E-ÖĞRENME ORTAMLARI İÇİN SOSYAL BULUNUŞLUK ÖLÇEĞİNİN UYARLAMA ÇALIŞMASI (original) (raw)

OKULLARDA SOSYAL SERMAYE ÖLÇEĞİ: BİR ÖLÇEK GELİŞTİRME ÇALIŞMASI

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi , 2018

Bu araştırmada öğretmenlerin okullardaki sosyal sermayeye ilişkin algılarını belirlemek amacıyla geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı geliştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2016-2017 eğitim öğretim yılında Ankara İli Yenimahalle İlçesi'nde görev yapmakta olan 250 lise öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın kapsam geçerliliği için uzman görüşlerinden yararlanılmıştır. Araştırmanın yapı geçerliği için uygulanan Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) sonucunda ölçeğin açıklamış olduğu varyans % 64.83 olarak saptanmış ve 5 faktörden oluşan bir yapı elde edilmiştir. AFA sonuçlarını doğrulamak amacıyla yapılan Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) sonuçlarına göre 5 faktörlü yapının uyum indekslerinin iyi düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan okullarda sosyal sermaye ölçeğinin güvenirlik analizi için Cronbach Alfa katsayısından yararlanılmış, ölçek maddelerinin ayırt ediciliği için ise düzeltilmiş madde toplam korelasyonları incelenmiş ve ölçeğin güvenilir ölçme aracı olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak okullarda sosyal sermaye ölçeğinin geçerli ve güvenilir bir ölme aracı olduğu ifade edilebilir.

E-ÖĞRENME PLATFORMLARININ SOSYAL BİLİMLER ÖĞRETİMİNDEKİ KONUMU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

E-ÖĞRENME PLATFORMLARININ SOSYAL BİLİMLER ÖĞRETİMİNDEKİ KONUMU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, 2024

