Pendnâme-i Mâtürîdî: Mâtürîdî'den Aforizmalar (original) (raw)
Related papers
2019
Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî’ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmadığını tartışacağız, akabinde metnin Türkçe çevirisini sunacağız. Söz konusu risalenin İmâm Mâtürîdî’ye aidiyeti hakkında metni dil ve içerik olarak incelemek suretiyle bir fikre ulaşacağız. Mâtürîdî’nin Kitabü’t-Tevhîd ve Te’vîlâtü Ehli’s-Sünne adlı eserlerinde bu esere herhangi bir atıf yoktur. Bu yüzden eseri içerik bakımından analiz ederek ihtiyatlı bir sonuca varmaya çalışacağız. Öncelikle yazarın kökeni hakkında bir değerlendirme yapacağız ve sonrasında onun ana dilinin Farsça olup olmadığına bakacağız. Pendnâme’nin yazıldığı dil Farsça olduğundan, bu dil metnin değerlendirilmesi açısından önemlidir. Ancak Mâturîdî’nin bu dili bildiği iddiası ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü bu konudaki kanıtlar tersini göstermektedir. Bu değerlendirmelerden sonra Mâtürîdî’nin eserleri ile Pendnâme arasında bazı karşılaştırmalar yapacağız. Karşılaştırmayı iki aşama halinde yapacağız. Birinci aşamada Mâtürîdî’nin eserlerindeki bazı düşünceler ile Pendnâme arasındaki farklılıklar üzerinde durmaya çalışacağız. Bu aşamadan sonra ikinci aşamaya geçeceğiz ve Mâtürîdî’nin bazı düşünceleri ile Pendnâme arasındaki benzerlikleri tespit etmeye çalışacağız. Bunu yapmaktaki amacımız eserin ona ait olup olmadığı konusunda her iki ihtimali de göz önünde bulundurmak ve daha objektif bir sonuca varmaya çalışmaktır. Anahtar Kelimeler Mâturîdî, Pendnâme, Vesâyâ, Aforizmalar, Özdeyişler In this study, we will discuss whether Imām Māturīdī is the author of Persian treatise Pandnāma-i Māturīdī (The Aphorisms of Māturīdī) or not, then we will present Turkish translation of the text. We will try to reach an opinion by analyzing the text in terms of language and contents. Māturīdī does not mention of this treatise in his Kitāb al-Tawhīd and Ta’wīlātu Ahl al-Sunna. Therefore, we will make a content analysis of the text and reach a cautious decision. We will first make an assessment of the author's origin and then we will see whether his native language is Persian or not. Because of the language in which Pandnâma is written is Persian, this language is important for the evaluation of the text. The claim that Mâturîdî knows this language however, should be met with caution. Since the evidences on this issue show that the reality is different from that claim. After these evaluations, we will make some comparisons between Mâturîdî's works and Pandnâma. We will make the comparison in two stages. In the first stage, we will try to focus on the differences between some thoughts in Mâturîdî's works and Pandnâma. After this stage we will move to the second and we will try to identify the similarities between some of Mâturîdî's thoughts and Pandnâma. Our goal in doing so is to consider both possibilities of whether the work belongs to him or not and to reach a more objective conclusion. Anahtar Kelimeler Mâturîdî, Pandnâma, Vasâyâ, Aphorisms, Epigrams
Mâtürîdî’De Âyetleri̇ Tevi̇lde Ki̇naye Unsuru
2019
Islamic scholars have made great efforts to understand the verses of the Qur’an. This has led them to resort to more than one method such as rational, narrational, lin- guistic and rhetorical. One of these scholars is Abu Mansur al-Maturidi, who is one of the most important defenders of the Ahl al-Sunnah. In this study, the way Maturidi used sarcasm in the interpretation of the verses in his Ta’wilat al-Qur’an is analyzed. In this context, after briefly giving information about his life and his direction of creed and Ta’wilat al-Qur’an, Mâturidi’s interpretations are discussed in a broad framework such as the purpose of using sarcasm, its frequency of use, and pla- ces of use. Particularly, the use of sarcasm in the verses where time, space, or bodily elements, which pave the way for the emergence of a lot of scrutiny in the matter of creed, are examined. In addition, according to the Ahl al-Sun- nah views, the contribution of Maturidi in the context of exalting Allah from body,...
