KADIN SEYYAHLARIN ĠZLENĠMLERĠNDEN BURSA 1 BURSA FROM IMPRESSIONS OF WOMEN TRAVELERS (original) (raw)

Turi̇zmde Yükselen Bi̇r Eği̇li̇m: Yalniz Seyahat Eden Kadin Gezgi̇nler (Türki̇ye Örneği̇)

2018

Bu arastirmada, yalniz seyahat, Turkiye’de yasayan kadin gezginler orneginde, turizm cografyasi, kulturel ve feminist cografya baglaminda ele alinmistir. Arastirma yalniz seyahat eden kadin gezginlerin destinasyon secimlerini, yalniz seyahate iliskin risk algilarini ve memnuniyetlerini anlamayi amaclamistir. Bunlara ek olarak, yalniz seyahat soz konusu oldugunda kadinlarin toplumsal cinsiyet rolleri ile iliskili aile, arkadas ve akrabalari gibi sosyal cevrelerinden ve gezileri boyunca yerel halktan ne tur tepkiler aldiklarini anlamak da arastirmanin amaclarindandir. Bu amaclar dogrultusunda arastirmada, nitel bir arastirma sureci izlenmis, bir gorusme formu araciligiyla 15 katilimci ile derinlemesine gorusmeler gerceklestirilmistir. Orneklem seciminde, amacli ve kartopu ornekleme yontemleri kullanilmistir. Analiz sonuclari, destinasyon seciminde etkili olan en onemli faktorun guvenlik oldugunu gostermistir. Ayrica cinsiyete dayali risklerin kadinlarin yalniz seyahate iliskin algisin...

KUR'ÂN'A GÖRE KADIN'IN TOPLUMSAL FONKSİYONU

Özet: İnsanlar kadın ve erkeğin birlikteliğinden üremektedirler Başka bir deyimle insanın doğal yaratılışında iki farklı cins vazgeçilmez bir bütünlük oluşturmaktadır. İnsanların doğal, sosyolojik ve psikolojik yapılarını korumayı üstlenen dinlerin erkek ve kadın üzerine söz söylememesi bir eksiklik olurdu. Özellikle İslam dininin birinci kaynağı olan Kur'an'ın insanın yaratılmasına, kadın konusuna dair önemli açıklamaları bulunmaktadır. İlk kadın olarak bilinen Havva'nın yaratılmasını, diğer din kitaplarına rağmen, Âdem'in yaratılmasına eşitleyen Kur'an, kadın ve erkek arasında insan olarak bir farkın bulunmadığına işaret etmektedir. Diğer taraftan toplumların çekirdeği olan aile kurumunun başkanlığı tüm toplumlarda erkek egemenliğinde bulunmasına rağmen, Kur'an ise bunu, ailenin ihtiyaç duyduğu ekonomik kaynağın teminine bağlamıştır. Kadınların ev işlerinde çalışmalarını nikâh sözleşmesinin dışında tutan İslam bilginleri, kadınların özel ve kamu alanda çalışmalarına da Kur'an'ın engel koymadığını bildirmişlerdir. İslam'ın temel yargıları doğrultusunda haram helal ayrımı yapıldığı halde bunların işlenmesinde kadın-erkek ayrımı yapılmamıştır. Başka bir ifadeyle erkeğe serbest olan alan kadına da serbest, erkeğe yasak olan alan kadına da yasaklanmıştır. Toplumun tüm kademelerinde kadın ve erkeğin eşit imkânlarda iş hakkına sahip oldukları bildirilmiştir. Kur'an ayetlerinde kadının şahitliği konusunda farklı anlamaya müsait metinler olsa da, bunların Kur'an'ın genel bütünlüğü, Peygamberin ve İslam bilginlerinin açıklamaları göz önüne alındığında , bu durum kadının eğitim durumuna bağlı bir özellik olduğu, genellik taşımadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan miras konusu da kadının emeği ile yakından ilgilidir. Tüm bunların değerlendirilmesinden çıkan sonuç, erkek ile kadın arasında önemli bir farkın bulunmadığı, her iki cinsin de eşit haklara sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kur'an, İnsan, Kadın, İslam, Başkan.

