Ağri İli̇ni̇n Sosyo-Ekonomi̇k Yapisi Ve Yaşam Memnuni̇yeti̇ Araştirmasi (original) (raw)
Related papers
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Bazı meslekler, barındırdığı zorluklar sebebiyle diğer meslek gruplarından ayrışabilmektedir. Ağır sanayi çalışanlarının yaşam kaliteleri, barındırdığı zorluklar sebebi ile önemli bir konudur. Bu çalışmada demir-çelik ve makine sanayinde çalışan 38 ağır sanayi çalışanı ile yapılan anketler değerlendirilerek demografik özelliklerinin yaşam kaliteleri üzerindeki etkisi analiz edilmiştir. Kurulan hipotezler, Kısmi En Küçük Kareler Yapısal Eşitlik Modeli (KEKK-YEM) ve Smart PLS 3 paket programı ile test edilmiştir. Analiz sonucunda kabul edilen hipotezleri etki derecelerine göre sıralamak için çok kriterli karar verme tekniklerinden yararlanılmıştır. Çalışmada bulanık karar verme yaklaşımı olarak AHP bütünleşik TOPSIS yöntemi kullanılmış ve hipotezlerin etki derecelerine göre sıralamasının KEKK-YEM analizinin sonuçlarını desteklediği görülmüştür. Analiz sonucunda 7 hipotez kabul edilmiştir. Her iki yöntemde de H20 hipotezinin yani eğitim düzeyinin çevresel koşullar üzerindeki etkisinin ...
2018
Anadolu’da medrese ve tekkeleriyle ilim, ahlak ve maneviyati toplumsal alanda en yogun hisseden sehirlerden biri Bitlis’tir. Tasavvufun kurumsallasmasiyla beraber pek cok tarikat mensubu Bitlis’te faaliyet yurutmustur. On dokuzuncu yuzyilin ilk yarisinda ise Naksibendiyye tarikatina ait medrese ve tekkeler, Bitlis’in toplumsal yapisina yeniden dinamizm kazandirmistir. Bunlardan biri olan Kufrevi Tekkesi’nin faaliyetleri Bitlis sehrinin sinirlarini asarak Agri ve cevresini de etkilemistir. Agri’da Kufrevi Tekkesi mensuplari muderris kimlikleriyle ilim ve tedrisatla ugrasirken, mutasavvif kimlikleriyle de Islam ahlak ve maneviyatinin yayginlasmasina ve toplumsal birlik ve beraberlige onculuk etmislerdir. Bu makalede Bitlis Kufrevi Tekkesi’nin sahip oldugu ilmi gelenek ve manevi misyonu, Agri’da temsil eden sahsiyetleri ve bunlarin toplumsal hayata tesirlerinden bahsedecegiz.
Sağlik Alaninda Eği̇ti̇m Alan Üni̇versi̇te Öğrenci̇leri̇ni̇n Ağri Kavramina İli̇şki̇n Bi̇lgi̇leri̇
DergiPark (Istanbul University), 2010
Amaç: Hemşirelik, hekimlik ve ebelik gibi sağlıkla ilişkili meslek üyeleri farklı problemler nedeni ile ortaya çıkan "ağrı" ile sık karşılaşmaktadır. Çalışma, bir üniversitede sağlık eğitimi alan son sınıf öğrencilerinin kendi ağrı özellikleri ile ağrı kavramına ilişkin bilgi durumlarını belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntem: Tanımlayıcı tipte yapılan çalışmada veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formu ile toplandı. Veriler SPSS 16.0 paket programında frekans dağılımı, Anova ve Tukey testi ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya 77 hemşirelik, 64 tıp, 59 ebelik ve 46 diş hekimliği öğrencisi olmak