The In vitro Activity of Meropenem to Nosocomial Pseudomonas aeruginosa Isolates (original) (raw)
Related papers
Evaluation of Resistance Mechanisms to Meropenem in Pseudomonas aeruginosa Isolates
Flora Infeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dergisi, 1998
In vitro efficacy of meropenem was investigated in 102 Pseudomonas aeruginosa isolates, which were isolated from patients in the intensive care unit of our hospital, using macrodilution method. Nine P. aeruginosa isolates were found to be resistant to meropenem. Plasmids were isolated by alkali lysis miniprep method. Plasmids identified were > 100, 90, 35, 28, 4.5, 4.3, 4, 2.3, 2, 1, 0.7 kb in size. Common and replicative plasmids were purified and whether they transmitted meropenem resistance or not, was investigated by transformation and conjugation methods. It was not possible to transfer meropenem resistance to recipient bacteria. Therefore, we presumed that meropenem resistance was either chromosomal or by way of chromosomally integrated transposons.
Mediterranean Journal of Infection Microbes and Antimicrobials, 2020
Giriş: Genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) üreten suşlarla gelişen enfeksiyonlar artan oranlarla görülmekte, morbidite ve mortalitede, hastanede yatış süresinde ve maliyette artış ile sonuçlanmaktadır. Gelişen enfeksiyonların etkin ve güvenli tedavisi önemlidir. Bu çalışmada, yatan hastalarda GSBL üreten E. coli ve K. pneumoniae ile gelişen nozokomiyal enfeksiyonlarda piperasilin-tazobaktam (PTZ) ve karbapenemlerin etkinliğinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2014-2017 yılları arasında yatan, GSBL üreten E. coli ve K. pneumoniae ile enfekte hastaların sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmaya hem PTZ hem karbapenemlere duyarlı olan üremeler dahil edildi. Enfeksiyon bulguları bulunan, 18 yaşından büyük, en az 48 saattir hastanede yatan, PTZ veya karbapenem tedavisi başlanan hastalar çalışmaya dahil edilirken aynı epizodda PTZ ve karbapenem grubu antibiyotikleri ardışık olarak alan, GSBL üreten mikroorganizmalara etkin başka bir antibiyotik kullanan, seçilen antibiyotiği 48 saatten az süre alan hastalar ve polimikrobiyal enfeksiyonu bulunan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastaların demografik özellikleri, komorbid hastalıkları, aldığı antibiyotikler, doz ve süreleri, mekanik ventilasyon ve santral kateter varlığı, tedaviye klinik ve mikrobiyolojik yanıtları, tedavi sonu ve 30. gün mortalite verileri kaydedilerek karşılaştırmalı değerlendirildi. Bulgular: Toplam 113 hastanın 60'ı (%53,1) erkek, yaş ortalaması 66,14±18,2 yıl idi. Hastaların %73,5'inde etken E. coli, %26,5'inde K. pneumoniae idi. Hastaların 70'i (%61,9) karbapenem, 43'ü (%38,1) PTZ tedavisi almıştı. Kontrol kültür alınan hastaların %71,7'sinde (43/60) mikrobiyolojik eradikasyon mevcuttu. Olguların %72,6'sında klinik yanıt izlendi. Kaba mortalite hızı %31,0 (35) idi. Klinik ve mikrobiyolojik yanıt (p=0,055; p=0,303), tedavi sonu ve 30 günlük mortalite açısından (p=0,180, p=0,288) gruplar arasında anlamlı fark saptanmadı. Yaş ve bakteriyemi varlığı mortalite için bağımsız risk faktörü olarak saptandı (her ikisi için p=0,006). Sonuç: Sonuçta, PTZ, GSBL üreten mikroorganizmalar ile gelişen enfeksiyonların tedavisinde önemli tedavi seçeneklerindendir. Antimikrobiyal ajanların uygun kullanımına duyulan ihtiyacın arttığı, karbapenem koruyucu tedavilerin ön plana çıktığı günümüzde, PTZ en iyi alternatiflerden biridir ve GSBL üreten E. coli ve Klebsiella spp. enfeksiyonlarında kıyaslanabilir etkinliğe sahiptir.
