Gebeli̇kte Ağrinin Yaşam Kali̇tesi̇ Üzeri̇ne Etki̇si̇ (original) (raw)

Gebeli̇kte Alinan Protei̇ni̇n Yeni̇doğan Doğum Ağirliği Üzeri̇ne Etki̇si̇

Celal bayar Üniversitesi sağlık bilimleri enstitüsü dergisi, 2020

Gebelikte alınan proteinin yenidoğan doğum ağırlığı üzerine etkisi incelenmiştir. Ülkemizde gebelikte protein alımının yenidoğan doğum ağırlığı üzerine etkisini araştıran çalışma bulunmamaktadır. Araştırmanın ulusal ve uluslararası alanda yapılacak çalışmalara örnek teşkil etmesi amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntemler: Kesitsel bir araştırmadır. 15 Kasım-15 Şubat 2018 tarihleri arasında Manisa İli Sağlık Müdürlüğü Merkez Efendi Devlet Hastanesi Moris Şinasi Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniğinde dahil edilme kriterlerine uyan en az 60 gebe kadın ile yürütülmüştür. Bulgular: Araştırmamıza katılan gebelerin mevcut kilo ortalamaları 77,54, yenidoğan bebeklerin kilo ortalamaları ise 3375kg olarak belirlenmiştir. Ayrıca araştırmaya katılan gebelerin %64,1'inin folikasit desteği aldığı, %15,6'sının sigara kullandığı, %3,1'inin alkol kullandığı, %56,3'ünün her gün süt ürünleri tükettiği, %92,2'sinin her gün sebze ve meyve tükettiği ve %85,9'unun her gün et-kurubaklagil-yumurta tükettiği belirlenmiştir. Sonuç: Çalışmamızın sonucu olarak, gebelikte protein alımının doğum sonrası yenidoğan ağırlığına önemli etkisinin olmadığı saptanmıştır.

Orta Büyüklükte Rotator Manşet Kas Yirtiği Olan Bi̇reylerde Ağri Ve Yaşam Kali̇tesi̇ Arasindaki̇ İli̇şki̇

2020

Amaç: Rotator manşet (RM) kas yırtıkları sebebiyle glenohumeral eklem çevresindeki kas moment dengesi bozulduğundan mobilite ve stabilite arasında bir uyumsuzluk ortaya çıkar. Bu uyumsuzluğa sekonder gelişen omuz ağrısı, hastanın yaşam kalitesini önemli oranda etkileyebilir. Postoperatif dönemde ağrı seviyesi ile yaşam kalitesi arasındaki muhtemel ilişkinin ve bu ilişkinin seviyesinin açıklanması, hasta-hekim-fizyoterapist ekibinin özellikle kısa vade hedeflerindeki farklılıkların minimize edilebilmesinde önemli olabilir. Birbiriyle korelasyon gösteren hedefler, hastaların ve rehabilitasyon ekibinin uyumunu artırabilir. Bu bağlamda çalışmamızın amacı, orta büyüklükte (1-3 cm) RM kas yırtığı olan bireylerde ağrı ve yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamız kesitsel bir çalışma olarak planlandı. On yedi kadın katılımcı olmak üzere çalışmamız 18 kişi ile gerçekleştirildi. Katılımcıların postoperatif 6. hafta için istirahat ve aktivite sırasında omuz ekleminde hissettikleri ağrı şiddeti görsel analog skala (VAS) ile değerlendirildi. Hastalığa özel yaşam kalitesi ise Western-Ontario Rotator Cuff İndeksi (WORC) ile değerlendirildi. VAS ve WORC arasındaki ilişkinin incelenmesinde Pearson Korelasyon Analizi kullanıldı. Tüm analizler için istatistiksel anlamlılık değeri p<.05 olarak ayarlandı.