Hâmî-i Âmidî ve Manzum Mektubu: Arîza-i Manzûme
Turkish Studies - Language and Literature, 2020
This study focuses on a verse letter dated 1732 written by Hami in the context of Ali Emiri's Diyarbakir poets controversy (Tezkire-i Şuara-yı Amid). This poem in Hami's Divan is a desire written to Cretan Tîbî to be presented to the Ottoman administration. Hami (d. 1747), who lived in the first half of the 18th century, expresses his troubles in his poetry on his return journey from Istanbul to Diyarbakir. And describes the effect of the plague epidemic, which is effective in Anatolian geography, on himself and his friends in a poetic language. Smallpox in Diyarbakır in the same year, the city's invasion of the enemy and the problems of the public are among the issues that the poet touched and complained about. Hami wrote this desire to give him a share of the income of the village of Fare. The poet expresses his events in a modern story setting, in a pathetic, exaggerated language and in a unique style. This poetry is a chat with a total of two hundred and sixty-six couplets. Seventy-eight verses of the poem related to travel were re-read by comparing writing and printed copies. Inter-language translations of couplets are written and written against each couplet. Thus, some reading and writing mistakes in the scientific studies and publications on Hami's Divan were corrected. After a short analysis of poetry, the study was completed by writing the conclusion and bibliography sections. At the end of the study, just the first edition of the manuscript copy, including the title of the poem, was added.
Mâtürîdî'ye Göre Kur'ân-ı Kerîm'de Yeminler
Marife dini araştırmalar dergisi Turkish Journal of Religious Studies, 2019
Kur'ân'da pek çok yemin ifadesi yer almaktadır. Tefsir tarihinin başlangıcından itibaren yazılan muhtelif eserlerde Ku'rân'da geçen yeminlere ilişkin bilgiler verilmesine rağmen konunun etraflıca incelenmediği ve üzerinde yeterince durulmadığı görülmektedir. Buna karşın oldukça erken dönemde yaşamış bir müfessir olan Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân adlı eserinde Kur'ân'da geçen yeminler üzerinde detaylı bir şekilde durmuş, söz konusu yeminlerin nasıl anlaşılması gerektiğine dair açıklamalar yapmıştır. Eserinde yeminleri farklı boyutlarıyla tahlil eden Mâtürîdî, konuyla ilgili bazı temel prensipler zikrederken zaman zaman özgün yorumlar da sunmuştur. Bu çalışma, Mâtürîdî'nin Kur'ân'daki yeminlerle ilgili görüş ve değerlendirmelerini ortaya koymayı hedeflemektedir. Anahtar Kelimeler: Mâtürîdî, Te'vîlâtü'l-Kur'ân, Aksâmü'l-Kur'ân, Muksem Bih, Muksem Aleyh. The Oaths in The Qur'an According to Al-Māturīdī There are many oath statements in the Qur'ān. Although the information about oaths in the Qurʾān was given in various books written from the beginning of the tafsir history, it is seen that the subject is not thoroughly studied and it has not been sufficiently emphasized. On the other hand, Māturīdī, an early mufassır, dwell on oaths in the Qur'ān in detail and he made statements about how these oaths should be understood in the Taʾwīlāt al-Qurʾān. Māturīdī who analyzed oaths with different dimensions in his book, occasionally presented original interpretations while mentioning some basic principles concerning the subject. This study aims to reveal the opinions and evaluations of Māturīdī related to the oaths in the Qur'ān.
Mekke Müşri̇kleri̇ni̇ Mâtürîdî’Ni̇n Gözüyle Okumak
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (SAUIFD)
Öz Mekke müşrikleri farklı sosyal yapıya, inanç ve düşünce dünyasına sahiplerdir. Kur'ân, onlara dair haberleri çoğunlukla tahkiye usulüyle vermiş ve bu meyanda müşriklerin farklı davranış ve düşüncelerini tek potada eritmiştir. Onun kendine has üslup özellikleri dikkatlerden kaçtığında âyetler atomik ve literal olarak okunup anlaşılmıştır. Böylesi bir okuma ise Mekke müşriklerinin düşünce ve davranışlarının dayanaklarının kavranmasını zorlaştırmıştır. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî'ye (ö. 333/944) gelince o, Kur'ân'ın üslubunu dikkate almış ve onu bütüncül bir gözle okumuştur. O, aynı zamanda vahyin muhatap kitlesinin farklı yapılarda olduklarına ve düşünce dünyalarının da birbirinden bağımsız bir halde bulunduğuna dikkat çekmiştir. Mâtürîdî, onlara dair merviyyâttan sarf-ı nazar etmese de insan fıtratını merkeze almak suretiyle, Mekkelilere dair gelenekten farklı okumalar yapmış ve onların ahiret, tevhit ve risalete yönelik reddiyelerini nasıl temellendiklerini ele almıştır. İş bu makalede Mekke müşrikleri Mâtürîdî'nin gözüyle okumaya tabi tutulmuştur.
