Japonya'da bile eşi olmayan yapıtlar (original) (raw)

Japonya'da Türk İzleri

Japonya'da Türk İzleri, Japonya'da Türkler, uzakdoğu, japonya, türkler, tarih, tokyo cami

Japon Kültüründe Engelli̇li̇k

Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2018

Engellilik konusunda Japonya’daki dusunceleri etkileyen uc temel dinsel gelenekten -Budizm, Konfucyanizm ve Şintoizm- soz edilebilir. Bu makalede kisaca Budizm ve Konfucyanizm’in engellilik konusundaki yaklasimi ve Japon kulturune etkisine deginildikten sonra engellilik konusunda Şinto metinlerindeki algilamalara ve bunlarin pratik yansimalarina isaret edilmektedir. Bu metinlerden hareketle, bir bebegin dunyaya engelli olarak gelisinin ebeveynlerinin gunahinin/kirliliginin bir neticesi seklinde yorumlandigi sonucuna ulasilmaktadir.

Japon Moda Kimliğinde Kültürel İzler

Akdeniz Sanat, 2021

Dünyada moda kimliğini oluşturmuş ülkeler incelendiğinde kültür ve sanatlardan yararlanma anlayışının etkin olduğu anlaşılmaktadır. Moda kimliklerle ve kültürlerle etkileşim içine girer ve aynı zamanda insanları daha geniş kültürel dağarcığın bir parçası haline getirir. Ülkeye ait bir çok kültürel katmanı içine alan bir sistem içinde üretimini gerçekleştirerek, global pazarda yerini almaktadır. Global moda dünyasına öncülük eden Fransa, İngiltere, İtalya ve ABD gibi belli başlı ülkelerin moda kimliklerinde kültürel olarak ayırt edici bazı özellikler olmasına rağmen en belirgin izler Japon modasında görülmektedir. Japonların kültür katmanlarındaki her bir dizilimin genel hayat felsefelerine yerleşmiş olması, bu deneyimlerinin toplum kültürünü ve kimliğini oluşturmadaki etkinliğinde oldukça önemli bir rol aldığı düşünülmektedir. Moda da kültürel kimlik kavramı çerçevesinde ele alınan bu çalışmanın amacı, moda tasarımında, teknoloji, inovasyon ve kültürü başarılı bir şekilde harmanlayarak bir moda kimliği yaratan Japon tasarımcılarının bu etkileşimlerini modaya nasıl yansıttıklarını ortaya çıkarmaktır. Çalışmada yöntem olarak literatür taraması kullanılmış ve bu amaçla tasarım ve moda dünyasında fark yaratan Japon moda tasarımcılarının çalışmaları ve tasarım anlayışları kültürel etkiler etrafında incelenmiştir. Çalışmanın ortaya koyduğu bulgulara göre Japon tasarımcıların çalışmalarında geleneksel Japon sanatlarından, samurayların ince zarafet anlayışlarından ve geleneksel giyimleri kimonolardan etkileşimlerinin yanında, geleneksel Zen felsefesi ve kültüründen geliştirilen düşüncelerle birlikte gelişen, zamansız ve formların ötesindeki tasarım anlayışları verilen örneklerle ortaya çıkarılmıştır. Çalışma sonunda elde edilen bu bulguların dünya modasında yer edinmeye çalışan ülkeler için aynı zamanda moda ve tasarım kimliği oluşturma da referans bilgiler taşıyabileceği vurgulanacaktır.

