TÜRK EDEBİYATINDA SÜRELİ YAYINLAR VE BİZİM KÜLLİYE ÖRNEĞİ Ahmet Faruk GÜLER (original) (raw)
Related papers
Yazınsal İçerikli Dergilerimize Kısa Bir Bakış
İletişim Çalışmaları, 2017
Yazınsal nitelikli süreli yayınları ele aldığımız bu çalışmamızda Türkçe yayıncılık etkinliklerinin başlamasından bu yana edebiyat dergilerinin gelişim süreci dönemsel olarak irdelenmiştir. Bu bağlamda elbette ki tüm yayınların ele alınması söz konusu olmamıştır. Sadece öne çıkan belli başlı yayınlara dair kısa bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. İlk dönem yazınsal içerikli başlı başına yayınlar olmasa da, günlük siyasi formatlı gazetelerde edebiyat konularına ve hatta ürünlerine yer verildiği saptanmıştır. İlerleyen süreçte dergilerde de yazınsal içeriğe rastlanmaya başlamış, hatta basın alanında özellikle de dergicilik sahasında uzmanlaşmanın ortaya çıkmasıyla birlikte başlı başına yazın dergileri görülmüştür. Bu betimsel çalışmanın hazırlanması sürecinde veri toplanması aşamasında yazılı kaynaklardan bilgi toplanması yönteminden yararlanılmıştır. Çalışmada konuyla ilgili süreli yayınlara doğrudan ulaşılmıştır.
BULGARİSTAN TÜRKLERİ ÇOCUK EDEBİYATI (Dönemler-Temsilciler-Türler)
Bengü Yayınları, 2016
2004 yılında NATO üyesi olan Bulgaristan 01 Ocak 2007'de de AB'nin tam üyesi olmuştur. Bulgaristan'da sosyalizm, liberal ekonomiye geçiş süreci günümüzde de devam etmektedir. G. 1. 2. Bulgaristan'ın Fiziki Coğrafyası Bulgaristan'ın yüzey şekillerinin büyük bölümünü Balkan Dağları oluşturur. Balkan; Türkçe bir kelime olup "ormanlık dağ" anlamına gelmektedir. 19 Balkan Dağları üçüncü zamanda meydana gelen Alp Orojenezi sonucu oluşan Dinar-Toros Dağ sistemine bağlı bir kıvrım dağ silsilesidir. Sırbistan'ın doğusundan kuzeybatı Bulgaristan'a girerek doğuya doğru hilal şeklinde Esas Balkan ve Anti Balkan Dağları olarak 560 km'lik çift silsile halinde uzanmaktadırlar. Bu dağlar ülkenin doğusunda Şumnu ili sınırları içinde sona ermektedir. 20 Balkan Dağları (Stara Planina) Bulgaristan'ı kuzeyde Tuna Platosu, güneyde ise Trakya Platosu olarak kabaca iki coğrafi bölgeye ayırır. Oldukça dağlık bir coğrafyaya sahip olan güney Bulgaristan'da Rodop ve Rila sıradağları yer alır. Ülkenin ve Balkanların en yüksek dağı olan 2925 metre rakımlı Musala Dağı da burada bulunmaktadır. 21 Bulgaristan akarsularının beşte üçünün suları Karadeniz'e, geri kalan beşte ikisi Ege Denizi'ne ulaşır. Karadeniz'e dökülen nehirlerin başlıcaları Tuna'nın kollarıdır. Bunların en önemlileri batıdan doğuya doğru Lom, Ogosta, İsker, Vit, Osma ve Yantra nehirleridir. Bazı akarsular da doğrudan doğruya Karadenize ulaşır. Bunlar arasında en önemlisi Kamçık suyudur. Meriç ve kolları ile Mesta-Karasu ise Ege Denizi'ne dökülmektedir. 22 Ülkenin en önemli ırmağı olan Tuna Nehri, aynı zamanda Romanya-Bulgaristan sınırını oluşturur. Bulgaristan sınırları içerisinde doğup, Yunanistan-Türkiye sınırını oluşturarak Ege Denizi'ne dökülen Meriç (Maritsa) Bulgaristan'ın bir diğer önemli akarsuyudur.
