Psikolojik Yyldyrma ile Bazy Ki?ilik Özellikleri Arasyndaki Yli?ki (original) (raw)

Banka Çalişanlarinin Psi̇koloji̇k Dayaniklilik Düzeyleri̇ İle Ki̇şi̇li̇k Özelli̇kleri̇ Arasindaki̇ İli̇şki̇

Journal of International Scientific Researches, 2017

Correlation Between Psychological Resilience Levels and Personality Features of Bank Employees In times of stress and crises people's styles of perception events, attitudes and methods people prefer in struggle with adverse conditions are different. Psychological resilience is defined as a personality feature meaning that indivitual's performance, health and moods in stressfull situations remain positive. In this study it is identified which personality features play an effective role in explanation of psychological resilience because of reducing negative effects, in organizations where employees work under intense stress such as bank. Data used in the research was collected with the help of survey method. In this research sampling is not done. It was struggled to reach all of the main audience. Five factor personality scale and psychological reseilence survey are used as measuring instruments. Data obtained were analyzed with SPSS 21 statistics package programme. Correlationand a serios of regression analysis wer eapplied to test research hypotheses. Ultimately all results proposed that big five personality explain significant variance in resilience structure. The results were discussed in the light of the literature.

KİŞİLİĞE YÖNELİK YILDIRMA (MOBBING) DAVRANIŞLARI ve FİZYOLOJİK ETKİLER ARASINDAKİ İLİŞKİDE PSİKOLOJİK ETKİLERİN ARACILIK ROLÜ

Bu araştırma, sağlık çalışanlarının maruz kaldıkları kişiliğe yönelik yıldırma (mobbing) davranışlarının (psikolojik şiddetin), çalışanlar üzerindeki direkt ve/veya endirekt fizyolojik etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Psikolojik etkilerin aracı (mediator) değişken olarak ele alındığı araştırma modeli, 1187sağlık çalışanından elde edilen verilerle sınanmıştır. Sonuç olarak, psikolojik etkilerin, kişiliğe yönelik yıldırma davranışlarının çeşitli boyutları (doğrudan, dolaylı ve aleni) ile fizyolojik etkiler arasındaki ilişkide aracılık rolüne kanıt sağlanmıştır. Geliştirilen model hekimler, hemşireler, idari personel, dışarıdan temin edilen (outsource) personel ve diğer sağlık personeli için ayrı ayrı sınanmıştır. Buna göre, modelde sınanan aracılık etkilerine; hemşireler, dışarıdan temin edilen personel ve diğer sağlık personeli için çeşitli düzeylerde –kısmen- kanıt sağlanabildiği, hekimler ve idari personel için ise öngörülen modele –ilişkilere- kanıt sağlanamadığı görülmektedir. Çalışmada, ayrıca, maruz kalınan yıldırma davranışları ve bu davranışların etkilerinin, mesleki pozisyon bakımından farklı görünümlerde olduğu saptanmıştır.

PSİKOLOJİK KIRILGANLIK

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA “PSİKOLOJİK” BAŞLIKLI KONULAR, 2023