Son yıllarda hızla gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri, eğitim alanındaki paradigmaları da dönüştürerek yeni fırsatlar sunmaktadır. Bu dönüşümün önemli bir bileşenini ise internet tabanlı eğitim materyalleri ve öğrenme deneyimlerini destekleyen e-öğrenme platformları oluşturmaktadır. E-öğrenme platformları, metin, video, ses ve görseller gibi çeşitli formatlarda içerik barındırarak kullanıcılara zamandan ve mekândan bağımsız bir şekilde öğrenme imkânı sunmaktadır. Kullanıcılar, bu platformlar üzerinden dersleri takip edebilir, ödevlerini tamamlayabilir, sınavlara katılabilir ve diğer öğrencilerle etkileşime girebilirler. Öğretmenler de e-öğrenme platformları aracılığıyla ders materyalleri oluşturabilir, öğrenci ilerlemelerini takip edebilir ve onlara geri bildirim sağlayabilirler. E-öğrenme platformlarına erişim genellikle web tarayıcıları veya mobil uygulamalar aracılığıyla gerçekleşmektedir. Kullanıcılar, platformlara kaydolarak kişisel hesaplarını oluşturur ve ilgilendikleri derslere kaydolurlar. Platformlar, kullanıcı dostu arayüzler ile tasarlanarak kolay navigasyon ve içeriklerden yararlanma imkânı sunar. E-öğrenme platformlarının kullanımının yaygınlaşması, çeşitli sektörlerde ve eğitim kurumlarında gözlemlenmektedir. Özellikle iş dünyasında mesleki eğitim, üniversitelerde uzaktan eğitim ve halka açık eğitim programlarında e-öğrenme platformları sıklıkla tercih edilmektedir. E-öğrenme platformlarının kullanımı birçok avantaj sunmaktadır. Bu avantajlar arasında zamandan ve mekândan bağımsız öğrenme imkânı, öğrenciye özel ve esnek öğrenme deneyimi, interaktif içerikler ile daha ilgi çekici ve etkili öğrenme süreci, çeşitli materyallere erişim ve öğrenme ilerlemesini takip etme imkânı, geleneksel eğitim yöntemlerine göre daha düşük maliyetler sayılabilir. Ancak, e-öğrenme platformlarının bazı dezavantajları da mevcuttur. Teknolojiye erişimdeki eşitsizlikler, bazı öğrencilerin bu platformlardan tam olarak yararlanmasını engelleyebilmektedir. Ayrıca, yüz yüze etkileşimin eksikliği, motivasyon ve öğrenme deneyimi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Teknik aksaklıklar ve platformların kullanıcı dostu olmayan arayüzleri de kullanıcıların karşılaştığı sorunlar arasındadır. E-öğrenme platformları, eğitim ve öğretim paradigmalarını dönüştürme potansiyeline sahip yenilikçi araçlardır. Son yıllarda, bu platformların kullanımı ve popülerliği gözle görülür bir şekilde artmış ve bu durum, araştırmacıların ilgisini çekmeye başlamıştır. Araştırmacılar, e-öğrenme platformlarının öğrenme üzerindeki etkisini incelemek için yoğun çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmaların temel amacı, e-öğrenme platformlarının geleneksel eğitim yöntemlerine kıyasla ne kadar etkili olduğunu ve hangi faktörlerin öğrenme üzerinde en fazla etkiye sahip olduğunu belirlemektir. Araştırmacıların bir diğer odak noktası ise e-öğrenme platformlarının öğrenciler ve eğitimciler tarafından nasıl kullanıldığıdır. Bu kapsamda yapılan araştırmalar, e-platformlarda en çok kullanılan özelliklerin neler olduğunu, kullanıcıların platformlarla ilgili deneyimlerinin nasıl olduğunu ve platformların kullanımını artırmak için neler yapılabileceğini ortaya koymaktadır. E-öğrenme platformlarının geliştirilmesi de araştırmacıların ilgi alanları arasındadır. Bu alandaki çalışmalar, platformların daha etkili ve kullanımı kolay hale getirilmesi için hangi özelliklerin eklenebileceğini veya değiştirilebileceğini araştırmaktadır. E-öğrenme platformlarının öğretim sürecine katkılarını değerlendiren araştırmaların sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu araştırmalar, e-öğrenmenin geleneksel eğitim yöntemlerine kıyasla en azından eşit derecede etkili olduğunu ve etkileşimli içerik, kişiselleştirme ve sosyal etkileşim gibi faktörlerin e-öğrenmenin etkinliğini artırabileceğini göstermiştir. Ancak, bu alandaki araştırmalar genellikle belirli bir ders veya disiplin üzerinde yoğunlaşmakta ve e-öğrenme platformlarının farklı derslerde nasıl kullanılabileceği ve farklı öğrenci gruplarına nasıl uyarlanabileceği konusuna yeterince değinmemektedir. Bu durum, e-öğrenme platformlarının potansiyelinin tam olarak ortaya çıkarılmasını engelleyebilmektedir. Bu araştırma boşluğunu doldurmak için, e-öğrenme platformlarının farklı derslerde nasıl kullanılabileceğini ve öğretim sürecine nasıl katkıda bulunabileceğini inceleyen bütünsel bir bakış açısına sahip bir araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitap bölümünde e-öğrenme platformları, alan yazındaki ilgili araştırmaların verilerinden hareketle ortaya koyulmuş, e-öğrenme platformlarının özellikleri ve sosyal bilimlere nasıl katkıda bulunabileceği tartışılmıştır.

