Su, Gıda ve Enerji Yönetiminin Sürdürülebilir Kalkınma Üzerindeki Etkisi Güney Kafkasya ve Komşu Ülkeler Üzerine (original) (raw)
Related papers
Trans Kafkasya'nın Sınıraşan Su Yönetimi Sorunları ve Öneriler
ÖZET Transkafkasya bölgesinde tek bir ülkeye dayalı su yönetimi anlayışı ile sınıraşan su yönetimi sorunlarını çözmek mümkün değildir. Bölge ülkeleri , konuyu havza ölçeğinde doğal çevreyi ve sosyo ekonomik kalkınma ihtiyaçlarını da dikkate alan yenilikçi bir hidropolitik yaklaşımla ele alarak çözüme ulaşabilirler. Güney Kafkasya Karadeniz ve Hazar Denizi arasında Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'ın yer aldığı bir coğrafyadır. Güney Kafkasya bölgesi sınıraşan su sorunları açısından tüm Kafkasya bölgesinde öne çıkmaktadır. Bu nedenle Kafkaslardaki sınıraşan su sorununun incelenmesine öncelikle Güney Kafkasya'dan başlanmalıdır. Güney Kafkasya'nın sınıraşan su sorunu ele alındığında doğal olarak Türkiye ve İran'ın sınıraşan suları da birlikte ele alınmalıdır. Bu nedenle Güney Kafkasya'nın sınıraşan suları için yapılan bu çalışmada 5 ülkenin (Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, İran) sınıraşan su kaynakları incelenmiştir. Kafkasya; tarih boyunca ticaret ve göç yolları oluşturmanın yanında, kültürlerin kesiştiği önemli bir kavşak noktası olmuştur. Doğu–Batı arasında bir köprü oluşturan ve Avrasya coğrafyasının en hassas bölgesinde bulunan Kafkaslar, siyasi ve ekonomik açılardan tüm dünyanın ilgisini cezp etmesinin yanında, bir çok güç odağının etkinlik mücadelesine de sahne olmaktadır. Özellikle, Türkiye ile doğrudan sınır ve çoğrafi bağlantısı olan Transkafkasya (Güney Kafkasya), Türkiye'nin, Orta Asya devletleri ile temasında, güney-kuzey arasında irtibat yeri olmaktadır Bu makalede bölgenin sınıraşan su havzalarındaki mevcut durum ve gelecek ,hidrojeopolitik, hidrolojik, klimatolojik,ekolojik olarak ele alınıp incelenmiştir.
Orta Asya’da Su (Yönetimi) Sorunu’nun Kısa Analizi
Orta Asya’nın stratejik suları Seyhun (Siri Derya) ve Ceyhun (Amu Derya), SSCB döneminde Moskova’nın verdiği kararlarla ve merkezi planlamayla yönetildiğinden bu suların sorun yaratma potansiyeli düşüktü. Ancak SSCB’nin dağılmasından sonra durum değişti. Orta Asya Türk Dünyası ülkelerinin bağımsızlıklarından sonra en önemli konulardan birisi SSCB döneminden kalan yukarı havzadaki hidroelektrik enerji barajlarının ve aşağı havzadaki sulama sistemlerinin nasıl işletileceği oldu1. Orta Asya’da su kaynakları artık ortak değil ulusal bir doğal kaynak olarak görülüyordu. Artık ülkelerin çıkarları öne çıkmaktaydı. Orta Asya’da su siyasallaşmaya başlamıştı. Değişen bu koşullarda Orta Asya’daki sınır aşan suların yönetiminin nasıl yapılacağı sorusunun cevabı bölgenin geleceği için önem kazanmıştır. Çünkü bağımsızlıklarından bugüne değin Orta Asya ülkeleri su kaynaklarına daha çok ulusal çıkarların korunması veya savunulması açısından yaklaşmıştır. Böylece su sorunları uluslararası alanda bölgesel güvenliği tehdit eden bir unsur olarak görülmeye başlanmıştır. Örneğin Avrupa Birliği 2008 yılında su yönetiminin Orta Asya’da en hassas çevresel konu olduğunu ve ele alınmaması durumunda orta vadede tüm bölgede ciddi bir güvenlik tehdit unsuru olarak gelişebileceğini açıklamıştır.
OECD Perspektifinden Türkiye’deki Su Yönetişiminin Etkililiği
Su Politikalarında Hak, Güvenlik ve Yönetişim, 2022
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Yayın Grubu, 1984 yılından itibaren ulusal ve 2011 yılından itibaren ise uluslararası düzeyde düzenli olarak faaliyet yürütmekte ve yayınladığı kitaplar, ulusal ve uluslararası düzeydeki yükseköğretim kurumları kataloglarında yer almaktadır. Kitabın hazırlık sürecinde bize değerli emekleri ile katkıda bulunan kıymetli bölüm yazarlarımıza ayrı ayrı teşekkürü borç biliriz.
