Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet ve Nedenleri (original) (raw)
Related papers
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın ve Çocukların Ruh Sağlığına Etkileri
Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2020
Öz Aile içi şiddet, bir kişinin aynı evi paylaştığı veya evli olduğu diğer kişiye karşı uyguladığı şiddet veya kötüye kullanımdır. Kadınlar ve çocukların çoğu kez fiziksel olarak güçsüz ve savunmasız olması nedeniyle en çok onlar aile içi şiddetin mağduru olmaktadır. Aslında aile içi şiddet sadece fiziksel şiddeti içermez. Kadınlar aynı zamanda evlilikte psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetin de mağduru olabilir. Aile içi şiddet, kadınların ruh sağlığının ve yaşam kalitesinin bozulmasına yol açar. Ayrıca şiddete maruziyet bu kadınların tıbbi hizmet kullanımını artırır ve onların çocuklarının da uzun vadede ruhsal gelişimini bozar. Aile içi şiddete tanık olan çocuklar bazı davranışsal ve emosyonel bozulmalar yaşar. Daha da ötesi bu çocuklar sonraki yaşamında şiddetin mağduru veya uygulayıcısı olurlar. Kadına karşı aile içi şiddet bu kadınlarda depresyon, anksiyete ve posttravmatik stres bozukluğu için risk faktörüdür. Bundan dolayı psikiyatri polikliniklerine bu nedenlerle yardım almak için başvuran kadınlarda aile içi şiddetin sorgulanması kritik öneme sahiptir. Bu gözden geçirme yazısında kadına karşı aile içi şiddeti, sıklığını, aile içi şiddeti etkileyen değişkenleri incelenerek, aile içi şiddetin buna maruz kalan kadın ve onların çocukları üzerindeki etkisi gözden geçirilmiştir.
AİHM İçtihatları Çerçevesinde Kadına Karşı Aile İçi Şiddet Olgusu
İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK UZMANLARI DERNEĞİ, 2022
Kadına karşı aile içi şiddet dünya çapında bir olgudur ve uzun yıllar süren mücadele sonucunda bir insan hakkı sorunu olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Günümüzde uluslararası insan hakları hukuku, aile içi şiddeti, sosyal bir sorun olmasının yanı sıra bir insan hakkı sorunu ve cinsiyete dayalı ayrımcılık biçimi olarak kabul etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, aile içi şiddet konusunu özel olarak düzenlememekle birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi aile içi şiddeti Sözleşme ile bağdaşmaz bulmaktadır ve özellikle Sözleşme’nin 2.,3.,8. ve 14. maddesi kapsamında değerlendirmektedir. Mahkemeye göre aile içi şiddetten kadınların korunması için Taraf Devletlerin önlem alması Sözleşmenin ilgili maddelerinden doğan pozitif yükümlülükleri kapsamındadır. Anahtar kelimeler: Kadına karşı şiddet, aile içi şiddet, AİHS, AİHM.
Doğunun Aile İçi Şiddete Maruz Kalan Kadınları
Kadına yönelik şiddet, çok boyutlu ve kapsamlı bir sosyal problemdir. Aynı zamanda bir zihniyet çarpıklığı olarak da görebileceğimiz kadına karşı şiddetin kökenlerinde psikolojik ve sosyolojik nedenler yer almakta, bir kısır döngü olan bu süreç müdahale edilmedikçe normalleştirilmektedir. Oysa ülkemizde bu sorun, özgürce yaşama hakkını ve en tabii hak olan can güvenliğini ihlal eder hale gelmiştir.
Kadına Yönelik Şiddet - Aile İçi Şiddet ve Konuya İlişkin Uluslararası Metinler Üzerine Bir İnceleme
2017
Kadina yonelik siddet ve ozellikle kadina yonelik aile ici siddet, hukuk sistemleri tarafindan cogun-lukla goz ardi edilen bir insan hakki ihlalidir. Bununla birlikte son donemde ulusal ve uluslararasi duzlemde kadina karsi siddet konusunda onemli adimlar atilmis; devletler konuya iliskin etkin politika-lar gelistirmis ve onemli yasal duzenlemeler yapmistir. Bu gelismelere ragmen, ulusal duzeydeki yasal duzenlemelerin yetersizligi, bu duzenlemelerin uygulanmasinda ortaya cikan sorunlar, kadina yonelik siddetin ve en sik karsilasilan sekliyle kadina yonelik aile ici siddetin onlenmesi ve siddet magdurlari-nin korunmasi gibi hususlarda uluslararasi metinlerle belirlenen standartlara uygun ve daha etkin hu-kuksal yollarin benimsenmesi gerektigini gostermekte ve bu gereklilik konusunda kamuoyunda yaygin bir inanc olusmaktadir. Bu calisma, kadina yonelik siddet ve aile ici kadina yonelik siddet kavramlarini ve bu tur siddetin dis dunyaya yansidigi bicimleri kisaca incelendikten sonra kon...
