Üniversite Öğrencilerinin Nomofobi ve Akıllı Telefon Bağımlılığının Bağlanma Stilleri ile Algılanan Sosyal Destek Arasındaki İlişkinin İncelenmesi (original) (raw)

Sosyal Ağ Kullanımının Akıllı Telefon Yoksunluğu Korkusu (Nomofobi) İle İlişkisi: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma

2021

Akilli telefonlarin fiziksel ve konumsal kisitlamalar olmadan her zaman ve her yerde erisebilir olmasi ve asiri kullanimi, bireyin mobil cihazina erisemediginde yasadigi endiseyi ifade eden nomofobi sorunun ortaya cikmasina neden olmustur. Akilli telefonlarin asiri kullaniminda sosyal ag sitelerinin etkisi goz onunde bulunduruldugunda, nomofobinin gelisimden sosyal ag sitelerinin rolunun olup olmamasinin sorulmasi onemli hale gelmektedir. Bu kapsamda, sosyal ag kullanim aliskanliklarinin nomofobi ile olan iliskisinin ortaya cikarilmasi bu calismanin amacini olusturmaktadir. Arastirmanin orneklemini Turkiye'deki bir devlet universitesinin saglik yuksekokulunda ogrenim goren toplam 430 lisans ogrencisi olusturmustur. Arastirmada ogrencilerin nomofobi duzeyini ve sosyal aglarin kullanim amaclarini olcmek icin Sosyal Aglarin Kullanim Amaclari Olcegi ve Nomofobi Olcegi kullanilmistir. Elde edilen sonuclara gore ogrencilerin yasi, cinsiyeti ve gelir duzeyi ile sosyal aglarin kullanim ...

Üniversite Öğrencilerinde Nomofobi ve Sosyal Anksiyete Düzeylerinin Karşılaştırılması

Acibadem Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi, 2020

Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin nomofobi ve sosyal anksiyete düzeylerini belirlemek ve karşılaştırmaktır. Yöntem: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tipte olan araştırma Nisan-Haziran 2017 tarihleri arasında, Atatürk Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. Akıllı telefon kullanan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 703 üniversite öğrencisi çalışmaya dahil edildi. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Nomofobi Ölçeği ve Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeği kullanıldı. Araştırmaya başlamadan önce, etik onay ve araştırmanın yapılacağı birimlerden yazılı izin aldı. Veriler araştırmacı tarafından belirlenen sınıflarda herhangi bir ders saati bitiminde öğrenciler ile yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak toplandı. Veriler SPSS 20.0 paket programı kullanılarak analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin %78,38'i kadın, %21,62'si erkek, %54,62'si 1. sınıf öğrencisidir. Öğrencilerin %31,86'sı 5 yıl ve üzeri akıllı cep telefonu kullandığını, %8,25'i son bir yıldır akıllı telefon kullandığını bildirmiştir. Öğrencilerin genel ağırlıklı not ortalamalarının 2,57±0,68 olduğu, Nomofobi Ölçeğinden 75,28±25,38 puan, Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeğinin sosyal fobik korku alt ölçeğinden 50,68±12,67 puan ve sosyal fobik kaçınma alt ölçeğinden 50,00±13,89 puan aldıkları belirlendi. Nomofobi ölçeği ile Sosyal Anksiyete ölçeğinin toplam puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif yönde güçlü bir ilişki saptandı (r=0,195, p<0,05; r=0,193, p<0,05). Sonuç: Elde edilen bulgulara göre öğrencilerin nomofobi düzeylerinin ortalamanın üzerinde olduğu saptandı. Genç nüfusun mobil cihaz kullanma oranının yüksekliği düşünüldüğünde, yeni bir tehlike ile karşı karşıya olunduğu söylenebilir.

Üniversite Öğrencilerinde Nomofobi Yaygınlığı ve Nomofobi ile Sosyal Fobi Arasındaki İlişki: Bingöl Üniversitesi Örneklemi

ADDICTA: THE TURKISH JOURNAL ON ADDICTIONS, 2019

Teknoloji kullanımı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artış göstermektedir. Bu olgu, özellikle mobil telefonlarda İnternet kullanımının ve erişilebilirliğinin yaygınlaşmasıyla birlikte daha belirgin bir hal almıştır. Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinde nomofobi (No Mobile Phone Phobia-Mobil Telefon Yoksunluğu Korkusu) yaygınlığı ile nomofobi ve sosyal fobinin ilişkisini incelemektir. Araştırma kapsamında Bingöl Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümünde öğrenim gören 307 öğrenciye ulaşılmıştır. Veri toplamak amacıyla Nomofobi Ölçeği ve Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği ile birlikte yaş, sınıf ve cinsiyete ilişkin soruları içeren demografik bilgi formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, araştırmaya katılanların %41’inin nomofobik olduğu ve nomofobi ile sosyal fobi arasında düşük düzeyde pozitif yönlü bir ilişki bulunduğu bulguları elde edilmiştir. Nomofobinin üniversite öğrencileri arasında hızla yayılan bir sorun haline geldiğini gösteren bu bulgulara istinaden nomofobi ile sosyal fobiye etki eden faktörlere ilişkin koruyucu önleyici çalışmaların yapılması gerektiği öngörülmektedir.

