KISSA-İ İBRAHİM BİN ETHEM YAZMASI (original) (raw)
Related papers
Hi̇kmet Geleneği̇nde Yazilmiş Kissa-I Hazret-İ İsma'Íl
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2016
Peygamber kıssaları; peygamberlerin tarihî, menkıbevi ve manevi şahsiyetlerini anlatan genellikle yaşanılan olaylardan ibret ve öğüt alınması için halkın anlayacağı sadelikte yazılan, tarihî ve mitolojik unsurlar ihtiva eden ürünlerdir. Bu kıssalar arasında Hz. İsmail kıssası, Türk halk edebiyatında çeşitli destanlar hâlinde kaleme alınırken; Klasik Türk Edebiyatı'nda da manzum ve mensur eserlerde söz konusu edilmiştir. Hz. İsmail, Türk edebiyatında doğumundan başlayarak çocukluğu, gençliği ve peygamberliği gibi yönleriyle ele alınmıştır. Makalemize konu olan Hz. İsmail kıssasında, Yesevîlik geleneğinin önemli temsilcilerinden Kul Süleyman, Hz. İsmail'in kurban edilmesi hadisesini tasavvuf ve hikmet geleneği içinde yorumlamış; hüzünlü ve ibret verici biçimde dile getirmiştir. Bu makalede, Çağatay Türkçesinde hikmet tarzında yazılmış bu manzumenin çevrim yazılı metni, günümüz Türkçesine aktarımı, gramer dizini, sözlüğü hazırlanmış; kıssada geçen şahsiyetler hakkında kısa bilgiler verilmiştir.
FERÂMERZ B. HADDÂD B. ABDULLAH EL-KÂTİBÜ'LERCÂNÎ’NİN KISSA-İ ŞEHR-İ ŞÂTIRÂN’I
2019
Bu çalışma da Farsça olarak, Ferâmerz b. Haddâd b. Abdullah El-Kâtibü'l-Ercânî tarafından yazılmış Semek-i Ayyâr adlı eserin, Türkçeye tercümesi olan Kıssa-i Şehr-i Şâtırân’ın 201a-220b yapraklarının transkripsiyonlu metni ortaya konarak incelenmiştir. Doğaüstü öğeleri içinde barındıran bir eser olan Kıssa-i Şehr-i Şâtırân, eski İran ahilik teşkilatını ve halk hikâyelerini içinde barındıran bir metindir.
HZ. MUSA ve HIZIR (AS) KISSASI: İSRÂÎLİYYÂT RİVÂYETLERİNE KARŞI ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
The Story of Moses and Alkhedhr -Peace be Upon Them-: A Monetary Study for the Israeli Tales, 2015
Tefsîr kitaplarında Hz. Musa ve Hızır (as) kıssasının müphem yönlerini açıklamaya dönük rivâyet ve haberler çoktur. (Ancak) bunların çoğu kesin bilgi ifade etmeyip isrâiliyyâttan ve geçmiştekilerin kaynağı meçhul, isnadı zayıf haberlerden menkûldür. Bunlar Kur’ân’ın amacı ile bir ilgisi bulunmayan, -bir kısmı nakli câiz olup Şeriat’ın nassları ile çelişmese dezorlama yorumlar ile anlamsız ve asılsız rivâyetlerdir. Bu sebeple araştırma(mız), (öncelikle) isrâiliyyâtın anlamı ile bu tür bilgileri rivâyet etmenin hükmünü açıklamak; sonra da yedi başlık halinde, el verdiğince ve gücüm yettiğince, her söylediğimin sahih ve doğruya en yakın olmasına gayret ederek, tefsîr kitaplarında Musa-Hızır kıssası ile ilgili isrâiliyyât rivâyetlerini tespit edip derlemek, çürütmek ve bu rivâyetleri nakletmenin hükmünü açıklamak amacını taşımaktadır. Bunun için Allah’tan başarı ve akl-ı selim niyaz ederim. Doğruyu en iyi bilen Allah’tır… Efendimiz Hz. Muhammed’e, ailesine ve ashâbına salât ve selam olsun. Anahtar Kelimeler: Musa, Hızır, Kıssa, İsrailiyyât, Tefsir. In books of interpretation, There are lost of tales and newsexplaining the enigmatic story of Moses and Alkhedhr, peace beupon them. Almost all of these sayings are not certain and most ofthem are reported from Israeli tales and news of ancient peoplefrom unknown sources that may be considered as outsiders as theyhave no relation to the Qua'nic aim. Moreover, they have uselessaffectation. Some of these tales can be narrated as they don'toppose the texts of Shari'a. Therefore, the study aims to show the meaning of Israelitales and the validity of their narration. Also, it aims to investigatethese tales reported in the books of interpretation in terms of the story of Moses and al-Khedhr. It also aims to collect these talesand reply to them in seven chapters trying to do my best to say the right. Finally, I ask Allah success. He knows best. At last, peace and blessings from Allah upon our prophet Muhammad, his household and companions. Keywords: Moses, al-Khedhr, Story, Israeli tales, Tafsir.
