Alman Mühendis Wilhelm Fischbach'ın Osmanlı Devleti'ndeki Madencilik Faaliyetleri - Mining Activities of German Engineer Wilhelm Fischbach in the Ottoman Empire (original) (raw)

Osmanlı Dönemi Keskin'de Madencilik Faaliyetleri / Mining Activities in Keskin in the Ottoman Period

Avrasya Uluslararası Araştırma Dergisi, 2024

Öz İnsanlık tarihi boyunca madenler hem ekonomik açıdan hem de kullanım alanlarının çeşitliliği sebebiyle büyük bir öneme sahip olmuştur. Osmanlı Devleti klasik dönemde mali ve askerî açından madenleri belirli bir düzen içerisinde işletmeye özen göstermiştir. Bu doğrultuda Tanzimat’a kadar olan süreçte madenler genellikle devlet eliyle işletilmiştir. Zengin maden yataklarına sahip olan Anadolu’da birçok maden işletmesi bulunmaktaydı. Keskin kazasında yer alan Gümüşkan Maden-i Hümayunu’nunda 1820’lerden itibaren kurşun, gümüş ve simli kurşun üretilmeye başlanmıştır. 1860 yılına kadar maden bölgeye gönderilen emin veya müdürler vasıtasıyla işletilmiştir. Bu tarihten itibaren madende yaşanan cevher sıkıntısı teknolojik yetersizlik vb. sebeplerden dolayı üretim durdurulmuştur. Tanzimat’ın ilanının ardından her alanda olduğu gibi Osmanlı madenciliğinde de değişim ve dönüşümler yaşanmaya başlanmıştır. Bu doğrultuda madenlere yönelik idari teşkilatlanmalar kurulmuş ve birçok yabancı uzman da istihdam edilerek reorganizasyon süreci yaşanmıştır. Kırım Savaşı sonrasında Avrupalıların Osmanlı madenlerine olan ilgisinin artması madenlere yönelik hukuki düzenlemeleri de beraberinde getirmiştir. 1861’de ilk Maden Nizamnamesi’nin kabul edilmesinden sonra tecrübe ve deneyimler neticesinde 1869, 1887 ve 1906 tarihlerinde bir öncekini ilga eden yeni maden nizamnameleri yürürlüğe girmiştir. XIX. yüzyılın sonlarına doğru maden arama ve ihalelerinde büyük bir artış yaşanmıştır. Bu doğrultuda uzun yıllardır madencilik açısından âtıl durumda bulunan Keskin’de Denek Madeni olarak nitelendirilen bölgede ihaleler gerçekleşerek üretim tekrar başlamıştır. XX. yüzyılın hemen başında maden işletmeciliğini ele alan Fransızlar, önemli miktarda simli kurşun üreterek iç piyasadan ziyade Fransa ve Yunanistan’a da ihracat gerçekleştirmişlerdir. 1906-1911 yılları arasında Osmanlı’daki simli kurşun üretiminin %66’sı Denek Madeni’nden sağlanmıştır. Keskin’e bağlı köylerde ve Denek Madeni civarında 1914’e kadar olan süreçte birçok maden arama ruhsatı verilerek bazı ihaleler gerçekleşmişse de I. Dünya Savaşı’nın başlamasının ardından faaliyetlerin tamamı durdurulmuştur. Böylelikle Keskin’de bundan sonraki süreçte madencilik âtıl bir vaziyette kalmıştır. Abstract Throughout human history, mines have been of great importance both economically and due to the diversity of their uses. In the classical period, the Ottoman Empire took care to operate mines in a certain order for financial and military reasons. Accordingly, mines were generally operated by the state until the Tanzimat period. There were many mining operations in Anatolia, which had rich mineral deposits. Gümüşkan Imperial Mine, located in the Keskin district, started to produce large amounts of lead, silver and silvery lead in 1820. The mine was operated until 1860, with the help of the warden or managers sent to the region. After this date, production has been suspended due to ore scarcity, technological inadequacy, etc. Following the proclamation of Tanzimat, changes and transformations began to take place in Ottoman mining as in every field. Accordingly, administrative organizations were established for the mines and many foreign experts were employed in the reorganization process. The increased interest of Europeans in Ottoman mines after the Crimean War brought about legal regulations in mining law. After the adoption of the first Mining Regulations in 1861, new mining regulations were enacted in 1869, in 1887 and in 1906. Towards the end of the nineteenth century, there was a great increase in mineral exploration and tenders. As a result, tenders were realized in the area known as Denek Mine in Keskin, which had been idle in terms of mining for many years, and production resumed. At the very beginning of the twentieth century, the French took over the mining business and produced a significant amount of silver lead, which was exported to France and Greece in addition to the domestic market. Between 1906 and 1911, 40% of the silver lead production in the Ottoman Empire was supplied from the Denek Mine. Although many mining exploration licenses were granted and some tenders were held in the villages of Keskin and around the Denek Mine until 1914, all activities were halted after the outbreak of World War I. Thus, mining in Keskin remained idle in the following period.