Üni̇versi̇te Öğrenci̇leri̇nde Mobi̇l Telefon Yoksunluğu Korkusunun (Nomofobi̇) Akademi̇k Başariya Etki̇si̇

2016

Bu calismada universite ogrencilerinde Mobil Telefon Yoksunlugu Korkusunun (Nomofobi) akademik basariya olan etkisini ortaya koymak amaclanmistir. Nomofobi olcegi, gunluk akilli telefon kullanim sureleri ve demografik veriler Malatya’daki akilli telefon ve mobil internet kullanan universite ogrencilerine (N=312) uygulanan bir anket vasitasiyla toplanmistir. Ogrencilerin akademik basarilari verileri ise universite yonetiminin izniyle temin edilmistir. Ogrencilerin %55’inin nomofobik oldugu ve gunde ortalama 6,43 saat akilli telefonla zaman gecirdikleri bulunmustur. Ogrencilerin nomofobik olma seviyesi ile gunluk akilli telefon kullanim sureleri pozitif yonlu, akademik basarilari ise negatif yonlu iliskili oldugu gorulmustur. Ayrica yapisal esitlik modeli ile yapilan analizler neticesinde ogrencilerin nomofobik olma seviyelerinin (dort boyutuyla birlikte) akademik basarilarini negatif yonde yordadigi tespit edilmistir. Calismamizin bulgularina gore nomofobi universite ogrencileri aras...

Üniversite Öğrencilerinde Bağlanma Stilleri ve Sosyal Bağlılık İlişkisi

Sakarya University Journal of Education

Öz. Üniversite yılları genç için aileden bağımsızlığını kazanma, akademik başarı, gelecek planlaması gibi pekçok baskı yaratan durumu da beraberinde getirmektedir. Üniversite yıllarında gencin bir yandan üniversite yaşamına uyum sağlaması, aynı zamanda etkili kişilerarası ilişkiler kurabilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, bağlanma stillerinin sosyal bağlılıkla ilişkisini belirlemektir. Bu amaçla çalışmaya 337 üniversite öğrencisi katılmıştır. Veriler, İlişki Ölçekleri Anketi ve Sosyal Bağlılık Ölçeği ile toplanmıştır. Sosyal bağlılık ile bağlanma stilleri arasındaki ilişkiyi belirlemek için Pearson korelasyon katsayısı; bağlanma stillerinin sosyal bağlılığı yordayıp yordamadığını belirlemek için ise çoklu regresyon analizi kullanılmıştır. Yapılan çoklu regresyon analizinde ilk adımda kontrol değişkenleri olan yaş ve cinsiyet, sonra sırasıyla korkulu, güvenli, kayıtsız ve saplantılı bağlanma stilleri eşitliğe dahil edilmiştir. Elde edilen bulgular, sosyal bağlılığın korkulu, kayıtsız ve saplantılı bağlanma stilleri ile negatif; güvenli bağlanma stili ile pozitif ilişkili olduğunu göstermektedir. Çoklu regresyon sonuçlarına göre dört bağlanma stili, toplam varyansın %29'unu açıklamaktadır. Anahtar Kelimeler: Sosyal bağlılık, bağlanma stilleri, üniversite öğrencileri. Toplumsal Mesaj. Üniversite yıllarında gencin bir yandan üniversite yaşamına uyum sağlaması, aynı zamanda etkili kişilerarası ilişkiler kurabilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, bağlanma stillerinin sosyal bağlılıkla ilişkisini belirlemektir. Araştırma sonuçları, sosyal bağlılığın korkulu, kayıtsız ve saplantılı bağlanma stilleri ile negatif; güvenli bağlanma stili ile pozitif ilişkili olduğunu göstermektedir.

