KADINA KARŞI İŞLENEN BAZI SUÇLARDA FARKLI CEZA ALT SINIRI ÖNGÖRÜLMESİNİN EŞİTLİK İLKESİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ (original) (raw)
Related papers
Akdeniz üniversitesi hukuk fakültesi dergisi, 2022
765 sayılı TCK'dan farklı olarak, 5237 sayılı TCK'nın 150/2. maddesinde düzenlenen yağma suçunda suçun konusunu oluşturan malın değerinin az olması hâlinde faile verilecek cezada indirim yapılabileceği öngörülmüştür. Maddeye göre, ceza indiriminin yapılabilmesi için aranan tek ölçüt ise değer azlığıdır. Bu durum yağma suçu ile yalnızca malvarlığı değerleri korunuyormuş gibi bir düşünceye yol açtığı için öğreti tarafından eleştirilmiş ve söz konusu maddenin yerinde bir düzenleme olup olmadığı tartışmalarının yaşanmasına yol açmıştır. Yargıtay 6. CD ise söz konusu maddenin uygulanmasına yönelik olarak çeşitli kıstaslar geliştirmiştir. Bu çerçevede TCK m.150/2'nin uygulanabilmesi için ilk olarak, suçun konusunu oluşturan malın değeri az olmalıdır. İkinci olarak, somut olayın özellikleri değerlendirilmelidir. Böylece malın değerinin az olduğu her durumda ceza indirimi yapılmamalıdır. Üçüncü olarak, fail daha çoğunu alabilme imkânına sahip iken, daha azını ve ihtiyacı kadarını almalıdır. Diğer bir anlatımla, failin kastı incelenmeli ve failde daha çoğunu alma veya ne bulursa alma şeklinde bir kastın olduğu tespit edilirse, ceza indirimi yapılmamalıdır. Ancak Yargıtay 6. CD yakın dönemde konu ile ilgili içtihadını değiştirmiş ve TCK m.150/2'nin uygulanabilmesi için failde daha çoğunu almaya yönelik bir kastın olup olmadığı hususunun dikkate alınamayacağına karar vermiştir. Bu çalışmanın konusu, Yargıtay 6. CD'nin TCK m.150/2 hükmünün uygulanmasına yönelik içtihat değişikliğinin değerlendirilmesi ve söz konusu hükmün yerindeliğinin incelenmesidir. Bu kapsamda ilk olarak, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'da yer alan düzenlemeler karşılaştırılacaktır. Daha sonra Yargıtay 6. CD'nin konu ile ilgili içtihadında yaptığı değişiklikten bahsedilecek ve TCK m.150/2'nin uygulanma koşullarına ilişkin görüşümüz ortaya konularak söz konusu içtihat değişikliği değerlendirilecektir. Ardından TCK m.150/2'nin yerindeliği sorunu öğreti görüşleri ışığında incelenecek ve konu ile ilgili görüş ve önerilerimize yer verilecektir.
KADINLARDA SUÇ KORKUSUNUN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ: KUZEY KIBRIS ÖRNEĞİ
Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2019
It is aimed to search women’s fear of crime living in Northern Cyprus in terms of various variables such as age, education, income, marital status, residence. Beside these variables, effects of victimization model and disorder model which are assumed to stimulate women’s fear of crime, are also observed. Questionnaire that was formed by the researcher was applied to 366 women who were 18+ and had Turkish Republic of Northern Cyprus (TRNC) citizenship around five districts-Nicosia, Kyrenia, Famagusta, Morphou, İskele-of TRNC. According to research results, while women’s fear of crime level in TRNC was found as 35 out of 64, the maximum level of women’s fear of crime was found in Nicosia and Famagusta. It is found that these two districts have had maximum physical and social disorder factors and those factors have increased women’s fear of crime according to disorder model. As a second model in this research, it is found that victimization model has not had any effect on women’s fear of crime living in Northern Cyprus. While age, education and marital status have not had a significant impact on women’s fear of crime on this sample, residence and income have had.
