Küresel Sistemde NATO’nun Yeni Vizyonu ve Misyonuna İlişkin Tartışmalar (original) (raw)
Related papers
NATO ve Yeni Dünya Düzeni, 2019
Kurulduğu günden günümüze varlığını sürdüren NATO’nun çok-kutuplu dünya düzeninde ayakta kalıp kalamayacağı önemli bir soru. Kurumsal çatısı ve temel stratejik misyonu Soğuk Savaş yıllarında şekillenen NATO ilk ciddi sınavını Soğuk Savaş’ın bitmesiyle verdi. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasını takiben ortaya çıkan tek-kutuplu dünya düzeninde NATO yeni işlevler edinerek yoluna devam etti. Merkezi ve Orta Avrupa’da yer alan eski komünist ülkelere doğru genişleyen NATO, aynı zamanda üyelerinin toprakları dışında ortaya çıkan krizlerin sonlandırılmasında etkili oldu. Kapsayıcı güvenlik anlayışı etrafında diğer uluslararası örgütlerle işbirliğini geliştiren NATO Soğuk Savaş sonrası ortamda yaşamaya devam etti. İttifakın küreselleşmesini savunanlarla özünde Avrupalı bir güvenlik örgütü olarak kalmasını savunlar arasında yaşanan tartışma dünya düzenin çok-kutuplu bir karakter kazanmasıyla devam edecek.
NATO YENİ STRATEJİK KONSEPTİ, 2023
NATO’nun yeni Stratejik Konsepti, sürekli değişen ve giderek daha öngörülmez hale gelen uluslararası güvenlik ortamında, İttifakın kendisini nasıl adapte etmesi gerektiğini ortaya koyan uzun vadeli bir yol haritasıdır. NATO, müttefiklerinin özgürlük ve güvenliğini, her yönden gelecek bütün tehditlere karşı korumaya kararlı olduğu bir savunma ittifakıdır. NATO ittifakı, uzay ve siber yeteneklerle tamamlanan; nükleer, konvansiyonel ve füze savunma imkân ve kabiliyetlerinin uygun bir karışımına dayanan güvenilir bir caydırıcılık ve savunma tutumunu muhafaza ederek saldırganlığı caydırır. Müttefikler, 5. Madde’deki birbirlerini savunma taahhütlerinin omurgası olan İttifak’ın caydırıcılık ve savunmasını önemli ölçüde güçlendirmektedir.
Başlangıçtan Günümüze NATO Sorunsalı “Madalyonun İki Yüzü”
sablon.sdu.edu.tr
Başlangıçtan Günümüze NATO Sorunsalı "Madalyonun İki Yüzü" Haktan BİRSEL * ÖZET Soğuk savaş döneminin çift kutuplu güç mücadelesi stratejilerine göre kurulan ve misyonları bu mücadelenin gereklerini yerine getirmeye yönelik olarak belirlenen NATO, Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile yeni misyonlar yüklenmek zorunda kalmıştır. Soğuk Savaş sonrasında SSCB ardılı bölgelerde ortaya çıkan etnik sorunlar, bölgesel çatışmalar ve nükleer ve konvansiyonel silahların kontrol altına alınması ile uluslar arası terörizm gibi problemler, NATO misyonlarının belirleyicisi olmuştur. Doğal olarak da bu misyonlar NATO'nun görev alanlarını genişletmiş, eski yapısının değişmesine neden olmuştur. Bu kapsamda NATO birimleri 1992 yılından itibaren Balkanlardan Aden Körfezine, Afrika'dan Afganistan'a geniş bir bölgede insani yardımdan bunalım yönetimine kadar geniş bir yelpazede görev yapmaya başlamıştır. Bu görevlerin üstlenilmesine paralel olarak da NATO hem üyeleri hem de NATO dışı devletler tarafından görevlerde elde edilen başarı seviyeleri, kullanım şekilleri ve gücü konusunda eleştirilmeye başlanmıştır.