Abdülmecit MUTAF/ Tanzimat Döneminde Osmanlı Maden İşletmeciliği Prodesürü/ Ottomnan Mining Procedures in The Period of Tanzimat

There were serious changes in mine regulations in the Ottoman Empire along with the political, social and economic reforms of the 19th century. The Land Code of 1858 effected mine regulations and new procedures in searching, digging and management processes were applied. These new arrangements were decided according to the European codes and regulations as in the other spheres of the Ottoman government in the 19th century. However, this situation created new problems. In order to fix those newly created problems few more regulations were issued. For the nineteenth century, one can say that Ottoman mining was in a rapid change in terms of mining regulations.

İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye’de Madenciliğin Durumu (1939-1945)

2020

Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerek kapitülasyonlar gerekse yetersiz sanayi kuruluşları sebepleriyle madenler ülke hesabına kullanılamadı. Kapitülasyonlardan yararlanan Avrupalılar, Türk madenlerini kendi fabrikaları için kullanma imkanı buldular. Türk madenlerinin Türkiye'nin sanayileşmesinde kullanılması fikri 17 Şubat-4 Mart 1923 yılında İzmir'de toplanan Türkiye İktisat Kongresinde ele alındı. Nitekim burada alınan kararlar daha sonraki yıllarda uygulamaya konuldu. Atatürk döneminde kredi sağlayacak olan bankaların kurulması, MTA'nın kurulması, kükürt, kömür ve bakır madenlerinin yabancı sermayede olan hisselerinin satın alınması, maden çıkartılan bölgelere demiryolu/liman yapımlarına başlanmasını, Karabük Fabrikalarının temellerinin atılmasını madencilik alanında yapılan faaliyetler arasındadır. Atatürk'ün 10 Kasım 1938'deki ölümünün ardından cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü'nün Atatürk döneminde yapılan faaliyetleri devam ettirmeye çalıştığı görülmektedir. Ancak İkinci Dünya Savaşı'nın başlaması bazı olağanüstü uygulamaları beraberinde getirdi. Milli Koruma Kanunu, Varlık Vergisi bu kapsamdadır. 26 Ocak 1940'ta yürürlüğe giren Milli Koruma Kanunu ile Zonguldak Kömür Havzasında bulunan İş Bankası'na ait Maden Kömürü İşleri, İtalyan sermayeli Türk Kömür Madenleri ve diğer küçük işletmeler birleştirilerek Etibank Ereğli Kömür İşletmelerinin yönetimi altında birleştirildi Ayrıca "Ereğli Kömür Havzasındaki Ocakların Devletçe İşlettirilmesi Hakkında Kanun" yürürlüğe girdi. Böylece kömür havzası devletleştirildi. 1939-1945 yılları arasında madencilik alanında gerçekleşen en büyük ilerleme Raman'da ekonomik olarak işleyecek değere sahip petrol bulunmuş olunmasıdır. Bakır madenlerinin üretime geçmesi, krom üretiminin arttırılması özellikle savaş ekonomisi içinde Türkiye için döviz kaynağı olarak kullanılmasına sağladı. Karabük Demir Çelik Fabrikaları da yine bahsi geçen yıllar içinde üretim faaliyetine başladı. Maden sevkiyatının kolaylaştırabilmesi için nakliye işleri kolaylaştırılmaya, maden işçilerinin beslenme/barınma sorunları çözülmeye çalışıldı.

II. Abdülhamit Dönemi Osmanlı Maden İmtiyazları (1878-1899)

Belleten, 2007

XIX. yüzyılın ikinci yarısı, Osmanlı Devleti'nin yabancı devletlerle yapmış olduğu ticarî anlaşmalardan dolayı, yabancı yatırımların arttığı bir dönem olmuştur. Yabancı yatırımlar daha çok demiryolu, liman, fenerler, kamu hizmeti alanlarında yoğunlaşmıştır(1). Madencilik de yapılan bu yatırımlardan nasibini almıştır.

