B. İşler & R. Tekoğlu, Arpacık Inscription (original) (raw)

Abstract: The research project entitled “Byzantine Settlements around Alacadağ in the Lycian Region” has been underway since 2014 with the aim of identifying and documenting Late Antique and Medieval rural settlements in the mountainous area north of Demre (Myra), Antalya district. During the sur- veys in 2022, a rock tomb and some building remains that can be dated to the Classical period were found in the mountainous area north of Belören village in a place called Katranağaç and Arpacık Tepe by the locals. The buildings were placed at intervals on the southern slope of the hill, facing the village, along a line of about 750 metres in an east-west direction. The rock tomb with an inscription in the Lycian language, which is the subject of this article, is located on the east- ern side of the rock at an altitude of 937.60 metres in the Arpacık locality. There are also agricultural areas formed by terraces in front of the tomb structure to- wards the south. The inscription in Lycian language is written in 4 lines in funer- ary style. The analysis of the inscription and the tomb is the subject of this study.

“TEKNİK KÖKENLİ BİR YAZITBİLİM VE ARKEOLOJİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” KURULMASI İkinci Yayın(Güncellenmiş Yayın) ESTABLISHING “A TECHNICAL BASED INSCRIPTION SCIENCE AND ARCHAEOLOGY RESEARCH INSTITUTE” Second Version(Revised Version)

08-05-2017 de bu projenin ilk taslağını Researchgate ve Academia edu da yayınladıktan sonra. İstanbul Paleolitik Arkeolojik keşfi ile ilgili çok ilginç ve insanlık tarihi için de çok önemli 2 makale yayınladım. İlki Amerika’nın ilk yerlilerinin ok ucu geometrileri ile İstanbul Paleolitik kültürünün ok ucu geometrilerinin aynı olduğunu ilk versiyonunda Clovis uçlarını da içeren 4, ikinci versiyonunda 6 aynı ok/mızrak ucu geometrisi ile gösteren ve Amerika’nın ilk yerlilerinin kökeninin İstanbul olduğunu ispatlayan “Is The Root of The First Paleoindians of Americas Chalcedon(Kadıköy)? 2nd Version (Revised Version) Six Same Projectile Point Geometries Between The Istanbul Paleoculture and The Culture of The First Paleoindians of Americas” adlı makalemdi. Bu çok şaşırtıcı belirleme insanlık tarihi için çok önemli idi. Ardından Amerika’nın ilk yerilerinden “Clovis ‘in kökeni mi” denilen Cro-Magnon kültürünün de kökeninin İstanbul olduğunu gösteren “Did Cro-Magnons Migrate From Istanbul? Second Paleolithic Migration Branch From Istanbul Maritime PaleoCulture, Samenesses and Similarities between the Istanbul Maritime PaleoCulture and the Cro-Magnon Culture” makalesi ortaya çıkdı. Bu İstanbul Arkeolojik keşfi ile ilgili yayınladığım 7nci makalem idi. İstanbul Arkeolojik kerşfinin önemi bu belirlemeler ve makaleler ile iyice arttı. Bu arada Araştırma Enstitüsü Projesine de yeri geldikçe eklemeler yapıyordum. Malzeme bölümü derslerine alanlararası (interdisciplinary) bir ders olan ve arkeolojik eserden malzemeden önemli bir bilgi alma yöntemi olan Arkeogenetik/ Archaeogenetics eklendi. Ve Laboratuara alınacak XRF cihazının uygulamaları pratiği ile ilgili bazı bilgiler de sayfalara eklendi. Ve bu arada Blender 3D Tasarım programında Enstitü yerleşkesinin mimari projesi çizilmeye başlandı. Bunun taslağı da bu projeye eklendi. Ayrıca taslak olan proje süreleri gantt diagramı Gantt Project programı ile gösterildi. Bu detaya girilmemiş Gantt diagramı da ikinci versiyona eklendi. Projenin gerçekleşdirilmesine bakış olarak da, KOÇ Üniversitesi’nin bu projeye ilgisiz veya isteksiz kalması durumunda Arkeolojik Malzemeler konusunda yüksek lisans doktora programları olan MIT(Massachusets Institute of Technology) ile görüşülebileceğini de buraya ekleyeyim. Bu keşfin önemi de, ortaya çıkarılan eserler de , gerek arkeoljik buluntular olsun gerekse gece gündüz yoğun çalışma ile ortaya çıkarılan makaleler ve keşfin ilk kitabı olsun, toplam birikimi de bunu yapabilme başarabilme gücünü veriyor. Yine bu arada İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne de ikinci bir gidiş oldu. “Biz yine tabidir diyeceğiz” ve “biz paleolitik uzmanı değiliz” cümleleri üzerine 100 de 100 insan veya insanımsı yapımı olan bu eserlerin ülkeye ve insanlığa kazandırılması için teknik kökenli “İstanbul Yazıtbilim ve Arkeoloji Araştırma Enstitüsü” nün İstanbul’ a kurulmasının gerekliliği çok daha fazla arttı. “Fizik matematik bakış mühendislik bakışı her alanda faydalıdır” ı bir kere daha burada tekrarlıyorum. Matematikdeki ve fizikdeki netliği net bilgiyi net bakışı bu alanlara da uygularsak çok daha fazla arkeolojik ve tarihi eseri ve de bilgiyi insanlığa kazandırabiliriz. Şu an yapdığımız gibi. Bu keşif ve araştırmalar sürecinde ve bu araştırma enstitüsünü oluşdurma gayretinde yapdığımız gibi..