Japonya'da Yeni Dini Hareketler

Japonya'da Yeni Dini Hareketler, 2020

TR: Yeni dini hareketler her ne kadar ortaya çıktığı, geliştiği ve yayılım gösterdiği yer, zaman ve göreliliğe bağlı olarak küresel değişimlerin yaşandığı savaş sonrası dönemlere göre tanımlansa da böyle bir yaklaşım kapsamının sınırlı olması nedeniyle genel-geçer bir niteliğe sahip değildir. Özellikle tanımlama çalışmalarının araştırmacıların içinde bulundukları toplumun durumuna göre yapılması yeni dini hareketlerin doğru sonuçlar verebilecek ortak bir yaklaşımla anlaşılabilmesini zorlaştırmaktadır. Uzak doğu toplumlarında özelde Japonya’da bu problematik açık bir biçimde görülmektedir. Bunun en önemli göstergesi dini hareketlerin varlığının 19. yy başlarına kadar bir geçmişe sahip olmasıdır. Bu da ortaya çıktığı zaman ve dönemin şartlarının hareketin oluşuma etkisini farklılaştırarak dini hareketin varlığının daha çok bölgesel etkenlere bağlı olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan tanımlama ve kapsam çalışmalarının gerekliğiyle birlikte Japonya’daki dini hareketlerin iç dinamiklerinin senkretik bir soterioloji içermesi açısından Avrupa ve Amerika’daki dini hareketlerden farklı olması da ayrıca dikkat çeken bir özelliktir. Bilindiği gibi genel anlamda dini hareketlerin var oluş sebeplerinden en dikkat çekici olanı, var olan yerleşik dinin veya dini anlayışın toplumun manevi ihtiyaçlarına çözüm üretemiyor olmasıdır. Bu anlamda dini çoğulculuğun etkin olduğu Japonya’daki dini hareketlerin kurtuluş düşüncesini, senkretik bir nitelikte içeriyor olması hem din sosyolojisi hem de dinler tarihi bilimleri açısından yeni dini hareketlerin anlaşılması açısından ciddi bir öneme sahiptir. Bildiride başta bu özellikler dikkate alınarak ilk olarak Japonya’daki yeni dini hareketlerin genel karakteristik özellikleri, psikolojik ve sosyo-ekonomik etkenli ortaya çıkış nedenleri ele alınmıştır. İkinci olarak gelişimi, kurumsallaşması, tarihsel dönemleri ve bu tarihsel dönemlerin özellikleri ele alınmıştır. Üçüncü olarak birey ve toplum eksenli bakış açıları, senkretik özellikleri bakımından temelde hangi din ve hareketlerden ne şekilde etkilendiklerini örnekleriyle ele anlınmış ve alandaki bu önemli eksikliğe dikkat çekilmiştir.

Gi̇resun Mutfağinda Yabani̇ Bi̇tki̇ler

ASYA STUDIES, 2021

Öz XIV. yüzyılın sonlarında İran ve Azerbaycan muhitinde teşekkül eden Hurufilik, kurucusu Fazlullah Esterabadi'nin Timurlular tarafından Alıncak Kalesi'nde idam edilmesinden sonra tarikatlaşma sürecini tamamlayamamış ancak kısa zamanda Hindistan'a, Suriye'ye, Anadolu'ya ve Balkanlara yayılmıştır. Hindistan'da Noktavilik tarikatına evrilen Hurufilik, Anadolu ve Balkanlarda Bektaşilik tarikatı ile birleşerek varlığını sürdürmüştür. Bunun dışında Gülşenilik ve Mevlevilik gibi tarikatlar ve bu tarikatların müritleri arasında da etkili olmuştur. Böylece inancı, düşüncesi ya da İslam'a yaklaşımı ne olursa olsun pek çok insan üzerinde etkisini göstermiştir. XVI. yüzyıl divan şairlerinden Yusuf Sineçak Hurufilikten etkilenen Mevlevi şairlerden biridir. Önce Mısır'da İbrahim Gülşeni'ye bağlanan Yusuf Sineçak, Anadolu'ya döndükten sonra Mevleviliğe girmiştir. Ünlü Cezîre-i Mesnevî'si dışında bazı gazeller de yazmış ancak bunlardan bir divan oluşturmamıştır. Yusuf Sineçak'ın gazellerinde Mevleviliğin dışında Hurufilik etkileri de görülmektedir. Tezkire-i Şu'arâ-yı Mevleviyye'de Yusuf Sineçak'tan örnek olarak verilen metinlerden biri özellikle Hurufiliğe dair derin anlamlar içermesi dolayısıyla dikkat çekmektedir. Bu çalışma, Yusuf Sineçak'ın Tezkire-i Şu'arâ-yı Mevleviyye'de geçen Hurufilik ile ilgili şiiri üzerine bir şerh denemesi olup divan şiirinde Mevlevilik ve Hurufilik münasebetlerine dair mütevazı bir katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Çalışmada öncelikle Hurufiliğin tarikat yapılanmasından felsefi-mistik bir sistem olmaya doğru evrilişine değinilecek, Mevlevilik ve Hurufilik münasebetlerinden kısaca bahsedilecek, ardından şairin hayat hikâyesi anlatılıp ilgili şiirin şerhine geçilecektir. Beş beyitlik bu gazelde ilk üç beyit Hurufilik ile ilgiliyken diğer iki beyitte Hurufiliğe dair herhangi bir kelime, kavram ya da işaret bulunmamaktadır. Şerh çalışmamızda ağırlık, Hurufilik ile ilgili olan beyitler üzerinde olacaktır.