I geo-modelli per la PALLADIOLibrary: un archivio condiviso e in divenire (original) (raw)

AKGÜNEY GEÇ ROMA -BİZANS DÖNEMİ TOPLUMU ÜZERİNE PALEODEMOGRAFİK ÇALIŞMA

Özet: Bu çalışmada Sinop ili sınırlarında yer alan Akgüney Nekropolünün Geç Roma ve çoğu Bizans tabakalarından çıkarılan 170 bireye ait iskelet kalıntıları incelenmiştir. 2015 yılında çıkarılan iskeletlerin cinsiyet ve yaşları belirlenmiş, popülasyona ait yaşam tabloları ve ölüm oranları yapılmıştır. Popülasyonu meydana getiren bireylerin 34'ü bebek ve çocuklara aittir. Bu grubun popülasyon genelindeki oranı % 20'dir. 97 erişkin bireyin 43'ünü kadınlar, 45'ini ise erkekler oluşturmaktadır. Kadınların topluluk genelindeki oranı % 25,2; erkeklerinki ise % 26,5 olarak saptanmıştır. Erkeklerin ömür uzunluğu kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur. Akgüney toplumunda en yoğun ölümler 0-5 yaşları arasındaki bireylerde görülmüştür. Bu aralıktaki ölümler, toplum içerisinde % 24,4 oranıyla temsil edilmektedir.

PALEOLİTİK SANATIN İTİCİ GÜCÜ

Sanat ister bireysel düşüncenin isterse toplumsal bilincin ürünü olsun neticede kişinin veya toplumun doğasını yansıtır ve bu da düşüncenin temeli, kaynağı ve kökenidir. O halde bu sanatın bize ne anlattığının şifreleri kişinin veya toplumun doğası ile ilgilidir. Üst Paleolitik dönem insanının beyinleri/zihinleri bizimki ile aynı olsa da doğası veya düşünce yapısı, bizim düşündüğümüzden daha karmaşıktır. Dolayısı ile bu insanların zihinlerinin biçimi maddi dünyayı yaratırken, düşüncelerinin yarattığı ürünler de onun doğasını ortaya koyar. Dolayısı ile bu sanat, o dönem insanının doğal ve doğa üstü düzen hakkında düşüncelerinin ifadesi olsa gerektir. Bu sanatın eserleri olan resimler duygulandırma gücüne sahip olsalar da insanlar resimleri farklı okudukları için imgeler anlamsal olarak belirsiz kalacaktır. Mağara resimlerini ne yaratmıştır sorusunun cevabı ise, bana göre, "mağaraların özellikleri" arasında en önemli olan husustur. Tüm bu figürlerin içinde bulundukları bölümdeki konumu, insan-hayvan karışımı veya adak olabilecek özellikteki objelerin mağaraların ulaşılamayacak ve kolay geçit vermeyen en uç köşelerinde olması, her yaştan insana ait el izlerinin bulunması gibi mağaralarda toplu işlemlerin yapılmış olduğuna dair kanıtlar vb. hususlar bizi, buraların sıradan yerler olmadığı ve özel amaçlar için kullanıldıkları düşüncesine götürmektedir. Lacaux'daki Boğalar Salonu ve Resimli Galeri gibi odalar, kültürün bilgi ve irfanını barındırıyor olmalıdır; yani, hikayelerin yanı sıra belki de kültürün tarihi, mitolojisi, kozmolojisi hatta seceresini içeriyor olabilir. Les Trois-Freres Büyücüsü Les Trois-Freres Büyücüsü ve Paleolitik eserlerde bulunan diğer insan-hayvan karışımı figürler, bir transın üçüncü basamağında elde edilmiş imgeler olabilir. Büyük odalar bir şekilde evrenseldir, mağaranın içerisinde öncelikle onlar yerleştirilmiştir. Daha uzak köşelerde ise bireysel alanlar bulunur. Burada bireyler, duvarların üzerine kişisel fikirlerini, düşüncelerini, tasavvurlarını işlemiş olabilir. Mağara resimleri ilk büyük sanat olmanın yanı sıra ilk büyük felsefedir, dünyanın kaosun anlamlı bir düzen getirmeye yönelik bildiğimiz ilk girişimdir.