“DEMOKRATİK ÖZERKLİK”İN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE (original) (raw)

Ülkemizde “Kürt Sorunu”yla ilgili son gündemlerden birisi “demokratik özerklik”tir. 14 Temmuz 2011 tarihinde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) adına bir milletvekili tarafından ilan edildiğinden bu yana “demokratik özerklik”le ilgili, daha çok “siyasi” nitelikli olmak üzere, çok boyutlu tartışmalar yapılmaktadır. Tartışmalar, “özerklik savaş değil, barış ilanıdır, birlikte yaşama taahhüdüdür” diyerek “demokratik özerklik”i ilan eden taraflarla , “demokratik özerkliği mecliste tartışırız” diyen hükümet tarafı arasında çeşitlenmektedir. Siyasal düzlemde gerçekleşen bu tartışmalarla ilgili olarak medya üzerinde çok sayıda analiz yapılmasına karşılık, “bilimsel analizler”e pek rastlanılmamaktadır. Halihazırda demokratik özerkliği hem savunanların hem de ona karşı olanların, kamuoyunun söz konusu düşünceyle ilgili merak ettiği sorulara cevap verebilecek detaylara sahip olmadıkları görülmektedir . Demokratik özerkliğin içeriği konusundaki bu “bilgisizlik”, büyük ölçüde onun ideolojik referanslarının bilinmemesiyle ilgilidir. DTK’nın ilan ettiği “demokratik özerklik”, ilkin Öcalan’ın 2005 yılında açıkladığı “yol haritası” ve buna paralel biçimde 2010 yılının son ayında DTK tarafından “öz savunma güçleri” adıyla gündeme getirilen tartışmaların devamı ve nihai ifadesidir. Bu düşünce, her ne kadar kamuoyunda DTK ve BDP’nin “kendinden menkul” düşüncesi gibi algılanmakta ise de bu algı gerçekle örtüşmez. Kaynağı postmodern nitelikli çeşitli tezlere ve özellikle 1960’ların sonlarına doğru Murray Bookchin tarafından ortaya atılan “Toplumsal Ekoloji” akımına dayanır. Bu nedenle “demokratik özerklik”, esasen “orijinal ve yeni” değil, “eklektik” bir görüş olarak değerlendirilebilir. Ülkemizde çeşitli bilimsel çalışmalarla derinlemesine analiz edilen ve hakkında kitaplar ve yazılar olmasına rağmen, kamuoyu tarafından pek bilinmeyen Toplumsal Ekoloji, esasen ulus-devlet modeline alternatif bir yönetim modeli önerir. Acaba “demokratik özerklik” düşüncesi de böyle bir öngörü taşımakta mıdır? Bu çerçevede, demokratik özerklik düşüncesi, nasıl bir felsefeye ve içeriğe sahiptir? Bu düşünceyi savunan grup ve kişiler, onun içeriğine ne kadar vakıftırlar? Dolayısıyla demokratik özerklikle gelecekte öngördükleri yönetsel ve siyasal öngörüler konusunda ne kadar şeffaf ve gerçekçidirler? Şu anda siyasal düzlemdeki tartışmalarla, şu ya da bu şekilde bu temel soruların cevapları aranmaktadır. Söz konusu sorulara demokratik özerklik düşüncesinin halihazırdaki biçimi üzerinden kısıtlı ya da muğlak cevaplar bulunabilir. Oysa onun ideolojik referansını oluşturan Toplumsal Ekoloji’de, söz konusu sorunların cevapları konusunda açık ipuçları mevcuttur. Bu çalışmada, demokratik özerklik olgusu ile onun –pek dillendirilmeyen- ideolojik kaynağı olarak Toplumsal Ekoloji ele alınacaktır. Çalışmada demokratik özerkliğin, Toplumsal Ekoloji ile örtüşen ve çelişen yönleri ortaya konulacak ve gelecekte demokratik özerklik ile ulaşılmak istenen muhtemel hedefler konusunda öngörülerde bulunulacaktır.