Ami̇loi̇dozun Nadi̇r Bi̇r Formu: Trakeobronşi̇yal Ami̇loi̇dozi̇s (original) (raw)

Si̇stemi̇k Ami̇loi̇dozun Teşhi̇si̇nde Di̇şeti̇ Bi̇opsi̇si̇ İle Labi̇al Mi̇nör Tükürük Bezi̇ (LMT) Bi̇opsi̇leri̇ni̇n Karşilaştirilmasi Ve Tanidaki̇ Yerleri̇

Journal of Istanbul University Faculty of Dentistry, 1992

OZET Bu calismada Anahtar sozcukler: Sistemik amiloidoz, diseti, THE DIAGNOSTIC ROLE OF LABIAL MINOR SALIVARY GLAND BIOPSIES THROUGH GINGIVAL BIOPSIES FOR SYSTEMIC AMYLOIDOSIS. ABSTRACT In this study the diagnostic role of systemic amyloidosis through labial minor salivary gland biopsies and gingival biopsies on 22 subject who initially diagnosed as FMF has been investigated. Amyloid deposits were present in 8 labial minor salivary glad biopsies while amyloid deposits in gingiva were observed only in three of these cases. The diagnostic role of systemic amyloidosis among other diagnostic methods and labial minor salivary gland and gingival biopsies have been discussed. This study indicated that the labial minor salivary gland biopsy is a highly sensitive technique for the diagnosis of systemic amyloidosis in respect to the gingival biopsy. Key words: Systemic amyloidosis, gingiva, labial minor salivary gland. Familiar Mediterranean Fever (FMF) dusunulen 22 olguda sistemik amiloidozu...

Bi̇li̇msel Araştirmalarda Mi̇krodi̇yali̇z Tekni̇ği̇

Veteriner Farmakoloji ve Toksikoloji Derneği Bülteni, 2021

Mikrodiyaliz (MD), doku ve organlardaki fizyolojik ve kimyasal maddeleri belirlemek için hem hayvan hem de insanlarda kullanılan in vivo biyoanalitik örnekleme yöntemidir. "Mikro" son derece küçük ölçeği, "diyaliz" ise kimyasalların yarı geçirgen bir zar üzerindeki hareketini ifade eder. MD, kimyasal olayların sistemik kan seviyelerinde değişiklikler yaratmadan önce dokularda neler olup bittiğinin bir ön izlemesini sunar. Bu yöntem, ilk kez 1950'li yılların sonunda hayvan beynindeki endojen bileşikleri incelemek için tasarlanmış; yıllar içerisinde diğer organlarda kullanılmak üzere geliştirilmiştir. İn vivo olan bu yöntemde; hemen hemen her doku, organ veya biyolojik sıvıdan elde edilen mikrodiyaliz örneklemesi, hücre dışı sıvının bileşimini yansıtmaktadır. Özel olarak tasarlanmış problar kullanılarak, bağlı olmayan analitler sürekli olarak örneklenir. Bu analitler, biyokimyasal işlevlerini değerlendirmek için örneklenen endojen molekülleri (nörotransmitter, hormon, glikoz) veya bu moleküllerin biyolojik sistem içindeki dağılımlarını belirlemek için örneklenen ekzojen bileşikleri (farmasötikler) içerebilir. Ekzojen bileşiklerin lokal etkileri; merkezi sinir sistemi, hepatik doku, dermis, kalp düzeyinde mikrodiyaliz yoluyla incelenebilmektedir. Ayrıca, MD merkezi sinir sistemi çalışmalarında, antidepresan, antipsikotik, antiparkinson, halüsinojen, bağımlılık yapıcı maddeler ve deneysel ilaçlar gibi farklı farmakolojik ve toksikolojik maddelerin nörotransmisyon üzerindeki etkilerin araştırılması için yaygın olarak kullanılmaktadır. MD, çok yönlü olmasından dolayı biyomedikal araştırmalar da dahil olmak üzere günümüzde birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu derlemenin amacı, mikrodiyalizin; temel prensiplerini tanımlamak, uygulama alanlarını belirtmek, avantaj ve dezavantajlarını ortaya koymak, klinik farmakoloji ve toksikoloji araştırmalarındaki önemini vurgulamaktır.

