DOKTORA TEZİ 12 HAZİRAN (original) (raw)
Bu çalışmaya konu olan Türkiye’nin askerî teknoloji kaynaklarının tarihi süreci soğuk savaş dönemine rastlayan 1946-1990 yılları arasını kapsamaktadır. Türk ordusunun bu dönem içerisinde askerî teknoloji kaynaklarında yaşanan değişim ve dönüşüm süreci, dönemin içte ve dışta meydana gelen siyasi, askerî, ekonomik olaylarına bağlı olarak ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Söz konusu çalışma, giriş ile üç bölümden meydana getirilmiştir. Giriş bölümünde, çalışmada konu edilen askerî terimler tanımlanarak konunun daha anlaşılır olması sağlanmıştır. Girişi izleyen birinci bölümde; Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren 1960 yılına kadar geçen süreçte Türk ordusunun (Kara, Deniz, Hava ve Jandarma ordusu) genel durumu incelenmiştir. Bu bölümde yer verilen 2. Dünya Savaşı 1939-1945 yılları arasında yaşanmıştır. Türkiye, savaşan iki tarafın da baskılarına rağmen denge siyaseti ile savaş dışı kalmayı başarmıştır. 2. Dünya Savaşı, Türk ordusunun silah, araç, gereç ve teçhizatının modern olmaktan uzak olduğunu, personelinin ise modern bir harp için gerekli eğitimden yoksun olduğunu ortaya koymuştur. 1945’lerden itibaren dünya yeniden şekillenmiştir. Soğuk savaş yıllarında dünya ve Türkiye; siyasi, askerî, ekonomik, sosyal, kültürel vb. birçok anlamda değişim ve dönüşüm yaşamış ve bunun sonucu olarak Türkiye, kendisini Batı bloğunda tanımlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan beri süregelen ve Türkiye Cumhuriyeti’nde imkânlar nispetinde devam eden Türk ordusunun modernleşme, değişim ve dönüşüm süreci, 2. Dünya Savaşı sonrasında özellikle 1947 yılından sonra artmıştır. Türkiye, Truman ve Marshall’ın katkıları neticesinde sağladığı askerî yardımlar ile Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere tüm kurumlarını Batı normlarına göre düzenlemiştir. 1950-1960 yılları arası dönemde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden yapılanmasına etki eden önemli olaylardan biri, Kore Savaşı sonunda Türkiye’nin 16 Şubat 1952 tarihinde NATO topluluğu içerisine dâhil olmasıdır. Bu süreçte, Kara Kuvvetleri’nin teşkilat ve kadrolarında yeni düzenlemeler yapılmış, bütün sınıflar çağa uygun silah ve teçhizatla donatılmıştır. Hava Kuvvetleri birlikleri jet uçakları ile teçhiz edilmiştir. ABD Deniz Yardımı Programı gereğince Türkiye’ye çeşitli tonajlarda deniz üstü, mayın tarayıcı ve denizaltılar teslim edilerek Deniz Kuvvetleri’nin gücü artırılmıştır. İkinci bölümde incelenen 1960-1974 yılları arası dönemde, 27 Mayıs 1960 Müdahalesi, Kıbrıs bunalımı ile 12 Mart 1971 Muhtırası yaşanmıştır. Bu dönemde, NATO ve ABD’den askerî yardım temin edilmesine devam edilmiş, diğer taraftan Almanya’dan 1964 yılından iii itibaren askerî yardım sağlanmıştır. Kara Kuvvetleri için hafif silah üretimine ağırlık verilmiştir. Deniz Kuvvetleri 1960 yılından itibaren donanmayı “Marmara Denizi Donanması”ndan “Açık Deniz Donanması”na dönüştürmeyi hedeflemiştir. Hücumbot, denizaltı ve yardımcı gemi satın alınması ile Gölcük Tersanesi’nde gemi üretimi için çalışmalar yapılmıştır. Hava Kuvvetleri için, uçak ve malzeme temin edilmesine çalışılmıştır. Dünyada meydana gelen ilerlemeler ve tehdit ortamının değişim geçirmesi sonucunda yeniden yapılanma gerekmiş ve RE-MO planı 1972 yılında uygulamaya konulmuştur. 1974-1990 yılları arasını kapsayan üçüncü bölümde incelenen Kıbrıs Barış Harekâtı ve ardından yürürlüğe konan ambargo, dış askerî yardımla gelen eski teknoloji ürünü silahların yenilenmesini ve millî bir savunma sanayinin kurulmasını gerektirmiştir. 1970’li yılllarda Kuvvet Komutanlıkları Güçlendirme Vakıfları bu hedefleri gerçekleştirmek için meydana getirilmiş ve yatırımlar başlatılmıştır. Aynı dönemde Türk ordusunun gereksinimlerinin millî kaynaklardan sağlanması maksadıyla ileri teknoloji kuruluşları (TUSAŞ, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, ASPİLSAN ve İŞBİR ELEKTRİK SANAYİİ A.Ş. vb.) hayata geçirilmiştir. 1980’li yıllarda savunma sanayini geliştirme gayretleri ağırlık kazanmış, 1985 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) kurulmuş ve Savunma Sanayii Destekleme Fonu (SSDF) oluşturulmuştur. Diğer taraftan, 12 Eylül 1980 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri millî birliği korumak, anarşi ve terörü önlemek amacıyla yönetimi ele geçirmiş ve geçen 3 yıl içinde 1982 Anayasası yürürlüğe konmuştur. Kara Kuvvetleri’ni yeniden yapılandırmak maksadıyla, 1980 yılında başlatılan hibe türü Özel Teçhizatlandırma Yardımları yeni araç ve malzemeden oluşmaktadır. Bu kapsamda, Federal Almanya’dan alınan 232 adet Leopard 1-A3 tankı Kara Kuvvetleri envanterine girmiştir. 1980’li yıllarda, Deniz Kuvvetleri’ni geliştirmek amacıyla önemli atılımlar yapılmıştır. 1980 yılında Gölcük Tersanesi’nde yapımı tamamlanan 1000 ton ağırlığında “AY” sınıfı denizaltı, 1988 yılında bitirilerek hizmete sunulan Fatih fırkateyni, Türk donanmasının gücüne güç katmıştır. 1987-1995 yılları arasında TUSAŞ tarafından 152 adet ve ABD tarafından 8 adet olmak üzere toplam 160 adet F-16 C/D üretilerek Hava Kuvvetleri’nin kullanımına sunulmuştur.