Dil, Kültür ve Zihniyet: Dil Çalışmaları ve Etkili İletişimin Üç Boyutlu Ekseni (original) (raw)

Bireycilik ve ortaklaşa davranışçılık ikileminde yönetim ve örgüt kuramları

Kültürlerarası ruhbilimin uzunca bir süredir gündeminde olan bireyci kültürlerle ortaklaşadavranış kültürICriarasındaki 'aynmlan anlama çabası, iki kutuplu dünya siyasal düzeninin çözülmesiyle birlikte etkinligini artıracaga benzemektedir. Kuşkusuz kültürlerarası ayrımlar üzerinde yapılan araştırmaları güncel kılan bir başka öge de, böylesi araştırmaların, küreselleşme stratejilerine bagıı olarak çokuluslu kurum ve , şirketlerin ilgi alanlarına hizla giriyor olmalarıdır. Özellikle Japonya ve elcsenindeki ekonomik başarılar,1 ortaklaşa davranlŞçIDogu kültürlerini küçümseyen bireyci Baıı'nın olup biteni anlama merakını kamçılamaktadır. Kalkınmanın, bilim yapmanın, başanlı liberal ekonomi oluşturmanin ve demokratik olmanın vazgeçilmez koşullarının A vrosenırizm 2 icazetli olmaklan geçtigi konusunda yaygın bir inanç varlcen, denetim dışını çıkma egilimigösteren bazı gelişmelerin giderek daha çok ilgi çekmesi dogaldır. Doguluların Batılılardan farklı bir takım işler yaparak kalkınıyor olmalan ve çagı yakalamaları olasılıgı, Batı etnosentrizmini, oldukça yeni bir aşama sayılabilecek "kültürel ayrımları anlama" çabasına dogru yöneltmektedir. Bu gelişmeler,kendi köşelerinde ilgisizlikten yakınmadan özverili birbiçimde bilim yapan Icültürlerar~ı ruhbilimcilerl ve etnograrıarı, çagın keyfini çıkaran işletmecilerin ilgi odagı yapmaya başUımıştır. Söz konusu araştırmacıların yıllar boyu biriktirdikleri bilgiler yönetim ve örgüt kuramlarının evrenselligi üzerine kuşku düşürmektedir. Kültürlerarası belirgin farklılaşmalara ilişkin bulgular liderlik, özendirme, iş tasarımı, takım oluşturma gibi olgulara yol gösteren yönetim ve örgütlenme kuramlarının evrenselliginin sorgulanmasını gündeme getirmiştir. Uzun süreden beri gelişmekte olan ülkelerde uygulanmaya çalışılan hazır reçetelerin temelini oluşturan bu kuramlar etkililiklerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Söz konusu gelişmeler, Baulı her yaklaşımı sorgulamadan yenilik ve seçeneksiz bir yöntem olarak algılayan ülkemiz iş, iletişim, düşün ve siyaset ortamları açısından da önem taşımaktadır.

Çalışan Bireylerin Evcil Hayvanlara Bağlanma Nedenlerine İlişkin Nitel Bir Çalışma

Mediterranean Journal of Humanities, 2019

Son yıllarda insanlar ve hayvanlar arasında kurulan bağ giderek artan ve önem kazanan bir etkileşim haline gelmiştir. Günümüzde insanları tedavi etmek için hayvanların kullanımı, hastalarda depresyonun azaltılması, motivasyonun arttırılması ve iletişimi teşvik etmek gibi birçok faktör evcil hayvanları, insanların yaşamlarının önemli bir parçası haline getirmiştir. Bunun yanı sıra gerek iş hayatının yoğun temposu gerek günümüz kişiler arası ilişki anlayışının değişmesi, gerekse teknolojinin gelişmesi ve bunun sonucunda insanların daha içedönük bir hayatı tercih etmeleri, insanların evcil hayvanları daha çok sahiplenmesine ya da var olan evcil hayvanlarına daha çok bağlanmalarına sebep olmuştur. Yapılan bu çalışma, evcil hayvanlara bağlanma duygusunun çalışan bireylerdeki nedenlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırma grubu, mesleğinde aktif olarak çalışan üç evcil hayvan sahibi ve bu evcil hayvan sahipleri tarafından tercih edilen üç veteriner hekimden oluşmaktadır. Çalışmada, veri toplama aracı olarak görüşme tekniği kullanılmış, nitel araştırma yöntemi uygulanarak yapılan çalışma betimsel analiz tekniği ile yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda ise, evcil hayvanlara bağlanma nedenleri; mesleki nedenler, ailevi nedenler, sosyal nedenler, duygusal nedenler, kişilerarası ilişkilere yönelik nedenler ve son olarak kişisel çıkarımlara yönelik nedenler olmak üzere altı ana başlık altında toplanmıştır.

