6 Şubat Kahramanmaraş Depremlerinin Yol Açtığı Hasarda Zemin Sıvılaşmasının ve Zemin Duyarlılığının Payı ve Analizi: Gölbaşı / Adıyaman (original) (raw)

6 Şubat Kahramanmaraş Depremlerinde Zemin Davranışları: Vaka Analizi

DergiPark (Istanbul University), 2024

büyüklüğündeki Kahramanmaraş Depremleri 11 ilde çok sayıda can kaybına ve yapısal hasara sebep olmuştur. Bu depremler sonrasında yapılan çalışmalarda yanal yayılma, kum fışkırması ve zemin sıvılaşmasının geniş bir alanda ciddi hasarlar oluşturduğu ortaya çıkarılmıştır. Sıvılaşma sebebi ile bölgedeki yapı temellerinde diferansiyel oturma ve devrilme gibi davranışlar tespit edilmiştir. Bu çalışma, Adıyaman ilinin Gölbaşı ilçesi Gazi Caddesi üzerinde bulunan Müftülük Binasında meydana gelen hasarın sıvılaşma ile olan bağlantısının araştırılmasını amaçlamaktadır. Binanın temel altında kazıkların bulunması, depreme karşı dayanıklı olması beklentisini meydana getirmesine karşın görülen hasar, kazıkların bölge zemininin deprem durumundaki deformasyona karşı koyabilecek bir şekilde çalışmadığını kanıtlamış bulunmaktadır. Deprem sonrası bölgede yapılmış olan arazi deneylerinin ışığında zemin profili ve deney sonuçları incelenmiş, yapı temelinin kum birime oturduğu tespit edilmiştir. Gölbaşı ilçesinde yapılan araştırmaların sonuçları incelenmiş, bölgedeki kumlu zeminin sıvılaşmasına dair pek çok bulguya rastlanmıştır. Çalışma kapsamında bölgeye uygun deprem ivme kaydı seçimi yapılarak sıvılaşma analizleri yapılmış, DEEPSOIL ve LPile programları ile sıvılaşma nedeniyle kazıklarda oluşması beklenen yatay deformasyonlar belirlenmiştir. Kazık zemin etkileşiminin incelenebilmesi için LPile programı kullanılmış ve zeminin dinamik yükler altındaki davranışını incelemek için DEEPSOIL programından faydalanılmıştır. Kazıklı temellerde dinamik yükler altında meydana gelebilecek hasarları konu alan bu çalışmanın ilgili konuda yapılacak olan tasarımlar için fayda sağlayacağı ön görülmektedir.

Afet Medyası ve Medya Afeti: 6 Şubat Kahramanmaraş Depreminin Anımsattıkları

TRT AKADEMİ, 2023

Çağımızın genel izleyici profili hıza alıştırılmıştır. Başka bir ifadeyle modern kültürün temel karakteristiği olan hız, izleyicilerin -ki bunlara “ekran tüketicileri” de denebilir- beğeni, onay ve takip kıstaslarını baskılamıştır. Buna göre “doğru” olanla “hızlı” olan arasında kalındığında tercih edilen sanki artık ikincisidir. Yaşamın ekranlaştırıldığı ve düşüncelerin yine ekranlar üzerinden geliştirildiği bir çağda niteliğin (doğruluğun) yerini niceliğin (hızın) alması makul değilse bile anlaşılabilirdir. Günümüzde medya iletilerinden uzak kalarak inziva ve sükûnet köşelerine çekilmenin neredeyse imkânı kalmamış gibidir. İnsanlar birer medya tüketicisi ve üreticisi olarak ekranlara bakarak duygulanmakta ve burada(n) fikirler geliştirmektedir. Belki de bu nedenle çağın insanı için bilgiye erişim ve iletişim eksikliğinden ziyade bunların denetimsiz yükselişi esas sorunu teşkil etmektedir (Demir ve Özcan, 2021). Çağın izleyici-insanı, sürekli kendisiyle beraber taşıdığı mobil cihazlar vasıtasıyla kesintisiz veri akışı karşısında her an aktiftir. Başlarda bir tür iletişim devrimi ve özgür katılım olarak tanımlanan ve pazarlanan bu yönelim, günümüzde medya katılımlarına dair hukuki ve ahlaki temelli çok sayıda ihlal ve eleştiriye konu olmaktadır. Bu durum, özellikle afet durumlarında iyiden iyiye görünür olmakta ve karmaşıklaşmaktadır.

