Savaş Tarihi Araştırmaları Ulaslararası Kongresi 100. Yılında 1. Dünya Savaşı ve Mirası Bildiriler 2. Cilt (original) (raw)

Kızılay Arşivi Belgelerinde 1. Dünya Savaşı

Kızılay Arşivi Belgelerinde 1. Dünya Savaşı, 2018

Arşivler, milletlerin ve devletlerin bir nev’i hafızası olma özelliğini gösterirler. Bu hafıza, milletlerin geçmişleriyle gurur duymalarının yanında, gelecek ile ilgili sorumluluk ve görev bilincini sürekli olarak hatırlamalarında bir mihenk taşıdır. Ülkemiz ve milletimiz bu açıdan zengin bir kaynağa sahiptir. Zengin arşiv kaynağımızın bir parçasını da Kızılay arşivi oluşturmaktadır. Kızılay arşivi, 1868 yılında kurulan Mecrûhîn ve Marda-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti’nden günümüze kadarki dönemi kapsayan belgeleri ihtiva etmektedir. Arşiv, Kızılay’ın savaş dönemlerinde üstlendiği rol ve sorumlulukları yanında, doğal afetler gibi insanların yardıma muhtaç olduğu dönemlerdeki faaliyetlerini içeren belgeleri de barındırmaktadır. Bu yönü ile sağlık hizmetleri tarihi, sivil toplum tarihi, sosyal yardım tarihi, savaş tarihinin insani boyutuna dair Türk ve Dünya tarihine ışık tutacak nitelikteki belgeleri bünyesinde bulundurmaktadır. Elinizdeki eser askeri, siyasi, iktisadi ve toplumsal açılardan, hem ülkemiz hem de dünya tarihi açısında bir kırılma ve dönüşüm döneminin başlangıcı olarak kabul edeceğimiz Birinci Dünya Savaşı’nda Türk Kızılayı’nı ele almaktadır. Eser Türk Kızılayı’nın Birinci Dünya Savaşı süresinde Osmanlı Devleti’nin sahip olduğu kıt kaynaklarla ortaya koyduğu büyük başarısının hikâyesini anlatmaktadır. Bu başarı sadece Osmanlı coğrafyası içinde değil, aynı zamanda gönül coğrafyamız olarak adlandırabileceğimiz yerlerde de yankı bulmuştur. Bu yankı, bazen uzak yerlerden cephede savaşan Mehmetçik için gönderilen maddi değeri az, fakat manevi değeri büyük bir yardım şeklinde; bazen de Mehmetçiğin muzaffer olması için yapılan makbul bir dua şeklinde olmuştur. Bu gönül bağı, bizden uzak olan coğrafyaları yakınlaştırmak için bir köprü vazifesi görmektedir. Türk Kızılayı Arşivinde yer alan yüzbinlerce belgeden bir demet sunan bu çalışma, milletimize, geleceğin ancak geçmiş ile kaim olacağını ve Kızılay’ın bizi biz yapan değerlerden biri olduğunu göstermektedir.

Askeri Tarih Araştırmaları İçin Kaynaklar I- Süvari Mecmuası

Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi, 2012

alanında önemli bir referans olan Askerî Tarih Araştırmaları Dergisi'nin taşıdığı akademik ve bilimsel niteliklere uygun olması amacıyla yayım ilkelerinde değişiklikler yapılmıştır. Bir sonraki sayısından itibaren uygulanacak olan yeni yayım ilkelerine bu sayıda yer verilmiştir.

100. Yılında Birinci Dünya Savaşı

Abone Bedeli 40 TL Kurumlar için 75 TL Hesap No Vakıfbank Başkent Şb. IBAN: TR34 0001 5001 5800 7297 391004 Ziraat Bankası Başkent Şb. IBAN: TR23 0001 0016 8350 1199 485001 TYB AKADEMİ hakemli bir dergidir. Dört ayda bir yayımlanır. Dergide yayımlanan yazıların bilimsel sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazılar yayıncının izni olmadan kısmen veya tamamen, basılamaz, çoğaltılamaz ve elektronik ortama taşınamaz. Yazıların yayımlanıp, yayımlanmamasından yayın kurulu sorumludur.

