YAPAY ZEKÂ VE DİJİTAL TEKNOLOJİ KULLANIMININ YALNIZLIK ÜZERİNE ETKİSİ (original) (raw)

TEKNOLOJİ VE TEOLOJİNİN KESİŞİMİ: YAPAY ZEKA ÇAĞINDA KİMLİK VE ÖLÜMSÜZLÜK

Bu çalışmada, din felsefesindeki ruh, kimlik ve ölümsüzlük kavramlarının, yapay zeka ve dijital bilinç aktarımı gibi modern teknolojik gelişmeler bağlamında nasıl yeniden yorumlanabileceği ele alınmaktadır. Bu çalışma, analitik ve karşılaştırmalı bir yöntem kullanarak dijital bilinç aktarımının kimlik ve ruh kavramları üzerindeki etkilerini tartışmayı amaçlamaktadır. Klasik felsefe, ruhun ölümsüzlüğü ve kimlik sürekliliğini metafizik bir çerçevede ele alır. Modern felsefe ise, bu kavramları hafıza ve beden gibi somut unsurlarla ilişkilendirerek inceler. Yapay zeka, bütün beyin emüsyonu, dijital ölümsüzlük ve transhümanizm gibi dijital bilinç aktarımını öngören yaklaşımlar, bilincin fiziksel bedene bağlı olmaksızın de-vam edebileceği iddiasını ortaya atarak ruh ve bilinç arasındaki sınırları bulanıklaştırmaktadır. Çalışma, bu teknolojilerin kimlik sürekliliği ve bilinç kavramları üzerindeki etkilerini analitik bir yaklaşımla değerlendirmektedir. Çalışmada, ruhun ölümsüzlüğü ve kimlik sürekliliği, genellikle metafizik ve dini bir çerçevede ele alınan klasik görüşe sahip filozofların yaklaşımları ile kimlik sürekliliğini hafıza ve beden gibi daha somut unsurlarla ilişkilendiren modern filozofların görüşleri değerlendirilecektir. Sonuç olarak, dijital bilinç aktarımı, aynı benlik ile yeni bir varlık arasındaki ayrımı sorgulatırken, insan kimliğini ve varoluşunu yeniden tanımlamayı gerektiren etik ve metafizik sorunları gündeme getirmektedir.

PAZARLAMA UYGULAMALARINDA YAPAY ZEKA VE TÜKETİCİ YENİLİKÇİLİĞİ İLİŞKİSİ

Yeniliğin doğru şekilde pazarlanabilmesinin ilk adımı yenilikçi tüketicilerin tanımlanması ve onların davranışlarının anlaşılmasıdır. Bu anlamda günümüz dijital çağında yapay zeka ürün ve markalar üzerinde bir yenilik yaratıyor ise, tüketicinin bu yeniliklere yönelik eğilimi işletmelerin yapay zeka ile ilgili uygulamalarını etkileyecektir. Dijital ortam ve uygulamaların bu kadar hayatımıza girdiği evrede "yeni tüketici" yi de iyi anlamaları ve sosyal boyutta değerlendirerek ürün ve markaları üzerinde en yeni teknolojileri kullanmaları gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında tüketici yenilikçiliği yeni tüketiciyi sosyal ve hazcı boyutta tanımaya fırsat verecek bir kavramdır. Bu çalışmada da yapay zeka gibi yenilikçi uygulamaların tüketici yenilikçiliği açısından ne ifade ettiği belirlenmeye çalışılmaktadır. Bu çalışma tüketicilerin yeniliğe yönelik eğilimlerini göstermekte ve ürün tercihlerinde yeniliğin önemini ortaya koymaktadır. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak yenilik, yapay zeka ile ilgili pazarlama uygulamaları ve tüketici yenilikçiliği konuları işlenmiştir. LİTERATÜR ANALİZİ/ KAVRAMSAL ÇERÇEVE Yenilik artık yalnızca Ar-Ge departmanının sorumluluğunda olmayıp işletmeyi çevreleyen tüm faktörlerin ortak katılımıyla gerçekleştirilebilecek bir boyut kazanmıştır. Yeni ürünler firmalar tarafından büyük bir tanıtım kampanyasıyla birlikte tüketicilerin kullanımına sunulmaktadır. Bu ortamda tüketicilerin yeniliğe bakış açıları önem kazanmaktadır (Uyar ve Kılıçarslan, 2013).

YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİNİN KİŞİSEL VERİLER KANUNA YANSIMALARI

1-)KONUYA YÖNELİK KAVRAMLAR Yapay zekâ teknolojisi, çevresini algılayabilen ve herhangi bir hedef bakımından başarı şansını maksimize edebilecek şekilde karar alabilen zeki makineleri ifade eder. Günümüzde gündelik hayatta sıklıkla karşılaştığımız strateji oyunları, sürücüsüz araçlar, çeviri programları, yüz tanıma sistemleri ve ticaret, sağlık ve araştırma alanında kullanılan istatistik programları aslında "dar anlamda" yapay zekâ teknolojileridir. Kişisel Veri, 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ('KVKK') m. 3 b. d)'ye göre "Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi" olarak tanımlanmaktadır. Bu noktada ilk tartışacağımız konu 'Kişisel verinin hangi hakkın kapsamına' gireceğidir. Bu konuda 2 temel yaklaşım vardır. Bunlar: • ABD'nin de kabul ettiği yaklaşım; kişisel verinin bir mülkiyet hakkı olması ve • Avrupa'nın kabul ettiği yaklaşım olan kişisel verinin bir insan hakkı olduğu yaklaşımıdır. Bu konuda Fransız Yüksek Mahkemesi verdiği bir kararında Covid-19 sebebiyle sokağa çıkma yasağı sırasında polisin denetlemesi için kullanılan drone ların kullanımının hukuki gerekçeye dayandırılmadığı için, kullanımının insan hakkı ihlali olduğuna karar vererek kullanılmasını yasaklamıştır. İkinci tartışacağımız konu 'Kişinin hangi hallerde belirlenebilir' olduğudur. Bu çerçevede mutlak ve nısbi belirlenebilirlik görüşleri ortaya atılmıştır. • Mutlak belirlenebilirlik görüşüne göre, veri sorumlusunun kimliği ve hangi amaçla ilgili verileri işlediği önem taşımamakta, verisi işlenen kişinin kimliğini tespit etmeye hizmet edebilecek nitelikte üçüncü kişilerin elinde bulunan bilgiler de veri sorumlusunun hâkimiyetinde kabul edilmektedir. • Nısbi belirlenebilirlik görüşünde ise sadece veriyi işleyen kişinin kimliği ve bilgisi esas alınacaktır. Kişisel verinin tanımına yönelik olarak Avrupa Adalet Divanı, dinamik IP-adreslerinin kişisel veri niteliğinde olup olmadığına ilişkin Breyer kararında ise dinamik IP-adresini elinde bulunduran kişinin makul imkânlar dâhilinde internet erişim sağlayıcısından kişiye dair bilgi elde etme imkânı söz konusu olduğu takdirde IP-adreslerinin de kişisel veri niteliği taşıyabileceğine hükmetmiştir.

YAPAY ZEKÂ ve ELEKTRONİK TİCARETTEKİ UYGULAMALARI

Pazarlamaya Yeni Bir Bakış: Yapay Zeka, 2023

Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Yayın Grubu, 1984 yılından itibaren ulusal ve 2011 yılından itibaren ise uluslararası düzeyde düzenli olarak faaliyet yürütmekte ve yayınladığı kitaplar, ulusal ve uluslararası düzeydeki yükseköğretim kurumları kataloglarında yer almaktadır. Pazarlamaya Yeni Bir Bakış Yapay Zekâ eserimizin oluşmasında değerli katkılarını sunarak editörlüğü paylaştığım Öğretim Görevlisi Dr. Esma Ebru ŞENTÜRK'e; özgün, nitelikli, güncel ve değerli çalışmaları ile eseri güçlendiren bölüm yazarlarımız Prof.Dr. Bilsen BİLGİLİ'ye, Doç.Dr. Niyazi GÜMÜŞ'e, Dr. Öğretim Üyesi Barış ARMUTCU'ya, Dr. Öğretim Üyesi Arzu ŞEKER'e, Dr. Öğretim Üyesi Emine Pınar SAYGIN'a, Dr. Öğretim Üyesi Mustafa KAPLAN'a, Dr. Hüsyin GÜVEN'e ve Dr.Seda Uğur ÇİLKARA'ya ve eserimizin oluşum sürecinde iletişim basamaklarının yönetiminde varlığını esirgemeyen Doç.Dr. Osman YILMAZ'a teşekkür ederim. Editörler ve yazarlar bütünlüğü içinde oluşturduğumuz "Pazarlamaya Yeni Bir Bakış Yapay Zekâ" eserimizin Türkiye Cumhuriyetimizin 100. Yılında, pazarlama alan yazınına, pazarlama akademisyenlerine ve profesyonellerine, yapay zekâ konusunda çalışan tüm araştırmacılara katkı sunması büyük onur ve mutluluktur. İyi okumalar dileğiyle,