KUR‘AN’DAKİ KADIN ŞAHSİYETLERİN KLÂSİK TÜRK ŞİİRİNE YANSIMASI

Klâsik Türk şairleri, mensup oldukları toplumun bir parçası olarak İslam dini ve kültürüyle yetişmişler ve eserlerini bu kültürel birikimden faydalanarak meydana getirmişlerdir. Şairler, Kur'an ve hadislerden çeşitli benzetmeler ve telmihler yoluyla yararlanmışlar; eserlerini İslam medeniyeti etrafında şekillendirmişlerdir. gibi erkek şahsiyetlerin yanında kadın şahsiyet olarak sadece Hz. Meryem'in adı geçer. Hz. Âdem'in eşi Havva; Hz. İbrahim'in eşi Hacer, Hz. Yusuf'un eşi Züleyhâ, Firavun'un eşi Asiye, Hz. Süleyman'ın eşi Belkıs, Hz. Muhammed'in eşleri Hacer ve Ayşe ile kızı Fatıma'nın adları Kur'an'da geçmez. Ancak bu şahsiyetlerin bir kısmı Kur'an'daki kıssalara dayanılarak zaman zaman dinî bir kişilik olarak ve memduhun benzetileni olarak eserlerde yer alırken bir kısmı da telmih, teşbih, istiare gibi sanatlar içinde sevgilinin mazmunu olarak geçer.

SÜRREAL RESİMDE KADIN İMGESİ (Araştırma Makalesi

2020

Sürrealizm, sanat ve yaşam alanında radikal başkaldırı ve kural tanımaz tavrın 20 yüz yılın ilk çeyreğinde ifadesi ve daha sonra sanat alanında yaşanacak değişikliklerin öncüsü olmuştur. Bilinçaltının su yüzüne çıkarılması, içten geldiği gibi eser verilmesi ve bu şekilde gerçeğin anlatılması tavrını benimseyen Sürrealizm Andrea Breton'un öncülüğünde pek çok sanatçıyı bünyesinde toplamıştır. Söylemlerini yayınladıkları manifestolarda açıkça dile getiren Sürrealist sanatçılar, Freud'un araştırmalarından büyük ölçüde yararlanmışlardır. Sürrealistler her türlü ahlak ve mantık kuralarını bir tarafa bırakarak çocukluk anılarından başlayarak yaşamlarını tuvallerine yansıtmışlardır. Her sanatçının kendine has üslubu içinde kendi iç dünyalarını seyirciye sunmuş ve kadın imgesine sıklıkla başvurmuşlardır. Sürrealist resimde kadın, dişi, doğurgan, anne, sevgili anlamlarının yanı sıra savundukları özgür cinsel yaşamın simgesi olarak da tasvir edilmiştir.

KAHRAMANMARAġ ĠLĠNDE BELEDĠYE TEġKĠLATI BULUNAN YERLEġMELERĠN FONKSĠYONEL ANALĠZĠ

Özet: Devletin, vatandaĢlarına sunduğu kamu hizmetlerinin ulusal düzeyde olanları merkezi yönetim aracılığıyla, yerel düzeyde olanları ise yerel yönetimler aracılığıyla yerine getirilir. Bu hizmetleri yerelde sunan yerel yönetimler; kanunlarla belirlenmiĢ yetkilere, özel gelirlere, bütçeye, personele, idari örgüte, yerel halk tarafından seçilen karar ve yürütme organlarına, yönetsel özerkliğe sahip kamu tüzel kiĢileridir. 2012 yılında yerel yönetimler alanında yapılan son değiĢikliklerle-6360 sayılı kanun ile-büyükĢehir belediyesi olan KahramanmaraĢ ilindeki mevcut 62 belediye teĢkilatı, 12 belediyeye düĢmüĢ, köylerinin tamamı ile 52 belde belediyesi mahalle statüsüne dönüĢtürülmüĢtür. Aynı zamanda il belediyesi, büyükĢehir belediyesi statüsüne kavuĢmuĢ ve büyükĢehir belediye sınırları il mülki idare sınırları olarak belirlenmiĢtir. Yeni büyükĢehir kanunu kabul edilmeden önce belediyeler sadece Ģehir ve kasabalarda mücavir alan sınırında hizmet verirken, bu kanun ile beraber kırsal yerleĢmelere de hizmet vermeye baĢlamıĢtır. Buradan da anlaĢılacağı gibi bu düzenleme ile büyükĢehir belediye sınırları il mülki sınırlarına geniĢletilirken, düzenlemenin fonksiyonel ve mekânsal bir değerlendirme olmayıp, tamamıyla siyasi bir kararla gerçekleĢtirildiği anlaĢılmaktadır. Bu çalıĢmanın amacı; KahramanmaraĢ ili yerleĢmelerini fonksiyonel açıdan değerlendirmek ve yerleĢmeleri belediye teĢkilatı kurma kriterlerine göre analiz etmektir. ÇalıĢmanın kapsamı; KahramanmaraĢ ili sınırları içerisindeki yerleĢme ve bu yerleĢmelere ait sosyo-ekonomik ve mekansal verilerden oluĢmaktadır. AraĢtırmanın kavramsal çerçevesinin oluĢturulmasında, konuya iliĢkin yerli ve yabancı kaynak taraması yapılmıĢ, ilgili kanunlar incelenerek belediye taĢkilatı Bu çalıĢma, Uluslararası XI. Kamu Yönetimi Forumu " nda sunulan " K.MaraĢ Ġlinde Belediye TeĢkilatı Bulunan YerleĢmelerin Fonksiyonel Analizi " adlı bildiri metninin geniĢletilmiĢ, gözden geçirilmiĢ halidir.