100. Yıldönümünde Balkan Savaşları’nı Bir Başka Açıdan Okumak: Bazı Kaynaklar Üzerine Değerlendirmeler

Akademik Araştırmalar Dergisi, 2014

Balkan Savaşları Türk tarihinin en acı sayfalarından biridir. Bu savaşlarla ilgili bir asır boyunca çok sayıda eser ve araştırma yapılmıştır. Fakat bu savaş dönemi halen daha sağlıklı bir yaklaşımla ele alınmadığı gibi, sürekli olarak bir takım perdelemeler ile karşılaşılmaktadır. Bu savaşın acılarını konu alan edebiyat, sinema, tiyatro eseri bile yok denecek kadar azdır. Mesela bu savaştan önceki ve sonraki dönemlerde yaşanmış Kanije, Silistre, Plevne, Çanakkale, Antep gibi destansı müdafaa örnekleri vardır. En az bu müdafaalar kadar önemli olan Edirne müdafaası mesela, edebiyat ya da sinema konusu yapılmamıştır. Sadece olayların şahidi Mehmet Akif'in kan ağlayarak yazdığı şiirleri müstesna, böylesi başka eserlere maalesef fazla tesadüf olunamamaktadır. Sayıca çok olduğu görülen Balkan Savaşı edebiyatı eserlerinin 2 çoğu da ağıtların, ağlamaların ya da intikam çağrılarının ötesine fazla geçememiştir ve büyük kısmı da tarih araştırmalarına katkı sağlayıcı özellikte değildir. Buna karşın kitleleri teselli ya da tahrik amaçlı çokça eser vardır. Balkan Savaşları, toplum ve devlet olarak pek hatırlanmak istenmeyen, hatta unutulmak istenen bir dönemdir. Bunun nedenleri tartışılabilir. Fakat bu yaklaşım bir tür "devekuşu" davranışı ya da politikasıdır ve tarihsel sorunsalları ortadan kaldırmamaktadır. Savaş sürecini askeri tarih yönünden ele alan, bölge bölge detaylı çalışmalar elbette mevcuttur. Fakat buradan savaşın yol açtığı travmaları gerçek boyutlarıyla anlamak ve sorumlular hakkında bilgi sahibi olmak olanaklı değildir. Savaşın yol açtığı çöküş ve kayıplar bir yana, hangi siyasal süreçlerin ve algılamaların bu manzarayı ortaya çıkardığının da değerlendirilmesi ve zihinlerde kuşku bırakmayacak, hiçbir sınırlamaya tabi olmayan salt gerçeğin ortaya konması son derece önemlidir. Bu çalışma bu yolda bir mesafe taşı olmayı hedeflemektedir. Ülkemizde doğrudan Balkan Savaşları'na dair yayınların sayısı hayli fazla olmakla birlikte, gerçekten aydınlatıcı olan ve iz bırakanların sayısı fazla değildir. Öte yandan mevcutların bir arada kategorize edildiği bibliyografyaların sınırlı oluşu araştırmacıların karşılaştığı zorluklar arasındadır. 3 Kayda değer eserleri, bazı gruplamalara tabi tutmak gerekirse ilk grup olarak "resmi harp tarihi kitapları" denilebilecek bir kategori oluşturulabilir. Bu grup içinde Genelkurmay yayınları en önemlileridir. Balkan Savaşlarına dair kaynaklarda ikinci bir kategori, resmi yaklaşımdan bağımsız olarak "Türk subaylarının ya da savaşı yaşamış başka kimselerin anıları" biçiminde adlandırılabilir. Bu tip kaynaklarda savaşta Türk-Müslüman ahaliye yapılan vahşet ve soykırım daha netleşmekte, esir Türk askerlerinin durumuna dair de çok üzücü sahneler gözlenmektedir. Fakat bu kategoriye giren eserlerden subayların yazdıklarının çoğunda maceraperestlik ve hayalperestlik her daim gözlenmektedir. Başarısızlığın sorumluluğunu ararken ortaya atılan isabetli-isabetsiz tespitlerin değerlendirilmesi bile çok öğretici olabilir.

