Biyoloji Felsefesinde Nedensellik Kavramı (original) (raw)
Related papers
Kant Felsefesinde Nedenselligin Ugrakları
Çalışmanın Türü: Araştırma Öz İleri sürdüğü görüşlerle felsefe tarihinde yeni çığırlar açan Kant nedensellik konusuna kayıtsız kalmamıştır. O özellikle şüpheci geleneğin bu konudaki düşüncelerini ele alarak tekrar yorumlamaktadır. Hume'un şüpheciliğinin kendisini dogmatik uykudan uyandırdığını söyleyen Kant daha sonra bu düşüncede kalmayacaktır. Bununla birlikte onun benimsediği nedensellik düşüncesinin birden fazla olduğu dikkat çekmektedir. Çünkü o doğa nedenselliğinin yanında arzuya yönelik amaç nedenselliği ile ahlak yasası ile ilişkili olan özgür nedensellikten söz etmektedir. Şüphecilerin iddia ettiği gibi doğa nedenselliğinin reddedilmesi halinde, bilginin ve bilimin olanağı ortadan kalkacaktır. Kant'a göre insan davranışlarını belirleyen farklı nedenlerin aydınlatılması gerekmektedir. Söz konusu belirlenimler zorunluluktan kaynaklanabileceği gibi belli bir arzuyu gerçekleştirmeye yönelik olarak ortaya çıkabilmektedir. Diğer taraftan ahlak kurallarına uymayı gerektiren özgür bir belirlenim de pekâlâ mümkündür. Bununla birlikte farklı türden nedensellik anlayışlarının içeriği ve aralarındaki ilişkinin anlaşılması önem arz etmektedir. Aynı zamanda onun nedensellik anlayışının felsefesinin diğer alanları ile bağının aydınlatılması gerekmektedir. Bu bağlamda onun nedensellik düşüncesine sağladığı katkı ve yeniliğin tartışılarak, gelenek içinde özgün bir yerinin olup olmadığı sorgulanmaktadır.
Nedensellik Kavramı Üzerine Çağdaş Felsefi Yaklaşımlar
Yüksek Lisans Tezi, 2021
İnsan, doğa ile girdiği iletişimin doğal bir sonucu olarak çevresini tanımak, anlamak ve açıklamak ister. Bu uğurda kullandığı birçok bilgi türü vardır. Bunlardan bir tanesi de bilimsel bilgi türüdür. Bu bilgi türü deneye dayalı-kanıtlamalı bir yöntem kullanır. Bu yöntemin matematik ile birleşmesiyle birlikte birçok başarılı kuramın ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Bilimsel bilgi türünün doğa hakkındaki başarılı açıklamaları, diğer bilgi türlerinden farklılaşmasını sağlar. Fakat her bilimsel başarının arka planında yoğun tartışmaların ve cevap bekleyen soruların olduğunu kabul etmek gerekir. Bu tartışmalar sistematik bir bütün olarak düşünüldüğünde bilim felsefesinin dayanağını oluşturur. Bilim felsefesinin cevap aradığı sorular ve tartışmalar, bilimsel bilgi türünün ilerlemesine katkı sağlar. Bilim felsefesinin çözüm bulmaya çalıştığı birçok problem vardır. Bu problemlerden biri (belki de en önemlisi) de “nedensellik” problemidir. Bu problemi çözüme kavuşturmak için birçok düşünür, öneride bulunur. Bu çalışmada, problemin çağdaş düşünürler tarafından nasıl analiz edildiğine yer vereceğiz. Çalışmamızın giriş kısmında “nedensellik” probleminin tarihsel arka planına değineceğiz. Daha sonra problem için epistemolojik anlamda ilk ciddi eleştiriyi yapan İngiliz filozof David Hume’un düşüncelerine yer ayıracağız. Ardından ilgili literatürde düzenlilik teorisi, gereklilik teorisi ve eğilimsel nedensellik yaklaşımının konu ile ilgili çözümlemelerine yer vereceğiz. Sonuç bölümünde bu çözümlemeleri karşılaştırıp eğilimsel nedensellik yaklaşımının sunduğu avantajlara değineceğiz.
Nedensellik, bilim ve metafizik
Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 2008
Bilim, nedenleri ve etkileri tanımlanan doğal olayların daha iyi bir şekilde anlaşılabileceğini varsayar. Pek çok durumda bilimsel metot, meydana gelen her olayın kendisini belli bir etkinin izlediği özel bir nedene sahip olduğunu kabul eder. Buna göre, etkiler nedenlerin deneyimsel bilgisinden sonuç olarak çıkarsanabileceği gibi, nedenlerin bilgisi de etkilerin bilgisinden türetilebilir. Neden, bir şeyin niçin meydana geldiğini açıklarken, sonuç, ne olduğunu betimler. Tabiat ya da bilim hakkındaki bütün çalışmalar, neden ve etki, yani nedensellik yasasıyla ilgilidir. Bu makalede, nedenlerde var olduğu farz edilen 'kuvvet', 'etkinlik' veya üretken güç' kavramını ayrıntılı bir şekilde ele aldıktan sonra, bilimin temel aldığı nedensellik ilkesinin esasında hiçbir mantıksal ve deneysel dayanağının olmadığını göstermeye çalışacağım.