Mediterranean Journal of Infection Microbes and Antimicrobials, 2020
Giriş: Genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) üreten suşlarla gelişen enfeksiyonlar artan oranlarla görülmekte, morbidite ve mortalitede, hastanede yatış süresinde ve maliyette artış ile sonuçlanmaktadır. Gelişen enfeksiyonların etkin ve güvenli tedavisi önemlidir. Bu çalışmada, yatan hastalarda GSBL üreten E. coli ve K. pneumoniae ile gelişen nozokomiyal enfeksiyonlarda piperasilin-tazobaktam (PTZ) ve karbapenemlerin etkinliğinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2014-2017 yılları arasında yatan, GSBL üreten E. coli ve K. pneumoniae ile enfekte hastaların sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmaya hem PTZ hem karbapenemlere duyarlı olan üremeler dahil edildi. Enfeksiyon bulguları bulunan, 18 yaşından büyük, en az 48 saattir hastanede yatan, PTZ veya karbapenem tedavisi başlanan hastalar çalışmaya dahil edilirken aynı epizodda PTZ ve karbapenem grubu antibiyotikleri ardışık olarak alan, GSBL üreten mikroorganizmalara etkin başka bir antibiyotik kullanan, seçilen antibiyotiği 48 saatten az süre alan hastalar ve polimikrobiyal enfeksiyonu bulunan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastaların demografik özellikleri, komorbid hastalıkları, aldığı antibiyotikler, doz ve süreleri, mekanik ventilasyon ve santral kateter varlığı, tedaviye klinik ve mikrobiyolojik yanıtları, tedavi sonu ve 30. gün mortalite verileri kaydedilerek karşılaştırmalı değerlendirildi. Bulgular: Toplam 113 hastanın 60'ı (%53,1) erkek, yaş ortalaması 66,14±18,2 yıl idi. Hastaların %73,5'inde etken E. coli, %26,5'inde K. pneumoniae idi. Hastaların 70'i (%61,9) karbapenem, 43'ü (%38,1) PTZ tedavisi almıştı. Kontrol kültür alınan hastaların %71,7'sinde (43/60) mikrobiyolojik eradikasyon mevcuttu. Olguların %72,6'sında klinik yanıt izlendi. Kaba mortalite hızı %31,0 (35) idi. Klinik ve mikrobiyolojik yanıt (p=0,055; p=0,303), tedavi sonu ve 30 günlük mortalite açısından (p=0,180, p=0,288) gruplar arasında anlamlı fark saptanmadı. Yaş ve bakteriyemi varlığı mortalite için bağımsız risk faktörü olarak saptandı (her ikisi için p=0,006). Sonuç: Sonuçta, PTZ, GSBL üreten mikroorganizmalar ile gelişen enfeksiyonların tedavisinde önemli tedavi seçeneklerindendir. Antimikrobiyal ajanların uygun kullanımına duyulan ihtiyacın arttığı, karbapenem koruyucu tedavilerin ön plana çıktığı günümüzde, PTZ en iyi alternatiflerden biridir ve GSBL üreten E. coli ve Klebsiella spp. enfeksiyonlarında kıyaslanabilir etkinliğe sahiptir.
Mikrobiyoloji Bulteni, 2023
Dünyada ve Türkiye'de enfeksiyon etkeni olarak izole edilen yaygın ilaç dirençli ve pan-rezistan gramnegatif basillerin oranı giderek artmaktadır. Bu enfeksiyonların tedavisinde önemli seçeneklerden biri antibiyotiklerin kombine kullanımıdır. Bu nedenle çalışmada, in vitro ortamda meropenem/kolistin ve meropenem/fosfomisin kombinasyonlarının, enfeksiyon etkeni olarak izole edilen karbapenem dirençli gram-negatif basillere etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Hastanemizin yoğun bakım ünitesinde yatan hastaların kan ve trakeal aspirat örneklerinden enfeksiyon etkeni olarak izole edilen karbapenemlere dirençli Escherichia coli (E.coli) (n= 6), Klebsiella pneumoniae (K.pneumoniae) (n= 10), Pseudomonas aeruginosa (P.aeruginosa) (n= 5) ve Acinetobacter baumannii (A.baumannii) (n= 6) izolatları çalışmaya dahil edilmiştir.
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Dergisi, 2016
Bu çalışma Dr. Erkan Özmen tarafından tıpta uzmanlık tez çalışması kapsamında yapılmıştır. Araştırma ÖZET Amaç: Ülkemizde son zamanlarda klinik kullanıma giren antibiyotiklerden biri olan doripenem ve yıllardır klinik kullanımda olan diğer karbapenemlerin in-vitro koşullarda gram negatif bakterilere karşı etkinliklerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Laboratuvarımıza gönderilen çeşitli klinik örneklerden izole edilerek geleneksel yöntemlerle tiplendirilmesi yapılan 70 Escherichia coli, 36 Enterobacter spp, 71 Klebsiella pneumoniae ve 71 Pseudomonas aeruginosa suşunun doripenem, imipenem, meropenem ve ertapenem duyarlılıkları Bioanalyse © antibiyotik diskleri kullanılarak Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI) kriterlerine göre Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemiyle araştırıldı. Bulgular: Çalışmamızda 143 idrar, 48 yara, 33 kan, 21 kulak ve 3 trakeal aspirat kaynaklı toplam 248 klinik örnek incelenmiştir. Örneklerin 129'u (%52.0) yatan hastalardan 119'u (%48.0) poliklinik hastalarından gönderilmiş olup, bunların 142'si (%57.3) toplum kökenli 106'sı (%42.7) ise hastane kökenli suşlar olduğu tespit edilmiştir. İncelenen E. coli ve Enterobacter spp suşlarının tümü karbapenemlere duyarlı olup, K. pneumoniae için doripenem ve meropenem, P. aeruginosa için ise doripenem en az direnç görülen karbapenem grubu antibiyotikler olmuşlardır. Sonuç: Bölgemizden izole edilen P.aeruginosa suşlarının karbapenem direnci E. coli, Enterobacter spp ve K. pneumoniae suşlarına göre daha yüksek bulunmuştur. Bakteri grubumuz bir bütün olarak incelendiğinde doripeneme karşı ortaya çıkan direnç oranları diğer karbapenemlere karşı oluşan direnç oranlarına yakın değerlerde oldukları görülmüştür.