100. YIL GAZETELERİN DİLİNDEN CUMHURİYET CİLT I-II (1923-1938/1939-1950)

Türk Dil Kurumu, 2024

1950 yıllarını kapsamaktadır. Çalışmanın içeriğini Cumhuriyet'in ilan edildiği tarihin her yıl dönümünde, Cumhuriyet hakkında gazetelerde yayımlanmış yazılar teşkil etmektedir. O yılların basım ve yayım imkânları sebebiyle gazetelerin 29 Ekim 1923 tarihli nüshalarında Cumhuriyet hakkında herhangi bir yazı bulunmamaktadır. Ancak ertesi günkü gazetelerde Cumhuriyet'in ilanı hakkında haberler ve yazılar vardır. Bilhassa 1924 yılından itibaren Cumhuriyet Bayramı'nın kutlanmasına yahut Cumhuriyet rejiminin faziletlerine ilişkin haberler yahut makaleler gazetelerin 30 Ekim tarihli nüshalarında görülmektedir. Cumhuriyet hakkındaki yazıları ise daha çok gazetenin başyazarı yahut o senelerin tanınmış bir ismi kaleme almakta ve yazılar bazen 29 Ekim tarihinde bazen de gazetenin 30-31 Ekim tarihli nüshalarında bulunmaktadır. Gazetelerin birçoğu hemen her yıl dönümünde, Cumhuriyet hakkında sadece makale değil; aynı zamanda şiir de yayımlar. Cumhuriyet'in ilanı münasebetiyle yazılmış şiirlere daha çok gazetelerin birinci sayfalarında, fakat bazen de iç sayfalarda rastlanmaktadır. Biz elinizdeki antolojiye bahsini ettiğimiz içeriğe sahip birkaç şiir aldık. Fakat antolojinin asıl içeriğini başlıktan da anlaşılabileceği gibi-çoğu zaman-gazete başyazarlarının kaleme aldıkları yazılar teşkil etmektedir.

Hasan Âli YÜCEL ve Birinci Coğrafya Kongresi (1941)

2011

Haziran 1941’de donemin Milli Egitim Bakani Hasan-Ali Yucel baskanliginda toplanan Birinci Cografya Kongresi’nde “Turk Cografya Kurumu” ismiyle bir dernek kurulmasi karari alinmistir. 30 Ocak 1942’de Ankara Valiligine bir dilekce verilmis ve 1,5 ay gibi kisa bir surede 12 Mart 1942’de Turk Cografya Kurumu Ankara’da resmen kurulmustur. Turk Cografya Kurumu kurucu baskani ve donemin Milli Egitim Bakani Hasan-Ali Yucel ve ekibinin ozverili, basarili calismalari nedeniyle 24 Temmuz 1947’de Bakanlar Kurulu karariyla kamu yararina dernek statusu kazanmis, 1949 yilinda Uluslararasi Cografya Birligi’nin (IGU) uyesi olmustur. IGU’nun 94 uyesinden biri olan Turk Cografya Kurumu, bugune kadar 26 kongre ve 29 cografya meslek haftasi duzenlemistir. Bu yazida, Turk Cografya Kurumu’nun 70 yillik faaliyetleri kisaca ozetlenmistir. Anahtar kelimeler: Hasan Âli Yucel, Turk Cografya Kurumu, Birinci Cografya Kongresi, cografya.

Mustafa Göleç, "Dünya “Görüş”ü Olarak Savaş: Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye’ye ve Türkiye’den “Seyahat”ler", S. 73 (2021/1), s. 215-247.

Seyahat notları, hatıratlar ve günlükler resmi tarih yazımındaki boşlukları dolduracak nitelikte birçok içeriğe sahiptir ve bundan dolayı tarihçiler için kıymetli kaynaklardır. Bu çalışmanın amacı, 93 Harbi’nde Kars Muharebesi’ndeki tarihsel bağlamı Vladimir Petrovich Meşçerski'nin 1877'de savaş sırasında Moskova'dan Kars'a yaptığı yolculuğunu konu alan "Kafkasya Seyahat Günlüğü"nden yola çıkarak irdelemektir. 93 Harbi’ne dair geniş bir literatür bulunmasına rağmen, Kars taarruzu esnasındaki ve sonrasındaki gelişmelere ilişkin bilgimizdeki eksiklikleri tamamlayacak cepheye dair ilk elden bilgiye pek sahip değiliz. Meşçerski'nin seyahat günlüğü 93 Harbi’nde doğu cephesine yakından bir bakış sağlamanın ötesinde Rus işgali altındaki yerel halkın tavırlarına ışık da tutmaktadır. Bu günlük gazeteci ve yazar Meşçerski'nin bakış açısından aktarılan önemli bir bilgi kaynağı sunmasına rağmen daha önce 93 Harbini konu alan akademik literatürde kullanılmamıştır.