Eskiyi Muhafaza Yeniyi Tevriç: Medrese Islahatı Risalelerinin Dünyası (original) (raw)
Related papers
Eskiyi Muhafaza Yeniyi Tervic Medrese Islahatı Risalelerinin Dunyası
Osmanlı Araştırmaları, 2021
Th s art cle concerns She kh Al Efend zade Hodja Muhy dd n's Medreseler n Islah (Madrasah Reform), wh ch s s gn f cant as the f rst and only tractate wr tten before the Proclamat on of the Second Const tut onal Per od. The tractate, wh ch was publ shed n 1897 n Egypt, s compared w th the other publ shed tractates of the madrasah people/the ulema of the Second Const tut on. These nclude the works of Mehmed Fa k Efend of D yarbek r, V ldan Fa k Efend , Ayd n's deputy Mehmed Ubeydullah Efend , Hal m Sab t Efend of Kazan, and Mehmed evketî Efend. By emphas z ng the s m lar and d fferent proposals and cr t c sms ncluded n the tractates, self-cr t c sm that was done by these wr ters who had madrasah roots or madrasah connect ons n one way or another s shown to be a s gn of the r knowledge on the top c n the process lead ng to Islah-Medâr s N zamnâmes (October 1, 1914). Although none of the aforement oned tractates can be qual f ed as an deal Osmanl Ara t rmalar / The Journal of Ottoman Studies, LVIII (),
II. Meşrutiyet Dönemi'nde Medreselerde Islahat Tartışmaları
Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler Sempozyumu Bildiri Kitabı, Cilt 1, 2013
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra medreseleri ıslah etme konusunda yaşanan tartışmalar, tartışanların siyasi-ideolojik tavırlarına göre şekillenmekteydi. Bu noktada, dini açık bir şekilde tenkid eden yazılarıyla ön plana çıkan Batıcılar; İçtihat’ta yayınladıkları yazılarında medreselerin tamamen lağvedilmesi gerektiğini savunurken, Türkçüler medreselerin, içinde sadece din görevlilerinin yetiştirildiği dini-ruhânî bir eğitim kurumu haline dönüştürülmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. İslamcılar ise medreselerin özgün yapısının korunarak ihya edilmesi ve modern bir eğitim kurumu haline getirilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Dolayısıyla Meşrutiyet’in ilanı, ulema tarafından hem imparatorluğun yeniden diriltilmesi hem de İslam yüksek okulları olan medreselerin iyileştirilmesi ve ıslahı için bir fırsat olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle, bu hürriyet ortamının oluşmasını olanaklı kılan İttihat ve Terakki Cemiyeti ulema tarafından “Cemiyet-i Mübareke” olarak addedilmiştir. Sebil’ür Reşad, Beyân-ül Hak ve Sırât-ı Müstakim gibi İslamcıların çıkardığı yayın organlarında medreselerin işlevleri ve önemi dile getirilmiş, geleneksel ve modern eğitimin uzlaştırılarak bir ıslahat hareketine girişilmesinin elzem olduğu ifade edilmiştir. Bu çalışmada da, söz konusu dergilerde yaşanan medreseleri ıslah tartışmaları değerlendirilmektedir.
Osmanlı Medreselerini Islah Çabaları Üzerine Bir Değerlendirme
VAKANÜVİS-ULUSLARARASI TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2019
Özet Osmanlı eğitim sisteminin zeminini oluşturan medreseler altı asra yaklaşan kurumsal ömrü sürecinde devlete ve topluma önemli hizmetlerde bulunmuş müesseselerdir. Devlet teşkilatının ve imparatorluğun asli unsuru olan Müslüman ahalinin ihtiyaçları esas alınarak kurulan ve yaygınlaştırılan medreselerde zaman zaman ortaya çıkan olumsuzluklar ve düzensiz uygulamalar nedeniyle ıslahat faaliyetlerinin gerçekleştirilmiş olması olağan bir durumdur. Islahat faaliyetlerinin gerekçesi olan kural dışı uygulamaları ve olumsuzlukları medreselerdeki bozulmanın ve gerilemenin başlangıcı kabul ederek bunu üç asır boyunca devam ettiren akademik çalışmaların çokluğu dikkat çekmektedir. Bozulmayı ya da gerilmeyi tarihte yaşanmış bir olaya bağlamak, altı asırlık müktesebatı bağlamından kopararak parçacı bir bakış açısıyla ele almak, ayrıca mukayese ve değerlendirmeleri eşdeğer olmayan eğitim kurumları üzerinden gerçekleştirmek sağlıklı sonuçlara ulaşmayı engelleyen yaklaşımlardır. Bu makalede altı asırlık