HACI SÜLEYMAN AY’IN KİTAPLIĞINDA BULUNAN BİR DÂSTÂN-I İBRÂHİM EDHEM NÜSHASI
ÖZET Burada tanıtacağımız "Dastfuı-ı İbrahim Edhem" başlıklı nüsha, Afyonkarahisar Bozhüyük beldesinde yaşamış olan Hacı Süleyman Ay ) adlı bir şahsın özel kitaplığında bulurımuştur. Müstensihi belli olmayan bu nüshanın bugüne dek yayımlanan İbrahim Edhem kıssalarından farklı olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Dolayısıyla nüshayı gerek imla gerekse dil ve edebi özellikleri bakımından bu sempozyumda tanıtmayı planlıyoruz . Çalışmamızda İbrahim Edhem hakkında kısa bilgi verildikten sonra nüshanın özellikleri tanıtılacak, metin diğer çalışmalarla karşılaştırılıp elimizdeki nüshanın konu hakkında yapılan çalışmalardan farkları belirtilecektir.
TÜRKÇEDE İLK ÇEVİRİ ELEŞTİRİSİ: KISSA-İ ANTER MUKADDİMESİ
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim (TEKE) Dergisi, 2023
Muallakatü’s-Seb’â şairi olarak bilinen, aynı zamanda kahramanlığı ile nam salmış olan Anter bin Şeddâd’ın hayatı etrafında oluşturulan Sîretü’l-Anter hikâyesi, asırlarca farklı coğrafyalarda dilden dile dolaşmıştır. Anter bin Şeddâd’ın yaşamış olduğu VI. yüzyılda Arap coğrafyasında sözlü edebiyat geleneğinde varlık bulan bu hikâye, XII. yüzyılda yazıya geçirilmiş ve hikâyenin tamamı ilk defa Fatih Sultan Mehmed’in emriyle 1477 yılında Türkçeye tercüme edilmiştir. Mütercimi belli olmayan Kıssa-i Anter tercümesinin mukaddimesi, mevcut bilgiler ışığında, Türkçede ilk çeviri eleştirisi olma özelliğini taşımaktadır. Bahsi geçen mukaddimede mütercim tarafından verilen bilgilere göre hikâye kendisinden önce de Türkçeye tercüme edilmiş; lâkin bu tercümelerin farklı başlıklar altında sıralanan birçok hususta eksiklikler barındırdığı tespit edilmiştir. Bahsi geçen mukaddimenin konu edildiği bu çalışmada öncelikle Kıssa-i Anter’in Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde H. 1145 yer numarasıyla kayıtlı birinci cildinde yer alan mukaddimesinin çeviri yazılı metni ve dil içi çevirisi verilmiştir. Mukaddimede anlatılan tercüme sürecinin maddeler hâlinde aktarıldığı bölümden sonra mütercimin yararlandığı ve eleştiri yönelttiği Arapça ve Türkçe kaynaklara ulaşılmıştır. Tespit edilen nüshalardaki izlerden hareketle mütercimin kendisinden önceki tercümeye yaptığı eleştirilerin somut verileri çıkarılmış ve ilgili veriler yorumlanmıştır. Ortaya çıkan tabloda Kıssa-i Anter tercümesinde adı bilinmeyen birden fazla müterciminin olabileceği sonucuna ulaşılmış ve mütercimin kimliği ile metnin dönemi değerlendirilmiştir. Son bölümde ise tercüme sürecinde mütercimin tetkik ettiği nüshalara ve ortaya koyduğu çeviriye ait sayısal veriler aktarılarak tercümeye neden “Kitâb-ı Fâhir” (iftihar edilecek kitap) adının verildiği sorgulanmıştır.