LİSE ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL MEDYA KULLANIM TUTUMLARI İLE YABANCILAŞMA ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ; İSTANBUL İLİ EYÜPSULTAN İLÇESİ ÖRNEĞİ

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Sciences , 2019

INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN HIGH SCHOOL STUDENTS' SOCIAL MEDIA ATTITUDES AND ALIENATION: EXAMPLE OF EYÜPSULTAN DISTRICT OF ISTANBUL Social media occupies much of the daily life of today's people. The intensive use of social media causes many damages in terms of human development and life. One of these damages is alienation. The aim of this study is to investigate effect of the high school students' social media usage attitudes on alienation. The research group of the study consists of 551 students from 9th, 10th and 11th grade studying in 5 secondary schools in Eyüpsultan district of İstanbul. In data collecting Personal Information Form, Social Media Attitude Scale and Dean Alienation Scale were used. IBM SPSS 25 and AMOS 22 was used to analyze the data received from the research groups. After the analysis, it was seen that independent variables had a significant relationship with alienation score. Attitudes on alienation, a significant difference was found between students who spent 5-10 minutes and students who spent 31-60 and 121 minutes and above. In addition, it was found that the students spent between 11 and 30 minutes were significantly different from the students who spent 121 minutes and above. Independent samples t-test was used to find answers to the question of whether alienation levels of students using real name and alias on social media significantly differ. As a result of the analysis, a significant difference was found between the averages. LİSE ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL MEDYA KULLANIM TUTUMLARI İLE YABANCILAŞMA ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ; İSTANBUL İLİ EYÜPSULTAN İLÇESİ ÖRNEĞİ1 Özet Sosyal medya günümüz insanının günlük yaşantısının büyük bir bölümünü işgal etmektedir. Sosyal medyanın yoğun bir şekilde kullanılması ise insanın gelişimi ve hayatı açısından birçok zararın ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu zararlardan bir tanesi ise yabancılaşmadır. Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerinin sosyal medya kullanım tutumlarının yabancılaşmaya olan etkisini incelemektir. Araştırmanın örneklemi İstanbul ili Eyüpsultan ilçesinde bulunan toplam 5 ortaöğretim kurumunda öğrenim gören 9., 10. ve 11. sınıf 551 öğrenciden oluşmaktadır. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Sosyal Medya Tutum Ölçeği ve Dean Yabancılaşma Ölçeği kullanılmıştır. Çalışma grubundan alınan verilerin analizinde SPSS 25 ve AMOS 22 programları kullanılmıştır.Analizler sonrasında, bağımsız değişkenlerin yabancılaşma puanı ile anlamlı ilişkiye sahip olduğu görülmüştür. Yabancılaşma eğilimlerinin, sosyal medyaya her girdiğinde harcadığı süre 5-10 dakika süre olan ile 31-60 arasında ve 121 dakika üzeri olan öğrenciler arasında ve her girdiğinde harcadığı süre 11-30 dakika arasında olan öğrenciler ile 121 dakika ve üzeri olan öğrencilerden anlamlı düzeyde farklılaştığı bulunmuştur. Sosyal medyada gerçek ad ile takma ad kullanan öğrencilerin yabancılaşma düzeylerinin anlamlı farklılaşıp farklılaşmadıkları sorusuna yanıt bulmak amacıyla bağımsız örneklemler t-testi yapılmıştır. Analiz sonucunda ortalamalar arasında anlamlı farkın olduğu bulunmuştur.

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SOSYALLEŞME DÜZEYLERİNİN FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

SPOR BİLİMLERİNDE AKADEMİK ARAŞTIRMALAR, 2018

ÖZET Bu araştırmanın amacı beden eğitimi ve spor bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerin sosyalleşme düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırmaya Ahi Evran Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda beden eğitimi ve spor öğretmenliği, spor yöneticiliği ve antrenörlük eğitimi bölümlerinde öğrenim gören 305 öğrenci katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak katılımcıların demografik özelliklerinin belirlenmesine yönelik kişisel bilgi formu ve sosyalleşme düzeylerinin belirlenmesi için Şahan (2007) tarafından geliştirilen Sosyalleşme Ölçeği kullanılmıştır. İlgili verilerin karşılaştırılmasında dağılım, frekans, t testi ve anova testi yapılmıştır. İstatistiksel analizler sonucuna katılımcıların sosyalleşme düzeyleri, cinsiyet ve bölüm açısından farklılık göstermezken, lisanslı sporculuk değişkenine göre anlamlı olarak farklılaşmıştır. ABSTRACT The aim of this research is to determine the level of socialization of the students who are studying in physical education and sports departments. 305 students attending Ahi Evran University Physical Education and Sports High School attended physical education and sport teaching, sports management and coaching education departments. The Socialization Scale developed by Şahan (2007) was used. The Socialization Scale developed by Şahan (2007) was used. Distribution, frequency, t test and anova test were performed in comparison of comparative data. Statistical analyzes revealed that the levels of socialization of participants, gender and department did not differ significantly, but were significantly different from those of licensed sports.

SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE ÖĞRENCİLERİN ELEŞTİREL DÜŞÜNME BECERİLERİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN ÖĞRETMENLERİN YAPTIKLARI ETKİNLİKLER

In this research investigated implementation status of activities by teachers to improve students' critical thinking skills in the social studies and according to the gender, graduated and seniority of these activities differantial-non differantial . Data was collected by the scale from 100(50 class teachers(4th and 5th. class) and 50 social studies teachers) in different schools in the Kırsehir, in 2010-2011 academic year.The sample of the research, was created by using random sampling.Analysis results, the value of KMO, 788, and Bartlett's value was 1618.629 (p <.05). In the study, a five likert type scale used and on the data packet with the program SPSS 15 percent, frequency, t-test, ANOVA and Pearson correlation analysis was made. As a result of the test analysis Cronbach Alpha (n = 100) internal consistency coefficient was found to be .901. In addition, the scale "guidance", "incentivesupportive", "media-allow" and "relationship building" events under the names were collected from 4 factors. Teachers were often all lower dimensions at the level of their activities Activities by Teachers non differantial their gender, professional seniority and according to the variables of the has graduated in the Social studies.

ÖĞRETMEN ADAYLARININ SOSYAL SERMAYE DÜZEYLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI İNCELENMESİ (Erciyes Üniversitesi Örneği)

Öğretmen adaylarının sosyal sermaye düzeylerinin lisans programı, sınıf ve cinsiyet değişkenlerine göre incelendiği bu araştırmada betimsel tarama yöntemi kullanılmıştır. Verilerin analizinde t-testi ve F testi tekniklerinden faydalanılmıştır. Araştırmada öğretmen adaylarının Eğitim Fakültesindeki zorlanma ve desteklenme algılarının onların sosyal sermayelerini etkileyen unsurlar olduğu ileri sürülmüştür. Öğretmen adaylarının zorlanma algıları yeni kavram ve terimlerin hatırlanması ve yorumlanmasına dayanan yapısal alan ve bilgiyi uygulama ya da analiz etme gibi daha karmaşık süreçleri gerektiren işlevsel alandan oluşmaktadır. Destek alanı ise öğretmen adaylarının öğretim üyeleriyle ilişkileri, öğrencilerle ilişkileri ve Fakülteden edindikleri olumlu etkiye yönelik düşünceleridir. Araştırmada öğretmen adaylarının zorlanma algılarının onları işbirliği ve dayanışmaya teşvik ederek; öğretim üyeleriyle ilişkiler, öğrencilerle ilişkiler ve Fakültenin olumlu etkisinden sağlanan destek algısının da onların güven temeline dayalı ilişkiler kurarak sosyal sermaye birikimi sağladığı hipotezi doğrulanmıştır. Belirlenen diğer değişkenler açısından öğretmen adaylarının sosyal sermaye düzeyleri arasında ortaya çıkan anlamlı farklılıklara yönelik önerilerde bulunulmuştur. Abstract This study attempts to examine the social capital levels of teacher candidates in terms of such variables as school program, department and gender. Descriptive method was used in the study. F Test and t-test were employed to analyze the data. It was hypothesized in the study that teacher candidates' perception of difficulty and support in the Faculty of Education has impact on their social capital levels. Their perception of 1 Aynı adlı çalışma Erciyes Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü'nde yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır.