kurumsal geçmişe sahip olan Osmanlı medreselerinde ıslahata duyulan ihtiyaç, ıslah çabaları ve sonuçları, bozulma ve gerilemenin yapısal bir sorundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, uygulayıcıların icraatlarının bozulmaya ve gerilemeye etkisinin hangi düzeyde olduğu hususları ele alınıp değerlendirilecektir. Başta arşiv belgeleri olmak üzere dönemin yayın organları ve bilimsel çalışmalar taranmak suretiyle hazırlanan bu makaleyle Osmanlı medreselerine ilişkin sağlıklı değerlendirmelerin yapılabilmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede, yaygın rivayetlerin aksine dönemsel bağlamı içerisinde medreselerin ve mensuplarının değişime ve gelişmeye açık tavırlar sergiledikleri ortaya çıkmaktadır. * Dr., MEB Maarif Müfettişi, hasanyildiz@meb.gov.tr.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2016
Öz: Osmanlı'da medreselerin gerilemesi ve ıslahı meselesinin tarihi XVI. asra kadar uzansa da bu konudaki tartışmalar özellikle Tanzimat döneminde yoğunlaşmış, ilk somut ve ciddi adımlar ise II. Meşrutiyet'ten sonra atılmıştır. 1910 yılında yayınlanan Medâris-i İlmiye Nizamnamesi ve 1914 tarihli Islâh-ı Medâris Nizamnamesiyle kurulan Dârü'l-Hilâfeti'l-Aliyye Medresesi bu hususta en önemli girişimler olarak dikkati çekmektedir. Bu dönemde meşihata bağlı olarak yeni kurulan bazı müstakil eğitim kurumları ise İstanbul merkezli ıslah hareketlerinden özellikle müfredat alanında etkilenmiştir. Bu medreselerden biri olan ve Kudüs'te kurulan Selâhaddîn-i Eyyûbî Külliye-i İslâmiyyesi özellikle ayrılıkçı Arap akımlarına karşı Osmanlı Devleti'nin eğitim alanında attığı önemli bir adım olmuştur. Külliye, şerî ilimlerin yanında modern ilimleri de barındıran müfredatıyla önemli birtakım yenilikleri yansıtmaktadır. Diğer taraftan Osmanlı ve İslâm coğrafyasının farklı bölgelerinden talebe kabul etmesi planlanan ve eğitim dili Arapça olan külliye Osmanlı son dönemi milliyetçilik, Osmanlıcılık ve İslâmcılık gibi siyasî-ilmî tartışmaları açısından da önemlidir. Külliyenin idari ve eğitim kadrolarının hem Osmanlı son döneminin hem de Osmanlı sonrası dönemde kurulan yeni devletlerin dini, siyasi ve kültürel hayatında önemli rol oynamış isimler olmaları da dikkat çekicidir. Külliyenin kuruluş ve işleyişi bir talimatname ile düzenlenmiş, külliyedeki eğitim, öğretim, idare, talebe gibi konularla ilgili bütün hususlar bu talimatnamede detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
II. Meşrutiyet Döneminde Edirne Medreselerinde Islah Çalışmaları
Trakya Üniversitesi’nin 40. Yılına Armağan, 2022
Bu çalışmada Edirne medreselerinin 1908-1912 yılları arasındaki talebe ve müderris sayısı, barınma imkânları, iaşe durumu ve müfredatı incelenmiştir. 1910 yılından itibaren gerçekleştirilmeye çalışılan medrese reformunun Edirne medreselerine yansıması ve Edirne ulemasının merkezden beklentilerine yer verilmiştir.
Medreseleri̇n Islahi Konusunda Sultan II. Abdülhami̇d’İn Hazirlattiği Bi̇r Lahi̇yanin Tahli̇li̇
2012
Madrasahs are the elementary educational establishments in which state servants were raised during the classical age of the Ottoman Empire. That establishment, which had raised outstanding number of respectable scientists throughout the foundation and the rise of the empire, lost much of its value while the Ottoman state was getting degraded, and faced so many problems. During the restoration period, some solutions -and views of many experts in this field- were searched to ameliorate the status of this establishment of long standing. In this article, Husrevbeyzade Celaleddin Bey’s brief, which was ordered by his majesty the Sultan Abdulhamid II, is discussed. In this brief, one can find the problems of madrasahs and the detailed observations concerning contemporary life of common people and religious institutions. Educational matters, and findings concerning religious life, discussed in this brief, are still considered as important facts even in today’s standards.
