Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nin Uluslararası Öğrenci Politikası ve Türk Kamu Diplomasisine Katkıları (original) (raw)

Türkiye'nin Türk Dünyasına Yönelik Kamu Diplomasisi

Günümüz dijital çağında artık devletler arası ilişkiler, küreselleşmenin de etkisiyle özelde devlet-toplum ilişkileri genelde küresel ilişkiler halini almıştır. Küreselleşme ve yeni bilişim teknolojileri olgusunun etkisi çerçevesinde devletler, kamu diplomasisiyle diğer ülkelerin toplumlarıyla ilişkilerini iletişim temelli geliştirme politikası izlemeye yönelmişlerdir. Değişen küresel ortama uyum sağlamak için devletler de ilişkilerini ve politikalarını uluslararası kamuoyuna anlatarak onların da desteğini alma yönünde kamu diplomasisini bir stratejik araç olarak 1960’larda keşfetmişlerdir. Ayrıca 21. yüzyıl küresel siyasetinde enformasyonel güç sahibi olmak önem kazanmaya başlamıştır. Özellikle küresel medya alanındaki enformasyon savaşlarında kamu diplomasisi stratejik bir araç olarak önem kazanmıştır. Diğer bir ifadeyle kamu diplomasisi, iletişimsel-enformasyonel bir güç olarak değişen küresel siyasette bir güç bloğu oluşturmanın en stratejik araçlarından biri haline gelmiştir.

COVİD-19’un Türkiye’de Uluslararası Öğrenci Teminine Etkisi ve Üniversitelerin Yeni İletişim Stratejileri

Farklı Disiplinlerden Covid -19 Çalışmaları , 2021

Koronavirüs salgınından en fazla etkilenen alanlardan biri eğitim olmuştur. Yüksek öğretimin uluslararası yapısı, ülkelerin ve üniversitelerin salgın boyunca eğitim süreçlerini yeniden gözden geçirmelerini gerekli kılmıştır. Bu doğrultuda üniversiteler, salgın esnasında mevcut uluslararası öğrencilerle iletişimi sürdürmek ve potansiyel öğrencilere ulaşmak için iletişim stratejilerini güncellemek durumunda kalmışlardır. Bu çalışma ile Türkiye’deki vakıf üniversitelerinin Covid-19 salgını ile yaşadıkları sürecin, üniversitelerin uluslararası iletişim ve halkla ilişkiler çalışmalarına etkisi araştırılmıştır. Uluslararası öğrenci temini süreçlerinde üniversitelerde kullanılan iletişim yöntemleri ve teknikleri, Covid-19 salgını öncesi ve sonrası karşılaştırmalı olarak değerlendirilerek ortaya konmuştur. Çalışmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Türkiye’de bulunan 78 vakıf üniversitesi içinde, YÖK Vakıf Yüksek Öğretim Kurumları 2021 Raporu’na göre, en fazla yabancı uyruklu öğrenci alan ilk 3 vakıf üniversitesi tespit edilmiş ve bu kurumların uluslararası öğrenci teminindeki ilgili yetkililerine online anket çalışması uygulanmıştır. Covid-19 salgınının uluslararası öğrenci temini süreçlerini nasıl etkilediği, üniversitelerin uluslararası iletişim stratejilerinin hangi yönleriyle farklılaştığı, tercih edilen mecraların ne şekilde etkilendiği, kullanılan yenilikçi iletişim yöntemlerinin ve tekniklerinin değerlendirilmesi araştırma kapsamını oluşturmaktadır. Çalışmanın sonucuna göre; Covid-19 salgını başlangıçta uluslararası eğitimi ve öğrenci hareketliliğini olumsuz yönde etkilese de, durum 2021 yılı itibariyle, salgınla yaşama yöntemlerin öğrenilmesi ve iletişimin kesintisiz dijital ortamlarda devam etmesiyle birlikte olumlu yönde evrilmiştir. Araştırma sonucunda, yaklaşık bir buçuk yıldır durağanlaşan uluslararası öğrenci hareketliliğinin hız kazandığı görülmektedir. Bu bağlamda, dijital platformların, daha fazla aday öğrenciye uzaktan erişebilmek için bundan böyle kalıcı olarak tercih edilecek bir iletişim aracına dönüştüğü tespit edilmiştir. Yaşanan Covid-19 deneyimi, yeni koşullara yeni iletişim çözümleriyle uyum sağlanması gerekliliğini göstermiş ve uluslararası öğrencilere ev sahipliği yapan üniversiteler açısından önemli bir kazanım süreci olmuştur.