Duygusal Zeka Yeterliliklerini İşyaşamında Kullanma Düzeyi Ölçeğinin Geliştirilmesi: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları

Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal, 2005

Bu çaltsma, Duygusal Zeka Yeterliklerini Is yasaml/1da Kullanma DÜzeyi Ölçegi' nin geçerlik ve gÜvenil-lik düzeyini belirlemek amaciyla gerçeklestirilmistir. çaltsma, 2002-2003 ögretim yiltnda bes Fen-Edebiyat FakÜltesi' nde görev yapan ögretim Üyelerinden elde edilen veriler üzerinde gerçeklestirilmistir. Duygusal Zeka Yeterliklerini Is yasaminda Kullanma Düzeyi Ölçegi. bes alt ölçekten olusan 72 maddelik besli likert tipi bir ölçektir. Ölçegin toplam Cronbach Alpha GÜvenil-lik KatsaYIS1.96' dir. Aynca her alt ölçegin geçerlik ve gÜvenirlik çaltsmalan da yapzlmistir. Yapi geçerligi için yapzlan faktör analizi sonuçlan, her alt ölçeginin tek boyutlu oldugu sonucunu vermistir. Elde edilen bul-gulGl~ölçegin Türkiye' de geçerli ve gÜvenilir olarak kullal1llabilecegini göstermistir_ ANAHTAR SÖZCÜKLER: Duygusal zeka. is yasami, geçerlik ve gÜvenirlik.

Kayseri Kalesi Şehir Surları,Zeynel Abidin Türbesi ve Mahperi Hunat Kümbetinde Gözlemlenen Fiziksel,Kimyasal ve Biyolojik Bozulmaların Sınıflandırılması

ISPEC 11th İnternational Conference on Engineering and Natural Sciences, 2021

Uygarlık tarihi kronolojik bir sıra ile incelendiğinde, doğal taş kullanımının insanoğlunun yaşamında, önemli yer tuttuğu göze çarpan bir gerçektir (Bradley, 1998). Doğal taş kullanımı İ.Ö. 600 yıllarında binaların, anıtların yapımında, eski Yunanistan'da önce ahşap kolonların yerine geçen sütunlarda kullanılmış, daha sonra (İ.Ö. 480) kiriş amaçlı kullanımları da giderek yaygınlaşmıştır. Anadolu'da Türk-Selçuk-Osmanlı kültürü egemen olurken, doğal taş Avrupa'dan farklı, fakat en az oradakiler kadar yoğun ve ustaca kullanıldığı gözlenmektedir (Vardar, 1990).Kayseri il merkezinde bir çok tarihi taş anıt bulunmaktadır. Bu anıtlar şehir merkezinde olmalarından dolayı hem insan kaynaklı hemde çevresel diğer faktörlerden dolayı yıllar içerisinde çeşitli tahribatlara maruz kalmışlardır. Kayserinin coğrafi konumundan dolayı ve karasal iklimde bulunmasından dolayı taş anıtların maruz kaldığı bozulmalar fiziksel, kimyasal ve biyolojik bozulmalar olabilmektedir. İnsan kaynaklı faktörlerde taş anıtların yıllar içerisinde bozulmasında hem direk hemde indirek olarak etki etmektedir.Kimi zaman insan kaynaklı faktörler fiziksel,kimyasal veya biyolojik bozulmaların daha da hızlanmasına sebep olabilmektedir. Bu çalışma amacılığı ile Kayseri şehir merkezinde çalışan anıtlar Kayseri Kalesi Sur Duvarları, Zeynel Abidin Türbesi ve Mahperi Hunat Hatun Kümbeti'dir. Tüm bu anıtlar konum olarak bir birlerine yakın yerlerdedir ve hemen hemen bozulma türleri aynıdır. Şehir merkezinde olmalarından dolayı ve Kayseri il merkezinde olmalarından dolayı yoğun olarak hava kirliliğinden ve araçların eksoz gazlarından çıkan korbondioksit tabanlı kimyasal bozulmalardan yoğun olarak etkilenmişlerdir. Anıtlardan incelenmesi için parçalar alınmamıştır. Sadece gözlemsel olarak incelemelerde bulunulmuştır. Daha detaylı labratuvar çalışmaları detaylı analizler için gereklidir. Bu çalışmadan elde edilecek sonuçlar bu anıtlarda ileride yapılabilecek restorasyon çalışmaları için bir ön çalışma veya ön rapor niteleiğinde olacaktır.