Osmanlı'da Madenciliğin Işıldayan Başlangıcı ve Sönüşü

YMGV Sektör Maden, 2022

Osmanlı Devleti madenlere ve maden bölgelerine kuruluşundan itibaren sürekli önem vermiş, rakiplerine karşı üstünlük sağlamak amacıyla bu yörelerin ele geçirilmesi gerekli görmüş ve 15 ile 16’ncı yüzyıllarda fetih hareketleriyle paralel olarak madencilik de gelişmiştir. Özellikle Fatih Sultan Mehmet dönemi sonunda, Anadolu ve Balkanlar’daki maden açısından zengin yöreler tümüyle sınırların içine alınmıştır. Bu zenginliğe bağlı olarak madencilik sektörü Osmanlı ekonomisinin önemli ve ayrılmaz parçalarından birisi olmuştur. Bu ocaklarda, uzun süre, eski çalışma düzenini bozmadan, alışkanlık ve geleneklerini değiştirmeden, çalışanların hak ve yükümlülüklerini aynen tanıyarak ölçü, tartı ve kurallarına dokunmadan işletmeyi sürdürmüştür. Maden ocaklarının çalışmaktan alıkonmamasına, saldırıdan korunmasına ve çalışanların haklarına ve işlerine, üretilen madenin yollardan güvenli ve sağlam gitmesine son derece dikkat edilirdi. Osmanlı 17 ve 18’inci yüzyıllarda Avrupa’daki bilimsel ilerlemelere uzak duruş ve gerek sermaye yoksunluğu gerekse teknolojinin geliştirilememesi madencilik sektörünün giderek geri kalmasına neden olmuş, madenciliğe eskisi kadar önem verilmemiştir. Böylece 19’uncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren, Anadolu madenleri özellikle yabancı yatırımcıların egemenliğine girmiştir.

Afşin-Elbistan Projesi ve TKİ Kurumu AELÎ Müessesesinde Madencilik Çalışmaları Afşin-Elbistan Mining Project and Mining Activities at AELl Establishment of TKİ Cilt Volume XXX Sayı No3

ÖZET Afşin-Elbistan kömür havzası çeşitli sektörlerden oluşmakta ancak şu anda sadece Kışlaköy sektöründe açık ocak çalışmaları yapılmaktadır. Bu sektörün işletilebilir rezervi 578 milyon ton, projenin yıllık üretim kapasitesi 20 milyon ton, besleyeceği santralın üreteceği güç 1360 MW'dir. Bu yazıda sektörün jeolojisi ve hidrojeolojisi, projeye göre planlama kriterleri ve kömür üretim mik­ tarı belirtilmekte, kullanılan makina ve ekipman tanıtılmaktadır. ABSTRACT Although there are several sectors in Afşin-Elbistan coal basin, today the mining activities are carri­ ed out only in Kışlaköy sector. The minable reserve of the sector is 578 million tons, the annual producti­ on capacity of the project is 20 million tons and the capacity of the power station fed by this project is 1360 MW. In this paper, geology and hydrogeology of the sector, planning factors of the project and the amount of annual coal production are stated and the machinery and equipment used is briefly described.

Cumhuri̇yet’İn İlk Yillarinda Türki̇ye’De Madenci̇li̇ği̇n Genel Durumu Ve Atatürk’Ün Madenci̇li̇kle İlgi̇li̇ Düşünceleri̇

Kastamonu Üniversitesi Kastamonu Eğitim Dergisi, 2011

Bu çalışmada, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye'de madenciliğin genel durumu ve Atatürk'ün madencilik ile ilgili düşüncelerinin neler olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Osmanlı Devleti zamanında, madencilik işlerini bir düzene koymak amacıyla özellikle 19. yüzyılın 2. yarısında Maden Nizamnameleri hazırlanarak yürürlüğe konmuştur. Yapılan bu düzenlemeler ülke madenciliğinin gelişmesine pek katkı sağlamamıştır. Birçok yanlış ve eksikleriyle konu Cumhuriyet dönemine intikal etmiştir. Cumhuriyet'in ilanı ile başlayan dönemde bu alandaki eksiklikler giderilmeye çalışılmış, çıkarılan kanunlar ve kararnamelerle madencilik faaliyetleri yeniden düzenlenmiştir. Kendi kaynaklarımızı kendimizin değerlendirmesi ile kalkınmayı hedefleyen Atatürk, madencilik konusuna da gerekli ilgiyi göstermiştir. Onun görüş ve önerileri ile bu alanda önemli gelişmeler kaydedilmiştir.