“TEKNİK KÖKENLİ BİR YAZITBİLİM VE ARKEOLOJİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” KURULMASI Üçüncü Yayın(İkinci Güncelleme) ESTABLISHING “A TECHNICAL BASED INSCRIPTION SCIENCE AND ARCHAEOLOGY RESEARCH INSTITUTE” Third Version(Second Revision)

GÜNCELLENMİŞ ÜÇÜNCÜ YAYINA ÖNSÖZ/ PREVİEW FOR THIRD VERSION Yeni bir tarihlendirme yöntemi olan 26Al–10Be–21Ne dating ders konularına eklendi. Bu yöntem Anadolu’da Ege’deki Homo Erectus ‘un ölçümlendirilmesinde kullanılmış bir yöntem. Daha önceden yanlış olarak 500.000 sene olarak tarihlendirilen bu Gediz Erectus ‘u bu yöntem ile 1.200.000 sene öncesi olarak tarihlendirilmiş. En eski Erectus denen İspanya Erectusu ile aynı tarihler. Homo Erectus ‘un Homo Sapiens ‘in bir öncesi olduğunu da hatırlatalım. Hem bu ölçüm hem de bu ölçüm yöntemi bizim için İstanbul buluntuları için önemli. En eski Erectus lardan birinin İstanbul ‘a yakın bir noktada çıkması, burada bulduğumuz dünyanın en eski heykelleri okuçları ile uyumlu. Her ikisi de nüklit(ing:nuclide) ölçümüne dayanan C14 ile 26Al–10Be–21Ne dating yöntemleri tek bir ders halinde birleşdirildi. C14 yöntemi 50.000 sene ile sınırlı idi ve tek başına 2 kredi ve seçmeli düşünülmüşdü. Bu yakın dönemde Anadolu’daki Gediz Erectus ‘unun ölçümlendirilmesinde pratikde başarı ile uygulanan 26Al–10Be–21Ne dating yöntemi ile bu dersi arkeometri bölümüne 3 kredi ve zorunlu yapmak daha uygun idi. Bu derslerin detaylarının alanından uzmanlarla konuşularak netleşdirileceğini de ekleyelim. Ayrıca Arkeolojik Malzemeler bölümü için de Koç üniversitesinin yanında bu konuda yüksek lisans ve doktora dereceleri veren dünyanın en iyi teknik üniversitelerinden MIT(Massachusetts Institute of Technology) ile de bu bölümün kuruluşuna katkı sağlayabileceği için , imkan olursa görüşülebileceğini eklemekde fayda var. Dünyanın en eski mızrak uçlarını ve heykellerini barındıran İstanbul buluntuları tüm insanlık için önemli olduğundan buna katkı sağlayabileceklerdir. Ders içeriklerinin oluşturulmasından akademik personel desteği dahil. Bu arada İstanbul Beşiktaş kazılarından gelen ilginç bir Arkeoloji haberi de İstanbul Deniz PaleoKültürü/ Istanbul Maritime PaleoCulture buluntuları ile uyumlu idi. Beşiktaş’daki kazılarda Neolitik döneme ait Kurgan tipi yuvarlak yığılmış taşlardan oluşan yapıların çıkması 6 ncı makaledeki [2] 6 aynı mızrak ok ucu geometrisinin Amerika’nın Asya’dan Bering boğazı üzerinden geçen ilk yerlilerinin mızrak ok ucu geometrileri ile aynı olması dolayısı ile Amerika’nın ilk paleolitik yerlilerinin kökeninin İstanbul olması ile de uyumlu bir Arkeolojik haberdi. 360 buluntuyu ilk ciltte kodladığımı, daha da fazlasının ortaya çıkacağını, bunların ölçümlendirmesi, tarihlendirilmesi malzemelerinin belirlenmesi 3 boyutlu modellemeleri gibi teknik konuları içeren konularda bu Teknik kökenli Yazıtbilim ve Arkeoloji Araştırma Enstitüsü’nün bir gereklilik olduğunu belirtmişdik. Beşiktaş buluntuları da İstanbul’un daha çok şeyi sakladığını ve daha birçok buluntunun ortaya çıkacağını gösteriyor. Tüm bu çıkan ve çıkacak buluntular için de bu enstitünün önemi ve gereği gün be gün artıyor. Derslerin içeriğine dönersek, yine yeni bir tarihlendirme yöntemi olan AAR(Amino Acid Racemization) da “Archaeological Dating Methods” dersinin konularına eklendi. Gantt chart ta da yine bu aşamada fazla detaya girilmeyerek projeyi uygulayacak Proje Uygulama Biriminin PIU(Project Implementation Unit) oluşturulmasının görev çubuğu 1 ay olarak grafiğe eklendi. Projenin bu pdf si de kolay okunulabilmesi için başlıklı hale getirildi. En kısa zamanda uygulamaya aktarılması dileğiyle..