Geleneksel Tıpta Süt Ve Süt Ürünlerinin Kullanımı: Elazığ İli Baskil İlçesi Örneği

Hodja Akhmet Yassawi 8th International Congress On Scientific Research, 2024

İnsanoğlunun hayatta kalabilmesi için beslenme ve barınma gibi gereksinim duyduğu temel ihtiyaçlarından biri de sağlıktır. Modern tıbbın gelişmediği çağlarda insanlar sağlıklarını korumak veya bozulan sağlıklarını iyileştirmek için pek çok yönteme başvurmuştur. Yılların deneyimi ve bilgi birikimiyle meydana gelen bu yöntem ve pratikler “halk hekimliği” olarak değerlendirilmiştir. Anadolu’nun geniş bozkır ve meraları, hayvancılığın gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. İnsanlar, hayvancılıkla hem gıda ve giysi ihtiyaçlarını karşılamış hem de hayvanlardan elde edilen süt ve süt ürünlerini sağaltmalarda kullanmışlardır. Böylece süt ve süt ürünleri, yüzyıllardır sağlık pratiğinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Elazığ ili Baskil ilçesi, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, coğrafi konumuyla birçok kültürün geçiş merkezi olmuş ve bu medeniyetlerin etkisiyle geniş bir kültürel birikime sahip bir yer haline gelmiştir. İlçenin kültürel birikimin bir parçası ve yaşayan halkbilimi unsurlarından biri olan halk hekimliği, günümüzde sosyo-ekonomik durum ve inanç gibi farklı sebeplerden dolayı hâlâ devam etmektedir. Bu çalışmada halk hekimliği pratiklerinde kullanılan süt ve süt ürünleriyle ilgili uygulamaların geçmişi incelenmiş ve günümüze nasıl yansıdığı araştırılmıştır. İlk olarak sağaltmalarda kullanılan süt ve süt ürünleri ayran, çökelek, süt, kaymak, tereyağı ve yoğurt olarak altı başlığa ayrılmıştır. Daha sonra bu ürünlerin bir em olarak kullanıldığı hastalıklar ve sağaltma pratikleri detaylı olarak değerlendirilmiştir. Böylece, Baskil ilçesinin kültürel mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması için önemli bir adım da atılmıştır.