Kamu Diplomasisi Bağlamında Kosova -Türkiye İlişkilerinde Türkiye Mezunlarının Rolü

5. ULUSLARARASI ÖĞRENCİLİK SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI BEŞİNCİ KİTAP ULUSLARARASI ÖĞRENCİLİK, 2020

Kamu diplomasisi; diplomasi faaliyetlerinin, kamuyu ilgilendiren her alanı kapsamına almasıdır. Uluslararası öğrenci hareketliliği, kamu diplomasisinin günümüzde kullandığı çok çeşitli araçlardan biridir. Söz konusu hareketlilik, insanların kişisel kariyer planlarının bir parçası olması itibariyle iradi ve sivil bir ‘sınır-aşan’ tercih meselesi niteliği göstermektedir. Uluslararası sistemdeki değişimlerin etkisini nispeten gecikmeksizin hisseden bir ülke olarak Türkiye’nin, son yıllarda kamu diplomasisine daha fazla önem verdiği gözlenmektedir. Eğitim kapasitesinin de elverdiği oranda, Türkiye, kamu diplomasisi faaliyetlerinde uluslararası öğrenci hareketliliğini daha etkin kullanma ve bu alanda dünya çapındaki payını artırma çabasındadır. Eğitimin uluslararasılaşması, çok daha eski tarihlerden itibaren izini sürebileceğimiz bir olgu olmakla birlikte, modern çağda bu olgunun aldığı şekil, kimi sonuçları da beraberinde getirmektedir. Öğrenciler, kendi ülkelerinden çok uzak ülkelerde burslu ya da burssuz eğitim imkânlarına rahatça ulaşabilmektedirler. Uluslararası öğrenci hareketliliğin beraberinde getirdiği faydalar, eğitim olanakları nispeten daha zayıf ülkelerin dahi ekonomik ve siyasi menfaat sağlamaya çalıştığı bir alan olmaktadır. Ayrıca, karşılıklı fayda sağlanan bu alan, kamu diplomasisinin günümüzde vazgeçilmez unsularından biri haline gelmiştir. Bu çalışmada, Türkiye’de okuyan Kosovalı öğrencilerin Kosova-Türkiye ilişkilerindeki rolünü incelemektedir. Türkiye’de mezun olan Kosovalı öğrencilerinin kültür, eğitim, siyaset vb. alanlarda iki ülkeler arasındaki etkileşimini geliştirmek adına faaliyetlere de yer örneklem olarak incelenmektedir.

Türk Tarihi Perspektifinden Kamu Diplomasisi Olgusu

Kısaca diğer ülke insanlarının gönlünü ve desteğini kazanmak üzere gerçekleştirilen iletişim çalışmalarını ifade eden kamu diplomasisi kavramı her ne kadar modern bir kavram olsa da salt modern zamanlara özgü bir olgu değildir. Çünkü tarihin değişik dönemlerinde de bu bağlamda çeşitli politikalar uygulanmıştır. Tarih ve kamu diplomasisi kavramları bir araya getirilince akla gelen ilk soru bu kavramın günümüzdeki adıyla icad edilmediği, aktüel veya popüler olmadığı dönemlerde bu bağlamda ne gibi devlet politikalarının uygulandığıdır. Başka bir anlatımla tarihi geçmişin bize öteki ülkelerle kamu diplomasisi yürütmek için ne gibi imkanlar sunduğu sorusu günümüz açısından daha büyük bir önem kazanmıştır. Kuşkusuz tarihin derinliklerinde kalan ortak anıları günümüze taşımak, ortak acıları, mutlulukları, yardımlaşmaları, özverileri vs. ortaya koymak günümüz kamu diplomasisi, politikaları ve stratejileri açısından bilinmesi gereken hususlardır. Tarih boyunca hükümdarlar başka ülkelerle dostluk kurmak, ittifak oluşturmak, sorunlarını çözebilmek ve aralarındaki savaşlara son verebilmek için değişik diplomasi yöntemlerini kullanmışlardır. Örneğin Osmanlı sultanları işgale maruz kalmış kimi ülkelere askeri yardımda bulunmuş; ekonomik bunalıma giren ülkelere finansman desteği sağlamış; kıtlık nedeniyle açlık sorunu yaşayan ülkelere gıda göndermiş; bir ülkeden toplu halde kovulan aynı etnik aidiyete mensup insanları ülkesine kabul ederek dil, din ve ırk ayrımı yapmaksızın onları mazlum olarak bağrına basmış; hakimiyeti altındaki toplumları adalet, hoşgörü ve farklılıklarına saygı ile yönetmiş; fethettiği topraklara çok kültürlü yaşamın zenginliğini ve avantajını kazandırmış ve güvenlik sorunu yaşayan ülkeleri tabi ülke ilan ederek hamilik yapmıştır. Belki bu politikalardan en ilginç olanı Bilge Kağan ve Attila örneğinde olduğu gibi, bir hakanın savaştığı ülkenin kralının kızıyla evlenerek o ülkeyle akrabalık bağı kurması ve kamuoyu nezdindeki dirençleri azaltmasıdır. Kısaca, bu tarihi jestler nedeniyle bugün birçok ülke Türkiye’ye karşı minnet ve şükran duyguları içerisindedir. Dahası bu tarz duygusal zeminde şekillenen hafıza sözkonusu toplumların Türkiye’ye ilişkin kanaatlerinin oluşmasında ve kalıcılaşmasında en önemli ikna unsurlarından biri olmuştur.