Kadinlarin Gebeli̇k Dönemi̇ndeki̇ Ağiz Di̇ş Sağliği Durumlari

Sağlık Bilimleri Dergisi, 2020

Gebelik dö neminde kadının ağ ız diş sağ lığ ı hem ğebe kadının, hem de döğ acak çöcuğ un ğelecek ağ ız diş sağ lığ ında belirleyici ölmasından dölayı çök ö nemlidir. Bu çalışmada kadınların ğebelik dö nemindeki ağ ız, diş sağlığ ı durumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılan araştırmanın ö rneklemini Kırıkkale Ü niversitesi Hastanesi'ne başvuran döğ um aşamasındaki 212 kadın öluşturmuştur. Veriler literature dayalı ölarak hazırlanan anket förmu kullanılarak töplanmış, IBM SPSS (Statistical Packağe för Söcial Sciences) v.22 paket pröğramında uyğun istatistiksel yö ntemlerle değ erlendirilmiştir. Çalışmaya katılan kadınların yaş örtalamasının 27.8±6.65 yaş (min 17-max 42) ölduğ u, %70.3'u nu n dişlerini du zenli fırçaladığ ı, du zenli fırçalayanların da %59.7'sinin ğu nde en az iki kez diş fırçaladığ ı, diş ipi (%9) ve ağ ız ğarğarası (%17) kullanım öranlarının ise çök du şu k ölduğ u tespit edilmiştir. Kadınların %36.6'sı ğebelik sırasında diş fırçalama alışkanlığ ının değ iştiğ ini, diş fırçalama alışkanlığ ının değ iştiğ ini belirten kadınların %30.9'u ğebelik dö neminde diş fırçalamayı daha du zenli hale ğetirdiğ ini, %69.1'i ise diş eti kanaması, diş fırçası ve diş macununun bulantı hissini artırdığ ı veya diğ er nedenlerden dölayı diş fırçalama sıklığ ının azaldığ ını ya da dişini fırçalamadığ ını belirtmiştir. Kadınların ağ ız diş sağ lığ ı ile ilğili bilğilerinin ve uyğulamalarının yeterli ölmadığ ı, ayrıca ğebelikte diş fırçalama öranların azaldığ ı tespit edildiğ inden, ğebelik ö ncesi dö nemden başlayarak kadınlara könu hakkında hemşireler ve ebeler tarafından eğ itimler verilmesinin uyğun ölacağ ı sönucuna varılmıştır.

Normal Doğum Ve Sezaryen Doğumdan Sonra Görülen Kroni̇k Ağrinin Yaşam Kali̇tesi̇ne Etki̇si̇ni̇n İncelenmesi̇

İnönü üniversitesi sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu dergisi, 2023

Anneler doğum eylemleri sürecinde psikolojik ve fiziksel olarak etkilenmektedir. Sezaryen doğum ve normal doğum sonrası annelerde bazı şikayetler görülmekte ve bu süreç doğum sonrasında da devam etmektedir. Bu çalışmada doğum sonrası bireylerde oluşan kronik ağrı durumuna bağlı olarak yaşam kalitesi, kinezyofobi, denge açısından yeniden değerlendirmek ve doğum eylemlerinin bu parametreler üzerinde farkının olup olmadığını yeniden analiz etmek amaçlanmıştır. Çalışmaya 75 normal doğumlu, 75 sezaryen doğumlu toplam 150 birey katıldı. Bireylerin sosyodemografik verileri, Vizüel Analog Skalası, Sf-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Form, Tampa Kinezyofobi Ölçeği, I-Qol Üriner İnkontinanas Yaşam Kalitesi Ölçeği, Berg Denge Skalası üzerinden değerlendirmeye alınmıştır. Çalışmada sigara alkol kullanım durumu, boy ve doğum sayısı açısından gruplar arasında anlamlı bir fark yok iken eğitim düzeyi ve kilo parametrelerinde normal grupta daha anlamlı skorlar bulunmuştur (p<0.05). VAS, I-QOL, BERG denge, TAMPA kinezyofobi parametrelerinde gruplar arasında anlamlı bir fark yokken, Berg ve Tampa skorları genel olarak düşük çıkmıştır. Sf-36 ve alt parametreleri açısında normal doğum ve sezaryen doğum yapan gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmuş (p<0.05), normal doğum skorları sezaryen doğum skorlarına göre daha yüksektir. Sonuç olarak normal doğum ve sezaryen doğumdan sonra görülen kronik ağrının, bireylerde SF-36 ve alt parametreleri dışında benzer değişikliklere neden olduğu görülmektedir.

Beden Algisinin Gebeli̇kte Ki̇lo Alimi Üzeri̇ne Etki̇si̇ni̇n İncelenmesi̇: Anali̇ti̇k Kesi̇tsel Araştirma

2020

Araştırma; beden algısının gebelikte kilo alımı üzerine etkisini belirlemek amacıyla analitik-kesitsel olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini; Aydın ilinde bir devlet hastanesine izlem için başvuran gebeler oluşturmuştur. Örneklemi gelişigüzel örnekleme yöntemi ve güç analizi ile belirlenen 223 gebe oluşturmuştur. Araştırmacılar tarafından gebelerin kiloları ölçülmüş, "Kişisel Bilgi Formu" ve "Beden Algısı Ölçeği (BAÖ)" uygulanmıştır. Verilerin analizinde "Tanımlayıcı", "Mann-Whitney U" ve "Kruskal-Wallis" testleri kullanılmıştır. Gebelerin %92,8'i isteyerek gebe kaldığını bildirmiştir. Gebeliği isteme durumu ile beden algısı düzeyi arasında istatistiksel açıdan ilişki olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Gebelerin %47,1'i mevcut kilolarından memnun olduğunu, %35,4'ü ise gebelikte aldığı kilolardan olumsuz etkilendiğini bildirmiştir. Gebelik süresince gebelerin %27,8'inin gereksiniminden fazla kilo alırken, gebelerin %35,9'unun gerekenden daha az kilo aldığı tespit edilmiştir. Gebelikte kilo almanın ve gebelerin kilo artışından etkilenme durumunun beden imajı düzeyleri üzerinde istatistiksel açıdan anlamlılık oluşturduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Sonuç olarak, gebelerin çoğunun isteyerek gebe kalmış olsa da; yarıya yakınının mevcut kilolarından memnun olduğu, gebelerin gebelikleri süresince aldıkları kilolardan olumsuz etkilendikleri ve gebelerin beden algılarının bu nedenle olumsuz olduğu değerlendirilmiştir.