Afetler ve Haberin Ötekileştiren Dili: Türkiye’de 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri Örneği

2023

Son yıllarda dünya üzerinde çok sayıda afet ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu afetler içerisinde depremler ve küresel ısınmaya dayalı iklim sorunları başta gelmektedir. Yaşanan bu afetler hem afete maruz kalanlar hem de diğer bireyler açısından önemli etkiler yaratmaktadır. Bu etki doğrudan yaşanan olaydan kaynaklanabileceği gibi kitle iletişim araçlarıyla aktarılma biçimiyle de ilişkili olabilmektedir. Geleneksel ya da yeni medyada haber olan bu afet olayları bireyler üzerinde olumlu ya da olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Özellikle kurumsal medya olarak tanımlayabileceğimiz geleneksel medya araçları afetler sonrası toplumda oluşan atmosferin yeniden inşası açısından önemli fonksiyonlar üstlenmektedir. Bu çalışma Kahramanmaraş Merkezli olarak 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen depremlerle ilgili olarak medyada yayınlanan haberlerde geçen “depremzede” kavramının içerdiği temaların belirlenmesini ve haberlerde kullanılan dilin ötekileştirici olup olmadığının ortaya konmasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda deprem sonrası bir aylık süreçte Hürriyet, Yeni Şafak ve Sözcü gazetelerinin haber portallarında depremle ilgili olarak yayınlanan haberleri incelenmiştir. Depremle ilgili olarak bin 291 haber tespit edilmiş ve bunların 191’inde ‘depremzede’ kavramının geçtiği görülmüştür. “Depremzede” kavramının geçtiği bu haberler mağduriyet, zayıf/güçsüz, güçlü/dayanıklı, öteki, sosyal ayrımcılık ve empati temalarıyla analiz edilmiştir. İncelenen haberlerde en çok “mağduriyet” temasına vurgu yapılırken en az işlenen tema “sosyal ayrımcılık” olmuştur. Ayrıca deprem bölgesindeki vatandaşların yayınlanan haberlerde çoğunlukla olumsuz olarak tanımlandıkları ve öteki olarak temsil edildikleri görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Ötekileştirme, Medya, Afet, Gazete, Haber Portalı.

02 Mart 2017 Adıyaman-Samsat Depremi (Ml=5.7) Artçı Şokları Kullanılarak Deprem İstatistiği Parametrelerinin Analizi ve Bölgesel Değişimleri

Doğal afetler ve çevre dergisi, 2022

Bu çalışmada 02 Mart 2017 Adıyaman-Samsat Depremi (Ml=5.7) sonrasında meydana gelen artçı sarsıntılar kullanılarak b-değeri ve artçı deprem azalım parametresi p-değerinin istatistiksel analizleri gerçekleştirilmiştir. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KOERI) ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) kataloglarından derlenmiş 1345 artçı şok, yerel büyüklük Ml'ye göre derlenmiştir. Sonrasında, kayan pencereleme yöntemi ile tamlık magnitüdü Mc=1.6 elde edilmiş, en büyük olasılık yöntemi kullanılarak tüm bölge için ortalama b-değeri 0.768±0.03 olarak hesaplanmıştır. Bu değer, tektonik depremlerde b için beklenen 1'e yakındır ve Gutenberg-Richter bağıntısı ile uyumludur. Geliştirilmiş Omori yasası ile tüm bölge için p=0.91±0.05 c=0.041±0.030 ve K=25.6±3.21 olarak hesaplanmıştır. Kabuk heterojenitesi, ısı akısı ve tektonik deformasyonla ilgili olabileceği düşünülen p-değerinin 1'den küçük olması artçı şok azalım oranının nispeten yavaş olduğunu yansıtmaktadır. bve p-parametrelerinin bölgesel değişim haritaları 0.01 O x 0.01 O grid aralığı ve her düğüm noktasına 450 deprem alınarak hazırlanmıştır. b-değeri 02 Mart 2017 (Ml=5.7) depreminin kuzeydoğu-güneybatı hattında yüksek ve bu depremin güney-güneydoğusunda düşük değer almıştır. Düşük b-değerinin yanında bölgede 24 Nisan 2018 (Ml=5.4) depreminin meydana gelmesi, bölgesel gerilmenin arttığının habercisi olabilir. p-değerinin bölgesel değişimi incelendiğinde, yüksek p-değeri Adıyaman-Samsat depreminin kuzey-kuzeydoğusundadır ve literatürde verilen InSAR haritasındaki deformasyon bölgesi ile hemen hemen uyumludur.