DİJİTAL SANAT BAĞLAMINDA YAPAY ZEKÂ ALGORİTMALARININ KULLANIMINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR İNCELEME: REFİK ANADOL’UN “MAKİNE HATIRALARI: UZAY” SERGİSİ

INTERNATIONAL JOURNAL OF ECONOMIC AND ADMINISTRATIVE ACADEMIC RESEARCH, 2023

Yeni iletişim teknolojileri aracılığıyla dönüşüm süreci yaşayan sanat, dijitalize hale gelmiş günümüz dünyasının bilişsel kavrayışlarında da anlamsal değişimlere yol açmaktadır. Post-modern çağın yeni sanat anlayışını şekillendiren yapay zekâ uygulamaları, izleyici ile etkileşim odaklı bir süreci mümkün kılarken aynı zamanda gerçeklik ve özne/nesne ilişkisini de ters düz etmektedir. Dijital çağın en önemli bileşeni olan “veri”, algoritmalar aracılığıyla sanatın formunu değiştirmekte ve zaman ve mekân algısında yaşanan kopuş sonucu sanatçı ve izleyici arasındaki mesafenin yok olduğu, etkileşimsel deneyime dayalı çok boyutlu ve estetize bir sanat evreni yaratmaktadır. Dijital sanat uygulamaları ile anlam üretmekten uzak olan ve tüketilebilir bir meta haline gelen sanat, biricikliğini de kaybetmiştir. Yapay zekâ algoritmalarının sanatta yarattığı dönüşümü eleştirel bir şekilde ele alan çalışma, dijital sanatın anlam dünyamızda yol açtığı kırılmaları, Türkiye’de yapay zekâ ile üretilen ilk sanat eserlerinde imzası olan yeni medya sanatçısı Refik Anadol’un “Makine Hatıraları: Uzay” sergisi bağlamında anlamayı ve yorumlamayı amaçlamaktadır. Sanatçının eserleri, geleceğin sanatına ışık tutarken makineye bellek işlevi yükleyerek insanileştirme girişiminde bulunmakta ve “yeni soyut dışavurum” un izleri çerçevesinde pek çok eleştiriye maruz kalmaktadır. Sinestezik etki yaratarak izleyicilerin algılarına ve duyularına etki eden dijital dönemin yeni sanat anlayışını temsil eden Anadol’un eserlerinin felsefi anlamda düşünsel boyut taşıyıp taşımadığı konusu her zaman sorgulanmaya açık olacaktır.

