DİNİ KAVRAMLARLA İLGİLİ ALGILARIN OLUŞUMUNDA ÇOCUKLUK DÖNEMİNİN ETKİSİ: GÜMÜŞHAN (original) (raw)
Related papers
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
In this study, the effect of childhood experiences in the formation of undergrad' perception of religion are presented. In this context, the sample groups were randomly determined in the Gumushane University students. Correlate were examined which their mosque, religious man, God and the Koran concepts about current perceptions and experiences of childhood have been presented. Data parsing were benefited from percentage, frequency distribution and chi-square analysis and data evaluating was used SPSS (16.0) statistical software package. According to results of study while correlation reached statistically significance that with the perception of the mosque the mosque narrative of childhood, with exposed to violence in mosque don't be afraid of going to the mosque, with the perception of religious functionary * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
NARSİSİZMİN DİNDARLIK EĞİLİMLERİYLE İLİŞKİSİ: GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
Subject of this study is correlation of narcissism with the tendencies of religiosity. Our main problem consists of that whether to be any differences in narcissism level according to the tendencies of religiosity. In this context, it has been propounded that the levels of narcissism of a sample group which consists of students chosen random method from Health High School, Faculty of Communication, Faculty of Divinity and Faculty of Engineering in University of Gumushane and investigated correlation of it with the tendencies of religiosity. In the study the frequency, T Test and One Way Anova tests were used and the evaluation of data and finding calculated values, SPSS 16.0 statistics software package were used. According to the result of the survey, while there is a differentiation has been established of subjective perception religiosity, status of worship and subjective religious knowledge level as independent variables, a differentiation has not been shown up in terms of paying attention to moral behavior.
KUR’AN’A GÖRE ÇOCUĞUN DİNİ VE AHLAKİ GELİŞİMİNDE BÜYÜKLERİNİN ÖRNEKLİĞİ
AHLAKİ GELİŞİM SÜRECİNDE ANNE BABA ÇOCUK ETKİLEŞİMİ: MODELDEN ÖGRENME, 2024
İnsanoğlu birlikte yaşadığı diğer insanlardan etkilenme ve onları etkileme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle bireyin dinen ve ahlaken eğitilmesi sırasında doğru ve hedeflenen biçimde yönlendirebilecek rehberlere ihtiyaç vardır. Kur’an, bireyin kendisinden önce benzer tecrübeleri yaşayan diğer bireylerden kuvvetli bir şekilde etkilendiğine sık sık işaret eder. Nitekim inkarcıların argümanlarından biri olan “…Atalarımızdan gördüğümüze uyarız…” (el-Bakara 2/170, vd.) vb. ifadeleri inançsızlıkta, günaha düşmede birey ve toplumun kendisinden öncekilerden ne ölçüde etkilenebileceğinin en çarpıcı göstergelerindendir. Bunun yanı sıra bireyin toplumda, ailesinin ahlakı, genel tanınırlık durumu kapsamında değerlendirildiği, ailesinden bağımsız düşünülmediğine de atıfta bulunulur. Örneğin Hz. Meryem’in Hz. İsa’yı dünyaya getirmesinin ardından durumu ona yakıştıramayan ve kendisine inanmayan kavminin “Ey Harun’un kız kardeşi! Baban kötü bir adam, annen de iffetsiz değildi.” (Meryem 19/28) diyerek Hz. Meryem’i ailesine nispetle yargıladıkları görülmektedir. Çocukluk sürecinde bireyin her konuda eğitiminde elbette büyük ölçüde anne-baba sorumludur. Bununla birlikte anne-baba çocuğun eğitiminde etkili yegâne unsurdur demek doğru değildir. Bu doğrultuda ayette aile reisinin aile fertlerinin ibadetlerinde yönlendirici olması gerektiği bildirilirken bilhassa babanın istikrarlı bir şekilde namazına devam ederek ailesine örnek olmasının lüzumu vurgulanmaktadır. (bk. Tâhâ 