ERKEN OSMANLI DÖNEMİ'NDE KADIN BÂNÎLERİN BURSA'DAKİ İMAR FAALİYETLERİNE KATKILARI

Erken Osmanlı Dönemi'nde kadın bânîlerin Bursa ve çevresinde yaptırdıkları eserlerin araştırıldığı bu çalışmada, Bursa'nın başkent olma sürecinde kadınların mimari alandaki etkinliği konu edilmiştir. Kadınların sahip olduğu statü, toplumdaki konumu, babalarının veya eşlerinin onlara sağlamış olduğu ekonomik bağımsızlığının, inşa ettirdikleri yapılar üzerinde, etkin bir gücünün olduğu görülmüştür. Ayrıca yapı yaptıran kadınların çoğunluğunun saray mensubu oldukları ve saray dışından kadınlarında, zaman zaman bu imar faaliyetlerine katıldığı görülmüştür. Özellikle saray dışından olan kadınların daha çok toplumda tanınmış önemli şahsiyetlerin kızları, eşleri olduğu da tespit edilmiştir. Bu çalışmada kadınların, Bursa ve çevresinde inşa ettirmiş olduğu yapılar, tablo üzerinde sınıflandırılarak hangi yapıları inşa ettirmede daha fazla söz sahibi oldukları tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca kadınların biyografilerine de kısaca değinilerek, yaptırdıkları eserlerde, statülerinin yapılar üzerinde ne derece tesir ettiği tespit edilmeye çalışılmış ve kadının toplumdaki konumunun, siyasetteki otoritesinin ve ekonomik gücünün bânîyapı ilişkisine nasıl yansımış olabileceği üzerinde de durulmuştur.

MURATHAN MUNGAN’IN KADINDAN KENTLER KİTABINDA TOPLUMSAL CİNSİYET

2019

Öyküler her zaman hayatımızın bir parçası olmuşlardır. Öyküler, hayattaki yaşanmışlıkları, anıları ve deneyimleri konu etmektedirler. Her öyküde farklı bir karakter, farklı bir anı gizlidir. Kadınlar yıllardan beri öykülere ve kitaplara konu olmaktadırlar. Kadınların konu olmalarının arkasında onların toplumdaki ikincil konumları ve maruz kaldıkları eşitsizlikler yatmaktadır. Bu eşitsizliklerin ana sebebi egemen erkek ideolojisidir ve toplumda kadınları alt bir konuma yerleştirmektedir. Bu sınıflandırma kadınların ve erkeklerin toplumda farklı rolleri üstlenmesine sebep olmakta ve böylece cinsiyete dayalı roller oluşmaktadır. Bu toplumsal cinsiyet rolleri kadınların özgürlüklerini hayatın her alanında kısıtlamaktadır. Murathan Mungan’ın Kadından Kentler adlı öykü kitabında Türkiye’nin farklı bölgelerindeki kadınların hikayelerine yer verilmektedir. Bu çalışmada bu eserdeki kadınların kısıtlanmış hayatları ve onların toplumdaki konumları toplumsal cinsiyet kavramı açısından incelenmiştir. Öykülerdeki kadınlar; toplumsal cinsiyet, eğitim, evlilik, ekonomik özgürlük, cinsellik gibi alanlarda ele alınmıştır. İncelenen bu kadınların toplumda erkeklere göre daraltılmış dünyalara sahip oldukları tespit edilmiştir. Bunun sebebinin egemen ataerkil ideolojisinin ve buna bağlı olarak şekillenen geleneksel toplum yapısının olduğu kanaatine varılmıştır. Yapılan bu çalışmada ağırlık Scott’un toplumsal cinsiyet tanımına ve onu belirleyen öğelere verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Murathan Mungan, Kadından Kentler, toplumsal cinsiyet, cinsiyetçilik, ataerkil toplum