KRİZ İLETİŞİMİNDE YAPAY ZEKÂ UYGULAMALARININ KULLANIMI

8. Uluslararası İletişim Günleri Dijital Çağda Kriz İletişimi Sempozyumu, 2021

Günümüzde yapay zekâ teknolojileri tıptan sanata, ulaşımdan savunmaya, sağlıktan iletişime kadar birçok alanda etkisini göstermekte, yalnızca teknik bilimlerin konusu olmaktan çıkıp sosyal bilimlere de katkı sağlayan bir teknoloji haline gelmektedir. Dijital çağ olarak adlandırılan bu dönemde, diğer disiplinlerde olduğu gibi pazarlama, reklam ve halkla ilişkiler gibi alanlarda da yapay zekâ uygulamalarından yararlanılmaya başlanılmıştır. Halkla ilişkiler çerçevesinden değerlendirilecek olursa günümüzde medya izleme, imaj, itibar, risk yönetimi, kriz iletişimi gibi alanlarda yapay zekâ uygulamalarından yararlanıldığı söylenebilmektedir. Günümüzde, bilhassa içinde bulunduğumuz Covid-19 Salgını nedeniyle “kriz iletişimi” konusunun bu alanda öne çıktığı görülmektedir. Bugün birçok kurum farklı sebeplerden dolayı krizler ile karşı karşıya kalabilmektedir. Kurumların karşılaştıkları krizlerin yaklaşık %30’unun (Mentionlytics, 2021) dijital platformların etkisiyle bir saat gibi kısa bir sürede tüm dünyaya yayıldığı düşünüldüğünde krizi reaktif bir yaklaşım yerine proaktif bir yaklaşımla yönetmek önem kazanmaktadır. Bu durumda kurumlar için sadece kriz anını yönetmek değil, bir eylem planı hazırlayarak kriz öncesini de iyi yönetmek gerekli görülmektedir. Günümüz yapay zekâ teknolojilerinin kullanımıyla krizleri çok önceden tahmin etmek ve tahminler yardımıyla kapsamlı bir eylem planı hazırlamak mümkün hâle gelmektedir. Daha da önemlisi potansiyel krizlerin öngörülmesiyle birlikte krizler başlamadan sonlandırılabilmektedir. Yapay zekâ teknolojilerinin kullanımı sayesinde uygulayıcılar, sosyal medya başta olmak üzere dijital ortamlardan toplanan verileri analiz ederek kurum için anlamlı çıktılar haline dönüştürebilmektedir. Böylece duygu analizleri ile krize yol açabilecek konular tespit edilip potansiyel krizlere önlem alınabilmekte ve kurumun itibarına gelebilecek herhangi bir zarardan kaçınılabilmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı kriz iletişiminde, dünya genelinde kullanılan yapay zekâ hizmet ve uygulamalarını ortaya koymak ve bu uygulamaları halkla ilişkiler perspektifiyle irdelemektir. Çalışmanın, “yapay zekâ teknolojileri kriz iletişiminde nasıl kullanılır” ve “bu teknolojiler gelecekte kriz iletişiminde nasıl bir dönüşüme yol açar” gibi dijital çağın önemli sorularına yanıt araması açısından önem taşıdığı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: yapay zekâ, dijitalleşme, kriz, kriz iletişimi.

YAPAY ZEKÂ UYGULAMALARI İÇ DENETİM MESLEĞİNE NELER KAZANDIRABİLİR? MESLEKİ DEĞİŞİM VE TEKNOLOJİ YÖNETİMİ

Ombusdman Akademik , 2024

Professionals, as experts in a profession, are seen as the sole authorities and knowledge carriers of the organizational field in which they work. This position provides them with both responsibility and power in the field they work. For a significant portion of professionals, this responsibility-power component represents the professional boundary that must be protected. Technological developments, together with other factors, determine the areas and boundaries in which professionals work. Artificial intelligence applications, one of the most important technological developments of recent years, are among the applications that are becoming widespread among professionals. Although artificial intelligence applications are seen by some professional professionals as a threat to their areas of professional authority and job security, it is envisaged that the effectiveness and efficiency in the work of professionals can increase if these applications and all related technological innovations are managed correctly. In this study, the innovations that artificial intelligence applications will bring to internal auditors, specifically the internal audit profession, are discussed from a theoretical perspective. Accordingly, the spread of artificial intelligence applications among internal audit professionals; It has been concluded that this can be achieved if internal auditors gain new competencies, increase their ability to use these tools, make analytically sound risk determinations, and auditor predictions are taken more seriously by senior management. At the end of the study, a technology-oriented new generation internal audit profession conceptual framework proposal is presented.

EĞİTİMDE YAPAY ZEKÂ KULLANIMI VE GELİŞİMİ

e-Journal of New Media / Yeni Medya Elektronik Dergi – eJNM, 2021

Yapay zekâ teknolojileri özellikle son yıllarda yapılan başarılı projelerin de katkısıyla her geçen gün daha fazla dikkat çekmektedir ve bu konuda yapılan araştırmalar gittikçe önem kazanmaktadır. Birçok sektörde başarılı bir şekilde kullanılan yapay zekâ teknolojileri eğitim sektöründe de kullanılmaya başlanmıştır. Bu makalede, eğitimde yapay zekâ etkileri konusu üzerinde yapılacak çalışmaların daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla konu hakkında öğretici bilgiler paylaşılmıştır ve eğitim sektöründe yapay zekâ teknolojilerinin Türkiye ve dünyada kullanım örneklerine değinilmiştir. Ayrıca bu teknolojilerinin eğitim sektörüne sağladığı ve sağlayabileceği katkılar üzerinde durulmuştur. Çalışma, literatür taraması yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın, önem kazanmakta olan eğitimde yapay zekâ konusunda, gelecekte yapılacak çalışmalar için bir kaynak niteliğinde olabileceği düşünülmektedir.