Alkın, R. C. & Birekul, M. (2019) Halat Kültür Modeli Ekseninde Türkiye'nin Uluslararası Öğrenci Politikası. 3. Uluslararası Öğrenci Sempozyumu Bildiriler Kitabı. Editör: Osman Akgül, Harf Yayınları: İstanbul, ss. 340-352.

Sosyal bilimlerde tartışılagelen çok kültürlülük ve birlikte yaşama gibi konular genellikle belli başlı modeller üzerine şekillenmektedir. Bunlar temelde ABD ve Kanada gibi çok kültürlü olarak nitelenebilecek ülkelerde yaşayan etnik unsulara dair politika üretiminde birer referans noktası olmaktadır. Bir sosyoloji profesörü olan Ertan Özensel tarafından geliştirilen Halat Kültür modeli ise Türkiye, Orta-Doğu, Türk Cumhuriyetler ve Balkanlar özelinde sosyal politika üretimine katkıda bulunması öngörülen bir modeldir. Sosyal bilimlerde henüz yerini alan bu modele göre bahsedilen bölgelerdeki farklı etnik unsurlar, tarihsel olarak bir halatı oluşturan farklı küçük ipler gibi bir arada yaşamaktadır. Bir bütün olarak halatın gerginleşmesi halinde bu unsurlar aynı gerginliği yaşamakta, gevşeme halinde tüm ipler aynı oranda gevşemektedir. Ulus devlet tecrübesi dolayısıyla aralarında siyasi ve fiziki sınırlar olsa da, bölge ülkeleri arasındaki dini ve kültürel bağlantılar günden güne daha da güçlenmektedir. Bu model, Türkiye’nin son yıllardaki uluslararası öğrenci politikasını okumaya yardımcı olabilecek bir içerik barındırmaktadır. Öncelikle, Türkiye’de devlet burslusu olarak eğitim gören misafir öğrenciler, genelde yukarıda bahsi geçen bölgenin ülkelerindendir. İkinci olarak, bu öğrenciler için faaliyette bulunan sivil toplum örgütleri, birlik ve kardeşlik temasını ön plana çıkarmaktadır. Bu temada dini –özelde İslami- motiflerin ön plana çıkması ve “ümmet” söylemi dikkat çekicidir.

Kamu Diplomasisinde Ulusötesi Perspektifler

ve Tic. A.Ş. Bu kitabın her türlü yayın hakkı Seçkin Yayıncılık San. ve Tic. A.Ş.'ye aittir. Yayınevinin yazılı izni olmadan, tanıtım amaçlı toplam bir sayfayı geçmeyecek alıntılar hariç olmak üzere, hiçbir şekilde kitabın tümü veya bir kısmı herhangi bir ortamda yayımlanamaz ve çoğaltılamaz.