Konkordato Kurumunda Kesin Mühlet: Alacaklı, Borçlu ve Sözleşmeler Açısından Sonuçlarının Değerlendirilmesi

Ekonomi İşletme Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Dergisi, 2021

Mali durumu bozulmuş sermaye şirketleri ve kooperatiflerin mali yapısının yeniden düzeltilmesi ve ekonomiye kazandırılması amacıyla kullanılmakta olan iflasın ertelenmesi kurumu, 15.03.2018 tarih ve 30361 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla birlikte uygulamadan kaldırılmıştır. İflasın ertelenmesi kurumunun kaldırılmasıyla birlikte, hukuk sistemimizde yer alan ancak neredeyse hiç başvurulmayan konkordato kurumu yapısal değişikliklerle birlikte daha etkin hale getirilerek kullanılmaya başlanmıştır. Konkordato kurumunun, mahkeme tarafından tasdiki konusunda borçlu ve alacaklıların belirli kurallar kapsamında anlaşmaları gerekmekte olup, söz konusu anlaşmanın kesin mühlet sürecinde gerçekleşmesi, kesin mühleti önemli hale getirmektedir. Kesin mühletin mahkeme tarafından onaylanmasıyla birlikte, meydana gelebilecek hüküm ve sonuçları tüm taraflar açısından bağlayıcıdır. Kanunda, konkordatonun sonuçlarını düzenleyen birden fazla madde bulunmaktadır. Konkordatonun sonuçları ile ilgili hükümler farklı maddelerle düzenlenmiş haldedir. Bu çalışmada, konkordatonun sonuçları ayrı ayrı başlıklar halinde, farklı durum ve taraflar bakımından incelenmiştir. Çalışmada öncelikle, konkordato süreci ayrıntılı bir şekilde incelenerek, konkordato kurumunda yer alan geçici ve kesin mühlet hukuki yönden ele alınmıştır. Daha sonra ise, konkordato kurumunda kesin mühletin alacaklı, borçlu ve sözleşmeler açısından sonuçları değerlendirilmiştir. Kesin mühletin tüm taraflar açısından sonuçlarının değerlendirildiği bu çalışmanın alan yazınına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Öğretmen Tarafından Yapılandırılmış Sınıf Dışı Bilgi Ve Iletişim Teknolojileri Etkinliklerinin Öğrencilerin Dinleme Becerileri, Güdü Ve Öz-Yeterliliklerine Olan Etkileri Üzerine Bir Vaka Çalışması

2015

TEZ9709Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2015.Kaynakça (s. 244-280) var.xvii, 289 s. : tablo ; 29 cm.Mevcut çalışma, zorunlu dinleme ve konuşma dersiyle birlikte harmanlanmış bir şekilde uygulanan, sınıf dışı bilgi ve iletişim teknolojileri etkinliklerinin öğrencilerin dinleme becerileri, içsel güdü ve dinleme konusundaki öz-yeterlik algıları üzerine olan etkilerini araştırmak amacıyla tasarlanmıştır. Daha güvenilir sonuçlar elde etmek için hem nitel hem de nicel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmadaki katılılmcılar Çukurova Üniversitesi, İngilizce Öğretmenliği bölümünden 26 hazırlık öğrencisidir. Yedi ay süren araştırma boyunca, öğrenciler her hafta sınıf internet günlüğünde öğretmen tarafından düzenlenmiş sınıf dışı dinleme aktivitelerini yerine getirmişlerdir. Çalışmanın başlangıcında öğrencilerin sınıf dışı etkinlikleri konusunda genel bir bilgiye sahip olmak amacıyla, sınıf dışı etkinlik anketi verilmiş ve çalışma süresince öğrenciler etkinlikleri ve kendi...

Hazırlık Sınıfı Öğrencilerinin Dil Becerilerini Hikâye Anlatımıyla Öğrenmesine Yönelik Tutumları

