Polis: 12 Eylül Döneminde İç Güvenlik Aygıtının Yeniden Yapılandırılması
Öz: Bu çalışmada 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası istisnai bir niteliğe bürünen devletin polis aygıtını yeniden yapılandırması ele alınmaktadır. Nicos Poulantzas'ın olağan ve istisnai devlet biçimleri arasında yaptığı ayrıma başvurarak, istisnai devlet biçimlerinde sivil toplumun idaresi ve hegemonyanın yeniden tesisi açısından iç güvenlik aygıtının, polis teşkilatının ön plana çıktığı düşüncesinden hareket edilmektedir. Çalışma polis aygıtının tek başına toplumsal muhalefeti zor aracılığıyla disiplin altına alan bir baskı kurumu olarak görülmemesi gerektiğini ileri sürmektedir. Bu anlamda çalışma polisin sivil toplumun mikro gözeneklerine sızabilen, nüfuz etme kudretine sahip bir kurum olarak ele alınması gerektiğini savunmaktadır. Abstract: This study discusses the reorganization of police apparatus after the 12 September 1980 coup d'état. Following Nicos Poulantzas' distinction between normal and exceptional forms of state, this work examines the role of internal security apparatus, police organization in administering civil society and in the re-establishment of hegemony. Police is not merely a coercive apparatus that suppresses political opposition by legitimate physical use of force. In that sense, this study suggests that the police is an institution having the capacity to penetrate the entire body of civil society. Keywords: The coup of 12 September, police, crisis of hegemony, exceptional form of state, martial law.
2016daki Emniyet Teşkilatındaki Görevden Almalar, Argyris ve Bilimsellik ... spmj.pdf
Strategic Public Management Journal, 2017
Öz Bu çalışmada ilk olarak Taylor ve Weber’in örgütlerde işe alma ve çalışanların özellikleri kapsamındaki görüşleri ve Argyris’in olgunlaşma teorisi kısaca teorik açıdan ele alınmaktadır. Daha sonra 2016’da çıkartılan Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri ve diğer resmi kaynaklar temelinde bu dönemdeki Türk polis teşkilatından yapılan ihraçlar ve açığa almalara dair veriler, karşılaştırmalar ve hesaplamalar yapılıp ortaya konmaktadır. Bu iki temel alanda açıklama ve veriler ortaya konduktan sonra, bahse konu ihraç ve açığa almalar adı geçen kuramcıların bakış açısıyla yorumlanmaktadır. Diğerlerinin yanında özellikle amir sınıfı personelin durumu daha dikkat çekici durumdadır. Bu çalışmada, konu literatür taraması, resmi verilerin toplanması ve bunların birbirleriyle analizleri şeklinde geliştirilip sonunda bazı tezler ortaya konmaktadır. 2016 yılındaki Emniyet teşkilatında yapılan görevden alma ve açığa almaların temelde iki boyutu dikkat çekmektedir. Birincisi bu işlemler göstermiştir ki, öncesindeki personel işlemlerine dair alım, denetleme ve değerlendirmelerdeki bilimsellik ve rasyonellik dışılığın bir gerekçesi olarak terör ana rol oynamaktadır. İkinci olarak bu işlemler sonrasında geride kalan personeliyle görevlerini hala yerine getirebilen teşkilatın personeline verilen fırsat ve bundan sonra kariyerler basamaklarındaki artan şansları bu personelde olgunlaşma olarak neticelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Türk Polis Teşkilatı, 2016 Olağanüstü Hal Dönemi, Görevden almalar. Abstract In this study firstly, we discussed Taylor and Weber's views on recruitment in organizations and their employees' and Argyris's maturation theory shortly theoretically. Then, based on the Decree Laws of the State of Emergency issued in 2016 and other official sourcesdismissals from the Turkish police organization in this period, and data on the imports, comparison and calculations are made and revealed. After these two basic field descriptions and data are presented, the subject of dismissals and removals is interpreted from the point of view of the theoreticians who are said. Apart from others, the situation of the supervisor class staff is more remarkable. In this study, the subject is developed in the form of literature review, collection of official data and analysis of each other, and finally some theses are put forward. The two main dimensions of dismissals and removals from office in the Police Department in 2016 are remarkable. The first has shown that terrorism plays a major role as a reason for the lack of rationality and scientificness in procurement, inspection and evaluation of personnel transactions before it. Secondly, the increasing chances of career steps and the opportunity given to the personnel of the organization which can still fulfill its tasks with the remaining personnel after these transactions has resulted in the maturation of these personnel. Key words: Turkish National Police, State of Emergency in 2016, Dismissals.