Günümüzün rekabetçi ve fırsatları hızla değerlendiren iş dünyasında, örgütlerin sadece ekonomik ve teknolojik unsurlara odaklanmaları, üstünlük sağlama açısından yeterli görülmemektedir. Hem bireylerin hem de örgütlerin bir fark yaratarak diğerlerinden öne çıkabilmesi zorlaşmıştır. İnsanı bir makine gibi gören yönetim anlayışından bu yana hem dünyada hem de örgütsel alanlarda birçok gelişme yaşanmış olup insan kaynağının yönetimi ve insana odaklanılması son yıllarda önem kazanan bir konu haline gelmiştir. İnsan kaynağına önem verilmesiyle birlikte örgütlerdeki çalışanların zihinsel iyi oluşları ve psikolojik sağlıkları, başarıya ulaşmada önemli bir kilometre taşı olduğu anlaşılmıştır. Bu noktada psikolojik kırılganlık kavramı ile örgütler arasındaki ilişkinin büyük bir öneme sahip olduğunu söylemek mümkündür. Değişen ve gelişen dünyaya adapte olabilmek, insan yaşamının kolaylaştırılması ve esnek kılınması açısından önemli görülmektedir. İnsan psikolojisinin güçlü ve olumlu yanlarına odaklanan pozitif psikoloji, son yıllarda üzerinde birçok araştırmanın yapıldığı alanlardan birisi olup psikolojik kırılganlık kavramı da pozitif psikolojinin alanı içerisinde değerlendirilmektedir (Ingram ve Luxton, 2005). Psikolojik kırılganlık kavramı bireylerin baskı, stres ve belirsizlik gibi ortamlarda karşılaştıkları zorluklarla başa çıkabilme yetenekleriyle ilgili bir kavram olarak görülmektedir. Örgütsel açıdan düşünüldüğünde bir örgütte görev yapanlar yoğunlukla takım çalışmaları, aşırı iş yükü, iş rotasyonu, rekabet üstünlüğü, yönetici baskısı ve benzeri faktörlerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu tür zorluklara karşı psikolojik olarak kırılgan bireyler olumsuz sonuçlarla karşılaşmaktadır. Kırılganlık kavramı, psikolojik, fiziksel veya sosyal olarak bireyin dışarıdaki zarar veren etkenlere karşı açık bir hedef olmasını ifade etmektedir (Scanlon ve Lee, 2007: 55). Ingram ve Luxton (2005: 35), kırılganlığın incinebilirlik olarak da ifade edilen bir kavram olduğunu, psikolojik açıdan ele alındığında temelde bireyin çocukluk çağındaki işlevsel olmayan öğrenme düzeylerine bağlı olduğunu belirtmektedir. Bireyin kırılganlığı, araştırmacıların ifadesine göre çocukluk deneyimlerine göre değerlendirilse de genetik yatkınlığı, yaşadığı travmatik olaylar, sosyal desteğin eksikliği gibi birçok faktörden etkilendiği söylenebilir. Bütün bu süreçlerde yaşadığı olumsuz olaylar gelecekteki yaşamında zorluklarla başa çıkmasında bireyi zorlayabilmektedir. Hangi sebeple olursa olsun bireyin çocukluk çağından yetişkinliğe, sosyal yaşamından iş yaşamına kadar birçok etkisi bulunan psikolojik kırılganlığın önemi büyüktür. Pozitif psikoloji açısından ele alındığında hem günümüzde hem de gelecekte pozitif uygulamaların insan kaynakları yönetiminde ve örgütsel yaşamda örgütün performansı ve rekabet avantajına katkısı bulunmaktadır. Bu yüzden bu çalışmada psikolojik kırılganlık kavramı, özellikleri, ilişkili olduğu kavramlar, öncülleri ve ardılları ele alınmıştır. Psikolojik kırılganlığın örgütsel düzeyde etkilerinin azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması açısından önerilerde bulunulmuştur.

Yayiklama Parametrelerinin Yayik Ayrani Ve Yayik Tereyağinin Bazi Nitelikleri Üzerine Etkisi

Bu çalışmada, yoğurttan üretilen Yayık Tereyağlarının bazı nitelikleri üzerine yayıklama pH’sı ve hammadde yoğurdun yağ oranının etkileri ve anılan özelliklerin 60 günlük depolama süresince değişimleri incelenmiştir. Bu amaçla, deneme parametreleri esas alınarak dört farklı kombinasyonda Yayık Tereyağı ve karşılaştırma yapabilmek amacıyla kremadan tereyağı üretilmiştir. Kurumadde, yağ oranı, titrasyon asitliği, laktik asit, tirozin değeri hammadde yoğurtlarda ve yayık ayranında ilaveten depolama süresince 15 günlük aralıklarla krema ve yayık tereyağlarında belirlenmiştir. Hammadde, ürün ve yayıkaltının miktar ve yağ oranlarına göre randıman ve geri kazanım oranları hesaplanmıştır. Farklı pH’da yayıklamanın Yayık Tereyağlarının titrasyon asitliği, laktik asit, tirozin, değerlerine etkisi önemli, hammadde yağ oranının farklılığı ise özellikler üzerine etkisi önemsiz bulunmuştur. Depolama süresince titrasyon asitliği tüm örneklerde çok az bir artış gösterirken, laktik asit ve tirozin d...