Kentlerin kolay algılanabilir, dikkat çekici ve tanınabilir yerler olmaları için öncelikle kentlinin kendisinin kenti anlamlandırması gereklidir. Kentlinin kenti anlamlandırabilmesi için kentin, algılanabilir odaklarının, nirengi noktalarının, işlevsel olarak tanımlanabilen bölgelerinin, dolaşım kanallarının ve en önemlisi kentin kimliğinin hissedilebilir olması gereklidir (Lynch, 2012). Kıyı kentlerinde büyük alan kullanımlarına sahip kıyı alanlarının da bu anlayışla tasarlanması gereklidir. Kıyı alanları kentlerin en çekici ve en çok kullanım talebi olan alanlarıdır. Kıyılar kentin bütününden ayrı parça değillerdir. Kıyılar, kıyı gerisindeki kullanımlar ile kentsel öğeler ile bütünleşmişlerdir. Bu nedenle kıyı alanları tasarlanırken, kıyı alanında yer alacak olan kullanımların çeşitliliği, kullanıcı profilleri, kıyı gerisindeki kullanımların, kentsel form oluşumlarının, sokak ağının, bağlantı noktalarının, çok iyi analizinin yapılması gerekmektedir. Oysa bugün yaşadığımız şehirlerde kıyı alanlarının bütününün tek özelliğe sahip bir sahil şeridi olarak görüldüğü ve kıyıların tek düze, birbirinin tekrarı olan peyzaj tasarımları ile düzenlendiği görülmektedir. Bu çalışma, kıyı alanlarının düzenlenmesinde öncelikle kıyı alanın çok iyi tanınması ve analizinin yapılmasının önemini vurgulamayı amaç edinmiştir. 19.yy. sonlarından itibaren bugünkü anlamıyla varlığını sürdüren Karşıyaka yerleşmesi, yüzyıllardır deniz ile bütünleşmiş yaşam biçimini sürdürmektedir. Sahil kesimi Karşıyakalılar için çok önemlidir. Kıyı alanı sadece dinlenme ve gezinti amaçlı kullanılan bir kesim değildir. Karşıyaka sahilinde yelken, yüzme gibi önemli su sporları denizin kirlenmeye başladığı 1950'li yıllara kadar sürdürülmüştür. Ancak kentleşme sürecinde şehir büyüdükçe deniz doldurulmaya başlamış ve kıyı alanı kentten uzaklaşırken, kıyıda geniş bir sahil şeridi 1 Doç. Dr., DEÜ, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 2 Peyzaj Mimarı 3 Peyzaj Mimarı
SINIF ÖĞRETMENİ ADAYLARININ ÜSTBİLİŞSEL FARKINDALIKLARININ FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 2013
Metacognition is higher order thinking process that involves active control over the cognitive processes. People with metacognitive awareness are successful successful in planning, managing the information, monitoring, debug and evaluating. The purpose of this study is to examine the metacognitive awareness of pre-service elementary classroom teachers in terms of grade level, willingness of selecting teaching profession and performing teaching profession after graduation. This research designed by survey model. The sample of the study was occurred of 127 students at 1. grade, 112 students at 4. grade; from the total of 239 students, who go to Marmara University, Faculty of Education in 2011-2012 educational terms. “Inventory of Metacognitive Awareness” developed by Schraw and Dennison (1994) and conducted to Turkish by Akın, Abacı and Çetin (2007) was used as data collection tool. Results indicated that Pre-service Elementary Classroom Teachers have highly metacognitive awareness level and this awareness differences in favor of fourth grade students. Also there are no significant differences between metacognitive awareness and willingness to selecting teaching profession, performing teaching profession after graduation. Keywords: Pre-service teachers, pre-service elementary classroom teachers, metacognitive awareness
FEN BiLGiSi VE SINIF ÖGRETMENLERiNiN ÖZ-YETERLiK iNANÇLARININ BAZI DEGİSKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
