Yenidoğanlarda Ağrı Ve Nonfarmakolojik Tedavi (original) (raw)
Related papers
Yenidoğanlarda Ağrı ve Ağrı Yönetiminde Hemşirenin Rolü
2017
Tüm yenidoğanlar Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde (YYBÜ) ya da yaşamın ilk günlerinde ağrılı ve stresli girişimlere maruz kalırlar. Yenidoğan döneminde yaşanan ağrı, özellikle prematüre bebeklerde, olumsuz sonuçlara yol açar. Bu nedenle yenidoğanın ağrı durumunun değerlendirilmesi gerekli ve önemlidir. Yenidoğanların ağrı yönetiminde hemşireler ağrının değerlendirilmesi, ortadan kaldırılması ve azaltılmasından sorumludur. Bu nedenle hemşirelerin ağrı mekanizmaları, değerlendirilmesi ve kontrolü konusunda yeterince bilgi, beceri ve deneyim sahibi olmaları gerekmektedir.
2010
Yenidoğan ünitelerinde çalışan hekim ve hemşireleri, yenidoğanlarda ağrı, ağrının yenidoğan gelişimine etkisi ve etkin ağrı yönetiminde, nonfarmakolojik yöntemlerin kullanımı konusunda bilgilendirmektir. Yenidoğan ve yenidoğan cerrahisinde bebekler, yoğun bakım ünitesinde, tanı ve tedavi amacıyla başlayan preoperatif invaziv girişimler, cerrahi travma ve postoperatif invaziv girişimler nedeniyle, sayısız ağrılı uyarana maruz kalırlar. Bebekler yaşadıkları ağrı sonucunda fizyolojik, psikolojik ve metabolik sorunlar yaşamaktadır. Etkin ağrı yönetiminde farmakolojik ve nonfarmakolojik yöntemler birbirini tamamlayıcı olarak ele alınmaktadır. Yapılan araştırmalar, nonfarmakolojik yöntemlerin invaziv girişimlere bağlı ağrıda tek başına etkili olabildiğini farmakolojik yöntemlerle birlikte kullanıldığında ise, ilaçların etkinliğini arttırdığını göstermektedir. Anahtar kelimeler: Yenidoğan, ağrı To inform the doctors and nurses working in intensive care units about the pain in newborns, its...
Yenidoğanlarda Tromboz ve Tedavisi
Turkiye Klinikleri J Med Sci, 2006
Yenidoğanlarda tromboembolik olaylar çocuklar ve erişkinlerdeki trombozlardan çok farklı özelliklere sahiptir. Umblikal kateter kullanımı, konjenital kalp hastalıkları, polisitemi, böbrek hastalıkları, dehidrasyon, sepsis, nekrotizan enterokolit, perinatal asfiksi ve respiratuar distres sendromu gibi faktörler trombus oluşumuna neden olabilmektedir. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki destekleyici tedaviler ile hastaların yaşam sürelerinin uzaması erken ve geç dönem komplikasyonların görülme sıklığını da arttırmıştır. Bu nedenle, yenidoğanlarda tromboz ve tedavisi için yenidoğanlarda uygun tedavi ve monitorizasyon protokollarının planlanması gerekmektedir.
Yenidoğanlarda ağrılı işlemlerde uygulanan ötektik karışımının ve sukrozun ağrı algısına etkisi
2009
YENİDOĞANLARDA AĞRILI İŞLEMLERDE UYGULANAN ÖTEKTİK KARIŞIMININ ve SUKROZUN AĞRI ALGISINA ETKİSİ NEZAHAT ÜNALDI YÜKSEK LİSANS TEZİ II. Yenidoğanlarda ağrılı işlemlerde (kan alma/IV kanül takma) uygulanan ötektik karışım (EMLA) ve sukrozun ağrı algısına etkisinin saptanması, davranışsal yanıtlar ve fizyolojik değişikliklerin belirlenmesi amacıyla, bağımsız gruplarda randomize kontrollü deneysel olarak planlanmıştır. Evreni ESOGÜ (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi) Tıp Fakültesi Hastanesi, Yenidoğan Ünitesi servis/yoğun bakımda yatan yenidoğanlar, örneklem grubunu ise 01.03.2008 – 31.08.2008 tarihleri arasında vaka seçim kriterlerine uygun olmayan bebekler dışındaki toplam 55 yenidoğan oluşturmuştur. Çalışmada yenidoğanlara 150 işlem yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak; Bilgi Formu, Girişim İzlem Formu, EMLA, sukroz, ve ağrılı işlemlerde yenidoğanların davranışsal yanıtını değerlendirmek amacıyla NIPS kullanılmıştır. NIPS C.a. katsayısı işlem sonrası için kan alma işleminde .86, IV k...