20/132) Kur’an, dolaylı olarak da babanın çocuğun fiziki ve manevi meselelerdeki rol model etkisine değinir. Nitekim Hz. İbrahim kıssasına dair kesitlerde oğlu İsmâil’in kendisiyle birlikte iş tuttuğu, Kabe’nin inşasında babasıyla birlikte hareket ettiği anlatılır. Ayrıca babası gibi yumuşak huylu tabiatına ve çocuk yaşta Allah’a olan teslimiyetine değinilir. (bk. el-Bakara 2/127; es-Sâffât 37/102-108) Bu husus bir peygamber ailesi örnekliğinde babanın ve annenin çocuğun yetişmesindeki rolüne dikkat çeker niteliktedir. Bu misallerde Kur’an’ın çocuğun dini ve ahlaki gelişiminde hususen anne-baba rolünün önemini vurguladığını görüyoruz. Bununla birlikte ayetlerde çocukluk çağında edinilmesi gereken adabımuaşeret kurallarının kazanılması sırasında anne-babanın haricinde çocuğun tanık olduğu diğer bireylerin de rolünün bulunduğuna işaret vardır. Nitekim ergenlik çağına girmiş olan bir çocuğun ebeveyninin yanına girerken kendisinden büyüklerin yaptığı gibi izin istemesinin gerektiği ayette açıkça belirtilir. (bk. en-Nûr 24/59) Bu ayet öncesiyle birlikte değerlendirildiğinde görülür ki ergenlik çağında olan bir çocuktan artık büyüklerinin fiillerini takip etmek, onları örnek almak suretiyle bilinçli hareket etmesi beklenir. Bu çalışmada amacımız bir eğitim metodu önermek veya çocuğun dini-ahlaki eğitimi sırasında büyüklere düşen vazifeleri tespit etmek değildir. Din eğitimi ve din psikolojisi sahasında bu konuya ilişkin nitelikli araştırma ve metotların varlığı malumdur. Biz bu çalışma ile yalnızca Kur’an-ı Kerim’in çocuğun dini ve ahlaki gelişiminde, başta anne-baba olmak üzere, kendisinden yaşça büyük bireylerin hangi açılardan ve ne derece etkili olabileceğine ilişkin örneklerini tespit etmeyi ve bu örneklerin İslâm düşünce geleneğindeki yansımalarının izini sürmeyi hedefledik. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Kur’an, eğitim, din, ahlak, çocuk
DİNİ MUSİKİ UYGULAMALARININ HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN ÖZ SAYGISINA OLAN ETKİSİ
SOBİDER, 2017
Bu araştırmanın amacı dini musiki uygulamalarının hafif düzeyde zihinsel engelli çocukların öz saygısına olan etkisini incelemektir. Bu amaçla İstanbul, Ümraniye' de bulunan Özel Rota Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nde eğitim gören 33 hafif düzeyde zihinsel engelli öğrenci seçilmiş ve bu öğrencilerle 8 hafta boyunca dini musiki çalışması yapılmıştır. Araştırma da ön test son test kontrol grupsuz desen kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; verilen eğitim sonunda dini musiki uygulamalarının hafif düzeyde zihinsel engelli çocukların öz saygına her ne kadar cinsiyet, yaş, ailedeki çocuk sayısı, çocuğun doğum sırası, ailenin gelir düzeyi gibi faktörlerin etkisi olmasa da; ailenin eğitim düzeyi ve genel olarak öz benlik saygısı oranındaki kayda değer yükseliş dikkat çekicidir ve anlamlı bir farklılık vardır. Abstract The purpose of this research is to examine the effects of religious Turkish music applications to self-esteem on children with mild mental retardation. For this purpose, it is
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde öğretime konu edilen temel olgu dindir. Din gerek bireyi gerekse toplumu çok yönlü ve derinden etkileme potansiyeline sahip hassas bir olgudur. Bu durum Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin din eğitimi sürecinde ayrıntı gibi görünen hususları bile dikkate almalarını gerektirmektedir. Nicel ve nitel araştırma teknikleri birlikte kullanılarak yapılan bu araştırmada, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin branşlarının niteliğinden kaynaklanan zorluklara dair görüşleri ve bunun mesleki tükenmişlik algıları üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla öncelikle Kayseri il merkezindeki ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görev yapmakta olan DKAB öğretmenleri