Çocuk Kırıklarında Yeniden Şekillenme Potansiyeli (original) (raw)

Çocuklarda Dirsek Çevresi Kırıkları

Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği dergisi, 2019

Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği beklentilerimizi çocuk ve ailesine aktarmamıza yardımcı olur. [1-3] Çocuk önkol kırıkları en sık olarak önkolun distalinde, ikinci sıklıkta ise cisim bölgesinde (%18-20) görülmektedir. Tedavide, kırığın tipinin yanı sıra çocuğun yaşı ve kayma (deplasman) miktarı da önemlidir. Kırık sonrası uygun redüksiyonun sağlanması ve devamlılığında güçlükler oluşabilir, ancak yine de, erişkinlerin aksine, çocuk önkol kırıkları sonrası en etkin tedavi yöntemi kapalı redüksiyon ve uzun kol alçı uygulamasıdır. Konservatif tedavinin başarısında en önemli faktör, çocuklarda kaynamanın hızlı olması ve yeniden şekillenme (remodelling) potansiyelinin olmasıdır. Ancak, redüksiyonun sağlanamadığı veya kabul edilir sınırlarda olmadığı durumlarda cerrahi tedavi (intramedüller tespit veya plak osteosentez) uygulanır. [3] Ç ocukluk çağında karşılaşılan kırıkların tedavisi ve izlenmesi, ileri yaşlarda etkilenen bölgede oluşturabileceği fonksiyonel kayıplar nedeniyle önem taşımaktadır. Dokuz yaşına kadar her beş çocuktan birinde kırık görülmekte ve bunların %40'ını önkol kırıkları oluşturmaktadır. [1] Çocuk önkol kırıklarının en sık görüldüğü yaş aralıkları 5-9 ve 10-14'tür. [1,2] Bu tip kırıklar ile sıklıkla düşmeye bağlı, veya direkt travma sonrası karşılaşılır. Kırığın en sık görüldüğü mekânlar çocuk oyun alanları, en sık izlendiği dönem ise kış mevsimidir. [1,2] Çocuk önkol kırıkları, lokalizasyonlarına göre; Galeazzi-equivalent, Monteggia tip kırıklar, cisim kırıkları, izole radius veya ulna kırıkları ve radius distal kırıkları şeklinde sınıflandırılabilir. Kırık lokalizasyonu ve şeklinin sınıflandırılması, tedavi şeklini ve prognostik

Çocuk Önkol Kırıkları

TOTBID Dergisi, 2019

Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği arz eder. Yaralanmanın değerlendirilmesinde birincil araç radyografidir. Radyolojik bulguların yanlış değerlendirilmesi tanı ve tedavide aksaklıklara yol açabilir (Şekil 1). [3] SKAFOİD KIRIĞI Çocuk skafoid kırıkları, el ve el bileği kırıklarının sadece %3'ünü oluştursa da, bu yaş grubunda en sık görülen karpal kırıklardır. [1,4] Çocuk hastalarda tanı ve tedavi, büyük ölçüde karpal kemiklerin kemikleşmesi ve kanlanmasının anlaşılmasına bağlıdır. Skafoidin kemikleşme merkezi 4-5 yaşlarında görülmeye başlar ve 13-15 yaşlarında kemikleşmesi tamamlanır. [5] Kırıklar, altı yaşından önce nadiren tanımlanır, çünkü sadece kıkırdak yapıdadır. Ancak, sonraki her yıl kırıkların insidansında artış olur ve yaklaşık 15 yaşında zirve yapar. [6] Ç ocuklar, farklı nedenlerden dolayı el yaralanmalarına yatkındırlar. Bu durum sıklıkla, çocuklardaki öğrenme içgüdüsünden ve tehlikeye cesaretli yaklaşımdan dolayıdır. [1] Çocuk hastalarda yaralanmalar iki aşamalı dağılım gösterir. Özellikle, yeni yürümeye başlayan çocuklar ve ergenlik dönemi yaş grubunda sıklıkları fazladır. [1-2] Küçük çocuklarda görülen yaralanmalar daha sıklıkla ezilme ve çarpma yaralanmaları şeklinde olurken, ergenlik döneminde bu yaralanmalar sportif faaliyetler ve fiziksel kavgalar sırasında olur. [1] Kırıklar erkeklerde kızlara göre daha sık görülürken, bu farklılık yaşla birlikte artar. [2] Büyümekte olan çocuklarda el anatomisinin ve kemikleşme merkezlerinin bilinmesi; el yaralanmalarının değerlendirmesi ve tanı koyulmasında hayati önem Karpal kemikler ve el (metakarp ve falanks) kırıkları ve çıkıkları Carpal bones and hand (metacarpal and phalanx) fractures and dislocations