Eyyühe'l-Veled Risalesi: Bir Tasavvuf Klasiği Mirsâdü’l-İbâd ile Bayramî-Melâmîlerine Muhalefet
İlahiyat Yayınları, 2022
Osmanlı Devleti’nde İbnü’l-Arabî’nin vahdet-i vücûd nazariyesinin yanlış yorumlanması, bu nazariyede aşırıya gidilmesiyle panteist bir renge bürünen bazı aşırı vahdet-i vücûd taraftarları zuhur etmiş ve bu durum ulema ve meşayıh arasında kutuplaşmaların ve gerginliklere sebep olmuştur. Bu Panteist düşüncenin oluşmasındaki önemli faktörlerden birisi de Hurufîler ve Kalenderîlerin bu zümreleri etkilemesidir. Osmanlı Devleti’nin Ehl-i Sünnet çizgisinin dışında gördüğü bu Panteist hareketin etrafındaki muhalif zümrelerin fikir dünyasının teolojik bir düşünce olmaktan çıkıp siyasî etkileri olduğu da görülmüştür. Panteizmle suçlanan bu zümrelerden birisi de Bayramî-Melamîleridir. Gizlilik prensibini şiar edinen, İslam dinindeki ibadetleri ve helal-haramlarla ilgili katı kuralları yumuşatma meylinde olan, Ehl-i Beyt taraftarı, Hakîkat-i Muhamediyye’yi, kutup-Mehdi anlayışını benimseyen bu topluluk; esnaf, zanaatkâr ve tımar sahipleri gibi zümreler arasında geniş bir kitleye ulaştığı için Osmanlı devleti için bir tehdit olarak algılanmıştır. Osmanlı döneminde bu hareketin önderlerinin çoğu hapse atılmış, öldürülmüş, takibata tabi tutulmuştur. Bu yüzden Bayramî-Melamîleri faaliyetlerini gizlemiş ve yeraltına inmek zorunda kalmıştır. Bu çalışma, Bayramî-Melâmîleri, Hamzavîler veya İdrîsîler denen zümrenin aleyhinde Şeyh Mehmed Amîkî tarafından kaleme alınan Eyyühe’l-Veled ya da Risâle-i Tâ’ife-i Melâhid adlı reddiyenin metnini esas almaktadır. Çalışmada reddiyenin müellifi ve reddiyenin yazılış sebepleriyle ilgili bilgiler verdildikten sonra eserin Mirsâdü’l-‘İbâd’la bağlantısı üzerinde durulmuştur. Daha sonra Bayramî-Melâmîleriyle ilgili kısa bilgiler verilmiş, tarihsel süreçte onlara yapılan suçlamalara değinilmiş, ardından Eyyühe’l-Veled’deki suçlamalar üzerinde durulmuştur. Daha sonra eserin tenkitli metni ve nüsha farkları verilmiştir.
II. Meşrutiyet ve Medreseler: Geleneksel Bir Kurumun Modernleşme Sürecinde Var Olma Mücadelesi
Divan: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi, 2008
Tanzimat'la h›zlanan modernleflme sürecinde halline çal›fl›lan en önemli meselelerden biri e¤itim sistemi ve din e¤itimi olmufltur. Konu II. Meflrutiyet ilan edildi¤inde henüz çözülmüfl de¤ildi. Onlarca y›ld›r ihmal edilen medreseler, bu dönemde, daha önceki hiçbir devirde görülmedik yo¤unlukta varl›¤›n› sürdürme mücadelesi verecekti. Bu çerçevede bir dizi ›slah program› uygulamaya konuldu, yeni medrese projeleri gelifltirildi. Geleneksel sistem korunarak din e¤itimi yeniden yap›land›-r›lmaya çal›fl›ld›. Medrese müfredat›, eklenen modern derslerle yeniden düzenlendi. Bütün bu giriflimlerin amac›, medreseyi tekrar Osmanl› e¤itim sisteminin önemli bir parças› haline getirmekti. Ancak çabalar, at›lan ad›mlar ve uygulamaya konulan reformlar, medresenin ömrünü uzatmaya yetmedi. Nihayet 1924'te medreseler, II. Meflrutiyet boyunca yap›lan her biri derin bilgi ve tarihi tecrübeden süzüle süzüle gelen ›slah çal›flmalar›n›n sonuçlar› al›namadan kapat›ld›. Bununla beraber, Cumhuriyet Dönemi'nde aç›lan ‹mam Hatipler ve ‹lahiyat Fakülteleri büyük ölçüde bu tecrübelerden yararland›.