Konjenital Olarak Eksik Olan İkinci Küçük Azıların Prevalansı (original) (raw)

Servi̇kal İntraepi̇telyal Ezyona Eşli̇k Eden Plasental Si̇te Nodül ( İki̇ Vaka Sunumu)

Zeynep Kamil Tıp Bülteni, 2017

Giriş: Plasental Site Nodül (PSN) koryonik tip intermediate trofoblastların oluşturduğu benign gidişli hücresel proliferasyondur. Genellikle üreme çağında, insidental olarak saptanır. Görüldüğü en sık lokalizasyon sırasıyla endometrium ve servikstir. Biz burada servikal yerleşimli ve servikal lezyona eşlik eden iki PSN vakamızı sunuyoruz. Olgu: Vakalarımızdan ilki 25 yaşındadır. İnfertilite tedavisi sonrası doğum yapmış ve rutin takip sırasında vajinal smearde LSIL (low grade skuamöz intraepitelyal lezyon) gelmesi üzerine endoservikal kanal küretajı ve servikal punch biyopsi yapılmıştır .İkinci vakamız son doğumunda postpartum kanama nedeniyle subtotal histerektomi yapılan 50 yaşındaki hastamızdır. Aynı şekilde rutin kontrolde vajinal smearde HSIL (High grade skuamöz intraepitelyal lezyon) gelmesi üzerine endoservikal kanal küretajı ve servikal punch biyopsi yapılmıştır. Her iki vakada da küretaj materyalinde servikal dokuların arasında iyi sınırlı nodüler lezyon görüldü. Her iki nodül de mikroskobik boyutluydu ve hyalinize matriks içinde nukleusları düzensiz hücreler içermekteydi. Mitoz görülmedi. Uygulanan immunhistokimyasal çalışmada nodülü oluşturan hücrelerde inhibin ile immunpozitiflik saptandı, PLAP ve hPL fokal pozitif idi, hCG ile boyanma görülmedi. İyi sınırlı ve mikroskopik boyutlu olması inhibin ile pozitif boyanması nedeniyle bu nodüller PSN olarak rapor edildi. Ayrıca her iki vakada da farklı derecede servikal intraepitelyal lezyon saptandı. Sonuç: Servikal intraepitelyal lezyonlar plasental nodüllere nadir de olsa eşlik edebilir. Bu birlikteliğin altında yatan nedenlerinin aydınlatılması için araştırmalara ihtiyaç vardır.

Çocuklarda Akut Enfeksi̇yöz Kiş İshalleri̇ni̇n Van İli̇ndeki̇ Prevalansi

Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi, 2015

Bu çalı mada ilimiz çocukluk ya grubunda kı ishallerinin etkenlerinin belirlenmesi ve ishalli çocukların klinik ve laboratuar özelliklerinin incelenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalı mada 2008 yılı Kasım ve Aralık ayı ile 2009 yılı Ocak ve ubat aylarında (toplam 4 ay) poliklini imize ishal nedeniyle getirilen 105 çocuk öykü, idrar ve gaita örneklerinin bulguları, kan tetkik sonuçları, bazı klinik özellikleri ve ba lanan tedaviler açısından incelendi. Bulgular: Hastaların 70'i (%66.6) erkek, 35'i (%33.4) kız olup ortalama ya ları 54±38 ay idi. shalin ortalama ba lama süresi ba vurudan ortalama 3.6±2.2 gün önce idi. Kusma olguların (n=64) %61'ine, ate ise (n=48) %45.7'sine e lik etmekteydi. Altı hasta klini imize febril konvulziyon tablosuyla getirilmi ti. Gaita mikroskopisinde hastaların (n=51) %48.57'inde Entamoeba histolytica kist ve/veya trofozoidleri görüldü. Gaita kültürü yapılan 21 hastada da üreme olmadı. Hastaların %7.21'inde idrar yolu enfeksiyonu ile uyumlu bulgular elde edildi. Hastaların %27.83'inde rotavirüs, %14.43'ünde adenovirüs pozitif bulundu. Hastaların %17.1'i yatırılarak tedavi edildi. Sonuçlar: Hastaların ço unlu unda ilaç tedavisi ba lanırken; ilaç tercihinde ilk sırayı metronidazol aldı. shallerde; gaita mikroskopisi ile birlikte yapılan basit viral testlerle etken ayırımı yapılıp gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilebilir..

