Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Dünya Gıda Sistemi (original) (raw)
Related papers
COVID-19 Salgını, Küresel Elit ve Yeni Düzen
Lectio Socialis, 2021
Actors ruling the world are not states or international institutions such as the United Nations but the global elite aiming to establish a single world government for the last two centuries. Those elites called global capital are structured in a dark nobility of Western world families, leading by Rockefeller and Rothschilds. Institutions like CFR, Bilderberg, Chatham House are the top instruments of the decision-making mechanism of those elites. In the 1990s, Bill Gates, who mainly in the computer business at those times, started a new study of Genetically Modified Organisms and vaccines to serve the global elite. COVID-19 we have faced today is the latest product of pandemic experiments such as MERS, SARS, H1N1. Their goal is to enforce the people to accept the digital identity through vaccination, dissolve the national economies by lockdowns, and ensure the transition into a single world government. In this study, this plan is unveiled with its details and the meaning of the big beginning.
Yeni Bir Küresel Değiştirim Ögesi: Covid-19
III. INTERNATIONAL COVID-19 AND CURRENT ISSUES CONGRESS, 2021
Dil, evrensel ve özgül nitelik taşıyan çok yönlü bir dizgedir. Bu çok yönlü dizgenin katmanlarından birini, insanın evreni algılayış biçimini yansıtan kültür oluşturmaktadır. Kültürle içe içe ve etkileşim hâlinde olması sebebiyle dil, aynı zamanda sosyal bir inşa olarak da kabul görmektedir. Söz konusu sosyal inşanın oluşması, bireyin içinde bulunduğu toplum, dolayasıyla da yaşanılan toplumsal gerçekliklerle doğru orantılıdır. Fiziksel ve zihinsel gerçeklik birimlerinin bir arada yer almasıyla oluşan toplumsal gerçeklikler arasındaki dil, bireylerin söz konusu gerçekliklere nasıl bir anlam ve işlev yüklediğini yansıtmaktadır. Dil aracılığıyla oluşturulan söylem de bu noktada bireylerin zihin dünyasını yansıtmakla birlikte toplumsal düzene ve bireylerin birbirleriyle olan ilişkilerine yön vermektedir. Toplumun toplumsal olanla şekillendirilmesi olarak da adlandırılabilecek bu durumun ögelerinden biri mizahi söylemdir. Mizah, sosyal bağlamda gerçekleşen aynı zamanda bilişsel bir sürece sahip, duygusal çıktısı olan bir olgudur. Toplumun bilgi birikimini yansıtan bu olgu, aynı zamanda toplumun yaşadığı olayların toplumsal gerçeklik hâlini alıp almadığını yansıtan bir aynadır. Yeni sosyal pratiklerle yeni bir sosyal düzenin yaratıldığı, toplumsal şekillenmenin söz konusu olduğu günümüzde de mizah devreye girmiş, toplumun gerçekliği algılamasını ve yorumlamasını yansıtmıştır. Yaşanan salgın sebebiyle küresel bir değişim olarak nitelendirilebilecek bu yeni sosyal düzende teknolojinin getirisiyle sanal ortamda yer alan yazılı ve görsel ifadeler önemli bir söylem aracı olmuştur. Çalışmada mizahî söylemden hareketle Covid-19’un bireyler için ne ifade ettiği, nasıl bir anlam taşıdığını belirleyebilmek için hem Türkiye’de hem de başka ülkelerde yayınlanan Covid-19’la ilgili yazılı ve görsel ifadeler ele alınmış, toplumsal değişim eldeki verilerden hareketle söylem çözümlemesi aracılığıyla yorumlanmaya çalışılmıştır. Dil, zihin, kültür ve birey ilişkisi dikkate alındığında Covid-19 un yeni bir değiştirim ögesi olarak nasıl bir döngü içinde bireyin hayatına nüfuz ettiği görünmektedir. Var olmanın ötesinde kendini gerçekleştirme dürtüsünün de sosyal medya aracılığıyla tatmin edilmesi, psikolojik olarak rahatlama, yaşanan belirsizliği somutlaştırma ve meşrulaştırma gibi durumlar Covid-19’un da sosyal medyada mizahi bir üslupla yer almasını sağlamıştır
Doğuş Üniversitesi Dergisi, 2022
Öz: COVID-19 salgını yiyecek içecek sektöründe kalıcı değişikliklere neden olmakla birlikte sektöre yeni yönelimler ve inovasyonlar getirmiştir. Salgının sebep olduğu sorunlardan en fazla etkilenen sektörlerin başında gıda sektörü özellikle de restoranlar gelmektedir. Bu olumsuz etkileri azaltmak amacıyla restoran iş modelini yeniden keşfetmeye yardımcı olmak için yalnızca dağıtım hizmeti yani paket servis vermek için çalışan sanal restoranları ifade eden bulut mutfak iş modeli dünya genelinde yoğun ilgi görmüştür. Geleneksel restoranlar yerini bulut mutfaklara bırakmaya başlamıştır. Bu araştırmanın amacı, COVID-19 salgını ile gelişimi hız kazanmış olan ve gıda sektöründeki işletmelerin yeni iş yapma modeli olarak hem dijital dönüşüm bağlamında stratejik çevikliği hem de iş modeli yeniliği olarak bulut mutfak girişimciliğini nasıl uygulayabileceklerine dair teoriyi ve bilgiyi geliştirmektir. Bu çalışma ülkemizde ve tüm dünyada bulut mutfak iş modeline olan yoğun ilgiye açıklama getirmiştir. Bu iş modeli sayesinde yiyecek içecek sektöründe hızlı bir gelişme yaşandığı ve yaşanmaya da devam edeceği çalışmada belirginlik kazanmıştır.