üzere toplam 246 son sınıf öğrencisi katıldı. Araştırma sonucunda öğrencilerin çoğunluğunun sık ağrı yaşamadığı, %73.2'sinin ağrı yaşadığında konsantrasyonunun bozulduğu belirlendi. Öğrencilerin ağrı olgusuna hastalık belirtisi olarak baktığı ve ağrı yaşayan bir bireye daha çok ilaç dışı yöntemleri önerdikleri saptandı. Tıp Fakültesi öğrencileri dışındaki diğer bölüm öğrencilerinin çoğunluğunun ağrı ile ilgili aldığı eğitimi yeterli gördüğü, ebelik bölümü öğrencilerinin çoğunluğunun ağrı ile ilgili aldığı eğitim sonrası ağrı kavramı konusundaki bilgilerinde, ağrıya yönelik davranışlarında ve ağrılı hastaya yönelik önerilerinde değişim olduğunu ifade ettiği belirlendi. Çalışmada öğrencilerin soru formundan aldıkları genel ağrı bilgi puan ortalaması x=22.09±3.35 olarak bulundu. Hemşirelik öğrencilerinin ağrı bilgi puan ortalaması (x=24.90±2.02), genel ağrı bilgi puan ortalamasından ve diğer grupların puan ortalamasından yüksekti. İstatistiksel değerlendirmede gruplar arasında anlamlı fark (F=10.294 P=0.001) olduğu bulundu. Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen sonuçlara göre öğrencilerin genel olarak ağrı kavramı ile ilişkili bilgileri iyi düzeyde olmakla birlikte eğitimin öğrencilerde beklenen değişimi sağlamadığı görülmüştür. Öğrencilerin ağrı bilgisi, değerlendirmesi ve kontrolüne ilişkin bilgileri eksiktir. Bu nedenle, ağrı kavramına yönelik müfredat programının irdelenmesi gerektiği düşünülmektedir.
Sinir Ti̇careti̇nde Tüketi̇ci̇leri̇n Iğdir İli̇ni̇n Sosyo-Ekonomi̇k Yapisi Üzeri̇ndeki̇ Etki̇leri̇
Atatürk İletişim Dergisi, 2014
Bir ülkenin doğrudan dış ticaret akımlarını sınırlandırmak, özendirmek veya bu işlemlerin yapılış yöntemlerini düzenlemek için almış oldukları sistematik önlemlerin tamamı olan dış ticaretin önemli bir çeşidi sınır ticaretidir. Türk ekonomisi, uzun yıllardır ihracata dayalı büyüme modelini benimsediği için, Türkiye dünyanın en çok gümrük kapısı olan ülkelerinden birisidir. Türkiye'de 1978-79 yıllarında başlayan sınır ticareti, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinin gelişmesi için önemli bir kaynak ve istihdam aracı olmuştur. Sınır ticareti, komşu ülkelerin sınır bölgelerinde yaşayan insanların bölge kalkınmasında karşılıklı işbirliği yapmalarını ve iki toplum arasında kültürler arası alışverişin oluşturulmasına katkı sağlaması malların kolay ve ucuz tedarik edilmesine imkân vermektedir. Başlatıldığı günden itibaren kapsamı konusunda tartışmaların sürdüğü ve vergi kayıplarına sebep olduğu iddia edilen sınır ticareti, bu tartışmalar bağlamında farklı yasal düzenlemeler ile belirli zamanlarda kapsamı daraltılarak, belirli zamanlarda ise devlet tarafından avantajlar ve teşvikler sağlanarak günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Araştırma, Iğdır ilinde 385 tüketici ile yüz yüze anket çalışması yapılarak gerçekleştirilmiştir.