The journal of international lingual social and educational sciences, 2022

Çalışmanın amacı hazırlık sınıfı öğrencilerinin dil becerilerini hikâye anlatımı aracılığıyla öğrenmeye karşı tutumlarını ortaya çıkarmaktır. Bu çalışmanın örneklemini bir devlet üniversitesinden İngilizce seviyesi A2 olan 48 öğrenci oluşturmaktadır. Yaşları 18 ve 22 arasındaki Türk öğrenciler örneklem olarak seçilmiştir. Örneklem ana dilleri Türkçe olan 25 kız öğrenci ve 23 erkek öğrenci içerir. Öğrencilerin hikâye anlatımına olan tutumlarını incelemek için likert ölçekli bir anket uygulanmıştır. Geçerlilik ve güvenilirlik endişelerinden dolayı anket Kim ve Mcgarry tarafından daha önceden hazırlanan ve uygulanan bir tutum testinden uyarlanmıştır (2014). Sonuçlar öğrencilerin hikaye anlatımı etkinliklerine olumlu tutumları olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Katılımcılar hikâye dinleme etkinliklerine diğer hikâye anlatımı etkinliklerine olduğundan daha fazla ilgi gösterdiler. Genel olarak dinleme ve okuma becerilerinde kendilerini yetkin hissettikleri ve konuşma aktivitelerinden ziyade dinleme aktiviteleri yapmaktan keyif aldıkları bulundu. Son olarak, katılımcıların hikâye anlatımı etkinliklerini sınıfta kullanmanın sadece çocuklar için değil yetişkinler için de faydalı olduğunu düşündükleri bulundu.

Öğrencilerin Hiper Ortamlarında İkili Kodlamaya Yönelik Algıları: Dinleme Metinleri, Anahtar Kelimeler, Görseller ve Altyazılar

Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Bu çalışma 57 katılımcının (N= 57) uyarlanabilir hipermedya ortamlarında yabancı dil öğrenmeye yönelik dinleme metinlerinin tasarımında ikili kodlamaya (dinleme aşamasının ilk olmayan aşamalarında sesli dinleme metinlerinin ‘sesli dinleme metinleri + anahtar kelimeler veya ‘sesli dinleme metinleri + bağlamsal görseller + anahtar kelimeler’ şeklinde, ve son dinleme aşamasında ise ‘sesli dinleme metinleri + altyazılar’ şeklinde yeniden sağlanmasına) yönelik algılarını araştırdı. Çalışma ayrıca katılımcıların özellikleri açısından algıları ile ikili kodlamaya yönelik algıları arasında fark olup olmadığını ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Çalışma hem nicel hem de nitel niteliktedir. Nicel verilerin sonuçları SPSS (yani Ortalama, Std. Sapma, ANOVA, Pearson Korelasyon Testi) ile analiz edildi. Sonuçlar, katılımcıların, uyarlanabilir hipermedya ortamlarında yabancı dil öğrenmeye yönelik dinleme metinlerinin tasarımında ikili kodlamanın kullanılmasından büyük ölçüde yana olduklarını ortaya ko...

Türkçe’De Zi̇hi̇nsel Yetersi̇zli̇ği̇ Olan Bi̇reyler Ve Eği̇ti̇mi̇ Alaninda Yapilan Çalişmalarin Son 15 Yillik Termi̇noloji̇si̇ni̇n İncelenmesi̇

Turkish Special Education Journal: International, 2020

Zihin yetersizliği, bireyin zihinsel işlevlerinde ve uyumsal davranışlarında yaşadığı sınırlılık olarak ifade edilmektedir. Geçmişten günümüze tanımında var olan değişiklikle birlikte zihin yetersizliğinin terminolojisi de değişmiştir. Bu çalışmanın amacı, 2004-2019 yılları arasında zihinsel yetersizliği olan bireyler ve eğitimi alanında son on beş yılda yapılan Türkçe çalışmaların terminolojisini incelemektir. Zihinsel yetersizlik ile ilgili makale, bildiri ve kitaplardan 149 çalışma araştırmaya dahil edilmiştir. Bu çalışmaların son üç yılda arttığı görülmüştür. Yıllara göre terminolojideki değişiklik incelendiğinde zihinsel yetersizlik teriminin gittikçe artan bir şekilde kullanıldığı ancak zihin engelli teriminin de önemli bir yüzdeliğe sahip olduğu belirlenmiştir. İki terimin de birlikte kullanılmasının kurum ve kuruluşlar arasındaki farklı terim kullanımına bağlı olduğu düşünülmüştür.