arasından tesadüfî örnekleme yoluyla seçilen 253 kişiye mesleki tükenmişlik ölçeği uygulanmıştır. Daha sonra ise mesleki tükenmişlik ölçeğine ait puan ortalaması en yüksek 10 DKAB öğretmeni tespit edilmiş ve bu öğretmenlerle mülakat yapılmıştır. Mülakat tekniği ile elde edilen nitel verilerin analizi “betimsel analiz” yaklaşımı esas alınarak yapılmıştır. Araştırma sonucunda mesleki tükenmişlik ölçeğine ait puan ortalaması diğerlerinden yüksek olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin branşları nedeniyle inançlarının ve toplumun baskısını üzerlerinde daha fazla hissettiklerini ve bu durumun mesleklerine olan bağlılıklarını olumsuz etkilediğini belirttikleri tespit edilmiştir. Abstract Religion is basic fact which is subject to teaching at religious culture and moral education. Religion which has potential to effect deeply and versatility both individual and society is a sensitive fact. This situation requires that religious culture and moral education teachers even take into account matters appearing such as the details in the process of religious education. In this study has been investigated with using quantitative and qualitative research techniques views on difficulties result from religious culture and moral education teachers’ branch and effects on perceptions of professional burnout. For this purpose, firstly primary and secondary school in the city center of Kayseri religious education teachers who work in the institutions chosen by random sampling of 253 people to burnout scale was applied. Then, religious education teachers have been identified according to burnout scale including the average of the 10 highest scores and made interviews with the teacher. Analysis of qualitative data obtained with interview technique based on "descriptive analysis”. As a result of this study, religious culture and moral education teachers who is higher than the others according to the average score of burnout scale feel more on them their belief and social pressure because of their branch and they stated that this situation negatively affects their commitment to their profession have been determined.
ÇOCUKLARIN DİNİ GELİŞİMLERİNDE CAMİLERİN ROLÜ
ÖZET Çocukluk dönemi, içinde şekil aldığımız ailenin yuva psikolojisiyle uyumlu bir gelişim gösterir. Mutlu, huzurlu, uyumlu ve nitelikli bir ailede yetişen çocuklarda da aynı özelliklerin benimsenip içselleştirildiği görülür. Bu süreçte, ailesindeki manevi huzuru tadan çocukların, aynı atmosferi camilerde de yaşaması, inanç yapısını kuvvetlendirir. Özellikle erken çocukluk döneminde, bir çocuğun anne-babasının cami ile olan olumlu ilişkisinin, çocuğa da yansıdığı görülür. Bu nedenle camilerin, anneler ve çocuklar için de uygun hale getirilmesi, çocukların gelecek yaşamındaki cami ile ilişkilerini olumlu etkileyecektir. Çocukların Allah tasavvurunun belirginleşmesinde/ oluşumunda, camilerin önemli bir yeri vardır. Camiler veya mabetler, zaman ve mekân olarak çocukluk döneminde maneviyatın en yoğun hissedildiği yerlerdir. Bu mabetlerde yaşanan dini tecrübelerin ve atmosferin psikolojik nosyonu, mekân zihin ilişkisi bağlamında çocukların dini hayatına şekil ve yön vermesi, bilinçaltını beslemesi, çocukların sağlıklı bir şekilde yönlendirilmesini ve psikolojik altyapılarının oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. Bu dönemde camiler veya mabetler, dini duygu ve dini ilgi vasıtasıyla çocuğun bütün dikkatlerini üzerine çektiği mekânlardır. Bu kutsal mekânlar; bahçesi, şadırvanı, iç mimarisi, göklere yol veren minareleri ve kubbesi ve de aydınlatıcı iç mekânı ile çocukların hem dış dünyalarını hem de manevi (iç) dünyalarını aydınlatırlar. Çocuklar, bu manevi atmosferde gördükleri huzur, tebessüm, sevgi ve şefkat duygularını hisseder, soluklar ve inanç yapılarının harcını bu duygularla kararlar.