Haberde Söylem Farklılıkları: 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri Haberleri Üzerine Bir Analiz

Haberlerdeki söylem farklılıkları medyanın toplumu bilgilendirmesi kapsamında tartışılır bir konu haline gelmektedir. Bu konulardan birisi de Türkiye'de 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve 10 ilde etkileri ağır şekilde hissedilen deprem haberleridir. Deprem sonrası medyanın haberleri servis etme ve okuyucuya ulaştırma biçimleri, incelenmesi gereken önemli bir konu haline gelmiştir. Çalışma, 6 Şubat'ta ilan edilen 7 günlük milli yas sürecinde Hürriyet ve Sözcü gazetelerindeki deprem haberlerinin eleştirel söylem analizi ile incelenmesini kapsamaktadır. Bu bağlamda, gazeteler arasındaki haberlerde içerik, tasarım, retorik yönünden farklılıkları ortaya koymak amacıyla Hürriyet ve Sözcü gazetelerinin basılı versiyonlarının birinci sayfalarında yer alan haberler Teun A. Van Dijk'in eleştirel söylem çalışmaları yöntemiyle analiz edilmiştir. ''Deprem haberlerindeki söylem farklıkları'' başlığı altında deprem haberlerinin ulusal ölçekteki benzerlikleri ve farklılıkları karşılaştırılmaktadır. Araştırmaya konu olan gazetelerdeki deprem haberlerinde farklı bir dil, içerik ve ifade kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Afet sonrası yapılan müdahalelerin yeterli ya da yetersiz oluşu üzerinden bir ayrışmanın ortaya çıktığı, incelenen gazete haberleri ile ortaya konulmuştur.

Konuşulmayanın Yankıları: 6 Şubat Kahramanmaraş Depreminin Zihinlerde Bıraktığı İzler ve Sosyal Yansımaları

Journal of Social, Humanities and Administrative Sciences, 2024

6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş'ta meydana gelen büyük deprem, sadece fiziksel yıkımlara yol açmakla kalmamış, bireyler ve topluluklar üzerinde uzun vadeli psikolojik ve sosyal etkiler de bırakmıştır. Bu çalışma, depremin travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklarla birlikte toplumsal bağların zayıflaması, sosyal izolasyon, ekonomik istikrarsızlık ve kültürel normlarda değişim gibi sosyal sonuçlarını incelemektedir. Araştırma, nitel bir metodoloji kullanarak depremzedelerle yapılan derinlemesine görüşmeler ve katılımcı gözlem aracılığıyla toplanan verileri analiz etmektedir. Bulgular, depremin hem bireysel psikoloji üzerindeki etkilerini hem de toplumsal yapılar üzerindeki uzun süreli yansımalarını ortaya koymaktadır. Çalışma, depremin bireyler üzerindeki travmatik etkileri ile toplumsal dayanıklılık ve uyum süreçleri arasındaki karmaşık ilişkileri detaylı bir şekilde incelerken, afet psikolojisi ve sosyal bilimler literatürüne önemli katkılarda bulunmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, depremlerin neden olduğu travmatik deneyimlerin bireylerin günlük yaşamlarını nasıl etkilediği ve toplumsal bağların nasıl zayıfladığı detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Ekonomik istikrarsızlık ve sosyal izolasyonun, depremzedelerin yaşamlarını nasıl zorlaştırdığı vurgulanmış, bu etkilerin uzun vadeli yansımaları incelenmiştir. Sonuçlar, ruh sağlığı profesyonelleri, politika yapıcılar ve afet müdahale planlayıcıları için değerli içgörüler sunarak, afet sonrası müdahale stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı olacak bilgiler sağlamaktadır. Ayrıca, araştırma, depremlerin sosyal ve psikolojik etkilerinin daha geniş bir perspektiften anlaşılmasına katkıda bulunarak, daha dirençli toplumlar yaratılması için yol gösterici öneriler sunmaktadır.