Aşağı Seyhan Ovasında Mevcut Su Yönetimi ve Sürdürülebilirliği
Aşağı Seyhan Ovasında Mevcut Su Yönetimi ve Sürdürülebilirliği, 2008
Toprak ve su gibi doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ancak uygun bir su yönetimi ile mümkündür. Zira, sulama yönetiminde yapılan yanlışlıklar sadece su kaynaklarının israfına neden olmakla kalmayarak, toprakların tuzlulaşması ve taban suyunun yükselmesiyle kök bölgesinde önemli drenaj sorunlarının oluşması sonucunu doğuracaktır. Tarım, tatlı su kaynaklarının en büyük kullanıcısı olmakla birlikte suyun en düşük randımanla kullanıldığı sektördür. Çukurova ve ülke tarımında önemli bir potansiyeli olan Seyhan Havzası’nın aşağı kesimlerinde yoğun olarak sulu tarım yapılmaktadır. Ovada; projede öngörülen bitki deseninin yıllar boyunca değişmesi, düşük sulama oranı, sulama şebekesindeki yapısal eksiklik ve sorunlar, iklimdeki değişiklik gibi bir dizi sorun nedeniyle sulama randımanı istenilen düzeye çıkarılamamıştır. Bu çalışmada, Aşağı Seyhan Ovası Sulaması ve sulama yönetimi gözden geçirilmiş ve özellikle son üç yılda uygulanan iç rotasyonun su kullanım randımanına etkileri incelenmiştir. Bu amaçla, ovayı temsil etme özelliği olan ve su bütçesi elemanlarının doğru ve kontrollü bir şekilde ölçülmesinin mümkün olduğu Akarsu Sulama Sahası pilot alan olarak seçilmiştir. Akarsu sulama sahasına giren ve çıkan su miktarlarının belirlenmesi amacıyla sulama ve drenaj kanalları üzerine akım gözlem istasyonları tesis edilerek sular ölçülmüştür. Ayrıca, Akarsu Sulama Sahası’ndaki mevcut taban suyu (TS) gözlem kuyuları gözden geçirilerek alansal dağılımları temsil edebilir hale getirilmiş ve TS derinlikleri ölçülmüştür. Mayıs ayındaki TS derinliliğinin, temmuz ve eylül ayındakilere kıyasla, drenaj sorunu oluşturmadığı sonucuna varılmıştır. Çalışma alanına, 996 mm sulama suyu saptırıldığı, saptırılan suyun %63’ünün havzanın çıkış noktasından drenajla tahliye edildiği belirlenmiştir. Söz konusu dönemde, sulama randımanı %20 civarında bulunmuştur. Düşük sulama randımanı sonucu ortaya çıkan yüksek TS sorunu ve yüksek drenaj fraksiyonu, sulama şebekelerinde dikkate alınması ve iyileştirilmesi gereken yönetim problemleri olarak değerlendirilmiştir.
Su Yönetimi , Tarımsal Yapıda Etkinlik ve Gıda Güvencesi
Özet Gıda güvencesinin sürdürülebilir bir şekilde iyileştirilebilmesi için en önemli noktalardan biri Türkiye'de su yönetiminde ve tarımsal yapıda etkinliğin sağlanmasıyla gıda üretiminin istikrarlı bir şekilde artırılması kadar uluslararası tarımsal ticarette rekabetçiliğin elde edilmesi olarak ifade edilebilir. Bu amaca yönelik olarak, tarımsal politikalarda, kısa dönemli etkileri olan geçici kaynak aktarımlarından çok, kaynakların tarımda etkin kullanımının sağlanmasına ve istikrarlı ve sağlam bir tarımsal yapının oluşturulmasına odaklanılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Gıda güvencesi ve gıda güvenliğinde olumlu gelişmeler sağlanabilmesi için, makroekonomi ve sosyal politikalar ile uyumlu, sonuç odaklı su ve tarım politikalarına ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler : Gıda Güvencesi, gıda güvenliği ,güvenilir gıda, 1.Giriş Gıda güvencesi kavramı insanların aktif ve sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri için beslenme gereksinimi ve tercihlerine uygun, yeterli, sağlıklı ve besleyici gıdaya her zaman fiziksel, sosyal ve ekonomik olarak ulaşabilmesi durumudur. Günümüzde gıda güvencesinin dört boyutu tanımlanmakta ve bunun sağlanması için bu dört boyutun eşzamanlı gerçekleşmesi gerekmektedir. • Gıdanın Bulunabilirliği, • Gıdanın Erişilebilirliği, • Gıdanın Kalite ve Güvenilirliği ve • İlk üç alanda istikrar sağlanması Tek başına kendine yeterliliğin sağlanması gıda güvencesinin sağlanması konusunda yeterli koşul değildir; gıda bulunabilirliği bir dereceye kadar sağlanmış olmasına rağmen yüksek fiyat ve bunun gibi sebeplerle gıda erişilebilirliği sağlanmamış veya bozulmuş olabilir. Örneğin, sağlıklı ve dengeli beslenmede günlük alınması gereken protein miktarı açısından ele alındığında, Türkiye'de hayvansal kökenli gıda tüketiminin, özellikle et tüketimin az olduğu söylenebilir.