Sakarya Medical Journal
Aim:Carbapenemase-producing organisms are Gram-negative bacteria that are resistant to most, sometimes all, antibiotics with their carbapenemase enzymes. Rapid and accurate detection of carbapenemases is essential for the early detection and prevention of resistant nosocomial infections. Material and Method:The study included 72 isolates, 64 containing Oxa-48, 6 NDM, 2 NDM+Oxa-48 and 16 isolates without carbapenemase, isolated from various clinical samples sent to the bacteriology unit of ……. University Hospital Central Laboratory between January 2020 and December 2020. Carbapenemase enzyme groups were investigated in isolates with the BD Phoenix CPO Detect (Becton Dickinson, USA) kit. Results:The compatibility of the BD Phoenix CPO Detect test with PCR was 95.3% for Oxa-48 carrying isolates and 100% for those with the NDM gene. The negative predictive rate of the test was 88.8% in all isolates, 83.3% in K. pneumoniae isolates, and 100.0% in E. coli isolates. Conclusion:The usage of...
Phenotypic Determination of Metallo-β-Lactamase Production in Nosocomial Pseudomonas Strains
Klimik Dergisi/Klimik Journal, 2015
Objective: In this study, carbapenem minimum inhibitory concentrations (MICs) of Pseudomonas strains isolated from hospitalized patients with healthcare-associated infections, and metallo-β-lactamase (MBL) production in carbapenem-resistant strains were investigated. Methods: 100 Pseudomonas isolates from patients with healthcare-associated infection, according to Centers for Disease Control and Prevention criteria were included in the study. Strains were identified by standard methods and VITEK ® 2 (bioMérieux, Marcy l'Etoile, France). The antibiotic susceptibilities were investigated by Kirby-Bauer disk diffusion method according to Clinical and Laboratory Standards Institute criteria. Carbapenems' MICs were determined using Etest ® (bioMérieux, Marcy l'Etoile, France) for strains detected as carbapenem-resistant or intermediate by disk diffusion. MIC Test Strip ® (Liofilchem, Roseto degli Abruzzi, Italy) MBL strips containing imipenem (4-256 μg/mL) and EDTA together with imipenem (1-64 μg/mL) were used in accordance with manufacturer's recommendations for MBL detection in carbapenem-resistant strains. Results: Isolation sites of 100 Pseudomonas strains were as follows: 37 from tracheal aspirate, 34 from urine, 17 from wound swab or abscess, 9 from blood, 2 from eye swab and 1 from pleural fluid. 99 of the strains were Pseudomonas aeruginosa, and 1 was P. putida. 65 of the strains were susceptible to all three antibiotics. 32, 20 and 16 of the strains were resistant to imipenem, meropenem, and doripenem and 2, 13, and 7 of them were intermediate to meropenem, imipenem and doripenem, respectively. 33 of the strains found resistant to at least one carbapenem were investigated for MBL existence. 29 (88%) of these 33 strains were MBL-positive. Conclusions: In this study, we found an increased rate of carbapenem resistance and MBL enzyme activity is responsible in most (88%) of cases. Doripenem resistance was lowest and it may be due to doripenem's nonavailability for clinical usage.
Evaluation of a Hospital Outbreak Related to Carbapenem-Resistant Pseudomonas aeruginosa
Mikrobiyoloji Bulteni, 2013
Pseudomonas aeruginosa fırsatçı enfeksiyonlara ve hastane salgınlarına sebep olabilen önemli bir nozokomiyal patojendir. Ekim 2012 tarihinde başlayarak hastanemiz yoğun bakım ve plastik cerrahi servisinden benzer antibiyotik direnç paternine sahip karbapeneme dirençli P.aeruginosa suşlarının üst üste saptanması üzerine bir hastane salgını olabileceği düşünülmüştür. Mikrobiyoloji laboratuvarı veri tabanının retrospektif olarak incelenmesiyle, Ağustos 2012 tarihinde saptanan ilk dirençli P.aeruginosa suşu dahil olmak üzere karbapeneme dirençli P.aeruginosa suşlarının yoğun olarak saptandığı dört aylık dönem salgın olarak değerlendirilmiştir. Sunulan bu çalışma, izolatların klonal ilişkisinin araştırılarak salgının tanımlanması ve olası çevresel kaynakların saptanmasının yanı sıra salgın süreci, risk faktörleri ve uygulanan enfeksiyon kontrol programının etkinliğinin değerlendirilmesini hedeflemektedir. Çalışmaya, Ağustos-Kasım 2012 tarihleri arasında, klinik örneklerinden karbapeneme dirençli P.aeruginosa (CRPA) üretilen 20