SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMALARI -6-Editör (original) (raw)

Bu eserde yayımlanan yazıların içerikleriyle ilgili her türlü yasal sorumluluk, yazar veya yazarlarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.

Sign up for access to the world's latest research

checkGet notified about relevant papers

checkSave papers to use in your research

checkJoin the discussion with peers

checkTrack your impact

SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMALARI -1-Editör

Bu eserde yayımlanan yazıların içerikleriyle ilgili her türlü yasal sorumluluk, yazar veya yazarlarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.

SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMALARI -2-Editör

Bu eserde yayımlanan yazıların içerikleriyle ilgili her türlü yasal sorumluluk, yazar veya yazarlarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.

SOSYAL BEŞERİ VE İDARİ BİLİMLER ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR XIII

Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz.

ULUSLARARASI SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ

TANRI LEHİNDE KULLANILAN DELİLLERİN YETKİNLİĞİNE DAİR BİR SORUŞTURMA (AN INQUIRY INTO THE COMPETENCE OF EVIDENCE THAT USED IN FAVOR OF GOD), 2019

Öz Teistik karaktere sahip Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi dinlere inananlar açısından belki de en büyük sorun, dinin kurucu ve vazedici otoritesi kabul edilen Tanrı ve dolayısıyla ona ait olduğu kabul edilen dil hakkında konuşmak olmuştur. Ontolojik açıdan mevcut âleme mutlak aşkın olduğu iddia edilen Tanrı’nın nasıl bir varlığa sahip olduğu, bu varlık hakkında nasıl bir dil kullanılacağı ve ona ait anlatının bir başkasına takdiminin nasıl yapılacağı her zaman tartışma konusu olmuştur. Yine modern anlayış çerçevesinde kendisi hakkında konuşmanın sorun olduğu böyle bir varlık hakkında lehte ya da aleyhte birtakım gerekçelendirmelerin yapılıp yapılamayacağı da aynı şekilde problem olmuştur. Tanrı hakkında imancı bir tutumu benimseyenler, onun epistemolojiye konu bir varlık olmadığını, dolayısıyla bilgi ile değil, teslimiyetle kavranılabileceğini ileri sürerken, rasyonel temelde onun varlığını gerekçelendirmek isteyenler bunu birtakım deliller ileri sürerek yapmaya çalışmışlardır. Büyük ölçüde tabii verilerden, kısmen de insanın kendisinden hareketle teşekkül ettirilmeye çalışılan bu deliller, Tanrı’nın lehine olacak şekilde organize edilmiş ve bu çerçevede savunma stratejileri geliştirilmiştir. Bu makalede, rasyonel kaygılar gözetilerek teşekkül ettirilmiş olan teistik delillerin, Tanrı’nın lehine olduğu kadar aleyhine de olabileceği ihtimali üzerinde durulacaktır.

6. BÖLÜM SOSYAL PSİKOLOJİNİN SOSYALİ NEREDE

Kitap boyunca insan yaşantısını, davranışını ve karşılıklı etkileşimlerini sosyal/psikolojik diye adlandırdığımız yönüyle anlattım. Ama sizin de gördüğünüz üzere insanın bu sosyal/ psikolojik cephesini anlamanın tek bir yolu olmadığı gibi tek bir boyutu da yok. Çeşitli ve farklı duruşların getirdiği birbi-rinden farklılaşan anlama usûlleri var. Post pozitivist duruşlarının taşıdığı anlama uslûbu ana akım psikolojide ve tabii ki sosyal psikolojide insan ile içinde hare-ket ettiği çevresini, bağlamını ayrıştırır. Toplumu, grubu ve di-ğer herşeyi bireyin zihnindeki temsili üzerinden okur. Dolayı-sıyla bireylerden topladığı verileri, benzer bireylere genelleyerek o grup ya da topluluğun tutumlarından nedensel atıflarından ya da yardımlaşma davranışlarından bahseder. Halbuki insan davranışı bir bağlam içinde gerçekleşir ve bu bağlam içinde an-lam kazanır. Ama bağlam, psikolojide ya hiç kullanılmaz ya da çevre veya kültür adı altında bilişsel mekanizmaların belirle-diği, algıya biçim veren faktör olarak ele alınır. Bu bölümde insan ve bağlamı bir ikili olarak ele almak yerine halihazırda bağlam içinde olandan bahsedeceğim. Bu su-retle de bu terimi daha açık kılmaya çalışacağım.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.