ÖZ Bu araştırma ilköğretim okullarında görev yapan fen bilgisi ve sınıf öğretmenlerinin fen öğretimine yönelik öz-yeterlik inanç düzeylerinin branş, cinsiyet, mesleki kıdem, haftalık ders yükü, hizmet içi eğitim alma durumu, mesleğinden memnun olma durumu, görev yaptıkları okulun sosyo-ekonomik düzeyi ve görev yaptıkları okulun çalışma ortamından memnun olma durumu gibi değişkenlere göre nasıl değiştiğini tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. lişkisel tarama modelinde olan bu araştırmada Riggs ve Enochs (1990) tarafından geliştirilen ve Hazır-Bıkmaz (2004) tarafından geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan Fen Öğretiminde Öz-yeterlik nancı Ölçeği ile 12 sorudan oluşan Kişisel Bilgi Formu Aydın ili ilköğretim okullarında görev yapan fen bilgisi ve sınıf öğretmenlerine uygulanmıştır. Çalışma, fen bilgisi (N=58) ve sınıf (N=74) öğretmeni olmak üzere 132 kişi üzerinde yürütülmüştür. Araştırmaya katılan öğretmenlerin %54.5'i kadın, %45.5'i erkektir. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 11.5 paket programında değerlendirilmiş, yüzde ve frekans dökümleri alınmış ve tek yönlü varyans analizi, t ve Scheffe testleri uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre, öğretmenlerin fen öz-yeterlik algısı cinsiyete, kıdeme, ders yüküne, hizmetiçi eğitim alma ile çalışma ortamından memnun olma durumuna göre farklılaşmazken, branşlara ve mesleğinden memnun olma durumuna göre değişmektedir. Ayrıca haftalık ders yükü ile fen öz-yeterlik inancı (r=-.178) ve fen öğretiminde sonuç beklentisi (r=-.177) arasında negatif ve düşük düzeyde ilişkiler olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, öğretmenlerin ders yükü arttıkça, fen öz-yeterlik inançlarının düştüğü söylenebilir. Anahtar Sözcükler: Öz-yeterlik inancı, fen öz-yeterlik inancı, fen Bilgisi öğretmeni, sınıf öğretmeni ABSTRACT This study was carried out to identify how the level of the primary school science and elementary teachers' self-efficacy beliefs changed in terms of some variables such as branch, gender, seniority, weekly lesson hours, in-service training, satisfaction with her/his job, socioeconomic level of the school, and satisfaction with the working environment. In this study, which is bases on the correlative investigation model, the Scale of Self-efficacy Belief in Science Teaching developed by Riggs and Enochs (1990) and studied in terms of validity and reliability by Hazır-Bıkmaz (2004), and a 12-question Personal Information Form were applied to the science and elementary teachers working in the primary schools in Aydın. The study was carried out with science teachers (N=58) and elementary teachers (N=74), in total 132 participants. 54.5% of the participants were female and 45.5% of the participants were male. The data gathered in this study were evaluated with SPSS 11.5, percent and frequency values were calculated and analysis of one-way ANOVA, 't' and 'Scheffe' tests were applied. According to the findings of this study, teachers' perception of self-efficacy does not differentiate in respect to gender, seniority, number of the lessons they give, having in-service training and being satisfied with the working conditions; it differentiates in respect to the branches and the job satisfaction. Additionally, between the number of the courses they give, science self-efficacy belief (r=-.178) and science teaching outcome expectancy negative and low level relations were found. Thus, it can be said that the more the number of the lessons they give increases, the more science self-efficacy beliefs decrease.
Yüksek Lisans Tezi, 2019
, iv + 119 pages The aim of this study is to determine the types of evil in Ibn Sina by using the literature method and to evaluate moral evils in terms of conscience. For this purpose, in order to get a better understanding of Ibn Sina's thoughts, the historical process of the evil problem in the first part was examined. In this context, it was evaluated how the issue of evil was addressed in the Ancient, Medieval and Islamic thought.