Archaeological Surveys of Ardahan in Northeastern Anatolia in 2013

S. PATACI, "Archaeological Surveys of Ardahan in Northeastern Anatolia in 2013", Recent Studies on the Archaeology of Anatolia, E. Laflı and S. Patacı (Eds.), BAR (British Archaeological Reports) International Series 2750, Archaeopress, Oxford, 2015, 467-480. , 2015

An archaeological survey has been conducted in Ardahan, one of the eastern Anatolian city. Although the researches in the area have begun in 1940's by Prof. İ. Kılıç Kökten, they were not continued. The archaeological survey project conducted by the present author, is begun in 2013 and aimed to achieve an archaeological base for the whole area of Ardahan. The archaeological surveys of 2013 are carried out in the central district of Ardahan which contains about 19 villages and their neighbourhoods. City of Ardahan is also known as “a city of fortresses and towers”, and during our researches we have encountered several defensive structures and settlements in the area. These structures had the traces of Bronze and Iron Ages which will solidate the archaeological structure of the region, besides the churches and chapels. Medieval religious architecture of Ardahan has also been studied as a second focus of our surveys.

Açıksaray “Open Palace”: a Byzantine rock-cut settlement in Cappadocia

Byzantinische Zeitschrift, 2014

Courtyard complexes formed entirely out of the volcanic rock mass in Cappadocia, in Central Anatolia, differ from the other rock-cut structures in the region, in both scale and elaboration of design. There are more than forty such complexes in Cappadocia, either gathered in one location or isolated. Located on the Nevşehir-Gülşehir road, Açıksaray contains nine such complexes in close proximity, many of which feature monumental façades as well as reception areas and utilitarian spaces such as large stables around a courtyard. This paper, in the light of survey results, presents site analysis and architectural readings that lead the discussion of the nature and stages of occupation at Açıksaray. By doing this, the paper aims to bring new insights to the discussion on courtyard complexes, adding details and nuance to our understanding of the Açıksaray settlement, while noting similarities with other settlements in the region. Underlining the secular and elite character of the Açıksara...

Byzantine monuments and topography 1985

Çorum , Amasya , Tokat , SAmsun , Girasun gümüşhane ve Trabzondaki evliya çelebi alıntılarına göre eski köy ve yerleşke adları , eski roma hristiyan tarihi eserleri . kelkit nehri kıyısı olan tarihi belgeler

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.