Dünyada ve Türkiye’de Anlam İnşasının Aracı Olarak Sanat ve Edebiyat Basını
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 2020
Tarih boyunca basın edebiyat ve sanatın hem öznesi hem de nesnesi olmuştur. Bu çalışmada, 17. Yüzyıldan günümüze kadar dünyadaki, Osmanlı’daki ve sonrasında Türkiye’deki sanat ve edebiyat basınının toplumsal dönüşümler açısından nasıl bir rol oynadığı ve nasıl bir dönüşüm geçirdiği incelenmiştir. Sanat basının rolü, ekonomik ve politik dönüşümler dikkate alınarak çeşitli örnekler üzerinde tartışılmıştır. Ekonomi-politik yapıda dönüşümler gerçekleştikçe, sanayileşme ile birlikte meta haline gelen sanat ürünlerinin de değiştiği, sanat değiştikçe basının da hem içerik, hem biçim, hem de oynadığı rol anlamında değiştiği görülmüştür. Aydınlanma, sanayileşme, Fransız Devrimi, 1848 Devrimleri, Büyük Buhran, I. Dünya Savaşı, II. Dünya Savaşı gibi dönemler, sanat basınını dönüştürmüştür. Aydınlanma ve sanayileşme dönemi ile birlikte, sanat dini içeriklerden uzaklaşarak sıradan insanların ilgilerine ve akılcılık ile birlikte isyan ve şiddetin yerini edebiyat ve sanat almıştır. Basın sanatı is...
Türkiyat Mecmuası, 2015
Osmanli matbuatinda II. Mesrutiyet’in ilanindan (24 Temmuz 1908) hemen sonra olusan ozgurluk havasi icerisinde cok sayida yeni dergi ve gazete yayin hayatina baslamis; bu dergi ve gazeteler halkin aydinlatilmasi, bilgi ve kultur seviyesinin yukselmesinde onemli bir fonksiyon icra etmislerdir. II. Mesrutiyet’in ilanindan sonra yayin hayatina giren gazetelerden birisi de Tonguc [Tonghidje] ’tur. Mirza Sait Bey tarafindan 11 Şubat 1324 [24 Şubat 1909] - 19 Mart 1325 [1 Nisan 1909] tarihleri arasinda 36 (otuz alti) sayi yayinlanan gazete, sadece genis Osmanli cografyasinda degil, Musluman Turklerin yasadigi Kirim, Romanya gibi yerlerde de yakindan ve ilgiyle takip edilmistir. Tonguc gazetesi sayfalarinda makale, siir, mektup gibi edebi turlere yer vermis olup, bunun yaninda Avrupa’dan, Balkan cografyasindan ve Islam dunyasindan aktardigi haberlerle de onemli bir islev gormustur. Ayrica, basta saglik olmak uzere, ciftcilik, bahcivanlik gibi tarim alanlarinda da halki bilgilendirme ve onlarin kulturel seviyelerini artirma noktasinda yazilar yayimlanmistir. II. Mesrutiyetten cumhuriyete uzanan surecte donemi anlamak acisindan gazete ve dergilerin buyuk onemi vardir. Bu yonuyle Tonguc gazetesi birlestirici ve aydinlatici vasfiyla matbuat tarihimizde onemli bir fonksiyonu olmustur. Bir baska ifadeyle, Osmanli icinde ve disinda yasayan Turk halkinin karsilastiklari sorunlara Tonguc gazetesi bir ayna vazifesi gordugu soylenebilir. Bu calismada II. Mesrutiyet sonrasi yayin hayatina dahil olan Tonguc gazetesi ilk defa incelenmis ve bu gazetenin Romanya cografyasinda yasayan Musluman Turkler acisindan ifade ettigi anlam degerlendirilmistir.