6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan binalar ile zemin ilişkisinin incelenmesi ve depremde yıkıma uğrama riski analizi

6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan binalar ile zemin ilişkisinin incelenmesi ve depremde yıkıma uğrama riski analizi, 2024

Depremler, yıkıcı etkileriyle bilinen felaketlerdir. Bu özelliği nedeniyle depremler, zemini ve üzerindeki her yapıyı tehdit etmektedir. Bu araştırmada, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen bölgelerdeki bina-zemin ilişkisi belirlenerek gelecekte oluşabilecek depremlerde binaların yıkılma riski analiz edilmiştir. Çalışma, depremin etkilediği 11 ilde gerçekleştirilmiş ve bu kapsamda, jeoloji, eğim, yükseklik, en büyük yer ivmesi, zemin geçirimliliği, büyük fay hatlarına yakınlık verileri kullanılmıştır. Yıkılan bina-zemin ilişkisi Uzaktan Algılama teknikleriyle belirlenmiş ve depremde yıkılmaya karşı riski değerlendirmek için ise Coğrafi Bilgi Sistemleri tekniklerinden yararlanılarak frekans oranı yöntemi uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; yıkımların %84'ünün düz alanlarda gerçekleştiği belirlenmiştir. Diğer taraftan yıkımların %49,7'sinin 0-500 m yükseklik aralığında, gerçekleştiği görülmüştür. Özellikle, yıkılan binaların %46'sının (110,8 km²) Kuvaterner dönemine ait alüvyon arazi üzerinde yer aldığı tespit edilmiştir. Bu çalışmada ele alınan toplam 108.812 km2 alanda yapılan deprem frekans analizine göre de alanın %43,72'si “Riskli” düzeyde yer almaktadır ve bu durum, bölgenin büyük bir kısmının önemli oranda deprem riski altında olduğunu göstermektedir. Ayrıca, depremde binaların yıkılma riskinin yüksek olduğu illerin başında Hatay, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Malatya gelmektedir. Çünkü bu illerde aktif fay hatlarının uzandığı ve alüvyon arazinin yaygın olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlar, deprem riski taşıyan illerde yer seçimi ve yapı stoğu konularında daha fazla önlem alınması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin (6 Şubat 2023) Malatya Ovası'ndaki Yerleşmelere Etkisi

Turkish Studies, 2024

Events such as earthquakes, volcanism, landslides, avalanches and floods, which occur throughout the geological period and play an important role in establishing the natural balance in the world, are called disasters when they have negative effects on human life and the natural environment. Among disasters, earthquakes cause the most loss of life and property. Earthquakes of various sizes occur frequently in Turkey, which is located on the Alpine-Himalayan belt. One of these earthquakes is the Kahramanmaraş-centered earthquake that occurred on February 6, 2023 and caused great destruction in 11 provinces. Malatya is one of the provinces where this earthquake, which caused the death of more than 53 thousand people in total, had devastating effects. The areas most affected by the earthquake in Malatya province, which is the subject of the study, are the settlements established in the Malatya Plain. Yeşilyurt and Battalgazi districts were established on this plain and over time they became the most densely populated districts of Malatya province. Apart from these two districts, the settlements in the districts around the Malatya Plain were also damaged by the earthquake. The residences in many neighborhoods in the study area were seriously damaged by this earthquake. Especially the buildings in the neighborhoods in Yeşilyurt and Battalgazi district centers have become unusable. In this study, the effect of the February 6 earthquake on the residences in the Malatya plain was investigated and the most damaged neighborhoods were identified and added to the study. Within the scope of the research, the damaged buildings in the study area were divided into groups as heavily damaged, moderately damaged, slightly damaged, demolished and undamaged buildings on a neighborhood basis, and it was determined how many buildings were damaged in which neighborhood and to what degree, and the percentages of the buildings in the neighborhoods being affected by earthquakes were found and added to the study. In addition, the natural and human factors that were effective in the earthquake damage to the residences in these two districts were investigated and human-induced errors were identified and added to the article.