Akarbozun Asi̇dozi̇s Üzeri̇ne Etki̇si̇

2014

Oz: Gunumuz beslenme hastaliklarindan birisi olan asidozisi kontrol atlina alabilmek icin yeni yeni modeller olusturulmaktadir. Kolay parcalanabilen karbonhidratlarin hidrolize olmasiyla birlikte, rumende patolojik duzeylerde ucucu yag asitleri ve laktik asit birikimi ile karakterize olan akut asidozis hem sut ineklerinde hem de besi sigirlarinda performansin dusmesine neden olan bir beslenme hastaligidir. Karbonhidraz inhibitorlerinden birisi olan akarboz, aktinomyces bakterisinin kultur edilmesiyle elde edilen guclu, rekabetci bir glikozidaz inhibitorudur. Daha cok diabetik insanlarda kullanilan karbonhidraz inhibitorleri, ince kalin bagirsaklarda karbonhidratlarin daha yavas bir sekilde parcalanmasini saglayarak canlilarda dusuk kan glikozunun ve insulin seviyesinin olusmasina neden olur. Bu bilesiklerin, insan hekimliginde genis bir kullanim alani buldugu ve ince bagirsagin proksimal kismindan distal bolumune kadar karbonhidratlarin parcalanmasini yavaslattigi ifade edilmektedir...

Mi̇krofi̇tofag Ori̇bati̇d Akarlarin Besi̇n Terci̇hleri̇

2011

Bu derleme calismasinda, mikrofitofag oribatid akarlarin beslenme aliskanliklariyla ilgili bilgiler ozetlenmistir. Bu gune kadar yapilan deneysel calismalar gozden gecirilmis, fungus, alg, liken, maya gibi besin kaynaklari ele alinmis ve bu kaynaklarin tercih edilme durumlari irdelenmistir. Bu calismanin amaci, mikrofitofag oribatid akarlarin beslenme aliskanliklari ve besin tercihleri uzerine genel bir ozet sunmaktir.

ARAP EDEBİYATI OTOBİYOGRAFİ YAZIN GELENEĞİ: TAŞKÖPRÜZÂDE ÖRNEĞİ

2021

Öz Modernite öncesi Arapça otobiyografi yazımı hakkında Batı’da yazılmış ilk ciddi eser olan Franz Rosenthal’ın kaleme aldığı Die arabische Autobiographie adlı makale, Batı’nın “bireyselcilik” ve “öz-farkındalık” olgularının Arapça otobiyografi eserlerinde bulunmadığını dayanak göstererek, diğer kültürlerin “gerçek” otobiyografiden yoksun olduğunu savunmuştur. Batı’da yazılmış daha sonraki eserlerin kahir ekseriyeti, Rosenthal’ın Arap otobiyografi yazınına layık gördüğü bu yeri benimsemiştir. Son dönemlerde kaleme alınmış olan konuya dair eserler ise, modern-Batı hari-cindeki kültürlere ait otobiyografi eserlerinde bireyselciliğe dair yazılı ifadelerin bulunmayışının, ‘bu insanların kendilerine has şahsiyetlerinin olmadığından kaynaklandığı’ fikrine şüpheyle yakla-şarak, daha önceden bilinmeyen çok sayıdaki Arapça otobiyografik yazma eseri gün yüzüne çı-karmıştır. Bu çerçevede yazılan bu makale, 16. yüzyıl Osmanlı âlimlerinden Taşköprüzâde Ahmed Efendi’nin el-Şekâʾik el-Nuʾmâniyye fî ʿUlemâʾi’d-devle ʿOsmâniyye adlı biyografi eserinin sonuna eklediği otobiyografisinin Arapça otobiyografi yazın geleneği çerçevesinde bir değerlendirmesidir ve bu otobiyografinin açıklamalı bir tercümesini de sunmaktadır. Taşköprüzâde örnekliğinde, Arapça otobiyografi yazını hakkındaki önceki genel kabulün tek kelimeyle yanlış olduğunu ortaya koymaktadır. Özelde Batı ilim dünyasının Arapça ve Osmanlı Türkçesi otobiyografi yazın gelene-ğine karşı zamanla değişen tutumu gibi ülkemizde bâkir olan bir sahayı konu edinmesi, genelde Oryentalizm’in zamanla değişen çeşitli safhalarına ışık tutan mevcut eserlere katkı sunacak yeni bir halka olması hasebiyle, bu makalenin ilim dünyasında önemli bir boşluğu dolduracağına ina-nıyoruz. Son olarak bu çalışma, Osmanlı’nın seçkin alimlerinden Taşköprüzâde’nin kariyerine dâir sunduğu bilgiler sayesinde, son dönemlerde Batı üniversitelerinde de eğitime dahil edilmeye baş-lanan medrese eğitiminin daha iyi anlaşılmasına da yardımcı olacaktır. Anahtar Kelimeler: Arapça otobiyografi, Taşköprüzâde, Bireyselcilik, Oryantalizm, Medrese eği-timi. Autobiographical Writing in the Arabic Literary Tradition: The Case of Taşköprüzâde

