Cocuklar icin Muzelerde Sanat Egitimi Tate Muzesi Ornegi (original) (raw)
2017
Bu calismanin amaci, “Ilkokul ve Ortaokul Gorsel Sanatlar Dersi Ogretim Programi”nda sanat tarihi konularinin ogretiminde muze egitiminin yerini betimlemektir. Bu nedenle oncelikle bu Program’daki sanat tarihi ile ilgili kazanimlar belirlenmis, daha sonra bu kazanimlarin muze egitimi ile hangi oranda ve nasil iliskilendirildigi tespit edilmistir. Bu arastirma dokuman incelemesi yontemi ile gerceklestirilmistir. Calismada incelenen dokuman “Ilkokul ve Ortaokul Gorsel Sanatlar Dersi Ogretim Programi”dir. Calisma sonucunda “Ilkokul ve Ortaokul Gorsel Sanatlar Dersi Ogretim Programi”nda “sanat tarihi” ve “muze egitimi” iliskisinin kurulmasinin nicelik acisindan yeterli olmadigi, bu iliskinin niteliginin de gelistirilmesi gerektigi tespit edilmistir. Cagdas bir sanat tarihi ogretimi icin ogretim Programi’nda muze egitimi ile iliski kurulan sanat tarihi kazanimi sayisinin arttirilmasi, bu kazanimlarin muze egitimi ile desteklenmesinin yontemi konusunda aciklamalar yapilmasi ve farkli muze...
Müzede Görsel Sanatlar Eğitimi
Müzede Eğitim Öğrenme Ortamı Olarak Müzeler, 2019
Müzelerde gerçek nesneler karşısında gerçekleşen öğrenme daha etkili/istekli olmakta ve daha kalıcı öğrenme gerçekleşmektedir. Müzeler yaşam boyu öğrenmenin gerçekleştiği en önemli yaygın eğitim kurumlarındandır. Bu bakış açısından hareketle okul programlarında müzede öğrenmeye dayalı dersler mutlaka yer almalıdır. Yükseköğretim Kurulu koordinasyonu ile iki yılı aşkın bir sürede güncelleme çalışmaları yapılan öğretmenlikle ilgili toplam 25 lisans programı 16 Mayıs 2018 tarihinde tanıtılmış ve 2018-2019 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulamaya koyulmuştur. Güncellenen Almanca Öğretmenliği, Arapça Öğretmenliği, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği, Biyoloji Öğretmenliği, Coğrafya Öğretmenliği, Felsefe Grubu Öğretmenliği, Fen Bilgisi Öğretmenliği, Fizik Öğretmenliği, Fransızca Öğretmenliği, İlköğretim Matematik Öğretmenliği, İngilizce Öğretmenliği, Japonca Öğretmenliği, Kimya Öğretmenliği, Matematik Öğretmenliği, Müzik Öğretmenliği, Okul Öncesi Öğretmenliği, Özel Eğitim Öğretmenliği, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, Sınıf Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği, Tarih Öğretmenliği, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği ve Türkçe Öğretmenliği Lisans Programlarında “Müze Eğitimi” dersi Meslek Bilgisi Seçmeli Dersleri içerisinde; Resim-İş Öğretmenliği Lisans Programında Alan Eğitimi dersleri içerisinde olmak üzere tüm programlarda yer almaktadır. Öğretmenlik Lisans Programlarında dersin kur tanımı “Müzenin tanımı ve özellikleri, müzelerde sergileme; müze ve eğitimi; müze türleri; Türk müzeciliğinin gelişimi; dünyada müzeciliğin tarihine genel bir bakış; müze, sanat, kültür ve uygarlık ilişkisi; müze ve sanat eğitimi; müze ve toplum; müzelerin tarih bilincine katkısı; tarihi eserlere sahip çıkma; Dünyada ve Türkiye’de çağdaş müzecilik” olarak belirlenmiştir. Müzede Eğitim “Öğrenme Ortamı Olarak Müzeler” kitabı güncellenen tüm öğretmenlik programlarındaki “Müze Eğitimi” derslerinde ve güzel sanatlar fakültelerinde verilen müze derslerinde kullanılabilecek bir ders kitabı niteliğinde hazırlanmıştır. Kitap 10 Bölümden oluşmaktadır. Müzede öğrenmenin önemi ve gerekliliği, müzelerin ülkelerin kültürel, siyasi, ekonomik güçleri üzerindeki etkisi, öğretmenlerin verimli bir müze ziyareti oluşturabilme süreci ve bu süreçte müze- okul-öğretmen işbirliği temeline dayanan kitapta: kültür, uygarlık, sanat, müze ve toplum, müze ve insan ilişkisi sorgulanmış; müzelerin türleri ve görevleri, Türkiye’de ve Dünyada müzeciliğin ve müzede eğitimin tarihsel gelişimi, Türkiye’de ve Dünyada çağdaş müzecilik uygulamaları ortaya koyulmuş; teknolojinin gelişimi ile Türkiye’de ve Dünya müzelerinde uygulanan farklı, heyecan verici ve izleyicisi ile bütünleşen, çağdaş sergileme