Mu’Înü’L-Mürîd’De Di̇nȋ Teri̇mler
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2022
Mu'inü'l-Mürîd Harezm Türkçesiyle yazılmış önemli eserlerden biridir. İslam adlı biri tarafından 1313 yılında kaleme alınmıştır. Dinî-tasavvufî konuları öğretmek amacıyla dörtlükler halinde yazılmış manzum bir eserdir. Eser temel bazı dini bilgileri vermek düşüncesiyle sade ve yalın bir dille yazılmıştır. Eserde dinî açıdan imanın önemi, namaz, oruç, hac, zekât gibi temel bazı ibadetler hakkında bilgi verilir. Dinî bir eser olduğu için eserde dinî terimler çokça yer alır. Bu çalışmada Mu'inü'l-Mürid'de yer alan dinî terimler tespit edilmiş ve bu terimler çeşitli yönleriyle incelenmiştir. Terimler, kökenlerine ve yapılarına göre değerlendirilmiş ve terimlerin sayısal oranları belirlenmiştir. İslamiyetin Türkler arasında yaygın olarak benimsendiği ilk zamanlarda dinî terimler için daha çok Türkçe karşılıklar kullanılmış olmasına rağmen zamanla bunların yerine genellikle Arapça terimlerin tercih edildiği anlaşılmaktadır. Bir kısım terimlerin hem Türkçe kökenli ve hem de Arapça kökenli karşılıklarının bir arada kullanıldığı görülmektedir. Eserde toplam 293 dinî terim bulunmaktadır. Bu terimlerden 32 tanesi Türkçe kökenlidir ve tek kelimeden meydana gelmiştir. Tek kelimeden oluşan bu terimler yüzde 12.5'ini oluşturur. Birden fazla kelimenin bir araya gelerek oluşturduğu terimlerin sayısı ise 35'tir. Kelime grupları şeklinde oluşan bu terimler 293 terimin yüzde 12'sini kapsar. Eserde kullanılan tek kelimeden oluşan dinî terimlerin yüzde 79.5'i Arapça ve yüzde 12.5'i Türkçe kökenlidir. Farsça kökenli terimlerin sayısı ise sadece yüzde 5.4 gibi düşük bir oranı teşkil etmektedir.
Pandnāma-i Māturīdī: Aphorisms by Māturīdī
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2019
Bu çalışmada İmâm Mâtürîdî'ye nispet edilen Pendnâme-i Mâtürîdî adlı risalenin ona ait olup olmadığını tartışacağız, akabinde metnin Türkçe çevirisini sunacağız. Söz konusu risalenin İmâm Mâtürîdî'ye aidiyeti hakkında metni dil ve içerik olarak incelemek suretiyle bir fikre ulaşacağız. Mâtürîdî'nin Kitabü't-Tevhîd ve Te'vîlâtü Ehli's-Sünne adlı eserlerinde bu esere herhangi bir atıf yoktur. Bu yüzden eseri içerik bakımından analiz ederek ihtiyatlı bir sonuca varmaya çalışacağız. Öncelikle yazarın kökeni hakkında bir değerlendirme yapacağız ve sonrasında onun ana dilinin Farsça olup olmadığına bakacağız. Pendnâme'nin yazıldığı dil Farsça olduğundan, bu dil metnin değerlendirilmesi açısından önemlidir. Ancak Mâturîdî'nin bu dili bildiği iddiası ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü bu konudaki kanıtlar tersini göstermektedir. Bu değerlendirmelerden sonra Mâtürîdî'nin eserleri ile Pendnâme arasında bazı karşılaştırmalar yapacağız. Karşılaştırmayı iki aşama halinde yapacağız. Birinci aşamada Mâtürîdî'nin eserlerindeki bazı düşünceler ile Pendnâme arasındaki farklılıklar üzerinde durmaya çalışacağız. Bu aşamadan sonra ikinci aşamaya geçeceğiz ve Mâtürîdî'nin bazı düşünceleri ile Pendnâme arasındaki benzerlikleri tespit etmeye çalışacağız. Bunu yapmaktaki amacımız eserin ona ait olup olmadığı konusunda her iki ihtimali de göz önünde bulundurmak ve daha objektif bir sonuca varmaya çalışmaktır.