KADIN TÜKETİCİLERİ KONU ALAN TEZLERİN İÇERİK ANALİZİ YÖNTEMİYLE İNCELENMESİ
KADIN TÜKETİCİLERİ KONU ALAN TEZLERİN İÇERİK ANALİZİ YÖNTEMİYLE İNCELENMESİ, 2023
Tüketici davranışları yıllardır pazarlamacıların yoğun olarak ilgi gösterdiği bir konudur. Cinsiyet de tüketici davranışını etkileyen önemli bir unsurdur. Çoğu pazarlamacı pazarı cinsiyete göre bölümlendirmeyi tercih etmektedir. Kadın ve erkek tüketicilerin alışveriş davranışlarını farklı motivasyonlar etkilemektedir. Kadının iş yaşamına girmesi, kendi finansal gücünü elde etmesi, alışveriş sürecinde erkeklere oranlara farklı davranışlar sergilemesi kadın tüketici konusuna ağırlık verilmesini sağlamıştır. Çünkü davranış farklılıklarının ve nedenlerinin bilinmesi pazarlamacıların hedef pazar konusunda pazarlama stratejilerini oluşturmalarına kolaylık sağlamaktadır. Pazarlama stratejilerinin oluşturulmasında da kadın tüketiciler konusunda yapılmış veya yapılacak olan araştırmalar önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle bu araştırmanın amacı kadın tüketiciler hakkında Türkiye’de yazılmış olan tezleri içerik analizi yöntemiyle incelemektir. Araştırmada verilere ulaşmak için Ulusal Tez Merkezi tez tarama kısmı detaylı tez tarama bölümünün özet kısmına kadın tüketici yazılmıştır. Örneklemi kadın tüketici olan ve erişimine izin verilen 78 adet tez bulunmuştur. Bu sayı makul bir sayı olduğu için örneklem seçilmemiş ulaşılabilen tüm evren üzerinden araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veriler doküman incelemesi yöntemi yoluyla toplanmış ve içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre kadın tüketiciler ile ilgili ilk tez 1989 yılında yazılmıştır. Bu konuda en çok tez yazılan üniversite Selçuk Üniversitesidir. Kadın tüketiciler konusunda en fazla tez Lisansüstü Eğitim Enstitülerinde, İşletme Ana Bilim Dalında, Profesör ünvanına sahip danışmanlar tarafından, Türkçe olarak, 101-200 sayfa aralığında, yüksek lisans programlarında tamamlanmıştır. Bu tezlerde çoğunlukla reklam ve e-ticaret konularının bağımlı değişken olarak seçildiği, tüketici davranışları üzerindeki etkinin ölçülmeye çalışıldığı görülmüştür. Tezlerde genellikle anket yöntemi, nicel tasarım, birincil veri, kolayda örneklem yöntemi tercih edilmiş olup analizlerde yoğunlukla ANOVA ve T testi kullanılmıştır.
SOBIDER THE JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES , 2018
Bu çalışmanın amacı Türkiye’de toplumsal cinsiyete ilişkin yazılmış lisansüstü tezleri çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Niteliksel bu çalışmada veri toplama yöntemi olarak doküman analizi, veri toplama aracı olarak ise Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Ulusal Tez Merkezi veri tabanı kullanılmıştır. Elde edilen veriler Dey’in (1993) nitel analiz aşamaları doğrultusunda incelenmiş ve içerik analiziyle desenlenmiştir. Çalışmanın örneklemini ise arama motorundan elde edilen 1998- 2018 yılı Temmuz ayı arası kaydı bulunan 424 tez oluşturmuştur. Çalışma iki aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada ilgili veri tabanının arama motorunda “toplumsal cinsiyet” terimi tez adlarında aranmış, bulunan 424 tez kaydı yayın yılı, türü ve konusuna göre SPSS 1.7 programına yüklenerek istatistiksel hesaplamalar yapılmıştır. Çalışmanın ikinci aşamasında ise bu tezlerin (çalışmanın bu kısmına anahtar sözcüklerine ulaşılabilen 407 tez dahil edilmiştir) anahtar sözcükleri üzerinde içerik analizi yöntemi uygulanmıştır.