2019
Özet Eğitim öğretim faaliyetlerinin amaçları öğrencilere belli konularda bilgi, beceri, bakış açısı, yetkinlik kazandırmak gibi çeşitli boyutları içermektedir. Öğrenmenin temelinde yer alan terim ve kavramların anlaşılması ise tüm bu faaliyetlerin içeriğinde yer alabilmektedir. Söz konusu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri olunca kavramların öğretimi önemli ve bir o kadar da karmaşık hale gelebilmektedir. Tarih boyunca dini, kültürel, toplumsal ve bireysel kaynaklarla beslenerek oluşturulan kavramlar zaman içinde değişip dönüşmeye uygun yapılara sahiptirler. Bunun yanında kavramların asıl atıf yaptıkları noktaların değişmez özelliği de vardır. Bu iki nokta arasındaki dengeyi sağlayarak kavramları sağlıklı bir biçimde öğrenenlere aktarmak ise eğitim programları, ders kitapları, eğitimciler, kullanılan materyaller gibi birçok farklı alanı ilgilendiren bir sorun alanıdır. Kavramların aktarımını önemli kılan en kritik nokta şüphesiz dini içeriklerin anlaşılmasındaki zorluklar ve engellerdir. Öğrenenlerin dini kültürü ve ilkeleri anlayabilmeleri kavramları ve kullanılan terimleri doğru bir şekilde öğrenmelerine, sonrasında ise bu kavramların sosyal hayat üzerindeki etkileri, faydaları, kullanım alanları gibi konularda bilgilenmelerine bağlıdır. Bu bilgilenme sürecinde ders materyallerinde yer alan ifadelerin doğru bilgilere referansta bulunması kadar kullanılan din dili de oldukça önemlidir. Din dilinin öğrencilerin yaş düzeyi ve bilgi seviyesi, konunun ya da kavramın anlamı ve son olarak eğitim öğretim sürecinin amaçlarına uygun olması beklenir. Öğrenenleri yanlış yönlendirecek, kavramı açıklamaktan uzak, kavramla ilgili bütüncül bir bakış açısı kazandırmayan, ayrımcı ya da dışlayıcı bir yöntem izleyen tanımlar ya da içerikler eğitim öğretimin genel ve özel amaçlarıyla çeliştiğinden gerekli öğrenme çıktılarına ulaşmada da engel teşkil edecektir. Araştırmanın amacı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında kritik kavramların öğretiminde kullanılan dilin ve içeriğin öğrenenleri nasıl etkilediğini tespit etmektir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ortaöğretim müfredatı incelendiğinde 11. sınıfta yer alan 'Kur'an'da Bazı Kavramlar' ünitesinde; hidayet, ihlas, takva, sırat-ı müstakim, cihat ve salih amel kavramlarının derse konu edildiği görülmektedir. Bu bağlamda araştırma grubu 11. sınıf düzeyinde söz konusu üniteyi derste işlemiş öğrencilerden oluşmaktadır. Lise düzeyindeki öğrencilerin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında yer alan kavramlar ile ilgili algılarını tespit etmeyi amaçlayan bu çalışma nitel araştırma yöntemi ile yürütülmüştür. Bu kapsamda 11. sınıf düzeyindeki öğrencilerle yukarıda sıralanan kavramlar ile ilgili odak grup görüşmeleri yapılmıştır. Görüşmeler 4-5'erli gruplar halinde yapılmış, ses kayıt cihazı ile kayıt altına alınmış ve ardından transkripsiyonu gerçekleştirilmiştir. Ulaşılan görüşme verileri betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Abstract The aims of the educational activities include various dimensions such as gaining knowledge, skills, perspective and competence in certain subjects. Understanding the terms and concepts that are 1 Dr. Öğr.