KURAN’DAKİ SÜLEYMAN KISSASININ TEFSİRLER YOLUYLA ÇARPITILMASI (NEML SURESİ:15-47) TEVRAT’IN HADAD’ININ BİR KUŞ OLARAK HÜDHÜD’E GERÇEK BİR KADININ BİR DİŞİ KARINCAYA DÖNÜŞMESİNİN ANALİZİ

0

Neml Suresinin Süleyman’ı; kuş lisanı bilir; kuşlar ve cinlerden ordu kurar; dişi bir karıncanın [nemletun] konuşmasını işitir; Hüdhüd adlı kuşu Seba Melikesine mektup götürmesi için elçi tayin eder; cinlerden birini Melike’nin koltuğunu getirmesi için görevlendirir; Melike’yi sarayıma gir diye davet eder O’da sarayın ihtişamından Müslüman olur vb. Suresinin mevcut çeviri ve tefsirleri sihir, büyü ve fabl ile doludur. Bunlar, aslında ilk müfessirlerin okumalardır. Süleyman kıssalarının Tevrat’ın Süleyman kıssaları ile birlikte okunmasında ise; Kuran metinlerinin bu tür bir sihir, büyü ve fabl içermediği görülmüştür. Bu okumalarımızda: Süleyman’ın kuş lisanı bilmediği, kuşlar hakkında konuştuğu; hakiki kuşlardan ve cinlerden bir ordusunun olmadığı; Kuşlar [et-Tayr] ve Cinler [el-Cinni] tanımlarının çevre halklarının kötü lakapları olduğu; Neml sözcüğünün karınca değil ‘Liman’ anlamında olduğu; Karınca Vadisi denilen yerin Liman Vadisi olduğu; Nemletun’un karınca değil Limanlı bir kadın olduğu; Hüdhüd’ün bir kuş olmadığı, hikâyesi Tevrat’ta geçen Edom prensi Hadad olduğu; Seba Melikesinin koltuğunu uçarak getiren bir cin olmadığı, Samirilerden bir din adamı olduğu; Melikeye yapılan ‘saraya gir’ davetinin ‘dinime gir’ anlamında olduğuna dair birçok bulgu tespit edilmiştir. Bir noktada, mevcut Kuran çeviri, meal ve tefsirlerinin çarpıtma denilecek oranda hatalı yorum ve anlamalar üzerine bina edildiği sonucuna varılmıştır.

KLASİK TÜRK EDEBİYATINDA KADIN ŞAİRLERE BİR BAKIŞ 1

ÖZET İlk bakışta sadece erkek şair ve yazarların eser verdiği bir edebî gelenek görüntüsü arz eden divan edebiyatı dahilinde azımsanmayacak sayıda kadın şair de yetişmiştir. Çalışmada hedefimiz kadın divan şairlerinin dökümünü verip hepsini tek tek tanıtmak değildir. Ortak noktalarından hareketle, klasik Türk edebiyatı çerçevesinde kadın şairlerin durumunu, yazdıklarını, ilgi ve zevklerini, sıkıntılarını genel hatlarıyla ele almayı ve bu edebî geleneğin kadın şair panoramasını vermeyi amaçladık. Anahtar Kelimeler: Klasik Türk edebiyatı, divan şiiri, kadın divan şairleri A VIEW OF WOMEN POETS IN CLASSICAL TURKISH LITERATURE ABSTRACT At first glance, it looks as though the only male and authors produced poems within a literary tradition of Divan literature while substantial number of women poets are also raised. In this study, it is not our goal to give a dosier list of women poets or introduce them all. This paper aimed to give a panorama on the literary tradition of women poets in general within the framework of classical Turkish litrature, their status, interests and tastes under the common points of literary movement.