International Security Congress, 2022
Bu bildirinin temel amacı, formel açıdan bölgesel askeri bir savunma örgütü olarak tanımlanan Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı’nın (NATO) küresel kamu düzeninden sorumlu bir yapıya dönüşümünün analiz edilmesidir. Küresel bir “polis fikri” etrafında şekillenen işlevi ile NATO, “küresel topluma” yönelmiş ve kuruluş metninden itibaren tanımlanmış pratikleri ile liberal savaş aygıtı rolünü de üstlenmiştir. Sözü edilen amaç doğrultusunda NATO’nun kuruluş felsefesini ve hukuki perspektifini doğrudan ve dolaylı olarak şekillendirmiş kurucu metinler analiz edilmiştir. Buna ilave olarak NATO’nun küresel “kamu” düzeninde ulus devlet pratiklerini uygulama potansiyeli kavramsal düzeyde ele alınmıştır. NATO, “sadece saldırıyı önlemeyi veya saldırı olursa onu püskürtmeyi amaç edinen askeri bir ittifak değil, aynı zamanda siyasi, iktisadi ve sosyal alanlarda ortak ve devamlı eylemi de öngören bir İttifak” olarak tanımlanabilir (NATO Enformasyon Servisi, Tarihsiz). Kuruluş Antlaşması’nın atıf yaptığı 1945 tarihli Birleşmiş Milletler Yasası (BMY) 51. Maddesi, üye devletlerden birisinin silahlı saldırıya uğraması halinde BM Güvenlik Konseyi’nin uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli tedbirleri alıncaya kadar doğal olan bireysel ya da ortak meşru müdafaa hakkına kısıt getirilemeyeceğini hükme bağlar. Aynı şekilde Kuzey Atlantik Antlaşması’nda, daha sonra Batı Avrupa Birliği’nin (BAB) kuruluş belgesine dönüşmüş olan 1948 tarihli Brüksel Antlaşması’na gönderme yapılır. Bu belgede ise taraf devletlerin, “Almanya’nın yeniden saldırı siyasetine başvurması halinde gerekli … barış ve güvenliği sağlamak ve her türlü saldırı siyasetini önlemek amacıyla … karşılıklı tedbirleri almak” üzere “iktisadi, sosyal ve kültürel işbirlikleri ile meşru ortak savunma haklarını düzenleyecek bir andlaşma yapmaya” karar verildiği belirtilir. Bu iki atıf antlaşmasına ek olarak 1948 tarihli Amerikan Birleşik Devletleri (ABD) 80. Kongresi 2. Oturumunda 239 sayılı Senato Kararı ile “barış, adalet, insan hak ve temel hürriyetlerin, Birleşmiş Milletler çerçevesi içinde gerçekleştirilmesi mümkün olan sıkı bir milletlerarası işbirliğini gerektirmesi dolayısıyla” Birleşik Devletler Başkanı’nın Senato nezdinde görev ve sorumlulukları düzenlenmiştir. 4 Nisan 1949 tarihli Kuzey Atlantik Andlaşması, Antlaşma’nın 10. Madde’sinde ruhunu bulan taraf olmanın “katılım belgesini Amerika Birleşik Devletleri hükümetine” verme koşuluna uygun olarak bu ülke başkenti Washington’da imzalanmıştır. Kuruluş Antlaşması 14 maddeden oluşur. II. Dünya Savaşı sonrasında, savaşın coğrafi olarak erişmediği ABD topraklarında imzalanan Andlaşma, savaş sözcüğüne yer vermezken, “savunma, korunma, uluslararası anlaşmazlık, uluslararası barış ve güvenlik ve adaleti tehlikeye sokma, uluslararası ilişkilerinde BM'in amaçlarına aykırı olacak şekilde güç kullanımı ya da tehdidinden sakınma, silahlı bir saldırı, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit, öz savunma hakkı, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan taraf ya da taraflara yardımcı olma” kavramları ile şekillendirdiği meşru savunma hakkını, “Kuzey Atlantik bölgesi” ifadeleri ile sınırladığı coğrafi bir alan içinde düzenler. Buna karşın, coğrafi alan, Madde 10’da tüm “Kuzey Atlantik Bölgesinin güvenliğine katkı yapacak durumda olan herhangi bir Avrupa devletini” üyeliğe açarak, bütün olarak kıtayı kapsayacak büyüklüğe eriştirilir.
Yeni Dünya Düzeninde Bir Türkiye Vizyonu
İktisat İşletme ve Finans, 2003
Bu yazıda Türkiye'de çok partili sisteme geçilme kararı alındıktan hemen sonra yayın hayatına atılan ve Tan Olayına kadar sadece dört sayı yayınlanabilen Yeni Dünya gazetesi ele alınmaktadır. Gazetenin çıktığı ortam üzerinde durulduktan sonra, gazetenin kurucuları, yazarları, yayın politikası ve içeriği hakkında bilgiler verilmektedir. Sayıları bulunamadığı için hakkında bugüne kadar hiçbir yazının yayınlanmadığı bu gazetenin kapatılma biçimi de ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmektedir.
NATO’nun Güvenlik Anlayışı ve Stratejik Konseptleri
NATO’nun Güvenlik Anlayışı ve Stratejik Konseptleri, 2019
Uluslararası sistemde güvenlik ortamının değişmesi aktörlerin güvenlik ihtiyaçlarını da değiştirir. İttifaklar da diğer uluslararası aktörler gibi güvenlik ortamının ortaya çıkardığı ihtiyaçları karşılayabilmek için güvenlik anlayışlarını güncellemek ve uygun stratejiler geliştirmek zorundadır. NATO da farklı dönemlerde ortaya çıkan farklı güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak üzere stratejilerini değiştirmiş ve geliştirmiştir. Bu kapsamda NATO için Soğuk Savaş dönemi, Soğuk Savaş sonrası dönem, 11 Eylül sonrası dönem olmak üzere üç ana dönüşüm dönemi söz konusudur. Soğuk Savaş döneminin nükleer silahlarla caydırıcılığa dayanan stratejilerinden, Soğuk Savaş sonrasının uluslararası terörizm odaklı stratejilerine ve oradan da siber dünyada savaş tartışmalarına uzanan bu dönüşümler hem İttifakın yetmiş yıllık tarihini hem de yeni güvenlik koşul ve ihtiyaçlarına göre kendini yenileyebilme esneklik ve başarısını ortaya koymaktadır.