Di̇klorotri̇azi̇n Reakti̇f Boyarmaddesi̇ Sentezi̇ Ve Selülozi̇k Elyafa Uygulanmasi

2009

Ulkemizin pamuk rekoltesinin yuksek olmasi ve pamuk boyamada kullanilan boyalarin ithal olmasi nedeniyle, suda cozunen, diklortriazin ve asetil amino grubu iceren heterobifonksiyonel Reaktif Orange 86 boyarmaddesi sentezlendi. Boyarmaddenin ticari olarak uretilen boya ile olan karsilastirmasini saglamak amaciyla sentezlenen boyarmaddenin fiziksel ve kimyasal ozeliklerinin tespiti icin erime noktasi tayini ile sivi kromotografi ve gaz kromotografi olmak uzere iki farkli teknikle kutle tayini yapildi. Ayrica UV spektrumu alindi ve floresans ozellikleri incelendi. Sentezlenen diklorotriazin reaktif boyarmaddenin, alkali sartlarda, pamuk liflerine cektirme boyama metodu kullanilarak, farkli flotte orani ve sicakliklarda boyama etkinligi arastirildi. Renk hasligi tayinlerinde evrensel ve ticari yikama, surtunme ve yapay hava sartlarina karsi dayanim ISO Standartlari esas alinarak arastirildi. Ayrica boyama verimi icin K/S degerleri tespit edildi.

Yüzeysel Ve Deri̇n Yerleşi̇mli̇ Fi̇bromatozi̇sler: Benzer Hi̇stomorfoloji̇k Görünüm Ancak Farkli Bi̇yoloji̇k Davraniş

Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi, 2013

Aim: Fibromatoses are a locally infiltrative soft tissue tumors being situated superficial or deep tissues and usually treated by surgical excision. The surgical local control of these tumors, especially ones arising from deep tissues, remains a significant problem. On this study, we aimed to investigate the clinical, histopathological and immune staining features of superficial and deep fibromatoses diagnosed our laboratory. Material and methods: Consecutive twelve cases diagnosed as fibromatoses between January 2005 to December 2013 were included to the study. Patients' ages, sex, the localization of tumor, the tumor size, histomorphological features and immune staining profiles of tumors were investigated. Statistical analyses were performed using Mann–Whitney U and Chi-Square/Fisher's Exact test. Results were considered to be significant at p < 0.05. Results: Four cases were superficial-seated, and 8 cases were deep-seated fibromatoses. The age of patients ranged from...

AĞIZ MİKROBİYOLOJİSİ

2012

Diş hekimleri için ağız bakteriyolojisi, virolojisi, ağızda görülen hastalıklar. In Turkish language