SOSYAL İLİŞKİLER AĞI GELİŞTİRME DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİNE YÖNELİK LİSANSÜSTÜ ÖĞRENCİLER ÜZERİNDE NİTEL BİR ÇALIŞMA

Management and Political Sciences Review, 2019

ÖZET Sosyalleşmek, günümüzün toplumsal yapısı ve çalışma koşullarının gösterdiği değişim ve gelişim neticesinde gerekli bir unsur halini almıştır. Bu anlamda hayatın her alanında sosyal ilişkiler kurmak ve bu ilişkileri sürdürebilir kılmak gerekmektedir. Literatürde sosyal ilişkiler ağı geliştirme davranışı sosyal sermaye kavramı ile ilişkilendirilmekle beraber örgütsel, yönetimsel, motivasyonel ve kariyer alanında katkı sağlayan bir unsur olarak değerlendirilmiş ve sonuçları üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda çalışma kapsamında lisansüstü öğrencilerinin sosyal ilişkiler ağı geliştirme davranışı sergilemelerinin nedenlerinin incelenmesi ve ulaşılan sonuçların bir model dâhilinde sunulması amaçlanmaktadır. Araştırma amacı kapsamında bir akademik örgütte öğrenimine devam etmekte olan lisansüstü öğrencileri ile; cinsiyet, yaş ve çalışma durumu gibi farklı kriteler esas alınarak, 24 yapılandırılmış soru formu kullanılarak, mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Mülakatlardan elde edilen veriler MAXQDA nitel veri analizi programı kullanılarak kodlanmış ve kategorize edilmiştir. Kodların ve kategorilerin görselleştirilmesinde frekans analizi, karşılaştırmalı analiz ve ilişki analizlerinden yararlanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre sosyal ilişki ağı geliştirme davranışını etkileyen faktörlere yönelik olarak sosyal faktörler, çevresel faktörler, bireysel faktörler ve kariyere yönelik faktörler olmak üzere 4 ana tema belirlenmiştir.

ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİNİN SOSYAL AĞLARIN EĞİTİMDE KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİN BELİRLENMESİ

Gelişen teknolojiler sayesinde bilimsel çalışmalara daha kolay ve hızlı yollarla ulaşılabilmektedir. Sosyal ağlar bilgiye ulaşma, paylaşma ve iletişimi sağlama gibi özellikleriyle bilimsel çalışmalara katkıda bulunmaktadır. Dolayısıyla akademik topluluğun ilk basamağında yer alan araştırma görevlilerinin sosyal ağları lisansüstü bilimsel çalışmalarda kullanmaları önemli görülmektedir. Buradan hareketle bu araştırmanın amacı lisansüstü eğitime devam eden araştırma görevlilerinin sosyal ağların kullanımına ilişkin görüşlerini belirlemektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması (case study) deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklemesi ile belirlenen farklı üniversitelerde lisansüstü eğitim alan 7 araştırma görevlisi oluşturmaktadır. Araştırmada veriler yarı-yapılandırılmış görüşme formları aracılığıyla toplanmıştır. Görüşmeler sonrasında elde edilen veriler içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma görevlilerinin görüşleri doğrultusunda eğlence, eğitim, bilgi edinme ve paylaşma ve iletişim olmak üzere 4 tema belirlenmiştir. Bu temalarda içerik analiziyle derinlemesine incelemeler yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre araştırma görevlilerinin sosyal ağları kullanma amaçları incelendiğinde en fazla bilgi edinme ve paylaşma amacıyla daha sonra ise iletişim amacıyla kullandıkları belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen diğer bir sonuca göre sosyal ağların olumsuz etkilerini de ilişki biçimlerini değiştirmesine bağladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca araştırma görevlileri, bilgiye kolay ve hızlı ulaşma ve bilgi çeşitliliği sağlama açısından sosyal ağların kullanımını yararlı görmektedirler.