2015
Osmanlı matbuatında II. Meşrutiyet’in ilanından (24 Temmuz 1908) hemen sonra oluşan özgürlük havası içerisinde çok sayıda yeni dergi ve gazete yayın hayatına başlamış; bu dergi ve gazeteler halkın aydınlatılması, bilgi ve kültür seviyesinin yükselmesinde önemli bir fonksiyon icra etmişlerdir. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra yayın hayatına giren gazetelerden birisi de Tonguç [Tonghidje]’tur. Mirza Sait Bey tarafından 11 Şubat 1324 [24 Şubat 1909] - 19 Mart 1325 [1 Nisan 1909] tarihleri arasında 36 (otuz altı) sayı yayımlanan gazete, sadece geniş Osmanlı coğrafyasında değil, Müslüman Türklerin yaşadığı Kırım, Romanya gibi yerlerde de yakından ve ilgiyle takip edilmiştir. Tonguç gazetesi sayfalarında makale, şiir, mektup gibi edebî türlere yer vermiş olup, bunun yanında Avrupa’dan, Balkan coğrafyasından ve İslam dünyasından aktardığı haberlerle de önemli bir işlev görmüştür. Ayrıca, başta sağlık olmak üzere, çiftçilik, bahçıvanlık gibi tarım alanlarında da halkı bilgilendirme ve onların kültürel seviyelerini artırma noktasında yazılar yayımlanmıştır. II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e uzanan süreçte dönemi anlamak açısından gazete ve dergilerin büyük önemi vardır. Bu yönüyle Tonguç gazetesi birleştirici ve aydınlatıcı vasfıyla matbuat tarihimizde önemli bir fonksiyonu olmuştur. Bir başka ifadeyle, Osmanlı içinde ve dışında yaşayan Türklerin karşılaştıkları sorunlara Tonguç gazetesi bir ayna vazifesi gördüğü söylenebilir. Bu çalışmada II. Meşrutiyet sonrası yayın hayatına dâhil olan Tonguç gazetesi ilk defa incelenmiş ve bu gazetenin Romanya coğrafyasında yaşayan Müslüman Türkler açısından ifade ettiği anlam değerlendirilmiştir. Anahtar kelimeler: Tonguç [Tonghidje]gazetesi, Türk basını, Balkanlar, Romanya, Kırım Türkleri.
Tanzimat Sonrası Türk Edebiyatında Ortaya Çıkan Edebî Topluluklar ve Sanat Anlayışları
Tanzimat Sonrası Türk Edebiyatında Ortaya Çıkan Edebî Topluluklar ve Sanat Anlayışları, 2019
Tanzimat Sonrası Türk Edebiyatında Ortaya Çıkan Edebî Topluluklar ve Sanat Anlayışları, SERVET-İ FÜNÛN, FECR-İ ÂTÎ, NAYİLER, MİLLÎ EDEBİYAT, BEŞ HECECİLER, NEV-YUNÂNÎLİK, YEDİ MEŞALECİLER, GARİPÇİLER - BİRİNCİ YENİ, TOPLUMCU GERÇEKÇİLER, İKİNCİ YENİ, MAVİ HAREKETİ, HİSARCILAR,
Mi̇llȋ Ki̇mli̇ği̇n İnşa Süreci̇nde Ocak Mecmuasi
Edebî Eleştiri Dergisi, 2021
Gazete ve mecmuanın kültür hayatımıza girmesi ile birlikte süreli yayınlar hem toplumsal değişimlerden etkilenen hem de toplumsal değişimleri etkileyen unsurlar olmuştur. Bu nedenle kültür tarihimiz hakkında yapılan araştırma ve tespitlerde süreli yayınlar temel kaynaklar arasında yer almıştır. Kültür tarihimizin önemli merhalelerinden biri de II. Meşrutiyet'in ilânıdır. II. Meşrutiyet'in ilânı sonrası sansürün kalkmasıyla fikir cereyanlarının yansımalarını da dönemin gazete ve mecmualarından takip etmekteyiz. Bu dönemin fikir cereyanlarından biri de Türkçülüktür. Türkçülük, Balkan Savaşları sonrası dönemin siyasi iktidarı İttihat ve Terakki'nin desteğiyle büyük bir ivme kazanmıştır. Ayrıca Türk Ocağı'nın Anadolu'da açtığı şubelerle taşrada da yayılma imkânı bulmuştur. Türkçülüğün hem İstanbul hem de taşrada hızla yayılmasında Türk Ocağı mecmualarının ise önemli katkıları olmuştur. Bu çalışmada 1917-1918 arasında yayımlanan Konya Türk Ocağı mecmuası Ocak'ın oluşum süreci ve millî kimlik inşa sürecine katkıları tespit edilmiştir.