Causation in Ghazali/Gazâlî'de Nedensellik
When it comes to coming into being and perishing, as well as occurrences the most important concept that man involuntarily refers to is causality. This concept is the foremost of most important and simple reasoning on of the history of the man that is built as a cumulative and inductive structure. On the other hand, the concept that gains strength in time as it gets more argumentative and reaches wider and more cosmopolite grounds, has been a center of debate throughout the history especially in regard to religious belief. Ghazali is the most eminent one of the pioneer Muslim names who has commented upon causality. Ghazali as one of the key figures of the Islamic world has had a great impact on the Islamic world and acted upon in the West. The concept of causality is the corner stone of this great influence. Through this article we will hold the discussion of his twofold conception of causality (ontic and epistemic) and touch upon its significance within his philosophy. İnsanoğlunun bu âlemdeki oluş ve bozuluşu, etrafında olup biteni açıklamak için gayrı ihtiyari bir şekilde başvurduğu en önemli kavram kuşkusuz nedenselliktir. Bu kavram, birikimsel bir miras üzerine, tümevarımsal bir yapıda inşa edilen insanlık tarihindeki en önemli ve basit aklî çıkarımların başında gelmektedir. Ancak zaman içinde daha argümentatif ve kozmopolit bir muhteva kazanan bu kavram başta inanç olmak üzere, pek çok tartışmanın odak noktası olmuştur. Gazâlî nedensellik kavramı üzerine fikir yürüten en önemli İslam düşünürlerinin başında gelmektedir. Ortaya koyduğu görüşlerle İslam dünyasının en önemli düşünürlerinden biri olan Gazâlî, İslam dünyasını derinden etkilediği gibi Batı düşüncesinde de kayda değer izler bırakmıştır. Nedensellik kavramı da bu etkinin en önemli örneklerinden birisini teşkil etmektedir. Biz bu çalışmamızda onun ontik ve epistemik temelli ikili nedensellik algısını ortaya koyarak, bu kavramın onun felsefesi içindeki önemini tartışmaya çalışacağız.
İbn Sînâ Felsefesinde "Fâil Neden"in (Etkin Neden), Nedensellik Sorunu Açısından İncelenmesi
2004
According to Aristotales physics which is also accepted by Islamic philosophers, material, formal, final and effective reasons are necessary for a thing to come into existence. While the first two which are basic factors forming the body are interior to the physics science, the other two together with extrinsic to the body are metaphysical reasons which cause the body to form. Avicenna, who accepted affective reason as the most basic reason asserting that the structure of the body is determinated by effective reason, defended that the nature is envisaged by God and so causality is an envisaged causality. I’m of the opinion that such an approach which is undervalued in the history of thought will add a different aspect to the causality discussions.
Dışsallık ve Nedensellik Kavramları Üzerine Kısa Bir Bakış
Bu çalışmanın amacı uygulamalı çalışmalarda sıkça karşılaşılan dışsallık ve nedensellik kavramlarını genel hatlarıyla ele almaktır. Bu amaçla, öncelikle literatürde yer alan dışsallık ve nedensellik arasındaki ilişki kavramsal olarak incelenmiş, ardından Türkiye için ampirik bir analiz yapılmıştır. Analizde 2003:1-2010:12 dönemine ait Türkiye’de ki para arzı (m2), enflasyon oranı (enf) ve faiz (r) oranı değişkenleri arasındaki ilişki önce Granger Nedensellik testi ile belirlenmiş, daha sonra Engle’in önerdiği Dışsallık Testi ve de Blok Dışsallık Wald testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre, enflasyon oranı ile para arzı arasında içsellik ilişkisi tespit edilmiştir. Ayrıca faiz oranı, para arzını süper dışsal olarak etkilediğinden kullanılacak etkin bir faiz politikası ile para arzını etkilemek mümkün olacaktır.
Bi̇r Kategori̇ Hatasi Olarak David Hume’Un Nedenselli̇k Kavrami
2018
Nedensellik, felsefe ilk ortaya ciktigindan beri, neredeyse her filozofu belli bir dereceye kadar ilgilendiren onemli bir kavram olagelmistir. Sokrates oncesi filozoflardan gunumuze dek konuyla ilgili ortaya konulmus sonuclardan her biri, kendi ic sistemlerine uygunlugu saglayabildikleri olcude, kavramin tarihsel gelisimine onemli katkilar saglamislardir. Burada sundugumuz calisma da, David Hume tarafindan kokten bir elestiriye tabi tutulan nedensellik kavramina, Aristoteles’in kategoriler ogretisi ve Gilbert Ryle’in kategori hatasi uzerinden ontolojik statusunu yeniden kazandirma yonunde bir oneri niteligindedir. Bunun icin de nedenselligin hangi durumlarda bir kategori hatasi olarak degerlendirilebilecegi ve nerede aranmasi gerektigi gosterilmeye calisilmistir.