Yoksulluk, Damgalama Ve Utanma: Sosyal Yardim Aği Çerçevesi̇nde Bi̇r Araştirma
Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2020
Bu çalışmada yoksulluğun psiko-sosyal etkilerinden utanma ve damgalanma olgusu araştırılmaktadır. Utanma, mensubu oldukları toplumun yaşam standartlarını yerine getirememeleri nedeniyle bireyleri toplumdan uzaklaştıran ve sosyal dışlanma olgusunu arttıran bir kavramdır. Damgalama ise bireylerin kendilerini farklı kılan ve başkalarının gözünde değersizleştiren, onları düşük bir konuma yerleştiren bir özelliğe sahip olma olarak tanımlanabilir. Utanma duygusunda olduğu gibi sosyal dışlanma olgusunu güçlendirir ve kurumsal, sosyal ve bireysel faktörlere dayanır. Araştırma kapsamında Tekirdağ/ Süleymanpaşa İlçesinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan ve Süleymanpaşa Belediyesi Dosteli Aşevi'nden yardım alan yoksullarla yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseniyle yürütülmüştür. Toplanan veriler kodlanarak kategoriler oluşturulmuş ve betimsel analize tabi tutulmuştur. Bulgular, utanma duygusunun özellikle yoksul aile çocukları arasında daha fazla hissedildiği yönündedir. Bu durum çocukların akademik başarılarını ve akranları ile kaynaşmalarını etkileyen bir faktördür. Diğer yandan yoksul bireyler toplumun geri kalanı tarafından ötekileştirilmekte, sosyal etkinliklere ve davetlere çağrılmamakta, arkadaşları ve akrabaları ile iletişim kurmakta zorlanmaktadırlar.
Mutluluk Ekonomi̇si̇ Işiğinda Akademi̇syenler: Bölgesel Bi̇r Araştirma
Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi, 2021
Karadeniz Bölgesini ifade eden TR8 ve TR9 bölgelerindeki devlet üniversitelerinde görev yapan akademisyenlere uygulanmıştır. Bu şekilde elde edilen veriler Bağımsız İki Örnek T-Testi ve ANOVA analizi gibi çeşitli istatistiki yöntemlerle analiz edilerek bulgular ortaya koyulmuştur. Çalışmanın sonucunda akademisyenlerin genel olarak yaşamlarından memnun oldukları ve mutluluk düzeylerinin yüksek olduğu ortaya koyulmuştur. Bununla birlikte akademisyenlerin genel yaşam anlamında en önemli mutluluk unsurlarının aile ve sağlık, mesleki anlamda en önemli mutluluk unsurlarının yayın yapmak ve mezun edilen öğrencilerin mesleki başarısı olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca akademisyenlerin mutluluk düzeylerinin ise unvan, çalışma alanı ve medeni durum faktörlerine bağlı olarak farklılık gösterdiği ortaya koyulmuştur.
Ağri İlinde Aricilik Yapisi Ve Değerlendirme Durumu
Ataturk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2008
Özet : Ağrı'da halen nüfusun yüzde 46.8'i kırsal kesimde yaşamakta ve tarımda küçük aile işletmeleri çoğunluğu oluşturmaktadır. Köylerden kentlere göçe rağmen, çiftçi ailesi başına düşen tarıma elverişli arazi büyüklüğü sürekli azalma göstermektedir. Arazi büyüklüğü ve fazla sermaye gerektirmeden uygulanabilecek, boş zamanların da değerlendirilebileceği arıcılık, çiftçinin doğduğu yerde doymasını da sağlayacak bir faaliyet koludur. Bu nedenle arıcılık;
Fi̇nansal Okuryazarlik: Ağri Esnaf Ve Sanatkârlarina Yöneli̇k Bi̇r Araştirma
2018
Gunumuzde ana akim iktisat anlayisi kapsaminda sekillenen marjinalist davranislarin rasyonelligi, bireylerin, fayda maksimizasyonu cercevesinde bir takim finansal kararlar almasini gerektirmektedir. Bu kararlar verilirken kuskusuz finansal bilgi on plana cikmaktadir. Kisilerin, dogru finansal araclara yonelme anlaminda, daha etkin karar verebilmeleri finansal bilginin hem mikro hem de makro anlamda onemini ortaya koymaktadir. Bu calismada, soz konusu finansal bilginin olculmesine yonelik olarak, Agri ilimizde faaliyet gosteren kucuk isletmelere bir anket uygulanmistir. Calismada 66 kisilik bir orneklem kullanilmistir. Calisma sonrasinda katilimcilarin temel duzeyde finansal okuryazar olduklari sonucuna ulasilmistir.