yöntemlerinin önemi ve gerekliliği tartışılmış; tarih bilincinin oluşmasında, kültürün önce öğrenilmesi daha sonra korunması ve nesilden nesile aktarılmasında müzelerin rolü ve önemi vurgulanmış; farklı müzelerde görsel sanatlar eğitimi, okul öncesi eğitimi, sınıf öğretmenliği, özel eğitim, sosyal bilgiler eğitimi, tarih eğitimi, Türkçe eğitimi, müzik eğitimi, matematik eğitimi, fen bilgisi eğitimi, beden eğitimi öğrencilerine yönelik eğitim-öğretim etkinliklerine yer verilmiş; müzede etkin öğrenmenin gerçekleşebilmesi, öğrencilerin daha ilgili ve istekli olduğu müze ziyaretlerinin yapılabilmesi adına öğretmenlere düşen görev ve sorumluluklar belirlenmiş, verimli bir müze ziyareti süreci tüm aşamaları ve uygulanmış proje örnekleri ile ortaya koyulmuş ve müzede öğrenme sürecinde müze-okul-öğretmen işbirliği irdelenmiş ve öğretmenlere örnek olabileceği düşünülen “müze eğitimi ve uygulamaları”, “müze sergileme yöntemleri” başlıklı iki lisans dersinin ve “müzecilik ve eğitim”, “Türk ve Dünya müzeleri eğitim programları” başlıklı iki lisansüstü dersinin ders öğretim programına yer verilmiştir. Bu kitapta verilmek istenilen, müze ve müzecilik alanındaki belirli bir bilgi birikimini, müzelerin eğitim ortamı olarak verimli bir şekilde kullanılmasına yönelik uygulamaları, özellikle 19. Yüzyıldan sonra gelişmiş ülkelerde müzelerin öğrenmedeki rolünü, her meslek grubunun öğrenmesinde, o alanın geçmişine yönelik bilgi sahibi olunmasında, geçmiş-bugün ve gelecek sentezinin yapabilmesinde, kültürün tanınmasında, korunmasında, aktarılmasında müzelerin önemini ve gerekliliğini Türkiye’deki ve Dünya müzelerindeki uygulamalarla ortaya koyarak eğitim fakültelerinde okuyan genç öğretmen adayları, güzel sanatlar fakültelerinde okuyan sanatçı ve tasarımcı adayları ve meslektaşlarımızla paylaşmaktır. 2005 yılında yazılan Müze Eğitimi ve Uygulamaları kitabı yazarlarından biri olarak güncellenen öğretmenlik programlarında yer alan müze eğitimi dersi ile ilgili bir kitap yazma düşüncesi öncelikle bireysel olarak oluştu. Ancak, daha sonra, hani birçok yaratıcı fikir gece oluşur ve olgunlaşır misali, uykunun tutmadığı, bireysel beyin fırtınasının gerçekleştiği bir gece müzede öğrenme kitabını Doktora tez danışmanlığını yaptığım öğrencilerimle birlikte yazma fikri gelişti; bütün gece sabaha kadar kitabın içeriği, bölümleri, öğrencilerimin hangi bölümleri yazabileceği düşünceleri beynimde gidip geldi. Öğrencilerimin çoğunluğunun tez konuları, danışmanlarının uzmanlık alanı olan müze ve müzede eğitim ile ilgiliydi. Sabah öncelikli olarak evde küçük notlar alındı ve okulda 2005-2019 yılları arasında doktora danışmanlığını yaptığım öğrencilerimin isimleri ve tez konuları listelendi, kitabın neredeyse içeriği, içindekiler ve hangi bölümü kimin/kimlerin yazabileceği büyük bir heyecanla oluşturuldu. Doktora tez danışmanlığını yaptığım toplam on üç öğrencimden birine ulaşılamadı. Öğrencilerim tek tek telefon ile aranarak bir projem olduğu söylendi ve 20 Ekim 2018 Cumartesi günü evime davet edildi. İlk toplantı tüm öğrencilerimin katılımı ile gerçekleşti; kitabın içeriği, önemi ve bölümler üzerine konuşuldu; görev dağılımı yapıldı ve o günden itibaren, kitap tamamlanana kadar aynı heyecan ve emekle tüm öğrencilerim defalarca yanıma gelerek, telefon görüşmeleri ve maillerle aylarca süren çalışma temposu sonucunda bizleri çok heyecanlandıran “Bir Öğretim Üyesinin editörlüğünü yaparak Doktora tez öğrencileri” ile birlikte yazdığı Müzede Eğitim “Öğrenme Ortamı Olarak Müzeler” kitabımız tamamlandı. Bugüne kadar birçok ulusal ve uluslararası makale ve bildirisi, yayımlanmış kitapları olan bir akademisyen olarak şunu söylemek istiyorum ki, “müzede eğitim” kitabını birlikte yazdığım, akademik eğitim süreçlerinde birlikte yol aldığım, karşılıklı birbirimize değer kattığımız öğrencilerim, meslektaşlarım Prof. Dr. Yüksel GÖĞEBAKAN’a, Doç. Dr. Ayşe GÜLER’e, Doktor Öğr. Üyesi Süreyya GENÇ’e, Doktor Öğr. Üyesi Burak Erhan