Ege Bölgesi̇ Çocuklarinda Konjeni̇tal Dai̇mi̇ Di̇ş Eksi̇kli̇ği̇ Prevalansinin Araştirilmasi

Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2015

Bu çalışmanın amacı, üçüncü büyük azı dişleri dışındaki, daimi dişlerin konjenital olarak eksikliğinin cinsiyet ve lokalizasyona göre prevalansını ve dağılımını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ocak 2012 ile Haziran 2013 tarihleri arasında İzmir Eğitim Diş Hastanesine başvuran 8-22 yaş arasında 1388 (814 kadın, 574 erkek) hastadan alınan panoramik radyografileri konjenital diş eksikliği açısından retrospektif olarak değerlendirildi. Yapılan incelemede standardize bir araştırma formu kullanıldı. Anamnezde ve klinik kayıtlarda diş çekimi, dudak damak yarığı ve sistemik rahatsızlığı olan hastalar çalışmadan çıkarıldı. Olgular cinsiyet, diş eksikliğinin lokalizasyonu yönünden araştırıldı. Elde edilen veriler istatistiksel olarak Chi-Square testi ve t testi ile değerlendirildi. Bulgular: 1388 panoromik röntgende, 110 hastada (73'ü kadın, 37'si erkek) 121 adet konjenital olarak diş eksikliği saptandı. Çalışmamızda daimi diş eksikliği prevelansı %7.9 (kızlarda % 8.9, erkeklerde %6.4) bulundu. En sık diş eksikliği gözlenen dişler sırasıyla; alt ikinci küçük azı, üst ikinci küçük azı ve üst yan kesici diş olarak tespit edildi. Konjenital daimi diş eksikliği alt çenede üst çeneye göre daha fazla görülmesine rağmen, istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Sonuç: Sonuç olarak; konjenital diş eksiklerinin teşhis ve tedavisinde, detaylı klinik ve radyolojik muayenin rolü büyük olmakla beraber konjenital diş eksikliğinin erken teşhis ile tespit edilmesi tedavi planlaması açısından da önem taşımaktadır.

RECONQUİSTA'NIN İKİNCİ SAFHAYA GEÇİŞİ VE EZ-ZELLAKA ZAFERİ

Özet:İspanya'yı,İslam ülkesi olmaktan çıkaran ve Müslümanları kovmak amacıyla başlayan reconquista hareketinin ilk safhasından ikinci safhasına geçişi ve Haçlı Seferi mecrasına girmesi üzerine Kuzey Afrika merkezli Murabıtlar'ın Yusuf ibn-i Teşfin liderliğinde bu ilerleyişi belirli bir süreliğine de olsa Zellaka Savaşı'nda durdurması Endülüs'ün nihai akıbetini dört yüz yıllığına da olsa geciktirmiştir. Abstract:After the transition from the first to the second phase of the reconquista movement,which aimed to bring Spain out of being an Islamic country and started to expel the Muslims and which turned out to be a Crusade,Northerh African Almoravids led by Yusuf ibn Tashfin ceased the reconquest for a long while in the Battle of az-Zallaqah and postponed the ultimate destiny of al-Andalus for four more centuries.

DİJİTAL YERLİLERDE İKİNCİ EKRAN KULLANIMI: ALAN ARAŞTIRMASI

Journal of History School (JOHS), 2022

The tendency to direct users to the second screen while watching television has been increasing in recent years. Complementary content s such as textual information about what is watched on the television screen, interactive games, videos, social media content, etc., are presented to the audience before, during, and after the broadcast. The viewer's ability to navigate in digital environments has strengthened his connection with television, providing the viewer with a fluid and free environment. The digitalized world has transformed from a passive audience to an active audience and participant. Media convergence has established direct and indirect connections between television and other means, and the content broadcasted on television in a limited time has been recirculated through different means. Digital natives, who can use digital tools quickly and synchronously with traditional media, constitute a remarkable audience in terms of active and participatory audiences. This study aims to determine the digital tools used in second screen applications, the types of programs individuals prefer in second screen use, and the ways of participation. A descriptive survey method was used in the research. The research sample consists of students studying in the 1st and 2nd grades of Atatürk University, Faculty of Communication, Radio, Television, and Cinema in the 2019-2020 academic year. As a result of the study, it was concluded that most of the digital natives were connected to the internet for various purposes while watching television.