COVID-19 pandemisi ve kadına yönelik aile içi şiddet
Androloji Bülteni
Aralık 2019'da Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüsün, tüm dünyada hızlı bir şekilde yayılım göstermesiyle birlikte 2020 yılının Mart ayında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından pandemi ilan edilmiştir. [1] SARS-CoV-2 virüsünün sebep olduğu bu salgın, hızlıca tüm dünyayı etkisi altına alıp, ilk kez koronavirüslerin sebep olduğu pandemi olarak tarihe geçmiştir. [2] COVID-19'un tüm dünyada yayılımını önlemek, bulaşmasını azaltmak için dünya genelinde hükümetler tarafından önlemler alınmıştır. Bu önlemlerin içinde en başta zorunlu maske
Ahi̇ret İnanci Bağlaminda Kadina Yöneli̇k Ai̇le İçi̇ Şi̇ddet
Turkish Research Journal of Academic Social Science, 2021
Faith in the hereafter, which is one of the principles of belief in Islamic Religion, which exists at every moment from the creation of people to death, has a great role in raping the life of people in the world. The belief that people will be held to account in hereafter for what they do in this world develops a sense of responsibility in a person. People with sense of responsibility created by the belief in the hereafter turn to righteous deeds that will be rewarded by Allah, avoiding forbidden behaviour that will be punished if they do so. One of the behaviours that are also forbidden in our religion is violence and the most common kinds of their is violence which iş directed to women in family. Belief in the hereafter has a big role in preventing this increasing violence from day to day. In this article the role of belief in hereafter in preventing the violence to the women in family will be discussed.
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddeti Önlemede Erkeğin Rolü
ÖZET Kadına yönelik aile içi şiddet, evrensel bir risk aynı zamanda toplumsal bir sorundur. Kadına yönelik şiddet ilk çağlardan beri erkekle özdeşleştirilen ve oldukça eski bir geçmişi olan bir kavram olmakla birlikte yeni olan, çözümü konusunda erkekleri de eylem planının içine yer almalarının sağlanmasıdır. Son yıllarda bu iki cinsin bir araya gelip çözüm önerileri geliştirebilmesi şiddete önleyici yaklaşımda öncelikli çaba olarak görülmektedir. Kadına yönelik aile içi şiddeti önlemede ve azaltmada erkeklerin fiili katkısı da yüksek öneme sahiptir. Bu nedenle erkeklerin şiddeti algılama ve şiddetin neden-sonuç ilişkisini tanımlama biçimi araştırılması gerekli alanların başında görülmektedir. Bu çalışmada, erkeklerin kadına yönelik aile içi şiddeti tanımlama ve bu tip şiddete karşı bakış açılarının ne olduğu irdelenmeye çalışılmıştır. Araştırmada şiddete etki eden faktörlerin tanımlaması ve buna yönelik önleyici çalışmaların yapılabilmesi amacı ile erkek algısında şiddetin anlam ve nedenleri tartışılmıştır. Sonuç olarak, önemli ölçüde şiddetin fiziki şiddet olarak algılandığı ve ceza yöntemi olarak kullanıldığı, şiddeti önlemeye yönelik gerçekleşen çalışmalarda, erkeğin katılımının daha fazla yer alması gerektiği tespit edilmiştir. ABSTRACT Violence against women is an universal risk and at the same time a social problem. It has been consubstantiated with man since ancient times. Additionally, the new part of this problem is maintaining the contribution of men into the solution. Recently getting both genders together and asking solution ways from each of them has been seen as a prior attempt at the prevention of the violence. The actional contribution of men is also very crucial in preventing and reducing the domestic violence. Therefore the perception of violence of men and defining the relation between reasons and results of it has been seen as the primary research area. In this article, the way of men's understanding and defining the violence against women in family has been researched. Furthermore, meaning and reasons of the violence has been discussed because of describing the factors that affect the violence and carrying out preventative studies. Consequently, violence is perceived as physical violence significantly, and it used as penalty method, it is more needed that men's participation to prevent domestic violence against women
Journal of Social Research and Behavioral Sciences
This research was carried out in order to determine the attitudes of women towards violence against women and their exposure to domestic violence, to examine them in terms of some variables and to contribute to the studies to be done within this framework. In this context, 450 women who received service from 19 Family Centers in Ankara Mamak district were reached and the data of the research were obtained by applying the socio-demographic form, the Domestic Violence Against Women Scale and the İSKEBE Attitude Towards Violence Against Women Scale. It was determined that most of the women participating in the study had a negative attitude towards violence against women, however, their attitude levels increased more on violence against women's bodies. The level of violence against women is higher among women with higher education levels and working women. Although the number of women who were exposed to domestic violence was low, those who were exposed to violence experienced emoti...