Venedik Devlet Arşivindeki Bailo Defterlerine Göre Osmanlı Devleti’nin Venedik’e Zahire ve Asker Yardımı (1624-1631) The Ottoman Empire’s Military and Store of Grain Aid to Venetian Regarding to Bailo Registers in Venice State Archive (1624-1631) M (original) (raw)
Özet Osmanlı Devleti ile Venedik arasındaki ilişkiler 14. yüzyıla kadar uzanmakla beraber, daha geniş ilişkiler Fatih dönemi ile gelişmiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler hem siyasî hem de iktisadî esaslara dayanıyordu. Osmanlı Devleti, Batı’nın bu en güçlü denizci tüccar devletinin gücünü yanına almak isterken aynı zamanda ihtiyacı olan emtianın düzenli olarak ülkesine girişini sağlamak istiyordu. Venedik de daha Bizans ve Selçuklu dönemlerinde Doğu’da ticaret yapmak için aldığı imtiyazları kaybetmek ve hele bu imtiyazları rakibi olan diğer denizci devletlere kaptırmak istemiyordu. Osmanlı-Venedik arasındaki bu karşılıklı iyi ilişkiler 16. Yüzyılın sonlarında 1571’de Kıbrıs’ın Osmanlılar tarafından fethedilmesiyle kesintiye uğradıysa da kısa bir süre sonra yukarıda zikredilen karşılıklı mecburiyetlerden dolayı yeniden başladı. Bundan sonra Venedik Osmanlı Devleti için “Hıristiyan ülkeler arasında himayeye en fazla layık ülke” statüsüne yükseldi, Osmanlı Devletinin en sadık dostu oldu. 1624-1631 yılları arasında Avrupa’da Otuz Yıl Savaşlarının devam ettiği sürede İspanya- Avusturya ittifakının tehdidinde kalan Venedik, Osmanlı Devletinden yardım talebinde bulundu. Osmanlı iktisat politikasının temeli olan “iase-provizyonizm”in temini için sıkı sıkıya bağlı olduğu zahire ihracının memnuiyeti prensibini bir tarafa bırakarak, Rumeli’deki eyalet ve sancak beylerine gönderilen fermanlarla Venedik’e ihtiyacı kadar günün rayici üzerinden istediği kadar zahirenin satılmasına izin vermiştir. İspanya ve Avusturya’nın saldırılarının devam etmesi üzerine Venedik, Osmanlı Devletinden asker talebinde bulunmuştur. Osmanlı Devleti yukarıda zikredilen mülahazalarla, Osmanlı Devleti, Osmanlı Devletini Rumeli sancaklarında ücreti karşılığında gönüllü olarak Venediklilerin hizmetine girmek isteyen Müslim veya gayr-i Müslim halkın cenkçi (savascı) yazılmasına ruhsat vermiş ve buna kimsenin mani olmaması hakkında ilgililere gerekli tenbih yapılmıştır. Hem dışarıya zahire ihracı hem de ülkesinden paralı asker yazılmasına izin vermiş olması, Osmanlı Devletinin bilinen siyaset ve iktisat politikalarına tamamen aykırı idi. Bu durum ancak Osmanlı Devletinin ileri görüşlü devlet anlayışı ile izah edilebilir. Bize göre Osmanlı Devletinin bu politikası, tehdidin, kendi sınırlarına gelmeden once yok edilmesi demek olan “sınır ötesi tahkim doktrinidir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Venedik, Venedik Devlet Arşivi, Bailo Defterleri.
Sign up for access to the world's latest research
checkGet notified about relevant papers
checkSave papers to use in your research
checkJoin the discussion with peers
checkTrack your impact
Related papers
Özet Osmanlı Devleti ile Venedik arasındaki ilişkiler 14. yüzyıla kadar uzanmakla beraber, daha geniş ilişkiler Fatih dönemi ile gelişmiştir. Đki ülke arasındaki ilişkiler hem siyasî hem de iktisadî esaslara dayanıyordu. Osmanlı Devleti, Batı'nın bu en güçlü denizci tüccar devletinin gücünü yanına almak isterken aynı zamanda ihtiyacı olan emtianın düzenli olarak ülkesine girişini sağlamak istiyordu. Venedik de daha Bizans ve Selçuklu dönemlerinde Doğu'da ticaret yapmak için aldığı imtiyazları kaybetmek ve hele bu imtiyazları rakibi olan diğer denizci devletlere kaptırmak istemiyordu. Osmanlı-Venedik arasındaki bu karşılıklı iyi ilişkiler 16. yüzyılın sonlarında 1571'de Kıbrıs'ın Osmanlılar tarafından fethedilmesiyle kesintiye uğradıysa da kısa bir süre sonra yukarıda zikredilen karşılıklı mecburiyetlerden dolayı yeniden başladı. Bundan sonra Venedik Osmanlı Devleti için " Hıristiyan ülkeler arasında himayeye en fazla layık ülke " statüsüne yükseldi, Osmanlı Devletinin en sadık dostu oldu. 1624-1631 yılları arasında Avrupa'da Otuz Yıl Savaşlarının devam ettiği sürede Đspanya-Avusturya ittifakının tehdidinde kalan Venedik, Osmanlı Devletinden yardım talebinde bulundu.
Venedik Baylosu’nun Defterleri The Venetian Baylo’s Registers (1589-1684)
This book contains the summaries of 943 Ottoman documents dating back to the period 1589-1682, written in eleven registers kept in the archives of Bailo a Constantinopoli, boxes 250-252, in the Venetian State Archives. Venetian diplomats in Istanbul considered it important to keep the copies of letters of sultans and Ottoman officials that made reference to Venetian affairs in their own archives. In this way the series of registers called Carte turche. Registri was created. It contains both Ottoman texts and their Italian translations made by the official interpreters of the Republic. Originals were usually sent to Venice, while the drafts are still kept in the Ottoman archives (Başbakanlık Osmanlı Arşivi), above all in the series Maliyeden müdevver .
Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda müttefik olarak yer almışlardır. Dört yıl gibi, beklenenden uzun süren savaş iki devletin ilişkilerini her alanda etkilemiştir. Askerî ilişkilerden sosyo-kültürel ilişkilere kadar farklı birçok alanda ittifakın izlerini görmek mümkündür. İttifakın temel konularından bir tanesi de Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti arasındaki askerî yardımlardır. Nitekim savaş boyunca müttefikler arasında gerek ticaret, gerekse yardım amaçlı canlı bir ilişki görülmüştür. Galiçya Cephesi'ne gönderilen 15. Kolordu da buna bir örnektir. Bu çalışmada askerî destek amaçlı olarak görülen kararın arkasında yatan siyasi nedenler gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu sayede askerî yardımların yapısına farklı bir bakış açısı getirmek amaçlanmıştır. Abstract Austria-Hungary and the Ottoman Empire were allies in the First World War. An unexpectedly long war has affected the relations of the two countries in every aspect. It is easy to see the effects of the alliance in various fields from military to socio-cultural relations. One of the major topics of the alliance was the military support between Austria-Hungary and the Ottoman Empire. Indeed during the war, active commercial and support relations were observed between the allies. The 15 th Corps sent to the Galician Front is an example for this. In this study, the political grounds of this support, which looks like a military aid, were brought to light. Thus the intention was to bring a distinctive approach on the structure of military aids.
Harp Tarihi Dergisi, 2022
Kuruluşundan itibaren başarılı fetih politikası ile gerek karada gerekse de denizlerde hızla ilerleyen Osmanlı ordusunun II. Viyana Kuşatması’nda aldığı mağlubiyet ile bu ilerleyişi durmuştur. Kuşatma ve ardından yaşanılan kayıplar ile Osmanlılar ilk toprak kayıp belgesine de imza atacaklardır. 1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşması’na giden süreçte en önemli dönüm noktası şüphesiz Zenta Savaşı’dır. Sultan II. Mustafa’nın ordunun başında katıldığı bu savaşta Prens Eugen ve ordusuna karşı ciddi bir mağlubiyet alınmıştır. Her ne kadar Zenta’da Avusturya’ya karşı savaşmış olunsa da kutsal ittifakın diğer üyesi Venedikliler’i de bu süreçte unutmamak gerekir. Özellikle denizde ve Adriyatik kıyılarında Osmanlılar’a karşı mücadele veren Venedikliler’in faaliyetleri bu bakımdan önemlidir. Onların savaş ve genel olarak Osmanlılar hakkında yazdıkları ise kıymetli bilgiler vermektedir. İşte bu makalede, Viyana nezdinde elçilik yapan Venedikli diplomat Carlo Ruzzini’nin raporlarına odaklanılacaktır ve onun Zenta’da savaş meydanında bulduğunu söylediği Osmanlı harp düzenini resmeden bir çizim de ilk defa yayınlanacaktır. The progress of the Ottoman army, which had been advancing rapidly both on land and on the seas with its successful conquest policy since its foundation, stopped with the defeat in the Second Vienna Siege. With the losses after the siege, the Ottomans also signed the first territorial loss document. The most important turning point in the process leading to the Treaty of Karlowitz signed in 1699 is undoubtedly the Battle of Zenta. In this battle, in which Sultan Mustafa II participated at the head of the army, Prince Eugen and his army defeated the Ottoman Empire seriously. Although there was a war against Austria in Zenta, the Venetians, the other members of the holy alliance, should not be forgotten within this period. The activities of the Venetians, who fought against the Ottomans, especially in the sea and on the Adriatic coast, are important in this regard. What they wrote about the war and the Ottomans provides valuable information. This article will focus on the reports of Carlo Ruzzini, the Venetian diplomat and ambassador to Vienna, and a drawing showing the order of the Ottomans, which he said that he found on the battlefield, will be published for the first time.
Osmanlı Devleti’nin savaşlarda başarı kazanmasının en önemli sebeplerinden biri sefer organizasyonlarını başarılı bir şekilde yürütmesiydi. Bir seferin başarılı şekilde yürütülmesi için birden fazla ve bazen birbirinden bağımsız hazırlıkların yapılması gerekmekteydi. Sefer esnasında bu organizasyonu eksiksiz ve muntazam yürütebilmek için elzem olan ihtiyaçlardan biri ise yeterli hazinenin sağlanabilmesiydi. Osmanlı Sefer organizasyonlarında en önemli gereksinimlerden olan sefer hazinesine dair en önemli kaynak sefer ruznamçeleri ve bu kayıtlar kullanılarak oluşturulan icmaller yani sefer bütçeleridir. Bu çerçevede bu makale iki ana konu üzerinde odaklanmıştır. Bunlardan ilki sefer ruznamçeleri (ve bütçelerinin) benzer nitelikteki kaynaklarla kıyaslanarak, fiziki özelliklerinin tanıtılıp açıklanmasıdır. İkinci üzerinde durulacak nokta ise sefer ruznamçelerinin (ve icmal yahut bütçelerinin) bir sefer hazinesine dair içeriğinin tespitidir. Devamında, tespit edilen içeriğin yanında, bu kaynakların Osmanlı askerîmalî tarihi için hangi açılardan önemli olduğunu gösteren izahlar yapılacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.