2020
Amac: Bu sistematik derleme, cocuklarda post-operatif donemde non-farmakolojik agri giderme yontemi olarak muzigin etkisini incelemek amaciyla yapilmistir. Yontem: Cocuklarda post-operatif donemde kullanilan muzigin agriya etkisini belirlemek icin Pubmed, Proquest, Science Direct ve EBSCOhost, ClinicalKey, Ovid elektronik veri tabanlari bes anahtar sozcuk kullanilarak taranmistir. Tarama sonucunda arastirma kapsamina bes calisma dahil edilmistir. Bulgular: Degerlendirmeye alinan calismalarin ucunde agrinin kontrol gruplarina gore anlamli derecede azaldigi, bir calismada opioid analjezik kullanim ihtiyacinin azaldigi ve bir calismada ise iki grubun da agrisinin azaldigi fakat istatistiksel acidan anlamli olmadigi saptanmistir. Calismalarda kayitli ve canli muzik terapi yonteminin 3-19 yas grubundaki cocuklarda cerrahi sonrasi non-farmakolojik yontem olarak kullanildigi ve hissedilen agriyi azaltmada etkili oldugu gorulmustur. Sonuc: Calismalarda kayitli ve canli muzik terapi yontemin...
Turkish Journal of Pediatric Disease, 2019
Özellikle prematüre bebeklerde önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olan pnömotoraks, çocukluk çağında en sık yenidoğan döneminde görülür. Amacımız, ünitemizde pnömotoraks tanısı konulan yenidoğanların değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Yenidoğan Yoğun Bakım ünitesinde 1 Ocak 2015 ile 31 Aralık 2015 tarihleri arasında pnömotoraks tanısı alarak izlenen yenidoğan bebeklerin kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Radyolojik olarak pnömotoraks tanısı doğrulanan yenidoğan bebekler çalışmaya dahil edildi. Majör konjenital anomalisi olanlar çalışma dışı bırakıldı. Bulgular: Pnömotoraks sıklığı, tüm canlı doğumlar içerisinde %0.4, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde takibi yapılanlar arasında ise %2.6 olarak saptandı. Bebeklerin ortalama gebelik yaşı 34.2±3.6 hafta ve doğum ağırlığı 2322±841 gr'dı. Pnömotoraks saptanan 67 yenidoğanın 49'u erkek (%73.1)'di ve 59'unun (%88.1) sezaryen ile doğduğu saptandı. Pnömotoraks gelişen bebeklerde altta yatan en sık primer akciğer hastalıklarının yenidoğanın geçici takipnesi (TTN) (%38.8) ve respiratuar distres sendromu (RDS) (%31.3) olduğu belirlendi. Pnömotoraks tedavisi için göğüs tüpü ile 50 (%74.7) bebeğe drenaj tedavisi uygulanırken, 17 (%25.3) bebeğin göğüs tüpü gereksinimi olmadı. Drenaj gereken grupta gebelik yaşı ve doğum ağırlığı anlamlı olarak düşük bulundu (p<0.05). Drenaj gereken grupta invaziv ve invaziv olmayan solunum desteği süreleri anlamlı olarak uzun iken, serbest oksijen gereksinimi de daha uzun olmakla birlikte anlamlı fark saptanmadı. Preterm morbiditeleri ve mortalite açısından iki grup arasında fark saptanmadı. Sonuç: Yenidoğan döneminde pnömotoraks ile sık olarak ve genellikle ilk iki gün içerisinde karşılaşılır. Prematüre bebeklerde en sık altta yatan akciğer hastalığı RDS iken, term bebeklerde TTN' dir. Pömotoraks gelişen yenidoğanların yaklaşık ¾'üne göğüs tüpü takılarak drenaj tedavisi gerekir. Gebelik yaşı <32 hafta olan bebeklerde pnömotoraks gelişmesi durumunda neredeyse tamamına göğüs tüpü takılması gerekmektedir. Drenaj gereken bebeklerde invaziv ve noninvaziv solunum destek süreleri ile hastanede kalış zamanı belirgin olarak uzamaktadır.
Yenidoğanlarda Pnömotoraks Deneyimlerimiz
2006
Amac: Yenidogan doneminde solunum sikintisi yapan nedenlerden biri de pnomotoraksolup, mekanik ventilasyon tedavisi, mekonyum aspirasyonu sendromu, solunum guclugusendromu ve perinatal asfiksi nedeniyle canlandirma islemi uygulanan olgularda gelismeriski yuksektir. Hastanemiz yenidogan bakim unitesinde semptomatik pnomotoraks saptanarak tedavi edilen olgular geriye donuk olarak incelenmistir.Gerec ve yontem: Ocak 2003-Ocak 2006 tarihleri arasindaki 7 pnomotoraksli olgudagestasyonel yas, agirlik, aminon sivisinin mekonyumla boyali olup olmadigi, primer akcigerpatolojisi varligi ve pnomotoraksin tarafi degerlendirildi. Tanida akciger grafisi ve baziolgularda konjenital anomali varligini arastirmak icin bilgisayarli tomografi yapildi. Toraksdrenaj islemi icin 10 F tup kullanildi.Bulgular: 7 olgunun degerlendirilmesinde; pnomotoraks insidansi %1,2 (7/570), erkek kizorani 1,3, basvuru zamani 10 saat ile 6 gun idi. 5 hasta (%71,4) prematurdu. Pnomotorakssagda 3 (%42,9), bilateral 4 (%57,1...