Küresel Üretim Sistemlerinde Dönüşüm ve COVID 19 Salgını
Küresel Üretim Sistemlerinde Dönüşüm ve COVID 19 Salgını, 2020
Birbirinden farklı ekonomik çağların ayırt edilmesinde işe yarayan şey yapılan eşyalar değil, bunların nasıl ve hangi araçlarla yapıldıklarıdır. Karl Marx Öz: Henüz içinden geçmekte olduğumuz pandemi ile başa çıkabilmek için birçok ülke çeşitli tedbirler ve yasaklayıcı kararlar almıştır. Bu önlemler, her ne kadar salgının yayılımını azaltmak için oluşturulmuş olsa da birçoğu temel insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması haline gelmiştir. Bu yeni uygulamalardan toplumdaki çeşitli kesimler farklı şekillerde etkilenmiştir. Uluslararası ekonomik kuruluşlar ortaya çıkan eşitsizlikleri salgına bağlamakta ve salgın sonrası için "dünyanın yeni bir ekonomik sisteme hazırlıklı olması gerektiğini" belirtmektedir. Oysa bu çalışmada, yaşanan dönüşümün salgından kaynaklı olmadığı "genişleyen yeniden üretim sürecinin" devamlılığı için üretim sistemlerindeki dönüşümden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Zira salgın, tarihsel süreçte kapitalist üretim sisteminin ihtiyacı olan radikal düzenlemelerin yapılması için önemli bir "fırsat" doğurmuştur. Çalışmada genişleyen yeniden üretim sürecinin mekanik bir tekrar olmadığı ortaya koyularak Fark Yaratarak Genişleyen Yeniden Üretim'in nasıl geliştiği ve hangi kurumsal müdahalelere gerek duyduğu tartışılmıştır. Ardından sermaye birikiminin krize girmemesi için üretim tekniklerindeki değişim irdelenmiştir. Sanayi 4.0 neticesinde ortaya çıkan işsizliğin, Taylorist, Fordist ve Post-Fordist üretim modellerinin ortaya çıkarttığı işsizlikten farkı ortaya koyulmuştur. Sanayi 4.0'ın "küresel değer zincirlerini" parçalaması ve ortaya çıkacak yeni rekabet sürecinde hem sınıf içi (sermaye-sermaye) hem de sınıflar arası (sermaye-emek) çatışmanın daha da artacağı öngörülmüştür. Zira artan işsizlik
COVID-19 ve Küresel Tarım-Gıda Sistemi: Eğilimler, Sorunlar, Olanaklar
Yerküre Yerel Çalışmalar Kooperatifi, Yerkürenin Sesi, 2020
COVID-19 hastalığına neden olan yeni tip koronavirüsün (SARS-CoV-2) ve genel olarak salgın hastalıkların ortaya çıkmasında ve yayılmasında mevcut tarım-gıda sisteminin rolü var mı? Salgın koşullarında tarım-gıda alanında üretim, dolaşım, tüketim ve emek ilişkileri nasıl etkileniyor? Salgına bağlı olarak kıtlık ve açlık tehditleri ile mi karşı karşıyayız? Küresel ölçekte ve Türkiye’de gıda ve tarım özelinde ve bunlarla ilişkili alanlarda alınan tedbirler neler, bunlar yeterli mi? Salgınla mücadelenin yanı sıra bu tip hastalıkların etkilerinin azaltılması ve önlenmesi bakımından tarım-gıda alanında kısa, orta ve uzun vadede neler yapılabilir, ne gibi olanaklarımız var? Yerküre Yerel Çalışmalar Kooperatifinin internet sayfasında yayınlanan bu yazı, COVID-19 pandemisi ile tarım-gıda sistemi arasındaki bağlantılara ve ilişkilere odaklanırken, yukarıda sıralanan sorulara yanıt arayışımızda bizlere yardımcı olabilecek genel bir ön değerlendirme sunuyor ve bir çerçeve oluşturmaya çalışıyor.