2016
Gunumuz ekonomik faaliyetlerinin kit dogal kaynaklari hizla tuketmesiyle, daha fazla cevre kirliligi, iklim degisikligi ve enerji guvenligi gibi sorunlar ortaya cikmaktadir. Bu nedenle ekonomik kalkinma ve rekabet gucunun belirlenmesinde cevresel faktorler giderek onem kazanmakta ve geleneksel uretim ve tuketim yontemlerinin yerini yeni ve surdurulebilir yontemler yer almaya baslamistir. Cevre dostu (yesil ekonomi) buyume stratejisi, ekonomi ve cevre politikasinin birbirlerini karsilikli olarak guclendiren yonlerini temel alir. Yesil ekonomi, karbon emisyonlari ve kirliligi azaltmayi; gelir, istihdam ve kaynak verimliligini artirmayi; biyolojik cesitliligi ve ekosistemi korumayi amaclar. Ayrica, surdurulebilir gelisme ve buyume politikasi dogal kaynaklarin ve enerjinin iyi yonetilmesine dayanmaktadir. Bu acidan calismada, politikacilar ve karar alicilar tarafindan kuresel ve bolgesel cevre problemlerinin cozumunde etkili bir yaklasim olarak tanimlanan eko-enerji (yenilenebilir enerj...
Orta Asya'nın Su Yönetimi Sorunları
SSCB merkezi idaresinden ayrıldıktan sonra ekonomik, siyasi, dış ilişkiler gibi alanlarda geçiş dönemi yaşayan bu ülkelerde, merkezden kopmanın getirdiği problemler ortaya çıkmıştır. Bölgede 1991 sonrasında Sovyetler Birliği döneminin eş sesliliği yerine geçiş döneminin çok sesliliği etkin olmaktadır. Bu dönüşümden bu yana yaklaşık 23 yıl geçmiş olmasına rağmen Orta Asya kararlı bir yapıya kavuşamamıştır.Çünkü Soğuk Savaş’ın jeopolitik düzeninin ortadan kalkması ile bölge uluslararası satranç tahtasında ortaya çıkmıştır. Orta Asya’nın uluslararası hayata dönüşü ile küresel güçler bölgedeki çıkarlarına yönelik çeşitli stratejiler ve politikalar üzerinde çalışmaya başlamıştır.Bölgedeki petrol ve doğalgaz zenginliği bu çalışmaları hızlandırmıştır. Bu arada bölge ülkelerinin su kaynakları konusunda yaptıkları açıklamalar ve uygulamalar zaman zaman ülkelerarasındaki gerilimi arttırmıştır.Orta Asya'da işbirliği veya çatışma potansiyeli taşıyan en önemli kaynak su kaynağıdır. Bu nedenle Orta Asya'nın geleceği için su kaynaklarının yönetimi çok önemli bir rol oynayacağı gibi kuruyan Aral Gölü'nün geleceğini de belirleyecek en önemli unsur olacaktır.Bu makalede Orta Asya'da Aral Havzasındaki su (yönetimi) sorunlarının nedenleri ve sonuçları ile Aral Gölü'nü geri getirme çabaları ele alınmıştır
OECD ÇERÇEVESİNDEN SU YÖNETİŞİMİ: ETKİLİLİK, VERİMLİLİK VE GÜVEN VE BAĞLILIK
Su Politikalarında Hak, Güvenlik ve Yönetişim, 2022
“OECD Çerçevesinden Su Yönetişimi: Etkililik, Verimlilik ve Güven ve Bağlılık” başlıklı bölümünde OECD çerçevesinden su yönetişimi kavramı ele alınmaktadır. Su yönetişimi, odağında tamamen suyun bulunduğu, içerisinde sosyal ve ekonomik sistemleri de bulunduran ve doğrudan sürdürülebilir bir su gelişimi ve güvenliği tahsisi için ihtiyaç duyulan bir nosyondur. Çalışmada sürdürülebilir bir su gelişimi ve güvenliğinin tahsis edilebilmesi adına OECD’nin, su yönetişimi çerçevesini üç ana başlık hâlinde ele aldığı vurgulanmaktadır. Bölümün içeriği bu ana başlıkların sunumu şeklinde yapılmaktadır.