TARLAKAZAN’a, Doktor Öğr. Üyesi Savaş Kurtuluş ÇEVİK’e, Doktor Öğr. Üyesi Erol Murat YILDIZ’a, Doktor Öğr. Üyesi İrfan Nihan DEMİREL’e, Doktor Öğr. Üyesi Hülya ŞİMŞEK’e, Arş. Gör. Dr. Hande BOLU SERT’e, Arş. Gör. Dr. Başak DANACI POLAT’a, Arş. Gör. Yelda USAL’a ve Görsel Sanatlar Öğretmeni Orhan LABOÇ’a bana bu gururu ve mutluluğu yaşattıkları için teşekkür ediyorum. Yine, beni yetiştiren, kendileri de birer eğitimci olan sevgili annem Gündüz YANGIN’a ve babam A. Ekrem YANGIN’a, aynı zamanda meslektaşım olan ve her zaman desteğini gördüğüm sevgili eşim Ufuk BUYURGAN’a, motivasyon kaynağım canım oğlum Ata BUYURGAN’a ve bugünlere gelmemde emeği olan tüm öğretmenlerime, meslektaşlarıma ve öğrencilerime gönülden teşekkür ediyorum. Prof. Dr. Serap BUYURGAN Editör Şubat, 2019
Anasınıfına Devam Eden Çocuklar İçin Bir Müze Gezisi Örneği
Çocuk ve Gelişim Dergisi, 2018
Bu çalışma, müze gezisine katılan okul öncesi dönem çocuklarının müze kavramı ile ilgili görüşlerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu çalışma ile okul öncesi dönemde müze gezisinin etkin bir şekilde gerçekleştirilip, yaygınlaştırılmasına katkıda bulunulacağı düşünülmektedir. Çalışma kapsamında, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Çalışma grubunu, Afyonkarahisar ili Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı bir ilkokulun anasınıfına devam etmekte olan dördü kız yedisi erkek olmak üzere toplam on bir çocuk, bir anasınıfı öğretmeni ve üç anne oluşturmuştur. Çalışma kapsamında, müze gezisi öncesi, müze gezisi anında ve sonrasında uygulanan etkinliklerden oluşan bir müze gezisi planı oluşturulup, çalışma grubuna uygulanmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak çocuklar, öğretmenler ve ebeveynlerle ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen veriler içerik analizi yapılarak değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda, çocukların; müze gezisinde olumlu deneyimler edindikleri, mutlu, heyecanlı olduklarını ve geçmiş ile bugün arasında bağlantı kurabildikleri belirlenmiştir. Ayrıca annelerin; gezi sonrasında çocukların daha etkili öğrendiklerini, öğretmenlerin ise; müze gezilerinin çocuklara somut deneyimler kazandırdığı için öğrenme süreçlerine önemli katkılar sağladığını, çocukların geçmiş ile günümüz arasında bağlantı kurabildiklerini ve sosyal yaşantılarının olumlu yönde desteklediğini belirttikleri ortaya konmuştur.
İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2019
The aim of the research is to state the results that would be gained after benefiting from the museums with this educational games method, which is different from the activities included in the curriculum of the 6 th grades for Art classes at schools, and the suggestions that would be developed accordingly. The research has been conducted on the 6 th grade students at Namık Kemal Primary School in the fall semester of 2011-2012 Educational Year. As Pretest-Posttest Control Group Experimental Design was used in the research. Scope of research, the achievement test and attitude test were applied as pretest to the experimental (6-A, n=29) and control groups (6-B, n=28) before the treatment. The control group, students in the program of Visual Arts Course activities implemented in the classroom, for the students of the experimental group students was taken to the Ankara State Museum of Painting and Sculpture museum activities, the museum and the museum, the students were developed the based on the game. The same tests were applied as posttest after the treatment and as the follow up test after four (4) weeks of strip of art history. According to the data obtained from the research, it is found that the inclusion of the activities based on games in Ankara Government Art and Sculpture Museum in addition to the activities included in the curriculum is effective in increasing student achievement and the attitude of the students towards the Art classes of experimental group.