İç ve Dış Politik Gelişmeler Işığında Erdoğan Döneminin Güvenlik Algısı
Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, 2023
Cumhuriyetin kuruluşundan 2002 yılında AK Parti‟nin iktidara geldiği zaman dilimine kadar Türkiye, kendi iç dinamiklerine bağlı olarak toplumsal inşa sürecini tamamlamaya çalışmıştır. Ancak bu inşa süreci tek parti döneminde farklı 1950 sonrasında farklı araçlarla ve yaklaşımlarla sağlanmaya çalışılmıştır. Tek parti döneminde hayata geçirilen devrim ve inkılâplarla bu inşa süreci yürütülürken, tek parti sonrasında ise hemen hemen on senede bir yaşanan askerî darbelerle ulus inşa sürecinin sekteye uğramasına engel olunmaya çalışılmıştır. Bu döngü 90‟lı yıllarda da kendisini göstermiş, bu girdaptan çıkışın Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarıyla aşılabileceği halk tarafından tespit edilmiştir. Tespit edilmiştir dememizin sebebi oligarşik bürokrasi ve askeri vesayete karşı hukukun üstünlüğü ve AB normlarını önceleyerek politika geliştiren Erdoğan iktidarının defaatle halk tarafından iktidara taşınmış olmasıdır. Nitekim Erdoğan‟a ve AK Parti‟ye duyulan güven her seçimde sandık sonuçlarında görülmüş ve Erdoğan iktidarının sona erdirilmesinin sandıkla değil, alışılmış araçların kullanımıyla sağlanabileceği görüşü vesayet odakları tarafından benimsenmiş ve bu yönde adımların atılması beraberinde gelmiştir. Ne var ki Erdoğan liderliğindeki AK Parti, iç ve dış politikadaki problemleri Avrupa Birliği‟ne üyelik, sistem değişikliği ve terörle etkin bir mücadele anlayışı göstererek aşmayı başarmıştır. Bu çalışma ile cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar tarihsel bir analiz yapılacak ve iç ve dış politik gelişmeler ışığında Erdoğan döneminde güvenlik algısının nasıl dönüşüm yaşadığı analiz edilecektir.
Türkiye'de Olağanüstü Hal ve Sıkıyönetim Uygulamaları (1961 – 1982)
In this study, Turkey's martial law practices, the reasons for these practices and their constitutional bases are discussed. Throughout history, many states have applied to martial law in cases where the existing public order is disturbed and their existence is threatened. The main purpose of martial law practices is to allocate all means to the military authorities against events such as war, epidemics, uprisings against the regime, and internal or external threats, and that the members of the army control the situation. Martial law practices were shaped according to each state's own internal statute, constitutional processes, forms of military organization and the needs of the period, its principles were determined and implemented. On the other hand, the state of emergency stated that the state should increase the powers of the civil authorities in the public and try to control the public order with the civilian administration. Martial law and state of emergency have been among the extraordinary forms of government that many states have preferred or had to choose. Turkey, like most states, has resorted to extraordinary management practices in the face of problems that it has experienced or is likely to experience. Although these forms of government are legal regimes, they have resulted in many changes in the period in which they were lived. These changes have been effective in many fields, especially in the political, military, legal, social and economic fields. Martial law and state of emergency applications have been among the forms of government frequently used by Turkey for the solution of problems for many years.
Polis-Hapis Dışında Toplumsal Güvenlik Tahayyülü Ve Halk Komitesi Deneyimi
Sosyal Bilimler Perspektifinden Aleviler ve Alevilik–2, 2024
Geçtiğimiz yıllarda hayli görünür hale gelen Black Lives Matter (Siyahların Hayatı Önemlidir) Hareketi, hem Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) hem de uluslararası alanda ırkçılığın yol açtığı polis şiddetine geniş ölçekte dikkat çekmeyi başarmakla kalmadı, aynı zamanda polisiye olmayan ve polis-hapis ikilisi dışına çıkan toplum güvenliği uygulamalarına ilişkin geçmiş deneyimleri ve tartışmaları yeniden gündeme getirdi .Bu yazıda, yakın zamanda yayınlanan kitabım Polis, Provokasyon, Siyaset: İstanbul’da Muhalefeti Bastırma Teknikleri’nden yola çıkarak, İstanbul’da ağırlıklı olarak Kürt ve Türk Alevilerin yaşadığı işçi sınıfı mahallelerindeki alternatif özyönetim biçimleri ve toplum güvenliği uygulamalarının bu ilgacı (abolitinist) uygulamalara bir örnek olarak görülebileceğine değineceğim. 1970’lerde mahallelerde halk komiteleri ile görünür olan ve etkisi hâlâ devam eden alternatif güvenlik mekanizmalarının siyasi olarak özgürleştirici ve dönüştürücü rolüne değineceğim.
İstihbarat, Casusluk, Karşı Casusluk, Örtülü Operasyonlar ve Güvenlik
İstihbarat, Casusluk, Karşı Casusluk, Örtülü Operasyonlar ve Güvenlik, 2019
İstihbarat, gelişmeler karşısında akıl yoluyla uyum sağlama, bilgiyi edinme ve tecrübeler ışığında uygulama yeteneğini ifade etmektedir. Bu haliyle istihbarat, en alt düzeyde bireyin günlük yaşantısından en üst düzeyde karmaşık devlet politikalarına kadar hayatın her alanında yer almaktadır. Kavram her şeyden önce zekânın kullanılmasıyla ilgilidir. İstihbarat akıl yürütme, plan yapma, problem çözme, soyut düşünme, karmaşık düşünceleri kavrama, çabuk öğrenme, tecrübelerden ders çıkarmayla ilgili zihinsel bir süreçtir. Milli güvenliği sağlamak adına rekabetçi ve kaotik uluslararası sistemdeki mücadelede devletler sürprizlerden kaçınmak adına muhtemel gelişmeleri önceden mümkün mertebe öngörmeye çalışırlar. Gelecekte ortaya çıkabilecek belirsizlikleri asgari düzeye indirmenin yolu ise yeni bilgilere dair haberlerin alınmasına bağlıdır. İstihbarat, üst düzey siyasi kararların alınması, oluşturulması ve yürütülmesinde siyasi karar alıcılara bu anlamda hayati destek sağlar.