Yaşli Bi̇reylerde Fi̇zi̇ksel Akti̇vi̇te Düzeyi̇ni̇n Yaşam Kali̇tesi̇ Üzeri̇ne Etki̇si̇ni̇n İncelenmesi̇

2018

Yaslandikca ortaya cikan fizik-sel ve fizyolojik fonksiyon kayiplari, yasam kalitesinde azal-maya neden olmaktadir. Saglikli yaslanma surecinde duzenli ve orta siddette yapilan fiziksel aktivitenin ileri yaslarda yasa-nan fonksiyonel kayiplari azalttigi bilinmekle birlikte, bu surecte fiziksel aktivite seviyesinin yasam kalitesi uzerinde ne de-recede etkili oldugu merak edilmektedir. Bu nedenle bu calismada yasli bireylerin fiziksel aktivite duzeylerinin, yasam kaliteleri uzerine olan etkilerinin incelenmesi amaclanmistir. Arastirmaya Kayseri ve cevresinde yasayan yas ortalamasi 69,01±2,10 yil olan 88 kadin, ve yas ortalamasi 70,73±3,69 yil olan 118 erkek olmak uzere toplam 206 gonullu katildi. Calismaya katilan gonullulerin boy uzunlugu, vucut agirligi, vucut kitle indeksi degerleri olculduk-ten sonra, yasam kalitesi degerleri SF 36 yasam kalitesi olcegi ile, fiziksel aktivite duzeyleri ise uc eksenli olcum yapan aksele-rometre StayHealty RT6, USA cihazi ile belirlendi. Kadin gonul...

Kuzu Doğum Ağirliğinin Semi̇tendi̇nosus Kasindaki̇ Li̇f Sayisi Ve Çeşi̇di̇ne Etki̇si̇

2011

Gebelik doneminde annenin beslenme duzeyi dogum agirliginin dusuk ya da yuksek olmasinin nedenlerinden biridir. Annenin gebelik doneminde beslenme duzeyi kas lifi sayisini etkilemektedir. Bu durum, dogan yavrularin dogum agirliklarinin farkli olmasina neden olabilir. Bu calisma, dogum agirliginin kuzularin Semitendinosus (ST) kasindaki kas lifi sayisina ve cesidine etkisini belirlemek amaciyla yapilmistir. Arastirma materyalini olusturan Karayaka irki disi kuzular suru ortalamasi baz alinarak dusuk (n=8, 2.68±0.07 kg) ve yuksek dogum agirligi (n=7, 4.05±0.14 kg) olmak uzere iki guruba ayrilmislardir. Kuzular 110 gunluk yasta sutten kesimi takiben 55 gunluk ad-libitum besiye alinmistir. Besi basinda ve sonunda gerekli tartimlar yapilmis, kesim sonrasi da sicak ve soguk karkas ozellikleri de belirlenmistir. Ayrica kesim sonrasi izole edilen Semitendinosus kasindan yeteri miktarda ornek alinarak -196 0C deki sivi azotta dondurulmus, -80 0C de depolanmistir. Analiz gunu cryostat yardimi...

Gebelikte Yaşanan Distres ile Gebelikteki Yakınmalar ve Yaşam Kalitesi Arasındaki İlişki

Jinekoloji-Obstetrik ve Neonatoloji Tıp Dergisi, 2020

Aim: The purpose of this study is to examine the correlation among pregnancy-related distress and complaints and the quality of life during pregnancy. Material and method: The study was conducted with 558 pregnant women, who met the inclusion criteria and came to the Maternity and Children Hospital affiliated with the Ministry of Health in city center of Ordu between October 2016 and September 2018. The data were collected through Personal Information Form, Tilburg Pregnancy Distress Scale (TPDS), and the Scale for Complaints during Pregnancy and its Effects on Quality of Life (SCPEQL). Results: It was found that the pregnant women had a score of 14.17±8.04 from the negative affect subscale of TPDS, 4.27±3.81 from its subscale of partner involvement; and 18.44±7.93 from the overall scale. On the other hand, it was revealed that the pregnant women received a score of 48.67±26.69 from the SC-PEQL (respectively r=-0.209, p=0.000; r=-0.129, p=0.002).. A weak negative correlation was found between the negative affect subscale and total mean scores of TPDS and SCPEQL. A positive weak correlation was observed between SCPEQL and the partner involvement subscale of TPDS (p=0.001). Conclusion: It was found that the pregnant women were not under risk in terms of distress and their quality of life was high. In addition, it was determined that distress levels increased during pregnancy, the quality of life decreased as well.