Cocuk Icin Daha Yasanilir Bir Kentsel Mekan

Rather than by any personal or mental features, a child's behaviour is shaped by the spaces he/she occupies, namely his/her physical environment. In this context, urban open spaces such as the immediate surroundings of the home, the school garden and playground, all of which constitute the child's physical environment and the spaces the child interacts in, are of great importance in the formation of the child as a member of society, and his/her socialization and development. In light of the role it plays in child development, making the physical environment more livable for children has become crucial, particularly in northern European countries, and various studies, projects and practices are being realised in these countries. Foremost among these studies are Child Friendly City initiatives. Other studies and practices may be analysed under headings such as street, school garden, playgrounds and the child's transportation between school and home. In this study, the aim is to highlight the importance of physical environment for children, and, in this context, to put together a literature study related to applied and on-going studies and practices around the world in the effort to make the physical environment more livable for children. m garonjournal.com Çocuğun davranışları, kişilik, zeka gibi özelliklerinden çok içinde bulunduğu mekânlar/fiziksel çevresi tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle toplumun bir bireyi olmasında, sosyalleşmesinde ve gelişiminde çocuğun etkileşim içinde olduğu ve fiziksel çevresini oluşturan konut yakın çevresi, okul ve çocuk oyun alanları gibi kentsel mekanlar büyük öneme sahiptir. Çocuğun gelişimindeki önemi doğrultusunda fiziksel çevrenin çocuk için daha yaşanılır hale getirilmesi başta Kuzey Avrupa ülkelerinde önem kazanmıştır ve bu ülkelerde çeşitli çalışmalar, projeler ve uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmalardan en önde geleni Çocuk Dostu kent girişimleridir. Diğer çalışma ve uygulamalar sokak, okul bahçesi, çocuk oyun alanları ve çocuğun okul ve ev arasındaki ulaşımı başlıkları altında incelenebilir. Bu çalışmada fiziksel çevrenin çocuk için önemini ortaya koymak ve bu doğrultuda fiziksel çevrenin çocuk için daha yaşanılır kılınması için dünyada yapılmış/yapılmakta olan çalışmalar ve uygulamalar ile ilgili bir literatür çalışması oluşturmak amaçlanmıştır.

Zi̇hi̇n Menajerli̇ği̇ Veya “Normalleşti̇rme İstasyonlari” Olarak Örgütler

DergiPark (Istanbul University), 2016

Bu çalışmada, insanların örgütlerde ve tüm örgütlü yapılarda zihin menajerliği yoluyla nasıl normalleştirildikleri (standartlaştırıldıkları) ve operasyon nesnesi haline getirildikleri konusu sorunsallaştırılmaktır. Çalışmada örgütlerin bir iktidar ağı ve onun mekanizmalarının nasıl işletildiği deşifre edilerek, "insan-örgüt" ilişkisini derin bir perspektiften görmek amaçlanmaktadır. Çalışmada "normalleştirme istasyonları" olarak kodladığımız örgütsel yapılar içinde bireyin tüm öznelliğini kaybederek standart bir insana dönüştürülmesi, diğer bir ifadeyle normalleştirilmesi süreci farklı bir perspektiften analiz edilmeye çalışılmaktadır. Normalleştirme sürecinde kullanılan temel araç manipülasyondur ve bu süreçte manipülasyonun bazen aracı, bazen düzenleyici işlev gördüğü varsayımı analize tabi tutulmaktadır. İnsan-örgüt ilişkisinde yönetimin özneyi yeniden kurma, manipüle etme, dönüştürme ve normalleştirme politikaları ile birlikte söylem marifetiyle beden üzerinde "biyo-iktidar"ın nasıl kurulduğu ele alınmaya çalışılmaktadır. Normalleştirme istasyonları olan örgütsel yapıların insanı otantik doğasından kopararak, yalnızca yönetsel bir aparata dönüştürdüğü iddia edilmektedir. "Zihin menajerliği" ve manipülasyon teknikleri ile insanın insan olma vasfının göz ardı edilmesinde söylemin yeniden üretilmesi suretiyle insanın tüm doğallığının veya pastoralliğinin kaybına neden olan normalleştirilme sürecinde örgütsel yapıların birer "normalleştirme istasyonları" olarak işlev gördükleri tespiti yapılmaktadır.

Tokat-Kazova Koşullarında İkinci Ürün Silajlık Mısır Yetiştirme Olanakları

Tarım Bilimleri Dergisi, 2002

A Research on the Colours Obtained from Licorice (Glycyrrhiza glabra L) Plant in Natural Dyeing and Their Some Fastnesses 227-231 ALTINOK, S. Tüylü Fi ğ (Vicia villosa L.) ve Koca Fi ğ (Vicia narbonensis L.)'in Arpa (Hordeum vulgare L.) ile Farkl ı Oranlardaki Kar ışı mları n ı n Silaj Kalitesine Etkileri The Effects of Different Mixture of Hairy Vetch (Vicia villosa L.) and Narbonne Vetch (Vicia narbonensis L.) seeded with Barley Arpa (Hordeum vulgare L.) on Silage Quality MENDEŞ , M. Varyansları n Heterojen Olmas ı Durumunda K-İstatisti ğ i (KANOVA) ile ANOVA F Testinin Gerçekle şen 1. Tip Hata Olas ı l ı kları Bakı m ı ndan Karşı laştı rı lmas ı The Comparison of K-Statistic (KANOVA) with ANOVA F Test in terms of Actual Type I Error Rate When Variances are Heterogeneous KUZU, E. ve A. ELİ Ç İ N, Kilis Keçisi O ğ lakları nda Değ iş ik Vücut Ölçüleri Bak ı m ı ndan Büyüme Eğ rileri The Growth Curves for Some Body Measuments in Kilis Goat Kids