PSİKOLOJİK SERMAYENİN TÜKENMİŞLİK ÜZERİNE ETKİSİ: GÖRGÜL BİR ARAŞTIRMA

Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2017

Bu araştırmada çalışanların duygusal kaynaklarının tükenmesi ile ortaya çıkan ve işlerine duyarsızlaşmaları, başarı hislerinin azalmasıyla kendini gösteren tükenmişliğinin üzerinde psikolo-jik sermayelerinin etkisini incelemek amaçlanmıştır. Maslach Tükenmişlik Envanteri ve Psikolojik Sermaye Ölçeği kullanılarak 215 öğretmenden elde edilen veriler yapısal eşitlik modeli yöntemiyle analiz edilmiştir. Ulaşılan sonuçlar tükenmişliğin kişisel başarı hissi azalması boyutu üzerinde psikolojik sermayenin iyimserlik boyutunun ve tükenmişliğin duyarsızlaşma boyutu üzerinde psikolojik sermayenin psikolojik dayanıklılık boyutunun aksi yönde etkisinin olduğunu göstermiş-tir. Araştırmanın tüm sonuçları alan yazını bağlamında tartışılmıştır.

DİNDARLIK SORUNU: PSİKOLOJİK BİR TAHLİL

Bu makale, din psikolojisinin önemli bir konusu olan dindarlık sorununa Kur'an merkezli bir cevap bulmayı amaçlamaktadır. İnsanların dine yönelimlerini birtakım ihtiyaçları esas alarak açıklamaya çalışan Batılı düşüncenin aksine, dindarlığın "oluş süreci" olarak ele alındığı bu makale, dindarlığın ve dolayısıyla "İnsanlaşma Projesi"nin önündeki engelleri, Kur'an'ın insana ve insanlığa bakışı üzerinden ele almaktadır. Makale, "İnsanlar neden dindardır?" sorusundan çok "İnsanlar neden dindar değildir?" sorusuna cevap vermeyi konu edinmektedir.

Bİreysel Psikoloji ve Dİn

öz Bu makalede Bireysel Psikoloji açısından; dinin ve Tanrı'nın anlamı, işlevi ve önemi, insanın manevi görevleri ve ruh-beden ilişkisi konu edilmektedir. Ayrıca Bireysel Psikoloji ve dinler arasındaki ilişkiye dikkat çekilmektedir. Bu amaçla çalışmada, Adler'in kuramında yer alan; temel tartışmalar ve kavramlar, temel ruhsal dinamikler, din ve Tanrı ile ilgili fikirler, Bireysel Psikoloji ve dinler arasın-da yapılan karşılaştırmalar ele alınmaktadır. Alfred Adler tarafından kurulmuş Bireysel Psikoloji, derinlik psikolojisinin üç sacayağından birini teşkil etmekte-dir. Freud psikolojisinden farklı bir ekol olarak ortaya çıkan Bireysel Psikoloji, bireyi parçalara ayrılamaz bir bütün olarak kabul ederek onun yaşamını ve ru-hunu açıklamaya ve anlamaya çalışan sağduyuya dayalı bir değerler psikolojisi-dir, bir toplum ve kardeşlik psikolojisidir. Bu psikoloji birey için; sorumlulukların bilincinde, insanlığın yararına bir yaşam öngörmektedir. Yaşamda kendisini her yerde gösteren yetersizlik hissini, üstünlük çabasını, toplumsallık duygusunu, telafi etme yeteneğini insan ruhunun temel ve evrensel unsurları olarak kabul etmektedir. Yaşamın bu unsurlarla birlikte devinim gösterdiğini açıklamakta-dır. Bireysel Psikolojiye göre bu devinim, tüm yönleri ile bir bütündür, insan ise bu devinim içerisinde etkendir, özne(l)dir ve sorumluluk sahibidir. Dünyevi sorumlulukları olduğu gibi manevi sorumlulukları da vardır. İnsana düşen gö-rev, bunları olumlu bir şekilde çözümlemektir. Bu noktada dinlerin hedeflediği amaç ile Bireysel Psikolojinin amacı örtüşmektedir. Çünkü her ikisi de işbirliğini, © Toplum Bilimleri • Ocak-Haziran • 8 (15) : 195-208

PSİKOLOJİK HAREKÂT VE PROPAGANDA EKSENİNDE ZORBA NASIL OLUNUR BELGESELİNİN ANALİZİ

Psikolojik Harekât ve Propaganda dersi vize ödevi için hazırlanan bu çalışmanın ilk bölümünde propaganda, psikolojik savaş, rıza kavramları özet olarak açıklanmıştır. İkinci bölümde çalışmanın ana konusunu oluşturan belgeselle ilgili izlenimler aktarılmıştır. Sonuç bölümünde güç, siyaset, propaganda gibi faktörler dahilinde diktatörlüğün sosyal ve psikolojik analizi gerçekleştirilmiştir.