“Yeni Dünya”nın Habercisi: Salgın Kelimeleri
2020
Dünya tarihinde cereyan eden, insanlığı derinden etkilemiş birçok hadise toplumların siyasi, sosyal, ekonomik hayatında mühim değişikliklere yol açmıştır. Bu anlamda toplumları etkilemiş, oluşturduğu etki her alanda gözlemlenebilen hadiselerden biri de salgınlardır. Salgın hastalıklar, tarih boyunca insanları korkuya sürüklemiş, yaşanan süreçte birçok ciddi sorunu beraberinde getirmiş, bittiğinde dahi sonuçları toplumlar üzerinde kapanmaz izler bırakmış büyük felaketlerdir. Son dönemde insanlığı en çok etkileyen hadiselerden biri olan “koronavirüs salgını” bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok insanın ölümüne, şehirlerde, köylerde, fabrikalarda, tarlalarda hayatın durmasına, birçok insanın işsiz kalmasına neden olmuş bununla birlikte birtakım davranış kalıplarımızda, eğitim yöntemlerimizde, tüketim alışkanlıklarımızda değişimi de beraberinde getirmiştir. Salgınla ilgili sahaya ait terimlerin yanında salgının etkilerini taşıyan kültür, siyaset, ekonomi, psikoloji ile ilişkili kelime kadroları insanların zihninde eski alışkanlıklarından farklı bir “yeni dünya” oluşturmaktadır. Salgını anlatan birçok terim ve o terimlerle ilişkili birçok kelime de hayatımıza girmiş, yaşanan afetle sözlüğümüzdeki pek çok kelimenin anlam alanı genişlemiş ya da daralmıştır. İlgili kelimeler ve onların çağrışım alanları ile yeniden şekillenen zihnimiz zamanla birtakım alışkanlıklardan uzaklaşmamıza, yeni davranışlar geliştirmemize ortam hazırlamış olacaktır. Bu çalışmada topluma ait değerlerin anlam yükünü taşıyan kelimelerden oluşan sözlüklerimizde depremlere yol açacak bir afetin neticelerinin görülebilmesi, bir toplumun temel taşı olan dilde bu tür felaketlerin etkilerinin ortaya konması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede gazete ve televizyonların haber metinlerinde, kamu kurum ve kuruluşlarının toplumu bilgilendirmek amacıyla hazırlamış olduğu resmi duyurulardan derlenen kelimeler yoluyla bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Salgın, toplum, dil, kelime.
COVİD-19 Salgininin Küreselleşmeye Ve Ulus Devletlere Etki̇si̇
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Bu çalışmada literatür taraması yöntemi uygulanmış ve Covid-19 salgınının küreselleşmeye ve ulus devletlere etkisi incelenmiştir. Dünyada yaşanan salgınlardan ve özellikle Covid-19 salgınının genel anlamda insan hayatına etkilerinden söz edilmiştir. Covid-19 salgınının küreselleşmeye etkisi ve küresel sistemin ne yönde evrileceğiyle ilgili tahminlere yer verilmiştir. Covid-19 salgını sürecinde küresel sistemin önemli aktörlerinden biri olan Avrupa Birliği'nin performansı üzerinde durulmuştur. Küresel sistemin iki önemli gücü olan ABD ve Çin'in salgına verdikleri tepkilere değinildikten sonra küresel sistemdeki yerleriyle ilgili öngörülere değinilmiştir. Covid-19 salgınından sonra ulus devletlerin uluslararası alanda artan güç ve önemleri vurgulanmıştır. Son olarak salgını sürecinde Türkiye'nin performansı genel anlamda değerlendirilmiştir.
COVID 19 Salgını Sonrası Uluslararası Sistem ve Türkiye
Araştırmalar Vakfı (TASAV) tarafından hazırlanıp Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım aylarında olmak üzere yılda dört kez yayınlanan ve ulusal hakemli bir dergidir. Düşünce Dünyasında Türkiz, bilimsel danışman kurulunda ve yayın kurulunda bulundurduğu farklı disiplinlere mensup akademisyenler ile bilimsel nitelik ve yenilikten ödün vermeyen saygın bir akademik dergi olarak İngilizce ve Türkçe makalelere ve kitap tahlillerine yer vermektedir. Düşünce Dünyasında Türkiz; siyasî, sosyal ve ekonomik politikaların belirlenmesine, mevcut politikaların bilimsel veriler ışığında tahlil edilerek geliştirilmesine ve önemli sorunların çözümüne yönelik politika önerilerinin ortaya konmasına öncelik atfetmekte, bu çerçevede disiplinlerarası araştırmaları teşvik etmektedir. Sosyal bilimlerin birçok alanında hazırlanacak araştırmalara yer veren Düşünce Dünyasında Türkiz, bilimselliğin ilk şartı olan nesnelliği temel yayın ilkelerinden biri olarak kabul eder. Dolayısıyla dergimize yayınlanmak üzere gönderilen tüm yazılar, tarafsız hakemler tarafından en hızlı şekilde gözden geçirilir ve uygun görülmesi hâlinde telif ücretleri yazarına ödenmek kaydıyla basılı ve elektronik ortamda yayınlanır. About the Journal Düşünce Dünyasında TÜRKİZ is a peer-reviewed journal on social sciences published quarterly by TASAV, a non-profit think-tank based in Ankara, Turkey. The editorial board has the authority to decide which papers comply with the rules and principles of academic writing and qualified for publication in the journal. Each paper submitted for publication is subject to review of at least two undisclosed referees. Having a paper published in this journal does not require any payment to TASAV.