Çocuklarda Radius Başı Ve Olekranon Kırıkları

TOTBID Dergisi, 2019

Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği erkek çocuklarda 10,4 yıldır. Daha çok erkek çocuklarda görülür. Erkek/kız oranı 3/2' dir. [2,3] Anatomi Anatomik açıdan önemli noktalar, distal radyoulnar eklem yüzeyi ve önkolun yumuşak doku örtünmesidir. Distal radiusun sekonder kemikleşmesi ilk Epidemiyoloji Distal radius ve ulna kırıkları çocukluk çağında en sık izlenen kırıklardır. Tüm pediatrik kırıkların %19,9-35,8'ini oluşturur. Çoğunlukla kapalı redüksiyon ve alçılama ile tedavi edilir. [1] Olguların yarısından biraz fazlası (%53) nondominant ekstremiteyi etkilemektedir. Kırıkların izlendiği yaş grubu kız çocuklarda 9,3 yıl Pediatrik hastalarda distal radius ve ulna kırıklarının tanı ve tedavisi The diagnosis and treatment of distal radius and ulna fractures in pediatric patients

Çocuklarda Kondil Kırıklarında Konservatif Yaklaşım: Bir Olgu Sunumu

Cumhuriyet Dental Journal, 2014

6-year-old male patient was referred to Ankara University, Faculty of Dentistry, Oral and Maxillofacial Surgery Clinic from a state hospital with right mandibular condyle fracture in 2010. The patient had a history of trauma (bicycle accident) in two days ago. Clinical and radiological evaluation of patient was revealed a right mandibular condylar greensticks fracture. Conservative aproach without maxillomandibular fixation was selected as a treatment option for the patient that followed physio-mechano therapy. The patient was followed-up nearly 2 years with obtaining an acceptable healing result.

Çocukluk Yaş Döneminin Torakolomber Ve Lomber Omurga Kırıkları

TOTBID Dergisi, 2018

Çocukluk yaş döneminde görülen torakolomber omurga kırıkları, sık rastlanılan minör çökme kırıklarından nadir görülen tam spinal kord hasarının eşlik ettiği kırıklı çıkıklara kadar farklılık gösterir. Çocuklarda tüm ortopedik travmalar içinde mortalite oranı en yüksek olan yaralanmalar torakolomber kırıklardır. Bu durum sıklıkla kafa travması, torakal ve abdominal yaralanmalar ile ilişkili olup %50'ye varan oranda tanıda gecikmeye bağlıdır. [2,9] Ç ocukluk ve adolesan dönemde görülen torakolomber omurganın travmatik kırıkları nadir görülen, ancak yaşamı tehdit eden yaralanmalardır ve tüm çocukluk çağı iskelet sistemi yaralanmalarının %1-3'ünü oluşturur. [1-5] Çocukluk yaş dönemi omurga yaralanmaların önemli kısmı servikal bölgededir. Bu durum yetişkin hastalarla karşılaştırıldığında, çocuklarda kafatası çapının bedene oranla daha büyük olması yanında, boyun bölgesindeki destek görevi gören yumuşak dokuların daha zayıf olmasına da bağlıdır. Bu nedenle, çocuklarda tüm Çocukluk yaş döneminin torakolomber ve lomber omurga kırıkları Pediatric thoracolumbar and lumbar spine fractures

Çocukluk Çağı Yer Değiştirmiş Suprakondiler Humerus Kırıklarında Kapalı Redüksiyon Sonrası Perkütan Medial-Lateral Çapraz Çivi ile Tespit

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012

Çocuklarda yer değiştirmiş suprakondiler humerus kırıklarında kapalı redüksiyonu takiben perkutan medial-lateral çapraz çivi ile tespitin sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya ortalama yaşları 6.8 yıl olan 24 çocuk dahil edilmiştir. Kırıklar kapalı redüksiyonu takiben perkutan medial-lateral çapraz çivi ile tespit edilmiştir. Ameliyat sonrası ortalama 3.4 haftalık çivi tespiti sonrasında iki hafta boyunca gün içinde üç kez harekete izin verecek şekilde uzun kol alçı atel uygulanmıştır. Ortalama 28.6 ay olan takip süresindeki son kontrollerinde hastalar klinik olarak Flynn Ölçütleri, radyolojik olarak Baumann ve humerokapital açı kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Flynn Ölçütlerine göre son değerlendirmede fonksiyonel açıdan sonuç 22 hastada mükemmel, 2 hastada ise iyi idi. Kozmetik değerlendirmede ise 20 hastada mükemmel, 4 hastada iyi sonuç mevcuttu. Son kontrolde çekilen grafilerde Baumann Açısı 16.4±4.8 ve humerokapital açı 7.4±6.1 derece olarak ölçüldü. Sonuç: Çocuklarda yer değiştirmiş suprakondiler humerus kırıklarında kapalı redüksiyonu takiben ideal tespitin hangi çivi yerleşimi ile sağlandığı halen tartışmalıdır. Tespitin yetersizliğine bağlı redüksiyon kaybı kubitus varus ile sonuçlanabilmektedir. Stabilite açısından diğer yöntemlere göre daha üstün olan perkutan medial-lateral çapraz çivi ile tes pit, taşıdığı iatrojenik ulnar sinir hasarı riskine rağmen, yüksek başarı oranı ile tercih edilebilecek bir yöntemdir.

Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisine Başvuran Çocuk Kırıklarının Epidemiyolojik Değerlendirmesi

Kocatepe tıp dergisi, 2008

Servisine başvuran çocuk kırıklarının sıklık ve dağılımı incelendi. Hastalar ve Yöntem: Çalışmaya acil servisimize başvuran ve kırık tanısı konulan, 0-14 yaş arası 60 hasta alındı. Çocukluk çağı kırıklarını değerlendirmek için hazırlanan formlar dolduruldu. Olguların yaşı, cinsiyeti, kırığın tarihi ve saati, oluş yeri, oluş şekli ve tipi kaydedilerek çocuk kırıklarının sıklığı ve dağılımı belirlendi. Toplanan tüm veriler SPSS paket programı ile incelendi. Bulgular: Çalışma grubunun 41'i erkek(%68,3), 19'u kız (%31,7) idi. Ortalama yaş 8.57±3.6 bulundu. Kırıkların en fazla nisan ayında (n=12, %20) ve mevsim olarak da ilkbaharda (n:21, %35) meydana geldiği görüldü. Kırıkların meydana geldiği ortam olarak, en fazla sokak ortamında geçirilen travmaların kırıklara neden olduğu (%43.2, n: 38), kırıkların oluş şekline göre, en çok düşmenin etkili olduğu belirlendi (n:36, %40.9). Kırıklara uygulanan tedaviler açısından da, 41 kırığın (%68.3) konservatif, 19 kırığın (%31.7) cerrahi yöntemlerle tedavi edildiği görüldü. Sonuç:Ailelerin eğitimi, ve birtakım basit önlemlerle çocuk kazalarının ve yaralanmalarının önlenmesinde faydalı olabilecektir.

OTİSTİK ÇOCUKLARDA KENDİNİ İZLEME BECERİSİNİN KAZANDIRILMASI

ÖZET Bu çalışma, Otistik çocuklarda kendini izleme becerisinin kazandırılmasına yönelik bir derleme özelliği taşımaktadır. Türkiye'de ve dünyada otizm; sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğu şeklinde tanımlanmakta iken, kendini izleme ise, bireyin amaç davranışları kendisi üzerinde sistematik olarak gözlemlemesi ve kaydetmesi süreçleri olarak tanımlanmıştır (Anshel ve Seipel, 2009). Çalışmada kendini izlemenin iki boyutu tum yönleriyle ortaya konmaya çalışılırken kendini izleme stratejilerinin de eğitimde kullanılması ve etkililiği yapılan araştırmalar ışığında belirlenmeye çalışılmıştır. Kendini izlemenin iki boyutu olarak; kendini gözlemleme ve kendi davranışlarını kaydetme (Lee, Palmer ve Wehmeyer, 2009) ele alınmış ve Cole ve McCann (2000)'ın yaptıkları araştırmada belirttiği gibi kendini izlemenin kazandırılması ile öğrencilerin dikkatlerinde artış, akademik alanda verimlilik, sınıf içindeki davranış problemlerinde azalma meydana geldiği iddiası açıklanmaya çalışılmıştır. Bu alanda kullanılan kendini izleme stratejileri de çalışmanın bir bölümünü oluşturmuştur. Anahtar Kelimeler: Otizm, Otistik Çocuklar, Kendini İzleme Becerisi, Kendini izleme stratejileri.

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİ ÇOCUKLARININ MEKAN ALGILARINI FARKLI DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

İlk anılarımızın yeridir mekan. Çocukluk yıllarımızı iç çekerek hatırlarken aslında oraya yüklediğimiz anlamalardır mekanlar. Bu kitap farklı disiplinlerin mekana, çocuğa ve coğrafyaya bakışını ele alırken aslında bizi çocukluk yıllarımıza götürüp, şimdiki çocukların yaşamlarını da göz önüne seriyor. Her şey hayalle başlar diyorlar ya, işte bu da benim hayallerimden biriydi. Dostlarımla, sevdiklerimle, tanıdıklarımla, tanıştıklarımla yol aldığım bu hayalde, kitaba destek veren herkese teşekkür ediyorum. Sevgili Elif Terzi, Melih Özdemir ve Büşnanur Bulduk'a teşekkür ederim. Ayrıca kitabın fikir aşamasından yayın aşamasına kadar desteklerini esirgemeyen, çok sevdiğim, değerli Yunus Ergün'e teşekkür ederken, başka hayallerimiz de var diyorum. Hayatın zorlu mücadelelerine rağmen çok işimize var derdi Yunus, bilime bir nebdze destek vermenin mutluluğunu yaşıyorum. Editör kuruluna, yazarlara, değişik disiplinleri coğrafyada buluşturanlara teşekkür ederken, bir koku, bir ses, bir cümle, bir çiçek sizi çocukluğunuza ve çocukluk mekanlarımıza götürmesi umuduyla…