Sosyal Medya Bağımlılığı ve Nomofobi'nin Akademik Ertelemeye Etkisi

JOURNAL OF SOCIAL AND HUMANITIES SCIENCES RESEARCH, 2019

ÖZET Bu çalışmanın genel amacı, sosyal medya bağımlılığı ve nomofobinin akademik erteleme davranışı üzerinde etkili olup olmadığını, etkisi varsa ne düzeyde etkiler ortaya çıktığını belirlemektir. Alan yazınında yapılan araştırmalara bağlı olarak çalışmanın kavramsal yapısı oluşturulmuştur. Uygulama kısmında ise örneklem grubu üzerinde uygulanmış olan anket çalışmaları ile elde edilen verilerin analizi gerçekleştirilmiştir, sonuç ve bulguları tartışılmıştır. Araştırmanın genel evrenini, Kahramanmaraş'ta bir kamu üniversitesinde öğrenimine devam eden 39.000 öğrenci oluşturmuş, tesadüfi örneklem seçimi yöntemi ile seçilen 457 kişinin doldurduğu anket formu analize tabi tutulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre; cep telefonu aboneliği % 22,5 artarken, İnternet aboneliği % 1171 artmış, masaüstü bilgisayar gibi sabit teknolojik cihazlar yerine taşınabilir mobil aletlerin kullanılmaya başlamıştır. İnternetin kişisel kullanım amaçlarının % 94,6 mesajlaşma, % 85,0 internet üzerinden görüşme ve 77,7 sosyal medya kullanımı olduğu görülmüştür. Sosyal paylaşım sitelerin kullanımı; %24,2 WhatsApp, % 23,3 Youtube ve % 19,0 Instagram, sosyal medya kullanım sıklığı açısından; %90,6 oranında "her gün 1 defa ve daha fazla", kullanım süreleri açısından ise en fazla değerin %46,2 oranında "beş yıldan fazla" olduğu görülmüştür. İnternete erişim imkanı açısından; %51 "mobil telefon", %46,0 "ev-yurt veya okulda" cevapları verilmiş olup, internete giriş sıklığı konusunda ise %67,2'si bir-beş saat aralığında, %20,4'ü altı saat ve üzerinde cevabını vermişlerdir. Analizi sonuçlarına göre; nomofobi alt boyutlarından bilgiye ulaşamama, cihazdan yoksunluk ve çevirim içi olmama ile akademik erteleme arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuşken, iletişimi kaybetme ile akademik erteleme arasında ise istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Sosyal medya bağımlılığı alt boyutlarından sanal tolerans ve sanal iletişim ile akademik erteleme arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuş, sanal tolerans diğer alt boyutlara göre daha güçlü çıkmıştır.

Psikolojik Yardım Talebinde Bulunan Üniversite Öğrencilerinde Psikolojik Belirtilerin Yordayıcıları Olarak Bağlanma ve Algılanan Sosyal Destek

Yaşadıkça Eğitim

Üniversite öğrencilerinin psikolojik belirtilerini açıklayan değişkenlerin belirlenmesi hem bu öğrencilere sunulacak hizmetlerin yapılandırılması hem de dolaylı olarak toplum ruh sağlığı açısından önem taşımaktadır. Öğrencilerin psikolojik belirtilerini yordayan önemli değişkenler arasında kişilerarası ilişkilerinin temelini oluşturan bağlanma ve algılanan sosyal desteğin olduğu değerlendirilmektedir. Bu araştırmanın amacı kaygılı ve kaçınan bağlanma ile algılanan sosyal desteğin üniversite öğrencilerinin psikolojik belirtilerini yordama düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırmanın katılımcıları psikolojik yardım almak için başvuruda bulunan 419 (334 kadın, 85 erkek) üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-II, Algılanan Sosyal Destek Ölçeği ve Kısa Semptom Envanteri ile toplanmıştır. Verilerin analizinde hiyerarşik regresyon analizinden yararlanılmıştır. Araştırmanın bulguları, kaygılı bağlanmanın üniversite öğrencilerinin ps...

Mobil Telefon Yoksunluğu Korkusu (Nomofobi) Yayılımı: Türkiye’den Üniversite Öğrencileri ve Kamu Çalışanları Örneklemi

INTERNATIONAL JOURNAL OF INFORMATICS TECHNOLOGIES, 2017

Akilli telefonlarin hayatimiza girmesiyle birlikte gorulmeye baslanan akilli telefon bagimliligi gunluk yasamin her yerinde goze batar hale gelmistir. Etkisi gittikce arttigi fark edilen bu durumun altinda yatan sebeplerden birisi de gunluk hayatta cok alisilmis olan akilli telefondan mahrum kalma (haberlesememe ve cevrimici olamama) korkusu diye tanimlanan Nomofobi (No Mobile Phone Phobia, Nomophobia) olgusudur. Bu calismada kamu ulastirma sektoru calisanlari (N=202) ve universite ogrencilerinden (N=265) olusan iki farkli orneklem kullanilarak, Turkiye’de nomofobinin yayginligi ortaya koyulmaya calisilmistir. Universite ogrencilerinin %54’inin, ulastirma sektoru calisanlarinin %47’sinin nomofobik oldugu, nomofobinin kadinlarda daha yuksek oldugu, yas ile nomofobi arasinda ters yonlu ve anlamli bir iliski oldugu, gunluk akilli telefon kullanma suresi ile nomofobi arasinda pozitif ve anlamli bir iliski bulundugu tespit edilmistir.

Üniversite Öğrencilerinde Özdenetim ile İnternet Bağımlılığı İlişkisi

Trakya Eğitim Dergisi, 2020

ÖZ: Bu araştırmada üniversite öğrencilerinde özdenetim ile internet bağımlılığı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yoluyla seçilen 165'i kadın, 130'su erkek olmak üzere toplam 295 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veriler, Özdenetim Ölçeği ve İnternet Bağımlılık Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler doğrultusunda, özdenetim ile internet bağımlılığı arasında negatif yönde ve anlamlı bir ilişki olduğu ve özdenetimin internet bağımlılığının yordayıcısı olduğu bulunmuştur.