Kamu Diplomasisine Halkla İlişkiler ve Uluslararası İlişkiler Ekseninde Multidisipliner Bir Yaklaşım

Javstudies, 2024

Toplumların yaşam tarzını değiştiren/dönüştüren teknolojik gelişmeler aynı zamanda devletlerin, karar vericilerin diplomasi uygulamalarının da değişmesine neden olmuştur. Bu süreçte diplomasi, sadece diplomatlar tarafından devletler arasında yürütülen faaliyet olmanın ötesine geçerek sınırlarını genişletmiş, devlet diplomatik faaliyetlerin yegâne uygulayıcısı olmaktan çıkmış, sivil toplum oluşumları, kanaat önderleri, sağlık, eğitim, turizm, sinema ve medya sektörleri, düşünce kuruluşları, uluslararası markalar gibi birçok sivil yapılanma sürece dâhil olmuştur. Dünya siyaset arenasında yer ve söz sahibi olmak isteyen devletler, yumuşak gücün cazibesini kullanarak daha uzun süreli ve etkili sonuca ulaşmak için gerek doğrudan devlet kurumlarını kullanmakta gerekse sivil yapılanmaları destekleyerek diplomasisine yön vermektedir. Literatürde yaygın şekliyle kamu diplomasisi olarak adlandırılan bu tarz uygulamalar, birçok akademik çalışmaya da konu olmuştur. Ancak gerek bu uygulamalarla ilgili kavramsal çerçevenin çizilmesinde gerekse bu tarz diplomatik faaliyetlerin incelendiği alan konusunda farklılıklar olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, akademik bir model oluşturabilmek amacıyla kamu diplomasisinin kavramsal çerçevesi tarama yöntemiyle çizilmiş ve kamu diplomasisi hem halkla ilişkiler hem de uluslararası ilişkiler ekseninde ele alınmıştır.

Kamu Diplomasisi ve Mülteci İlişkileri: Türkiye’nin Mülteci İlişkilerinin Uluslararası Medya Yansımaları

Marmara İletişim Dergisi, 2015

Kamu diplomasisi, uluslararası ilişkiler alanında yaşanan küreselleşme süreciyle birlikte ülkeler ve toplumlar arasındaki ilişki ve iletişim biçimlerinin yeni formunu tanımlamaktadır. Bu ilişki biçimlerinden biri haline gelen, uluslararası işbirliği ve dayanışmayla çözülebilecek öncelikli konular arasında gösterilen, yarattığı sonuçlar itibariyle tüm ülkeleri ve toplumları etkileyen mültecilik konusu da kamu diplomasisi politikalarının bir parçası olarak kabul edilmektedir. Sığınmacıların ve mültecilerin hakları, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’yle güvence altına alınırken uluslararası toplumun bu insanların sorunlarının çözümünde rol ve sorumluluk üstlenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu yönüyle mülteci ilişkileri faaliyetleri, ülkelerin ve toplumların küresel sorumluluklarının ve uluslararası ilişkilerinin bir gereği olarak gösterilmektedir. Bu çalışmanın amacı ülkelerin yabancı halklarla etkileşimine katkı sağlayan, uluslararası sorumluluklarının bir parçası olan ve sonuçları...

Uluslararası Öğrencilerin Eğitimine Yönelik Politikalar Ve Türkiye İçin Öneriler

2013

Kuresellesme olgusu bircok alanda degisim ve donusumun gerceklesmesine aracilik etmistir. Ekonomide, siyasal kurumlarda, sosyo-kulturel degerlerde, bilim ve teknolojide dinamik donusumlere neden olan kuresellesmenin egitim alanindaki en belirgin etkilerinden biri uluslararasi ogrenci hareketliliginin artmasidir. Uluslararasi ogrenciler, gittikleri ulkelere hem ekonomik gelir hem de beseri sermaye acisindan katkilar saglamaktadir. Bu baglamda, gelismis ulkeler kendi ulkelerindeki uluslararasi ogrencilerin oranini yukseltmek, gelismekte olan ulkeler ise bu pazardan daha fazla pay almak icin kiyasiya rekabet etmektedir. Egitim icin en fazla tercih edilen ulkelerin ekonomileri incelendiginde, bu ulkelerin uluslararasi ogrencilerden onemli gelirler elde ettikleri gorulmektedir. Bu durum, uluslararasi ogrencilerin egitimi konusunun bir devlet politikasi olarak ele alinmasi ve yurutulmesi gerektigine isaret etmektedir. Bu calismada, uluslararasi ogrencilerin egitimine yonelik gelismis ulke...