TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA “İSTİKRAR DİPLOMASİSİ” KAVRAMI: RUSYA –UKRAYNA SAVAŞI ÖRNEĞİ (original) (raw)

Soğuk Savaş'ın sona erişi SSCB'nin çöküşü, Rusya'nın emperyal yayılma gücünü azaltmış ve onu tarihi sınırlarına geri döndürmüştür. Vladimir Putin'in liderliği altında Rusya, küresel süper güç statüsünü geri kazanmak adına Batı'nın küresel politikadaki hâkimiyetine meydan okumak için saldırgan bir şekilde yeni bir politika izlemeye başlamıştır. 2022 yılında Başkan Putin'in özel askeri operasyonu ilan edişi ile Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışma yoğunlaşmıştır. Bu olayın küresel siyaset ve güvenlik üzerinde geniş kapsamlı etkileri olmuş ve süregelen bir endişe yaratmıştır. Türkiye, NATO üyesi olarak Rusya-Ukrayna Savaşı'na karşı aktif tarafsızlık politikasını benimsemiştir. Türkiye'nin stratejik dış politikası, Batı yaptırımlarına uymamakla birlikte Rusya ile sağlam diplomatik ilişkileri devam ettirmesidir. Ayrıca Türkiye, Ukrayna ile benzersiz bir ilişki kurarak bölgedeki kritik aktör konumunu daha da sağlamlaştırmıştır. Türkiye, son yıllarda başta Avrasya bölgesi olmak üzere birçok ülke ve bölgeyle ilişkilerini istikrar diplomasisi bağlamında güçlendirmektedir. Bu çalışma, Türkiye'nin savaştaki kritik rolü nedeniyle istikrar diplomasisi kavramından yararlanarak Türkiye'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki konumunu tartışmaktadır. İstikrar diplomasisini kavramsal çerçeve olarak kullanılmasındaki amaç Türkiye'nin bölgede sahip olduğu hayati bir role ilişkindir. Bu nedenle iş birliği istikrar diplomasisinin en önemli unsurudur. İkinci aşamada küresel sorunların azaltılması için Avrasya'ya odaklanarak bölgesel istikrar ve güvenliğin sağlanması için diplomaside diyalog, denge, teşvik ve çözüm esastır. Çalışma, Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak rolünü, Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında, mevcut ilişkilerinin avantaj ve dezavantajları dikkate alınarak analiz etmeyi amaçlamaktadır.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.