Çevrim İçi Sergilerin Sanat Eğitimindeki Yeri
İMÜ Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi dergisi, 2021
Öz 2019 yılının sonu tüm dünyayı etkileyecek yeni bir salgına sahne olmuş, COVID-19 pandemisi diye adlandırılan bu süreçte sağlıkla ilgili düzenlemelerin yanı sıra, toplumsal ve sosyal anlamda da birçok önlem alınmıştır. Bu anlamda bireysel ya da toplu katılım gerektiren bilimsel, kültürel ve sanatsal etkinlikler sekteye uğramış, ötelenmiş ya da iptal edilmiştir. Bu süreçten en çok etkilenen ortamlar; müzeler ve galeriler gibi sanatsal etkinlik mekânlarıdır. Bu durum salgın kısıtlamalarının yaşandığı 1919'dan günümüze, kültür sanat etkinliklerinin düzenlenmesinde ve paylaşılmasında yeni yoğun bir uygulama olarak çevrim içi (online) etkinliklere ağırlık verilmesine yol açmıştır. Zaman içerisinde müze gezilerinin ve sergilerin dijital platformlar aracılığı ile izleyici ile buluşması sağlanmış ve uygulamalar, süreç içerisinde artan bir etkinlik ivmesi ile sürekli hale gelmiştir. Sergi, kelime anlamı olarak bir dizi ögenin organize bir şekilde izleyicili bir ortamda sunumudur. Göstermek, tanıtmak, satmak gibi özel bir erekle yapılan sergileme işidir. Medya araçlarının kullanılarak izleyiciye ulaştırıldığı sergi ortamlarına ise çevrim içi (online) sergiler denilmektedir. Çevrim içi sergiler, teknolojik imkânlar doğrultusunda geleneksel sergi ortamlarının farklı formatlarla dijital olarak kurgulanmasını içerir. Medya kanallarında, dijital ortamlarda yer alması dolayısıyla evrensel anlamda daha çok sayıda izleyiciye ulaşabilme olanağı bulunmaktadır. Ayrıca çevrim içi sergiler kesintisiz bir sanat ortamı sunmaktadır. Bu çalışmanın amacı; yapılan düzenlemeler, yenilikler sonucunda sergilerin üstlendiği rolü incelemek ve "pandemi sürecinde talep gören çevrim içi (online) sergilerin ayrıcalıkları nelerdir? Çevrim içi sergiler yenidünyada bilgi aktarımında etkili olabilirler mi? Geleneksel serginin yerini alabilirler mi?" konularını tartışmaktır.
TÜRKİYE'DE FOTOĞRAF BÖLÜMÜNDEN MEZUN OLACAK ÖĞRENCİLER İÇİN SANAL SANAT GALERİSİ ÖNERİSİ
2014
Sanat sektörü ile eğitim kanadının daha fazla iş birliği yapabilmesi için, zamansal ve mekânsal sınırların olmadığı, her öğrencinin sanatsal yaratılarını ifade şansı bulduğu bir platform gerekmektedir. Çok yönlü bir iletişim ortamının varlığı da ancak yeni medya ortamında mevcuttur. Anadolu Üniversitesi Uluslararası Sanat Eğitimi Sempozyumu Bildirisi
Di̇si̇pli̇nler Arasi Etki̇leşi̇m: Müze Bağlaminda Adli̇ Sanat Ve Yeni̇den Yüzlendi̇rme
İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi, 2019
Bilindiği gibi yeniden yüzlendirme adlibilimleri ilgilendiren durum tespit ve kimlik çalışmaları ile yeniden inşayı kapsamaktadır. Adlisanat da diğer disiplinler gibi adlibilimler çatısı altında ortak amaç doğrultusunda çalışmaktadır. Ülkemizde henüz literatürde etkin yeri olmayan adlisanatın, müze ve adlibilimlere sağlayacağı katkıların vurgulandığı bu makalede asıl amaç; disiplinlerarası koordinasyonu gerekli kılan yeniden yüzlendirme çalışmasının lisansüstü eğitim programları kapsamında ele alınmasının gereğini vurgulamaktır. Böylelikle adlisanat alanında uzman ve deneyimli meslek adamlarının yetişmesi ve disiplinlerarası çalışma gruplarında aktif görevler alarak daha kaliteli çalışmaların müze ve adli birimlerce değerlendirilmesine öncülük edeceği düşünülmektedir.